Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/326 E. 2018/1356 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/326 Esas
KARAR NO : 2018/1356

DAVA : Alacak ( Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2015
KARAR TARİHİ : 21/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 10/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözlemesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACI … VEKİLİ;
-Mahkememizin …. Esas sırasına kayıtlı dava dilekçesinde ve duruşmadaki beyan- larında özetle; taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıların yapımını üstlendikleri …. projesindeki dış cephe … üzerine macun çekme , grani boya işi ve dış cephe taş yünü giydirme işlerinin müvekkili tarafından projeye uygun olarak tam ve eksiksiz şekilde yapıldığını, bir kısım hak edişlerinin makbuz /ve banka havalesi yoluyla ödendiğini, ancak bakiye 173.000,00 TL hak edişin ödenmediğini, hak edişin ödenmesi hususunda keşide ve tebliğ olunan ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını beyanla söz konusu 173.000,000 TL nin 01/02/2014 tarihinden iti- baren ticari faizi ile birlikte tahsilini,
-Birleşen mahkememizin … Esas sırasına kayıtlı dava dilekçesinde ve duruş- madaki beyanlarında ise ; taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıların yapımını üstlen- dikleri ….ndeki istinat duvarları, bina dış duvarları, bina içi kolonlar ve asma kirişler macun çekme işi ve tamiratı, grani boya işlerinin müvekkili tarafından projeye uygun olarak tam ve eksiksiz şekilde yapıldığını, bir kısım hak edişlerinin makbuz /ve banka havalesi yoluyla ödendiğini, ancak bakiye 20.000,00 TL hak edişin ödenmediğini, hak edişin öden- mesi hususunda keşide ve tebliğ olunan ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını beyanla söz konusu 20.000,000 TL’nin 01/07/2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
DAVALI … ŞTİ VEKİLİ cevap dilekçesi ile duruşmadaki beyanlarında özetle, davacının ana dava ile birleşen davaya konu ettiği projelerin iki ayrı proje olduğunu, Bursa Projesinin ….AŞ, Esenyurt Projesinin ise (dava dışı) …. AŞ tarafından yapıldığını, iki şirketin ortaklarının farklı olduğunu, ayrıca …. firmasının kayyım atanmış bir şirket olduğunu, birleşen dava yönünden müvekkilinin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığını, Bursa projesindeki işlerin .. A.Ş. ‘nin bilgisi dahilinde …. firmasına verildiğini ,sözleşme içeriği işin başka bir şir- kete devrinin yasaklandığını, davacının diğer davalı ile aralarında yapılmış bir sözleşme sunamadığını, inşaat sektöründe taşeron ve alt taşeronların yaptığı işlere karşılık hak edişlerin imza karşılığı fatura ile ödendiğini,bu çerçevede dava dışı … Yapının sözleşme ile diğer davalı …’e yaptırdığı işlerin bedelini ödediğini , davacıya ait her hangi bir hak ediş bulunmadığını beyanla davanın husu- met ve esas yönünden reddini savunmuştur.
Davalı … LTD. ŞTİ; dava dilekçesinin ve duruşma gününün usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
Dava,alt yüklenici durumundaki davacı şirket tarafından yapılan …. projesindeki dış cephe Prapet üzerine macun çekme , grani boya işi ve dış cephe taş yünü giydirme işi ile …’ndeki istinat duvarları, bina dış duvarları, bina içi kolonlar ve asma kirişler macun çekme işi ve tamiratı, grani boya işi bedelinin tahsili talebine ilişkin olup BK 470 vd md ne dayalıdır.
Her ne kadar iş bu alacağın tahsili davaları ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahke- memizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.

Yargılamaya konu somut olaya gelince ;
-Davanın ,eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkin olduğu,
-Davalıların ticaret şirketi, davacının gerçek kişi olduğu, İTO’nun 09/11/2018 tarih …. nolu cevabi yazısında “adı geçenin (davacının) gerçek kişi işletme kaydının bulun- madığı gibi ilgisinin saptandığı her hangi bir şirket kaydının da bulunmadığı”nın bildirildiği,
– Güneşli Vergi Dairesi’nin 06/11/2018 tarih …. (….)- E. …. nolu cevabi yazısında davacı ” … TC kimlik nolu … isimli mükellefin vergi kaydının başladığı, halen devam ettiği ve işletme hesabına tabi olduğu”nun bildirildiği,
– Eser sözleşmesinin münhasıran TTK 4. md de sayılan sözleşmeler arasında yer almadığı, ticari dava niteliği bulunmayan iş bu ihtilafın hallinde Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin gö- revli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla başkaca hususlar incelenmeksizin görevsizlik kararı verilmiş,aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna baş- vurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi tak- tirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Ba- kırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı …. Vekilinin yüzüne , diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2018

Katip …

Hakim …