Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/328 E. 2018/1102 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

BAKIRKÖY (3) NO’LU ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ KARARIDIR

ESAS NO : 2015/328
KARAR NO : 2018/1102

DAVA :Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2016
KARAR TARİHİ : 01/11/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali – Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA,
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 03/04/2015 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde;Müvekkil şirketin yüklenici konumda, davalı şirketin de işveren konumunda olduğu 25/07/2014 tarihli sözleşme ile …. Fuar alanında …. Fuarı için fuar standının yapılması üzerine anlaşma sağlandığını,bu sözleşme yapıldıktan sonra, davalı şirket tarafından fuar gününe kadar sayısız değişiklik istendiğini, her bir değişiklik de müvekkili şirket tarafından eksiksiz yerine getirildiğini,davalı şirketin istediği değişikliklerden sonra, müvekkili şirketin, fuar organizasyon şirketinden, 22/08/2014 tarihinde, davalı şirketin isteğiyle değiştirilen (sözleşme günü kararlaştırılan projeden farklı olan) proje için onay aldığını,ancak, davalı şirketin, bu tarihten sonra bile projede değişiklikler istediğini,işlerin, davalı şirket tarafından kötü niyetli olarak özellikle geciktirilmeye uğraşıldığını,dolayısıyla, davalı şirket tarafından istenen tüm değişiklikler nedeniyle, yani davalı şirketçe geciktirilen işlere rağmen, fuara girişte ve yerleşmede sorun yasanmadığını, aksine, fuara nerdeyse ilk olarak davalı şirketin giriş yaptığını,müvekkili şirketin, Borçlar Kanunu 471. ve 472. maddelerine göre, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa ettiğini, işin gereklerini, davalı şirketin kötü niyetli işi geciktirme çabalarına rağmen yerine getirdiğini,ancak davalı şirketin fuarın bitiminden bir hafta sonra müvekkili şirkete ihtarname çektiğini,davalı şirketin, kendi sorumluluklarından kötü niyetli olarak kaçmaya çalıştığını, bakiye iş bedelini ödemediğini,bunun üzerine müvekkili şirketin sözleşmeye dayalı alacağının tahsili amacıyla icra takibine giriştiğini,davalı şirketin takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiğini,itirazın haksız ve kötüniyetli olduğunu,bu nedenlerle davalının Bakırköy …. nci İcra Müdürlüğü’ nün ….. esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptal edilip takibin devam etmesine, davalı şirket kötü niyetli olarak itiraz ettiği için %20 inkar tazminatına, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ASIL DAVADA,
SAVUNMA:
Davalı vekilinin mahkememize sunduğu 19/06/2015 tarihli cevap dilekçesinde; 25/07/2014 tarihli sözleşmenin, ….Fuar merkezinde …. fuarı içerisinde yapılacak mobilya ve dekorasyon fuarında …. tarafından kiralanmış olan alan içerisinde yapılacak olan sergileme ünitelerinin vc kullanım alanındaki diğer ünitelerin …. tarafından fuar standı bağlamında üretilip montajının yapılması işine yönelik olduğunu, sözleşme gereğince kendileri tarafından ¨25,000,00 avans ödemesinin davacı şirkete yapıldığını,düzenlenecek olan fuarın açılış ve kapanış tarihlerinin 03/09/2014- 07/09/2014 tarihleri olduğunu, organizasyonu gerçekleştiren …. A.