Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/641 E. 2019/1148 K. 22.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/641 Esas
KARAR NO : 2019/1148

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 22/11/2019
K. YAZIM TARİHİ : 09/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin esasen …..’de Eczacılık yaptığını, bir arkadaşı vasıtasıyla iplik ticaretine ilişkin ‘……’ isimli iş yerini işleten ve ek olarak – faizle para alışverişi yapan davalı … ile tanıştığını, bir süre sonra bu ilişkinin arkadaşlığa dönüştüğünü, bu sırada müvekkilinin eczacılık işine ilaveten ….’de bayan kuaförü açtığını ve işlerin yürümemesi üzerine piyasaya yaklaşık 200.000,00 TL civarında borçlan- dığını, durumu bilen davalı …’nin ‘başkasından borç aldığı’nı beyan ettiği 150.000,00 TL parayı aylık belli taksitler halinde ödemek üzere müvekkiline ödünç olarak verdiğini, bu para ödenirken da- valı …’nin müvekkiline ait işyerine gelerek borç alınan 150.000,00TL ve fazlası için teminat adı altında 325.000,00 TL borcunun bulunduğundan bahisle ölümle tehdit ve cebir suretiyle müvekkiline her biri 32.500,00 TL bedelli sıralı vaziyette 10 adet çek imzalattırıldığını ve çeklere ilişkin borç makbuzu aldığını, bu çeklerden toplam 225.000,00 TL tutara isabet eden ilk 7 tanesinin ödendiğini, bu şekilde davalı tarafa fazladan 77.500,00 TL ödeme yapıldığını, fakat vadesi gelmemiş son üç adet 20/07/2015 tarih … nolu, 20/08/2015 tarih …. nolu ve 20/09/2015 vadeli …. nolu toplam 97.500,00 TL bedelli çekin tefecilik suçu sonucu düzenlenmeleri nedeniyle bedelsiz olduk- larını beyanla öncelikle söz konusu üç adet çek bedeli üzerine tedbiren ödeme yasağı konulmasını, yargılama sonunda mücekkilinin söz konusu çekler nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitini ve bu çeklerin iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; ‘müvekkilinin faizle para alışverişi yapan bir kişi olduğu’na dair iddianın tamamen iftira ve gerçek dışı olduğunu, davacının müvekkilinden borç para aldığını ve karşılığında borcuna karşılık çek keşide ettiğini, verdiği çekler nedeni borçlu olmadığının tespitini istediği iş bu davada davacının borç karşılığı verdiği çekler nedeni ile müvekkilin sahip olduğu alacak hakkının ne sebeple ortadan kalktığını 6100 Sayılı HMK’nun 201 maddesi uyarınca yazılı belge ile ispatlaması gerektiğini, dava konusu yapılan borç ve buna karşılık verilen çekler hakkındaki hiçbir hukuki işlem hakkında tanık dinletilmesine de muvafakatlarının bu- lunmadığını, davacının müvekkili hakkında hakaret sayılacak tarzda ifadeler kullanarak tefecilik suçu isnat ettiğini,davacının kendisi de borç batağında olduğundan borç aldığı paraları ödememek için mü- vekkiline bu şekilde iftiralar attığını, senede karşı senetle ispat kuralı gereğince, davacı-borçlu takibe konulan bonoların tefecilik nedeniyle verildiği iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, … Bankası … Şubesi ve …. Bankası …. Şubesi’nden davacının hesap hareketleri celp edildiğinde ne kadar çekinin yazıldığı ve ne kadar kredi borcunun olduğunun görüleceğini, mü- vekkilinin arkadaşlık hatırına davacı ve …’a elden nakit olarak bu parayı verdiğini, pa- rayı alan davacının bankaya yatıracağını beyanla müvekkilinin yanından ayrıldığını, davacının dava konusu çekleri kendi rızası ile verdiğini, müvekkilinin kesinlikle tehdit ve cebir kullanmadığını, dava- cının’tehdit edildiği, cebir ve şiddet ile çeklerin alındığı’na dair 1,5 yıl sonra ileri sürdüğü iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin amcasının oğlu …… ile davacı ara- sındaki araç alım-satım işini bu olay ile irtibatlandıran davacının çeklerinin önce kaybolduğunu iddia edip daha sonra da çalındığına dair beyanda bulunmasının gerçekçi olmadığını, halbuki davacının borçlarına karşılık olarak ekte bulunan protokolü yazıp ve imzalayarak kendi rızası ile verdiğini be- yanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava,kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit talebine ilişkin olup İİK 72mdne dayalıdır.
