Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/338 E. 2020/214 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/338 Esas
KARAR NO : 2020/214 Karar

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/04/2015
KARAR TARİHİ : 04/03/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/04/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile 20/10/2014 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki …… plakalı araç ile karşı yönden gelen ve davalı …..’ün kullanmış olduğu …… plakalı ….. Marka Nakliyat kamyonunun, aşırı hız ve şerit ihlali yaparak, müvekkilinin aracının ön sol kısmına çarptığını ve çarpmanın etkisi ile aracın sürüklendiğini, diğer aracın ise müvekkilinin şeridinden devam ederek sol tarafta bulunan boş araziye savrulduğunu, çapmanın etkisi ile müvekkilinin ….. Hastanesine kaldırıldığını, sabaha kadar müşahede altında tutulan müvekkilinin …… Hastanesine sevk edildiğini ve ölümden döndüğünü, müvekkilinin yatılı tedavi süreci taburcu olduktan sonra evde yaklaşık 4,5 ay sürdüğünü, bu süre boyunca hiçbir iş yapmadığını, ve gelir kazanamadığını, ameliyat nedeni ile 6 aya yakın bir süre iş ve mesleğine ara vermesi, yaptığı iş ve mesleği açısından büyük bir dezavantaj olduğunu, işini beklenen veya olağan seyrinde sürdürmesini engellediğini, 15.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı ….. Ticaret Ve San. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesi ile müvekkili şirket adına kayıtlı …… plakalı aracın Arnavutköy’den, Altın Şehre gelirken, Kayabaşı Şamlarda davacının sol tahliye yoldan çıkıp sağ şeride girmesi nedeni ile olduğunu ve tutanakta, davacıya KTK 84/4 asli kusur olarak sayılan haller arasında bulunan arkadan çarpma olarak belirlenen olay nedeni asli kusur verildiğini, sefer pirimi nedeni ile aşırı hız yapıldığı iddiasını kabul etmediklerini, davacının kaza nedeni ile, geçici ve aktif olarak işine devam edemediğinden 4,5 ay çalışamadığı, dava tarihi itibarı ile de iş başı yapamadığından gelir elde edemediğini, maddi zararın doğduğu belirtmiş ise de delil eklerinde bir takım irsaliyeler dışında, kazanç kaybını ispata yarayacak hiçbir belge/bilgi bulunmadığını, davacının çalışamamaktan kaynaklı bu zararını belgeleri ile açıklaması gerektiğini, davacının kullandığı araç malikine hurdaya çıkan aracın piyasa değeri olarak 10.000 TL ödediğini, bundan da müvekkilin sorumlu olduğunu iddia ettiğini, araç malikine ait ruhsat, araç bedelinin piyasa değeri, araç bedelinin banka ödeme makbuzunun sunulmadan, davacının afaki olan ödeme talebini de kabul etmediklerini, olay nedeni ile zenginleşmeye yol açacak fahiş miktardaki manevi tazminat talebini kabul etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 11/05/2016 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda E cetveline göre davacının % 8.3 (yüzdesekiznoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (geçici iş göremezlik) süresinin 20.10.2014 tarihinden itibaren 2 (iki) aya kadar uzayabileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
İstanbul Teknik Üniversitesi Karayolları ve Trafik Alanı Öğret,im Görevlisi Yüksek Mühendis …… ın düzenlemiş olduğu 31.10.2019 tarihli Raporunda davacının %100 oranında kusurlu olduğu, davalı sürücünün kusursuz olduğu bildirildiği anlaşılmıştır.
Açılan dava maddi ve manevi tazminat davası olarak nitelendirilmiştir.
Haksız fiilin TBK çerçevesinde yapılan tanımına göre haksız fiilden bahsedebilmek için 5 unsurun bulunması gerekmektedir. Bunlar; fiil, zarar, illiyet bağı, zarar, kusur ve hukuka aykırılıktır.
Kusur, hukuk düzenin hoş görmediği, kınadığı davranış biçimi olarak tanımlanabilir. Haksız fiil sorumluluğu esas itibariyle kusur sorumluluğu olduğu için haksız fiilden dolayı sorumlu olabilmek için kusurun bulunması şarttır. Bir kimsenin kusurlu sayılabilmesi için ilk olarak davranışının aynı şartlar içinde bulunan makul, dürüst ve orta zekâlı üçüncü kişinin davranışından sapmış olması gerekmektedir. İkinci olarak da bu davranışın zarar veren kişiye isnat edilebilmesi gerekmektedir. Kusur kasıt ya da ihmal şeklinde ortaya çıkabilir. Kast, kişinin söz konusu hukuka aykırı davranışını bilerek ve isteyerek yapmasıdır. İhmal ise, kişinin zararlı sonucu istememesine rağmen bunun gerçekleşmemesi için gerekli dikkat ve özeni göstermemesidir. Ağır ihmalde herkesin gösterebileceği dikkat ve özen gösterilmemişken; hafif ihmalde ise tedbirli ve dikkatli kimselerin gösterebilecekleri dikkat ve özen gösterilmemiştir. Haksız fiilin meydana gelmesi bakımından kusurun derecesi önemli değildir. Ancak kusurun ağırlığı ya da hafifliği tazminatın belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır. Kusuru ispat yükümlülüğü, haksız fiil sorumluluğunda zarar görene düşer. Nitekim TBK. m. 50/I’e göre “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır”. Ancak bazı istisnai durumlarda zarar veren hakkında kusur karinesi mevcut olabilir. Bu takdirde, kusuru ispat yükümlülüğü ters döner ve zarar veren kusursuz olduğunu ispat etmek durumunda kalır.
Tarafların iddiaları, gelen yazı cevapları, aldırılan adli tıp raporu, trafik bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; uyuşmazlığın 20/10/2014 tarihinde davacının sevk ve idaresindeki …… plakalı araç ile karşı yönden gelen ve davalı ….. ’ün kullanmış olduğu …… plakalı ….. Marka Nakliyat kamyonunun çarpışması nedeni ile meydana gelen kaza nedeni ile maddi ve manevi tazminat talebinden ibaret olduğu, dava konusu kazaya ilişkin kusur oranının tespiti için mahkememizce bilirkişi incelemesi için dosyanın Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi’ne gönderildiği, aldırılan 31.10.2019 raporunda tespit edilmiş olduğu üzere davaya konu edilen kazanın oluşumunda davalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davacının %100 kusurlu olduğu anlaşıldığından davacı tarafça açılan iş bu davanın reddine karar verip aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 222,01 TL harçtan mahsubu ile bakiye 167,61TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre, red olunan dava değerine göre maddi tazminat yönünden 3.400,00- TL, manevi tazminat yönünden 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.
04/03/2020

Katip ……
E-imza

Hakim …..
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”