Ş.’ nin başvuru yapılırken ön şart olarak fuar açılışından önceki tarih olan 25/08/2014 ile 29/08/2014 tarihleri arasında stant yapımına dair hazırlıkların bitirilmesi şart koştuğunu,ancak buna rağmen davacı firmaya kolaylık olması amacıyla organizatör firma ile görüşüldüğünü ve stant yapımları amacıyla fuara giriş tarihi olan 25/08/2014 tarihinin 2 gün kadar öne çekilerek 23/08/2014 yapıldığını ve …. firmasının fuara diğer firmalardan daha evvel giriş yapma imkanı oluştuğunu, ancak davacının standı kendilerine peyderpey teslim ettiklerini standın tamamının ise 02/09/2014 tarihinde yani sözleşmede belirtilen tarihten 5 gün gecikmeyle teslim edildiği bu geç teslimden ötürü firmalarının en önemli departmanı olduğunu ileri sürdükleri muhasebe departmanın yalnızca açılıştan 1 gün önce çalışmaya başlayabildiğini ve barkodlama işlemlerinin yetiştirilemediğini ve bunların eksik kaldığını, fiyatlama kontrollerinin yapılamadığını ve hu hususların kendilerince kontrolü mümkün olmayan bir zarara uğrattığını ayrıca bu gecikme durumunun organizasyonu hazırlayan firma ile aralarında sıkıntılar oluşturduğunu,…., organizasyon firması tarafından tenkit edildiği için aksaklıkları gidermek amacıyla bazı işleri farklı birkaç firmaya ihale ettiğini bu işlerin birinin duvar paneli uygulamasını düzeltmek olduğunu ve ¨52.462,80 tuttuğunu bir diğerinin boya işi olduğunu ve ¨4.130,00 tuttuğunu bunların dosya içerisindeki faturalardan görülebileceğini, …. tarafından standın yetiştirilmesi konusunda sorunlar yaşandığı için alelacele teslim edildiğini ve bu sebeble raflarda kırılmalar olduğunu bu kırılmalar sonucunda ürünlerin zarar gördüğünü, ayrıca prestij kaybı yaşadıklarnı,ayrıca …. davacı yan ile yaptıkları sözleşmenin gecikmelere yönelik hükmünde yer aldığı üzere ”işin süresi sözleşmenin imzalanmasından itibaren başlamak üzere 28/08/2014 tarihinde saat 13:00 ‘a kadar işverenin yerleşmesine mani olmayacak şekilde teslim edilecektir yüklenici işi zamanında teslim etmez ise her saat için ¨ 5.000,00 gecikme bedeli ödemeyi kabul eder” ibaresinden yola çıkarak ¨600.000,00 gecikme bedelinin iade yükümlülüğünün doğduğunu,maddi ve manevi tazminat talep hakları saklı kalmak kaydıyla 25/07/2014 starihli eser sözleşmesine konu olan işin zamanında ifa edilmemiş ve ayıplı olarak teslim edilmiş olması nedeniyle,Türk Borçlar Kanunu kapsamında verilen yasal seçimlik haklarını kullanarak davacı şirkete bakiye iş bedelini ödemediklerinden dolayı davanın reddine, davacı şirketin kötü niyetli olduğundan aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini , yargılama masrafları ile avukatlık ücretlerinin karşı taraf- davacı şirkete yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA,
İDDİA:
Davacı vekili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 06/06/2016 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 25/07/2014 tarihinde akdedilmiş olan sözleşme gereğince davalı şirketin ….Fuar Alanında ….Fuarı içinde yapılacak mobilya ve dekorasyon fuarına,işveren sıfatını taşıyan müvekkili şirket tarafından belirlenen alan içerisine, yüklenici sıfatını taşıyan davalı şirketin sözleşmede belirtilen sürelere uygun şekilde fuar standını yapmadığını, müvekkilini zarara uğrattığını, davalı şirketin gecikmesinden kaynaklı müvekkili şirket işlerin süresinde bitebilmesi için fazladan masraf yapmak suretiyle harici firmalar ile anlaştığını ve bu bedelleri de ödemek zorunda kaldığını, tüm bunlar davalı şirketin işi süresine uygun şekilde hazırlayamaması ve teslim edememesinden kaynaklandığını, taraflar arasında akdedilmiş sözleşmeye göre belirlenen teslim tarihinin geciktirilmesinden doğan gecikme bedeli ¨7.000,00 , ayıplı iş sonucu ortaya çıkan duvar paneli için ödenen ¨2.000,00 ve yine buna ilişkin boya için ödenen bedel ¨2.000,00 ile ödenmeleri gerektiği tarihlerden işletilecek en yüksek mevduat faizleri , yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte davalı şirkete ödetilmesini , yine aynı sözleşme sebebiyle davalı şirketin Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında dava açtığını, bu nedenlerle davanın öncelikle birleştirilmesini talep ve dava ettiğini, söz konusu dosyanın celp edilerek incelenmesinde, her iki davanın 25/07/2014 tarihli eser sözleşmesinden kaynaklanması, taraflarının aynı olması sebebiyle davaların Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….Esas sayılı dosyası üzerinde birleştirilmesine karar verilmesini talep etmişitr.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Asıl davada;Dava, TBK’nın 470 nci maddesinde düzenlenen ve konusu davalıya ait fuar standının yapılması işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK’nın 67. maddesine göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
Birleşen davada;Dava,eser sözleşmesinden kaynaklanan ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın tazmini ve cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Bakırköy …. nci İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhine ¨410.390,43 asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsili için faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilinin süresinde, borca itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği,İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği,bu kararın alacaklıya tebliğ edilmediği,davanın yasal bir yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …. ile …. ‘ın12/03/2018 tarihli raporunda; Davacı tarafından 10/12/2014 tarihinde ¨247.800.00 ve ¨ 162.590,43 tutarında 2 adet fatura alacağının tahsili amacıyla toplam ¨410,390.43 alacağın tahsili amacıyla Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü…. sayılı dosya ile takibe geçtiğini, davalı tarafından 22/12/2014 tarihinde davacının kendilerine borçlu olduğunu beyan ederek takibe itiraz etmesi nedeniyle takibin durduğunu, davacı başlatmış olduğu takibe davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali talebinde bulunması nedeniyle, talebin 03/04/2015 tarihinde T.C. Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi ….esasına kaydedilerek huzurda görülmekte olan davanın ikame edildiğini, huzurda görülmekte olan davanın davalısı …. tarafından; 06/06/2016 tarihinde T.C. İstanbul …. . Asliye Ticaret Mahkemesi …. lisas saydı dosya ile yapılan işin ayıplı ve geç teslimi hususlarında karşı dava açtığı ve bu davanın huzurda görülen dava ile birleştirilmesini talep ettiğini, 14/12/2016 tarihinde ise birleştirilmesine karar verilerek ….esas sayılı dosyada hüküm altına alınmasına karar verildiğini, davacı- karşı davalının 2014, 2015, 2016 ve 2017 yılına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davacı- karşı davalının ticari defterlerine göre; takip tarihinin (10/12/2014) itibariyle davacının davalıdan ¨385.390,43 alacaklı olduğunu, davalı/karşı davacının 2014,2015,2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalı- karşı davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (10/12/2014) itibariyle davalının davacıya borcunun bulunmadığı, davalının davacıdan ¨25.000,00 alacaklı göründüğünü,dosya münderecatında sunulan resimler üzerinde yapılan inceleme de davacı-karşı davalı tarafından ayıplı teslim hususunun tespitinin yanı sıra davalıya ait fuar malzemelerinin de stant içinde bulunduğu görüldüğünden, davalı-karşı davacıya peyder pey teslimin gerçekleşteğini,davacı-karşı davalı tarafından adam sayısı artırılarak yapılan işin, mevcutta teslim edilen