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığı, dava konusu 20/07/2015 tarih …. nolu, 20/08/2015 tarih …… nolu ve 20/09/2015 vadeli ….. nolu toplam 97.500,00 TL bedelli üç adet çekin tefecilik suçu, cebir ve tehdit sonucu düzenlenip düzen- lenmediği, bu çeklerin bedelsiz olup olmadığı, davacının söz konusu çekler nedeniyle davalı tarafa borcunun bulunup bulunmadığı ve borç miktarının ne olduğu hususunda toplanmaktadır.
Davacı ve davalı tarafça delil olarak dayanılan ticaret sicili kayıtları, banka hesap ekstreleri, soruşturma dosyaları vs deliller celp edilmiştir.
Dava dosyası içerisinde taraflar ile ilgili çok sayıda dava dosyası, Savcılık şikayetleri soruş- turma evrakları, çalıntı çek iddiaları, dava konusu olmayan çek ve konularla ilgili bir çok iddia ve savunma bulunmaktadır.
Ancak iş bu davada; davacı ‘ davalıdan 150.000,00 TL nakden borç para aldığını,bu borca karşılık davalı tarafça kendisinden cebir ve tehdit yoluyla her biri 32.500,00 TL bedelli 10 adet olmak üzere toplam 325.000,00 TL’lik çek alındığı, bu çeklerden 7 tanesine isabet eden 227.500,00 TL’lik kısmının ödendiğini,ancak davacının …bank …… Sanayi Şubesi’ndeki hesabına tanımlı 20/07/2015 vadeli 32.500,00 TL bedelli …… nolu, 20/08/2015 vadeli 32.500,00 TL bedelli ……. nolu ve 20/09/2015 vadeli 32.500,00 T bedelli ….. nolu toplam 3 adet 97.500,00 TL tutarında çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığını” iddia etmektedir.
Dava konusu çeklerin muhatap bankasından çeklerin ödenip ödenmediği ile ilgili bilgi talep edilmiş, 07/01/2016 tarihli cevabi yazıda; “…..’ın hesabına tanımlı (dava konusu) ….., …… ve ….. nolu 3 adet çekin süresinde …. -… tarafından bankaya ibraz edilmiş, çek hesabının bakiyesi yeterli olmadığından ilgili çeklerin karşılıksız işlemi gördiği” bilgisi verilmiş, dava konusu çek bedellerinin ödenmediği anlaşılmıştır.
Davacının iş bu menfi tespit davasına konu ettiği dava konusu 150.000,00 TL’lik ödünç para işlemini ve 325.000,00 TL tutarındaki 10 adet çeki konu ettiği şikayeti üzerine TEFECİLİK suçunu işlediğinden bahisle davalı … hakkında Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesi’nde …… Esas sayılı kamu davasının açıldığı, mahkeme yapılan yargılama sonunda ‘ taraflar arasın- daki ihtilafın hukuki olarak borç-alacak ilişkisinden kaynaklandığı , sanık …’ın Tefecilik suçuna işlediğine dair herhangi bir delil olmadığı’ gerekçesiyle beraatine karar verildiği,hükmün istinaf yoluna gidilmeksizin kesinleştiği tespit edilmiştir.
Öncelikli olarak, tarafların beyanları ile dosyaadki bilgi ve belgeler göre ; davacı ve davalı arasında, herhangi bir ticari ilişkiye dayanmayan, nakden ve karşılıklı çek alıp verme işlemleri olduğu sabittir. Keza davacının …. Bankası hesabına davalı 28/01/2015 tarihinde 25.000,00 TL para yatır- mış, aynı tarihte de davacının 25.000,00 TL’lik çeki ödenmiştir.
