Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/391 E. 2019/455 K. 16.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2015/391 Esas
KARAR NO : 2019/455

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/04/2015
KARAR TARİHİ : 16/04/2019
K.YAZIM TARİHİ :16/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 21.04.2015 harçlandırma tarihli dilekçesinde özetle; Davalı ile aralarında uzun yıllardır süre gelen cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu ilişki sebebi ile Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyadan icra takibi yapıldığını davacının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini bu sebeple vaki itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalı vekili tarafından 01.06.2015 havale tarihli dilekçe ile cevap süresinin uzatılmasının talep edilmesine binaen mahkemenin 02.06.2015 tarihli ara kararı ile istenilen sürenin verildiği ancak davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Davacı vekili 09.11.2015 Uyap çıktı tarihli dilekçesi ile delillerini, mahkemenin 26.01.2016 tarihli ara kararına istinaden ise 01.02.2016 havale tarihli dilekçesi ile de davanın somutlaştırılması anlamında 2014 yılına ilişkin fatura, fatura dayanakları, hizmet listeleri, 2014 yılı ilk 6 aya ilişkin hesap mutabakatı, cari hesap listesini sunmuştur.
Celp edilen Büyükçekmece… İcra Müdürlüğü …Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının 15.01.2015 harçlandırma tarihli takip talebi ile 4.977,50-TL cari hesap , 154,47 -TL Diğer Faiz olmak üzere toplam 5.131.97-TL alacak üzerinden; 7örnek ilamsız icra takibi yaptığı ödeme emrinin borçlu /davalıya 30.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği borçlu tarafından 05.02.1015 tarihinde ve süresi içinde alacağa , işlemiş faize takibe tüm fer’ileri ile birlikte itiraz ettiği görülmüştür.
Davacının iddiaları ve davalının cevap dilekçesi sunmamış olması sebebi ile münkir sayılması üzerine; Tarafların ticari defterleri ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş; davalı tarafından ticari defterlerin ibraz edilmemesi sebebi ile davacı ticari defterleri ve dosya üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi neticesi Gümrük Uzmanı…. ve SMMM …. tarafından dosyaya sunulan 23.01.2017 tarihli kök raporda; fatura ve sevk irsaliyelerinin davalıya tebliğ edildiği , davalının herhangi bir itirazda bulunmadığı, taraflar arasında 31.05.2014 tarih 25.813,51-TL tutarlı hesap mutabakatı bulunduğu bu mutabakattan sonra davacı tarafından dökümü raporda yapılan toplam 9 adet yeni fatura keşide edildiği, davalı tarafından 09.10.2014 tarihinde 24.000,00-TL havale gönderildiği bu tutarın cari hesaptan düşülmesi sonucu davacının davalıdan 4.977,50-TL alacaklı olduğu kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi raporunda mutabakat mektubu baz alınarak inceleme yapıldığının anlaşılması ve davalı vekili tarafından 10.02.2017 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde davacı tarafından gümrük müşavirliği hizmetinin tamamlanmadığının bildirilmiş olması ve fatura içeriğinde ki hizmetin alınmadığı savunması değerledirilerek davacı tarafından mutabakat mektubunun aslını dosyaya sunması ve ödenmeyen faturalara ve dava konusu yaptıkları borca ilişkin açıklamada bulunması istenmiş; davacı mutabakat mektubu aslının bulunmadığını, raporda belirtilen 09.10.2014 tarih 24.000,00-TL havalenin davalı aleyhine başlatılan Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından ödendiğini ve 29.09.2017 tarihli dilekçe ile borcun kaynağının gümrük hizmeti adı altında kesilen faturalar ve firma için ödenen yolluk mesai, para cezası gibi makbuzlara ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece davacı vekilince bildirilen dosya celp edildiğinde; davacının 25.813,51-TL asıl alacak üzerinden 22.07.2014 tarihli cari hesap dayanak gösterilerek ve dosya içeriğine bahsi geçen mutabakat mektubu sureti eklenerek icra takibi yaptığı 03.10.2014 tarihli tahsilat makbuzu ile borçlunun ödeme yaptığı görülmüştür.