tarihten 12 saat evvelinde teslim edilebilecek nitelikte bir stant olduğunu, bu şekilde fazladan sağlanacak 12 saatlik zamanın davalı-karşı davacı için fuara hazırlanmak için yeterli bir süre olacağını, davaya konu stant Özel tasarım bir stant olup ahşap (mdf Lam) malzemeden üretilmiş bir stant olduğunu, ayrıca ebat olarak oldukça büyük metrekareye sahip atölye ortamında üretilip, fuar alanında montajlanması gerektiğini, ancak dava dosyası incelendiğinde davaya konu standa dair peşinat ödemesinin fuara montaj amacıyla girilecek olan tarihten 1 gün önce yapılması üretim işinin fuar alanında yapılmasına sebep teşkil ettiğini, ödemenin yalnızca 1 iş günü öncesi yapıldığı durumlarda bu imalatın fuar alanında gerçekleşeceği işveren tarafından da anlaşılabilecek aşikar bir durum olduğunu,neticeten dava konusu uyuşmazlık hususunda; taraflar arasındaki anlaşmazlığın asıl dava yönünden sözleşme kapsamında yapılan işin fatura edilen bedelinin tahsili talebinden ibaret olduğunu, karşı dava yönünden sözleşme kapsamında yapılması gereken stand projesinin gecikmeli ve ayıplı ifa edildiği iddiası ile uğranılan zarar ve cezai şart bedelinin tahsili talebinden ibaret olduğunu, muvacehesinde davalının/karşı davacının süre ihtilafının kısmen kabulünde olduğunu, davacı/karşı davalının ise 12 saatlik gecikmeden ve ayıplı ifadan sorumlu olacağı yönünde kanaate varıldığını, zira sözleşmede teslim tarihinin 28/08/2014 yazılmış olduğunun ve her iki tarafında tacir sıfatına haiz olduklarının kabulü ile yapılan değerlendirmede;
Asıl dava yönünden ise davacı/ karşı davalı tarafından; taraflar arasındaki sözleşme gereği yapılan teknik değerlendirmeler neticesinde davalı-karşı davacıya teslim edilen dava konusu ürünün gecikmeli ve hatalı da olsa teslimin gerçekleştiğini, sözleşme belirlenen tutarın,
-¨210.000,00 + KDV olduğunu
-KDV tutarının (¨210.000,00 , X %I8 KDV ) ¨37.800,00 olarak hesaplandığını,
-Davacı- karşı davalının sözleşme gereği alacak tutarının ¨247.800,00 olduğunu,
-Davalı tarafından istenildiği iddia edilen sözleşme dışı ek işler 17/10/2014 tarihinde kesilen ¨162.590,43 ‘nin davacının ispatına muhtaç olduğunu,
Davalı tarafından avans olarak alınan ¨25.000,00 tahsilatın mahsubu ile davacının kalan alacak tutarı (¨247.800 – ¨25.000) ¨222.800,00 olarak hesaplandığını,
Karsı dava yönünden davalı- karşı davacının ayıplı ve gecikmeden kaynaklı: sözleşme gereği yapılan işin ayıplı ve geç yapılmasından kaynaklı olarak davacı- karşı davalının,
-Gecikmeden kaynaklı taraflar arasındaki sözleşme gereğince (12 Saat X ¨5.000,00 TL) ¨60.000.00 tutarındaki Cezai Şart’tan sorumlu olduğunu,
-Davalı taralından stant duvarındaki eğriliklerin giderilmesi için dava dışı firmaya yapılan ¨52.462,80 tutarındaki ödemeden ve stanttaki boya işleri için yine dava dışı firmalara yapılan ¨4.130,00 tutarından olmak üzere toplamada ¨56.592,80 tutarından davacı- karşı davalının sorumlu olduğunu,
Davalının taraflar arasındaki cezai sözleşmeye bağlı cezai şart ve ayıplı ifası nedeniyle toplam alacak tutarının (¨60.000 + ¨56.592,80) ¨116.592.80 olarak hesaplandığını, sonuç olarak asıl dava yönünden davacı- karşı davalı …. Reklam San. Tic. Ltd. Şti.’nin takip tarihi itibariyle …. Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş. ‘den ¨222.800,00 TL alacaklı olduğunu, karsı dava yönünden davalı- karşı davacı …. Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş.’nin karşı dava tarihi itibariyle …. …. Reklam San. Tic. Ltd. Şti.’den ¨116.592,80 TL alacaklı olarak hesaplandığını bildirdikleri,görülmüştür.
