Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/615 E. 2020/786 K. 25.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/615 Esas
KARAR NO : 2020/786

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)

DAVA TARİHİ : 25/06/2015
KARAR TARİHİ : 25/11/2020
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Dava konusu …… Bankası …… Şubesine ait …… numaralı çekin alacaklısı ve/veya kötüniyetli 3. kişiler tarafından doldurulduğunu, ve 3. kişilere ciro edildiğini, çekin üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını aynı kişilerce müvekkili aleyhine İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, mevcut takibe de imza itirazında bulunulduğunu ve akabinde menfi tespit açılarak ihtiyati tedbir kararı alındığını, müvekkilinin takip alacaklısı kişi ile ticari hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, mahkeme kararının kesinleşmesine kadar davalılara ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin …… Bankası …… Şubesine ait 25.06.2015 tarih ve 27.600 TL bedelli çekten borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline ve davalının % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar … vekili cevap dilekçesi ile müvekkilinin davacıyı yaklaşık beş yıldır tanıdığını, müvekkilinin kendisine ait olan …… plakalı aracı 31/03/2015 tarihinde 396.603,00 TL bedelle davacıya sattığını, ödemenin 102.600,00 TL’lik kısmını sıralı çek vermek üzere müvekkili ile anlaştıklarını, davacının ve yanındaki dava dışı şahısların araç satışı işlemi dolayısıyla müvekkilini dolandırdıklarını, müvekkilinin dolandırıldığını, kendisine verilen on adet çeklerden ilki olan 25/05/2015 tarihli, 27.600,00 TL bedelli çekin ödenmemesiyle öğrendiğini, 25/06/2015 tarihli, 27.600,00 TL bedelli çek için mahkemece tedbir kararı verildiğini ve icra işleminin yapılamadığını, müvekkilinin alacağının sabit olduğunu, tedbir kararının kaldırılmasını, kötü niyetli davacının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Adli Tıp Kurumu’nun 30/06/2020 tarihli düzenlenen raporunda inceleme konusu çekte keşideci imzası ile …….ın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …….ın eli ürünü olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
T.C. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının ……. Esas Sayılı dosyasında davacını hırsızlık suç ihbarı nedeni ile başlatıldığı ve daimi arama kararı verildiği anlaşıldı.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir.
TTK.nın 818/1-c maddesi yollamasıyla çeklerde de uygulanması gereken aynı Kanunun 677. maddesine göre, “Bir poliçe, poliçe ile borçlanmaya ehil olmayan kişilerin imzasını, sahte imzaları, hayali kişilerin imzalarını veya imzalayan ya da adlarına imzalanmış olan kişileri herhangi bir sebeple bağlamayan imzaları içerirse diğer imzaların geçerliliği bundan etkilenmez”
TTK’nın 687. maddesinde ise “Poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defi’leri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun.” hükmüne yer verilmiştir.
“…Mahkemece, yapılan yargılama ve alınan rapora göre, imza inkarının mutlak defi olduğu, herkese karşı ileri sürülebileceği, davaya konu çek üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 31.500,00 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ……. Faktoring A.Ş. vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı …… Faktoring A.Ş.’den alınmasına, 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.” T.C. Yargıtay ….. Hukuk Dairesi, ….. Esas, …… Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı çek altındaki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle açılan menfi tespit davası açmış olup çek altındaki keşideci imzasına itirazın mutlak def’i mahiyetinde olup çek üzerinde hak sahibi görünen herkese karşı ileri sürülebileceği, 30/06/2020 tarihli Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporda söz konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla ……. ın eli ürünü olmadığı tespit edilmiş olup, …. Bankası ……. Şubesine ait 25.06.2015 vade tarihli, 27.600.TL meblağlı …… Seri Numaralı çeki kendisinin düzenlemediğini ispatladığı gerekçesiyle davacının açmış olduğu menfi tespit davasının kabulüne karar vermek gerekmiş olup, her ne kadar davacı tarafından çekin iptali ile kötüniyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de, çekte ara cirantaların olması nedeni ile çekin iptali talebinin reddine, kötü niyet tazminat talebinin ise davalının kötü niyetinin ispatlanamamış olması neden ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN KABULÜNE,
1- Davacının ……. Bankası ……. Şubesine ait 25.06.2015 vade tarihli, 27.600.TL meblağlı …… Seri Numaralı çekten dolayı davalılara BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2- Davacının çekin iptali ve kötüniyet tazminat talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-Alınması gerekli 1.885,35 TL harçtan peşin alınan 471,34 TL peşin harcın mahsubu ile 1.414,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 4.140,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 503,14 TL harç, 358 TL tebligat müzekkere gideri ile 310 TL Adli Tıp Rapor ücreti toplamı 1.171,14 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-Taraflarca yatırılıp harcanmayan masrafın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı ve davalı vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 25/11/2020

Katip …
E-İmzalı

Hakim …
E-İmzalı