Mahkemenin 13.03.2018 tarihli celsesinde; davacı vekilinin 29.09.2017 tarihli dilekçe ile beyan ettiği borcun kaynağının gümrük hizmeti adı altında kesilen faturalar ve firma için ödenen yolluk mesai, para cezası gibi makbuzlara ilişkin fiş, alındı belgesi vs. belge asıllarını sunması için 1 aylık süre verilmiş davacı yanca 05.04.2018 havale tarihli dilekçe ile ilgili Gümrük Müdürlüklerinin isimlerinin bildirildiği görülmüştür. Davacının icra takibine dayanak yaptığı faturalara konu gümrük işlemlerine ait tüm bilgi ve belgelerin gönderilmesi için ilgili gümrük müdürlüklerinden celbine ve ek rapor alınmak üzere dosyanın yeniden bilirkişiye sevkine karar verilmiştir.
Gümrük Uzmanı ….. ve SMMM ….. tarafından dosyaya sunulan bilirkişi ek raporunda; davalı şirketin taşıyan olarak gözüktüğü ancak davacının hiçbir belgede adının geçmediği davacı firmanın Gümrük Müşavirlik firması olmadığı başka bir ifade ile davacının gümrüklerde işi olupta o firmaların gümrüklerde elamanı bulunmayıp belirli bir ücret karşılığında, yardımcı eleman konumunda bir nev’i organizatör iş takipçisi olan firma konumunda olduğu yapılan işin resmi anlamda tanımlamanın çok mümkün olmadığını ancak alacağın 2014 yılı davacı ticari defter ve kayıtları doğrultusunda kök raporda belirtildiği gibi olduğu kanaatini bildirir rapor ibraz etmiştir.
İtirazın iptali davalarında ispat yükü kural olarak davacı alacaklıdadır, davalı münkir sayıldığına göre davacı tarafından davalıya verilmiş olan hizmet, bu hizmetlere karşılık olan bedel ispatlanmalıdır. Fatura düzenlemesi ve faturaların davacı defterlerine kayıtlı olması yeterli değildir. (T.C. Yargıtay ….HD 01.12.2003 K.T ….E- …. K. sayılı kararı) Faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması ise tek başına hizmetin verildiğinin delili olamaz. Zira TTK 21. Maddesi uyarınca süresi içinde itiraz edilmeme faturaya yazılması zorunlu olan unsurların kesinleşmesi sonucunu doğurur .(T. C Yargıtay ….HD 18.01.2013 K.T…… sayılı kararı)
Somut olayda; davacının takip konusu bakiye alacağı yönünden öncelikle uyuşmazlığın değerlendirilmesi gerekecektir. Davacı ile davalı arasında ticari ilişki olduğu ve bu ticari ilişki sebebi ile davalı aleyhine başlatılan Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü…. Esas sayılı dosyasından 25.813,51-TL tutarında ki borcun davalı tarafça ödendiği sabittir. Ancak bu tarihten sonra davacı yanca keşide edilen faturalar sebebi ile davacı ile davalı arasında ihtilaf bulunmaktadır ve davalı münkir sayıldığına göre davacı fatura konusu hizmetin verildiğini ispat etmelidir. Oysa ki gümrük işlemlerine ait tüm bilgi ve belgelerde davacının adı geçmemektedir. Davacı tarafından ise verilen süre içerisinde gümrük müdürlüğünün ismi dışında herhangi bir ödenen yolluk mesai, para cezası gibi makbuzlara ilişkin fiş, alındı belgesi vs sunulmamıştır. Davacının delil listesinde açıkça yemin deliline dayanması sebebi ile 06.11.2018 tarihli celsede yemin delili hatırlatılmış ise de davacı yanca yemin deliline dayanılmamıştır. Davacı; dava konusu faturalara ilişkin hizmetin verildiğini ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiş aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının 85,00 TL peşin ve 10,55-TL tamamlama olmak üzere toplam 95,55-TL harçtan mahsup edilerek Hazine’ye irat kaydına, bakiye 51,15-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE
3-Davacı tarafından sarf olunan toplam yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,

Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av.Kan ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacı taraftan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Dair, 5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı ve vekilinin yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı karar verildi. 16/04/2019

Katip …

Hakim …