Davacı taraf, davalı …’den 150.000,00 TL borç aldığını ve bu paranın herhangi bir ticari ilişkiye dayanmadığını ikrar etmektedir. Davalı … de , taraflar arasında ticari ilişki olmadığını ve karşılıklı çek ve nakit alıp verme işlemleri olduğunu ikrar etmektedir.
Taraflar arasında ticari ilişki olmadığından, ticari defter kayıtlarının incelenmesi ile dava konusu uyuşmazlığın çözüm imkanı bulunmamaktadır.
Davacı , davalı …’den borç olarak 150.000,00 TL elden alındığını (banka aracılığı ile alın- dığına dair dekont sunulmamıştır), davalının borca karşılık kendisinden 10 x 32.500.00 TL = 325.000,00 TL’lik çek aldığını, davalının tefecilik yaptığını, bu çeklerden 227.500.00 TL’lik kısmını ödediğini, kalan 3 adet 97.500,00 TL’ik çek için borçlu olmadığının tespitini ve çeklerin iadesini talep etmektedir.
Davacı, mahkememizdeki davaya konu çekler ile aynı mahiyetteki20/06/2015 vadeli 32.500,00 TL’lik çek için, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı menfî tespit davasında ‘davalı ile özel ilişkileri olduğunu, davalıya hatır çeki verdiğini, iliş- kilerinin bozulmasından soma davalının çekleri iade etmediğini’ , huzurdaki davada ise ‘Tefecilik ürünü olarak kendisinden borcundan fazla çek alındığını’ iddia etmektedir ki, her iki dava dos- yasındaki iddia ve beyanları birbiri ile çelişmektedir.
Davalı … ise savunmalarında, davacı ile diğer davalı …’a 325.000,00 TL borç verdiğini, davalı …’ın bu parayı doğrudan davacıya verdiğini, davacının parayı nakden geri ödeyemeyeceğini beyan etmesi nedeni ile kendisinden vadeli olarak 325.000,00 TL’lik çek alın- dığını beyan etmiş, delil olarak taarflar arasında düzenlenen adi yazılı makbuza dayanmıştır.
Davalılar … ve … ile davacı … isim imzasını içeren söz konusu makbuzda “04/07/2014 tarihinde …’dan ticaret karşılığı almış olduğum 325.00,00 TL’ye karşılık,10 adet 32.500,00 TL’lik … Bankası … Şubesi şahsi çekle- rimi verdim. Alacağım ve vereceğim kalmamıştır. denilmektedir.
Celp olunan Bağcılar SGK Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ve ekindeki belgelerden , davalı …’ın, 09/05/2011-05/07/2012 tarihleri arasında diğer davalı …’ın yanında çalıştığı tespit edilmiştir.
Davacı “……. tanımadığını” beyan etmekle birlikte, tehdit altında imzaladığını beyan ettiği makbuzda … isim imzası da bulunmaktadır.
Yine davacı vekili iddialarında ” iş bu davanın konusu olmayan diğer 7 adet çekin davalı …’nin yanında işçi olarak çalışan davalı … isimli şahıs tarafından, emre yazılmış gibi yapılarak, davalı … tarafından, ….. Bankası …. Şubesi’nden takas yolu ile sordu- rulduğunu ve tahsil edildiğini, bu çeklerin davalı …’ye teminat olarak verildiğini, borç bitmesine rağmen işbu çeklerin müvekkiline ödenmediğini,söz konusu çeklerden dolayı müvekkilinin davalı … ve tanımadığı davalı …’a herhangi bir borcu olmadığını… ”, yani davalı …’ın, çekleri kendi emrine düzenlenmiş gibi gösterdiğini iddia etmiştir
Yine davacı, iş bu dava konusu çeklerin kendisinden zorla ve tehditle alındığına dair Savcılık makamına yaptığı şikayetler de,’çekleri … adına düzenleyerek davalıya verdiğini’ beyan etmiştir.Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesi’ne ait … Esas sayılı kamu davası dosyasında bulunan sıralı çeklerden 3 tanesinin fotokopisinde çeklerin lehdarının … olduğu görül- mektedi.Dolayısıyla davacının savcılık makamındaki ifadesinde’çekleri ….. adına düzen- lediği’ şeklindeki beyanları ile işbu davaya verdiği dilekçesinde …’ın çekleri emre yazıl- mış gibi gösterdiği beyanları çelişmektedir. Zira, davacının …. adına düzenleyip verdiğini iddia ettiği çekler … adına düzenlenmiştir.Çeklerin üzerinde tahrifat gözükmemektedir ve davacının bu yönde bir ididası da bulunmamaktadır.
Davacı iş bu davaya konu 3 adet çek ile daha önce ödenen 7 adet çekin Aralık/2014 tari- hinde kendisinden zorla ve tehditle alındığını beyan etmiştir. Çeklerin başlangıç tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, çekler aylık sıralı çekler olduğundan ve son çek 20/09/2015 vadeli olduğundan ilk çekin 20/12/2014 vadeli olduğu düşünülmektedir. Davacının ilk şikayete bulunduğu 19/05/2015 tarihi itibariyle bu çeklerin 5 tanesi ödenmiştir. Kendisinden zorla ve tehdit altında çek alındığını iddia ettiğine göre soruşturma makamlarına hemen şikayette bulunmaması hayatın olağan akışına ters düşmektedir.
Neticede; dosya içeriğinde davacının davalıdan aldığı borcun 150.000,00 TL olduğuna ilişkin herhangi bir ispat vasıtası bulunmamaktadır. Davalının sunduğu adi makbuzda ise, davacı, davalı …’dan 325.000,00 TL borç aldığını ve karşılığında 325.000,00 TL’lik çek verdiğini kabul etmiştir.
Her ne kadar davacı vekili, tarafların ‘banka hesaplarının incelenmesi ile gelen giden bedel- lerin karşılaştırılması sonucunda, müvekkilinin aldığından daha fazla ödeme yaptığının ispatla- nacağını’ beyan etmiş ise de, davacının … Bankası … San. Şubesi’ndeki hesabının 2015- 2016 yılı hareketlerinde davalıya ait tek bir işlem bulunmakta olup 28/01/2015 tarihli söz konusu iş- lemde de davalının davacıya 25.000,00 TL ödeme yaptığı görülmektedir. Davacının ….Bankası hesabı detaylarında davalıya ait herhangi bir işlem görülememiştir. Her iki bankadan celp ettirilen hesap hareketleri 2015 ve 2016 yılına aittir. Ancak önceki yıllara ait hesap hareketleri celp ettirilse de, taraflar arasında birbirlerine çek alıp verme ve elden/nakden para alıp verme işlemi olduğu sabittir. Dolayısıyla elden/nakden alınan-verilen paralar ve ticari defterlere yansımayan hatır çeki alıp verme işlemleri nedeniyle, bir diğer ifade ile resmi olmayan para alıp verme, çek alıp verme işlemleri nedeniyle, sadece banka hareketlerinin incelenmesi ile davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespiti imkan dahilinde değildir.
Kambiyo hukuku ve menfi tespit davasının genel ilkeleri gereğince yapılan yargılama sıra- sında dosyaya sunulan bilirkişi raporu , toplanan deliller, dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacının iddialarını ispata yarar yasal delil elde edilmediğinden subüta ermeyen davanın reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.665,06 TL nispi harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına,bakiye 1.620,66 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,

Davalı … tarafından safr olunan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalıya ödenmesine,
Diğer davalı … tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … lehine red olunan dava değe- rine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 10.550,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalıya ödenmesine dair,
Davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı tarafın yokluğunda 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. Mad- desine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başla- malarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve ….. sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/11/2019Katip …

Hakim …