Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/483 E. 2019/130 K. 07.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/483
KARAR NO : 2019/130

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2015
KARAR TARİHİ : 07/02/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben sunulan 20/05/2015 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili bankanın alacağını tahsili amacıyla tarafımızca borçlu davalılara karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün…. E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, söz konusu takibe karşı davalılar tarafından yetkiye, borca ve faize itirazda bulunulduğunu, müvekkili banka ile dava dışı…. Ltd. Şti. arasında 23/02/2011 ve 16/12/2011 tarihinde Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri akdedilmiştir.Davalı şahıslar sözleşmelerde kefil olarak yer aldığını, ilgili Kredi Sözleşmeleri uyarınca açılmış bulunan ve ihtarnamede ayrıntısı bulunan Borçlu Cari Hesabı, Esnek Ticari Hesap ve Ticari Araç Kredisi kredilerin geri ödenmemesi nedeniyle 27/03/2012 tarihi itibariyle kâtedildiğini, dava dışı şirkete ayrıca ilgili kredi sözleşmesi uyarınca çek karneleri de verildiğini, çek hamilleri tarafından bankaya ibraz edilip 5941 sayılı yasa gereğince sorumlu oldukları …. ve …. seri numaralı çeklere ait çek tutarları çek hamillerine ödendiğini, ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması halinde her çek yaprağı için ibraz edilen tarihte yürürlükte bulunan ve TCMB tarafından belirlenen miktara kadar olan ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için ibraz edilen tarihte yürürlükte bulunan ve TCMB tarafından belirlenen miktara tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlü olduğunu, bu hususun hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmündedir.” Hususu yer aldığından çek hamillerine ödenen 2 adet çek yaprağı tutarının davalı taraftan tahsili gerektiğini, müvekkili banka tarafından davalı taraftan talep edilen faiz oranının hukuka uygun olduğunu, davacı müvekkilinin TC Merkez bankasına bildirdiği en yüksek faiz oranı esas alınarak bu şekilde saptanacak faiz oranına itibar edilmesi gerektiği düşüncesiyle bankanın 01/02/2012 tarihli faiz oranları genelgesinde TCMB bildirilen en yüksek akdi faizin % 63 olduğu dolayısıyla o dönemde geçerli olan akdi fazi oranının % 63 olarak belirlenmiş olduğu ifade edildiğini, talep edilen temerrüt faiz oranı ise sözleşme uyarınca akdi faizin % 50 fazlası yani % 94,5 ( 63*1,5 = 94,5 ) olarak hesaplandığı görüldüğünü, TR…. sayılı hesabına keşideli çek karnesi davalıların nezdinde bulunduğunu,bu nedenle borçlu/davalıların nezdinde bulunan 25 adet çek yaprağı için 3167 sayılı yasanın 10. maddesi gereğince ödemeyi garanti ettikleri ¨25.000,00 gayri nakit toplamı (depo etmesi gereken çek yaprağı bedeli) olduğunu, sonuç olarak davalıların itirazının iptaline karar verilmesi ayrıca yapılacak yargılama sonunda davalılar aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili tarafından mahkememize sunulan 31/08/2015 tarihli cevap dilekçesinde özetle;müvekkillerinin adresinin … Mh. …. Cd. …. Sk. No:… Ümraniye/İstanbul olduğunu, davacı tarafın öncelikle icra takibine yetki itirazları doğrultusunda dosyayı Ümraniye’nin yetkisi dahilinde olduğu Bakırköy İcra Md. lüklerine göndermeyerek takip şartlarına aykırı hareket ettiğini, müvekkili ile davacı arasında yapılmış herhangi bir sözleşme ve iddia olunan sözleşmelerde imzaların müvekkillerine ait olmadığını, bu nedenle sözleşmenin vukubulduğu yerin müvekkillerini bağlayıcılığı bulunmadığını, bu nedenle davacının söz konusu sözleşmelere dayanmasının hukuki olmadığını, Müvekkillerine dayanak yapılan kredi sözleşmesi /taahütnamesi vs. belgelerde imzaların müvekkillere ait olmadığını, davanın bu sebeple reddi gerektiğini, dava konusu kredi sözleşmesinin borçlusu …. Ltd. Şti. de bulunan ortaklıkları 26/01/2012 tarihinde son bulduğundan söz konusu sözleşmeler ve kefalet ile