Bilirkişiler …. ile …..’ın 17/09/2018 tarihli ek raporunda;Davacı …. tarafından yükleniciliği üstlenilmiş olan stant uygulamasında sözleşme tarihinden sonra işveren sıfatında olan …. tarafından gelen talepler doğrultusunda ek işlerin yapılmış olduğunu, ek işlere dair bedelin serbest piyasa koşullarında icra talep tarihi itibari ile standın tüm bedeli olan ¨ 247.800,00 bedelinin yüzde 35′ ine denk gelebileceğini, bu bedelin de ¨ 86.730,00 olduğunu, …. tarafından zayi olduğu iddia olunan, mdf panellerin bedelinin serbest piyasa koşullarında icra talep tarihi itibari ile yaklaşık KDV dahil ¨ 30.000,00 olduğunu, zayi olan panellerden ….un sorumlu olmadığına zira bu düzeltmenin …. tarafından uygulaması yapılan standın duvarlarının eğri olması sebebiyle kısıtlı zamanda düzeltilmesi amacıyla zaruriyetten yapıldığını ,geç teslimden kaynaklı durumdan müştereken sorumlu olunduğunu, geç teslimin en temel sebeplerinden birinin işverenin talep etmiş olduğu revizyonlar olduğunu, revizyonlar sonrası 1 Eylül 2014 tarihinde tamamen teslim olunmuş olan standın ek iş gücü ile 12 saat öncesinde bitirilmiş olmasının mümkün olacağını, 12 saatlik ekstra sürenin ürün dizilimi için yeterli bir süre olduğunu, elbette bunun için …. tarafından ekstra bir emek ve mesai gerekeceği ancak yapılmış olan son revizyonlar ile tarihler karşılaştırıldığında sürenin daha da öne çekilmesinin mümkün gözükmediğini, geç teslimden kaynaklı cezai şartın ¨ 5.000,00 X 12 Saat =¨ 60.000,00 olduğunu,….Mimarlığın ek işler adı altında talep edebileceği tutarın ¨ 86.730,00 olduğunu, davalı tarafından stant duvarındaki eğriliklerin giderilmesi için dava dışı firmayla yapılan ¨ 52.462,80 tutarındaki ödemeden ve stanttaki boya işleri için yine dava dışı firmalara yapılan ¨ 4.130,00 tutarından olmak üzere toplamda ¨ 56.592,80 tutarından davacı- karşı davalının sorumlu olduğunu, davacı….Mimarlığın ¨ 25.000,00 peşinat almış olduğu ve sözleşme bedeli olan ¨ 247.800,00 ‘ den bu peşinat tutarı düştüğü taktirde kalan meblağın ¨ 222.800,00 olduğunu, ve ek işlere yönelik kabul edilen ¨86.730,00 ‘lik bedelin bu meblağ üzerine eklenmesi gerektiğini, sonuç olarak asıl dava yönünden davacı- karşı davalı …. …. REKLAM SAN. TIC. LTD. ŞTİ.’nin takip tarihi itibariyle …. SANAYİ VE DIŞ TİCARET A.Ş.’den ¨ 309.530,00 alacaklı olduğunu, karşı dava yönünden davalı-karşı davacı …. SANAYİ VE DIŞ TİCARET A.Ş.’nin karşı dava tarihi itibariyle …. İNŞAAT REKLAM SAN. TİC, LTD. ŞTİ.’den ¨ 116.592,80 alacaklı olduğunu,bildirdikleri görülmüştür.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200’ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na göre “faturanın onu teslim alan muhatabı borç altına sokabilmesi için her şeyden evvel borç doğurucu bir hukuki ilişkinin mevcudiyeti ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatabı tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya 8 gün içinde itiraz edilmemiş olmasının onu borç altına sokacağı şeklinde görüş hem mantıki hem de hukuki dayanaktan yoksun olur. O halde öncelikle taraflar arasında böyle bir hukuki ilişkinin var olup olmadığının göz önünde tutulması zorunludur.”Akdi ilişki ispat edilemediği sürece davacının davalı adına fatura düzenlemesi ve ticari defterlerine göre bu faturalar nedeniyle alacaklı gözükmesinin davalıyı bağlayıcı bir yanı yoktur. “
Davacı yan icra takibinde ödenmediğini iddia ettiği alacak için takibe girişmiştir.Davalı ise borcu olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Kendisi lehine bir olaydan hak çıkaran taraf ispat külfeti altındadır.
Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içerir bir iş görme aktidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise teslim edilen eserin bedelini ödemektir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin kurulduğu tarih itibariyle yürürlükte bulunan TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi bulunmakta olup, uyuşmazlık eserin yüklenici tarafından tam,eksiksiz ve süresinde teslim edilip edilemediği,yüklenicinin bakiye iş bedeli alacağı olup olmadığı konusunda toplanmaktadır.
Eser sözleşmesinde kural olarak davacı sözleşme ve yasaya uygun gerçekleştirdiği imalât miktarını, davalı ise yaptığı ödemeleri kanıtlamakla yükümlüdür. Eser sözleşmesinde iş bedeli kararlaştırılmamış veya takribi bir şekilde kararlaştırılmış ise bedel yapılan şeyin değerine ve yüklenicinin masrafına göre belirlenir. Bundan anlaşılması gereken mahalli piyasa rayicine göre bedelin belirlenmesidir.
Taraflar arasında “….Fuar alanında ….fuarı için satand yapımı” konulu 25/07/2014 tarihli eser sözleşmesi imzalandığı görülmüştür.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,yapılan işlerin toplamının ne kadar olduğu,yüklenicinin,iş sahibinin talebi üzerine ek iş yapıp yapmadığı,yüklenici tarafından yapılan bir kısım işin ayıplı olup olmadığı,eserin süresinde teslim edilmemesi nedeniyle cezai şart alacağının doğup doğmadığı, yükleniciye ödenecek bakiye iş bedelinin bulunup noktasında toplandığından Mahkememizce bu yönde inceleme yaptırılmış,hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre;asıl davada davacı yüklenicinin bakiye iş bedelinin ¨ 309.530.00, birleşen davada iş sahibinin ayıp giderim ücreti altında ödediği ücret ile eserin geç teslim edilmesi nedeniyle hak kazandığı cezai şart alacağı toplamının ¨ 116.592.80 olduğu anlaşılmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde,taraflar arasında yazılı eser sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşme gereğince asıl davada davacı yüklenicinin,asıl davada davalı-birleşen davada davacı iş sahibine fuar standı yapmakla yükümlü kılındığı,davacı(birleşen davada davalı) …. tarafından yükleniciliği üstlenilmiş olan stant uygulamasında sözleşme tarihinden sonra işveren sıfatında olan …. tarafından gelen talepler doğrultusunda ek işlerin yapılmış olduğu, ek işlere dair bedelin serbest piyasa koşullarında icra talep tarihi itibari ile standın tüm bedeli olan ¨ 247.800,00 bedelinin yüzde 35′ ine denk gelebileceğinin bilirkişi kurulunca tespit edildiği, bu bedelin de ¨ 86.730,00 olduğu, …. tarafından zayi olduğu iddia olunan, mdf panellerin bedelinin serbest piyasa koşullarında icra talep tarihi itibari ile yaklaşık KDV dahil ¨ 30.000,00 olduğunun bilirkişi kurulunca tespit edildiği,ancak zayi olan panellerden davalı (birleşen davada davacı)….un sorumlu olmadığı, zira bu düzeltmenin …. tarafından uygulaması yapılan standın duvarlarının eğri olması sebebiyle kısıtlı zamanda düzeltilmesi amacıyla zaruriyetten yapıldığı ,geç teslimden kaynaklı durumdan müştereken sorumlu olunduğu, geç teslimin en temel sebeplerinden birinin işverenin talep etmiş olduğu revizyonlar olduğu, revizyonlar sonrası 1 Eylül 2014 tarihinde tamamen teslim olunmuş olan standın ek iş gücü ile bilirkişi kurulu raporuna göre 12 saat öncesinde bitirilmiş olmasının mümkün olacağını, 12 saatlik ekstra sürenin ürün dizilimi için yeterli bir süre olduğu, elbette bunun için …. tarafından ekstra bir emek ve mesai gerekeceği ancak yapılmış olan son revizyonlar ile tarihler karşılaştırıldığında sürenin daha da öne çekilmesinin mümkün gözükmediği, geç teslimden kaynaklı cezai şartın ¨ 5.000,00 X 12 Saat =¨ 60.000,00 olduğu,….Mimarlığın ek işler adı altında talep edebileceği tutarın ¨ 86.730,00 olduğu, davacı yüklenici tarafından yapılan standın bir bölümünün ayıplı olduğu ve ayıbın ihbar süresi içerisinde davacıya bildirildiği tanık anlatımlarıyla sabit olduğu,davalı(birleşen davada davacı) tarafından ayıbın giderilmesi için yapılan masrafların yükleniciden talep edilebileceği, davalı(birleşen davada davacı) tarafından stant duvarındaki eğriliklerin giderilmesi için dava dışı