ilgili sorumlu tutulamayacaklarını, 26/01/2012 tarihinde iş bu şirket ortaklıklarını devir ettiklerini, davacı tarafça ¨96.891,13 asıl alacak ve ¨312.530,58 yıllık % 94,50 oranında faiz talebinde bulunulduğunu, davacı yanın asıl alacak talebi fahiş olduğu gibi istene faiz de fahiş olduğunu, davacı tarafça dosyaya sunulan cari hesap ektresinde asıl borç ¨65.500,00 iken davacının ¨96.891,13 asıl alacak talebinde bulunulmasının fahiş olduğunu, kabul anlamı taşımamakla birlikte asıl alacak ¨65.500,00 iken iş bu asıl alacağın % 500 ‘i oranında faiz ve % 94,50 oranında faiz talebi fahiş ve haksız olduğunu, davacı yanın müvekkillerihakkında haksız ve mesnedsiz olarak takip yaparak müvekkillerini takip ve davalar ile muhatap bıraktıklarını, müvekkillerinin takip konusu borç ile ilgilerinin olmaması ve haksız takibe maruz kalmaları nedeniyle davacının % 20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, davanın yetkisizlik nedeniyle reddini, davanın esastan reddine ,yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,davacının, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için asıl kefiller aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacının davalılar aleyhine genel kredi sözleşmesine konu borcun ödenmesi amacıyla ilamsız icra takibine geçtiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçlular vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi Prof.Dr…. tarafından mahkememize sunulan 12/01/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; İnceleme konusu sözleşmelerdeki imzalar ile …. ve….nün karşılaştırma belgelerindeki imzaları arasında grafolojik ve grafometrik tanı unsurları açısından saptanan yüksek derecedeki benzerlikler nedeni ile,….Bankası’na ait kredi lehdarı …. Limited Şirketi olan 23/02/2011 tarihli, …. sözleşme no.lu ¨300.000’lik Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’ndeki …. ve ….’ye atfen atılan imzaların,….ve ….’nün eli ürünü olduğu, ….Bankası’na ait kredi lehdarı ….Limited Şirketi olan 16/12/2011 tarihli …. sözleşme no.lu ¨250.000’lik Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi’ndeki imzaların ….’nün eli ürünü olduğunu,bildirdiği görülmüştür.
Bilirkişi …. tarafından mahkememize sunulan 09/07/2018 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;Davacı banka ile dava dışı-asıl borçlu …..Ltd.Şti. arasında dava dosyasına fotokopisi sunulu 23/02/2011 tanzim tarihli ¨300.000,00 limitli ve 16/12/2011 tanzim tarihli ¨250.000,00 limitli olmak üzere iki adette toplam ¨550,000,00 limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi imzalandığı, davalı-borçlulardan …’nün 23/02/2011 tanzim tarihli ¨300.000,00 limitli ve 16/12/2011 tanzim tarihli 250.000,00 limitli sözleşmelerde müşterek borçlu müteselsil kefil olarak toplam ¨550.000,00 ve …’ nün de 23/02/2011 tanzim tarihli ¨300.000,00 limitli sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil olarak ¨300.000,00 kefalet limiti ile sorumlu olmak kaydıyia kefalet imzalarının bulunduğu, sözleşmelerin geçerli olduğu, dolayısıyla davalı borçluların kefalet imzalarından dolayı Davacı bankaya karşı sorumlu olduğu ve davacı bankanın davalıları takip ve dava hakkının mevcut olduğu,12/02/2015 hakip tarihi itibariyle; Davacı bankanın davalılardan ¨96.891,13 asıl alacak, ¨678,24 İşlemiş Akdi Faiz, ¨266.801,84 Temerrüt Faizi ve ¨13.374,00 Faizlerin % 5 Gider Vergisi olmak üzere toplam ¨377.745.21 alacaklı olduğu, davacı banka ise tespitten daha fazla olmak üzere ¨96.891,13 asıl alacak, ¨312.530,58 İşlemiş Temerrüt Faizi, ¨15.626,51 Faizin % 5 Gider Vergisi ve ¨464,34 masraf olmak üzere toplam ¨425.512,56 Nakit alacak talebinde bulunmuş olup, talebin tespitlerimizi aşan ¨47.767,35 ’lik kısmının Nakit kısmını yerinde olmadığı, davacı Bankanın 12/02/2015 takip tarihinden borç tamamen ödeninceye kadar ¨96.891,13 matrah (asıl alacak) üzerinden % 94,50 oranında temerrüt faizi ve faizin gider vergisini isteyebileceğini ,bildirdiği görülmüştür.
Davalılar/borçlular vekili,icra dairesine vermiş olduğu itiraz dilekçesinde takip konusu borç ile birlikte icra dairesinin yetkisine ve süresinde verdiği cevap dilekçesinde Mahkememizin yetkisine itiraz etmiş ise de,dava dışı şirketin kullandığı krediyi davacı bankanın …. Şubesi’nin kullandırdığı anlaşıldığından TBK’nın 89 ve sözleşmenin 53.maddeleri uyarınca davalılar vekilinin icra dairesinin ve Mahkememizin yetkisine yaptığı iiraz Mahkememizin 20/09/2018 tarihli oturumunda verilen ara karar ile reddedilmiştir.
Davacı bankanın …. Şubesi ile dava dışı borçlu …Ltd.Şti. ve davalılar’ın Müşterek Borçlu ve Müteselsil kefaletiyle ;23/02/2011 ve 16/12/2011 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmelerinin imzalandığı,asıl borçlu ile toplam ¨550.000,00 Genel Kredi ve Teminat Sözleşmeleri imzalanmış olup, söz konusu Genel Kredi Sözleşmelerinde davalıların ¨550.000,00. müşterek borçlu ve müteselsil kefaletlerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı banka ile davalılar arasında 23/02/2011 ve 16/12/2011 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı,dava dışı şirketin kredi lehtarı asıl borçlu,davalıların kefil sıfatıyla sözleşmede imzalarının bulunduğu,sözleşmelerdeki kredi limitinin toplam ¨550.000,00 olduğu,borcun vadesinde ödenmemesi üzerine davalı şirket hesabı kat edilerek davalılara ihtarname vasıtasıyla gönderildiği,ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine davacı bankanın,17/02/2015 tarihinde,genel kredi sözleşmesini dayanak göstererek, davalılar aleyhine icra takibine geçtiği,sözleşmelerdeki imzaların davalılara ait olup sözleşmelerin geçerli olduğu, dolayısıyla davalı borçluların kefalet imzalarından dolayı davacı bankaya karşı sorumlu olduğu ve davacı bankanın davalıları takip ve dava hakkının mevcut olduğu,davalılar tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı,davacı banka kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davacı banka alacağının ¨96.891,13 asıl alacak, ¨678,24 İşlemiş Akdi Faiz, ¨266.801,84 Temerrüt Faizi ¨464,34 ihtarname masrafı ve ¨13.374,00 BSMV olmak üzere toplam ¨378.209,55 bulunduğu,davacı banka her ne kadar ¨25.000,00 tutarındaki gayrinakdi kredi yönünden de icra takibine geçmiş ise de,incelenen genel kredi sözleşmelerinde açıkça bankanın gayrinakdi riskler için kefiller aleyhine depo talebinde bulunabileceğine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı,buna göre davacı bankanın kefillerden depo talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile davalıların icra takibine vaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin iptal edilen kısım üzerinden Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere devamına,dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen nakdi alacak miktarının % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği,davalılar,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispat edemediklerinden davalılar vekilinin kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalıların Bakırköy …..İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazının ¨96.891,13 asıl alacak , ¨678,24 işlemiş akdi faiz, ¨266.801,84 temerrüt faizi, ¨464,34 ihtarname masrafı ve ¨13.374,00 BSMV olmak üzere toplam ¨378.209,55 yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren %94,50 oranında temerrüt faizi ve %5 oranında BSMV uygulanmak suretiyle Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak üzere TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Toplam alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨75.641,91 icra inkâr tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalılar vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken ¨25.835,49 peşin harcın davacı tarafından yatırılan ¨5.386,54 peşin harç ile ¨179,53 tamamlama harcının mahsubu ile bakiye ¨20.269,42 harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat KAYDINA,
6-Davacı tarafından ödenen ¨27,70 Başvurma Harcı, ¨5.386,54 Peşin Harç ile ¨179,53 tamamlama harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 29 tebligat+posta ücreti ¨515,70, iki bilirkişi inceleme ücreti ¨1.800,00 olmak üzere toplam ¨2.315,70 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨1.944,05’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen kısım üzerinden hesap edilen ¨28.642,57 ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalıların kendilerini bir vekil ile temsil ettirdikleri anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen kısım üzerinden hesap edilen ¨8.303,33 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalılara VERİLMESİNE,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨520,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalılar vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.07/02/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”