firmayla yapılan ¨ 52.462,80 tutarındaki ödemeden ve stanttaki boya işleri için yine dava dışı firmalara yapılan ¨ 4.130,00 tutarından olmak üzere toplamda ¨ 56.592,80 tutarından davacının(birleşen davada davalı) sorumlu olduğu, davacı(birleşen davada davalı)….Mimarlığın ¨ 25.000,00 peşinat almış olduğu ve sözleşme bedeli olan ¨ 247.800,00 ‘ den bu peşinat tutarı düştüğü taktirde kalan meblağın ¨ 222.800,00 olduğu ve ek işlere yönelik kabul edilen ¨86.730,00 ‘lik bedelin bu meblağ üzerine eklenmesi ile davacının (birleşen davada davalı) bakiye iş bedeli alacağının ¨ 309.530,00 olduğu anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulü ile davalının itirazının kısmen iptali ile takibin ¨ 309.530,00 asıl alacak yönünden devamına,birleşen davada da talep ile bağlı kalınarak ayıp giderim bedeli ve cezai şart alacağı olarak istenen ¨ 11.000,00’nin davadan önce temerrüt söz konusu olmadığından dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere avans faizi ile birlikte davalı yükleniciden tahsili davacı iş sahibine verilmesine karar vermek gerekmiştir.
İtirazın iptâli davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde İİK’nın 67/II. maddesi uyarınca davacı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilmesi için davacı alacaklının davalı borçlu hakkında usulüne uygun icra takibi yapması, borçlunun takibe haksız olarak itiraz etmesi gerekmektedir. Eldeki davada itirazın iptali, takibin devamı ve %20 icra inkâr tazminatının tahsili talep edilmiştir. Yapılan yargılama sürecinde icra takip dosyası getirilmiş, tarafların göstermiş oldukları kanıtlar da toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yapılarak mahkemece davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Bu haliyle dava, konusu itibariyle yargılamayı ve hesaplamayı gerektirmekte olup, likid değildir. Davacı yararına icra inkâr tazminatı tayini için gerekli yasal koşullar oluşmadığından asıl davada davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddine,yine davalı,davacının icra takibine girişmekte kötüniyetli olduğunu ispat edemediğinden davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVADA ;
1- Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün…. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨309.530,00 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin alacak likit olmadığından REDDİNE,
4-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
5-Alınması gerekli ¨21.143,99 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨4.927,53 harcın mahsubu ile bakiye ¨16.216,46 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından ödenen ¨27,70 Başvurma Harcı ile ¨4.927,53 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 26 tebligat + posta ücreti ¨447,10 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨2.500,00 olmak üzere toplam ¨2.947,10 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨2.222,80 ‘nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davalı tarafından yapılan 9 tebligat + posta ücreti ¨72,20 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨2.500,00 olmak üzere toplam ¨2.572,20 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨632,16 ‘nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨24.521,80 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨10.818,83 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨562,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA
1-Davanın KABULÜ ile; ¨11.000,00 ‘nin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2-Davanın fazlaya ilişkin hakkının SAKLI TUTULMASINA
3-Alınması gerekli ¨751,41 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨187,86 harcın mahsubu ile bakiye ¨563,55 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından ödenen ¨29,20 Başvurma Harcı ile ¨187,86 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 9 adet tebligat+ posta ücreti ¨103,50 yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨2.180,00 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨545,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.01/11/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …