Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/323 E. 2020/382 K. 08.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/323
KARAR NO : 2020/382

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/06/2014
KARAR TARİHİ : 08/07/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/07/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında e mailler yoluyla taşıma anlaşması yaptıklarını, davalının …. dan alınıp …. ne kadar taşınacak yükün yardım malzemesi olduğunun ve geçiş üstünlüğünün bulunduğunun bilgisinin verildiğini, müvekkili şirketin toplamda 12 araçla taşımayı gerçekleştirdiğini, müvekkilinin taşımayı yapacağı araçları dava dışı şirketten kiraladığını, taşıma başladığında gelen bilgiler üzerine 3 araç için yön değişikliği yapıldığını, yön değişikliği nedeniyle oluşan fiyat farkının çek ile ödendiğini, Suriye deki savaş ve kapı denetimlerinden dolayı araçların sınır kapısında sırada beklediğini, bunun da davalıyla an be an paylaşıldığını, araçların beklemelerinden dolayı dava dışı şirketin toplam 13.100,00USD bedelli bekleme bedeli talep ettiğini ve müvekkilinin bunu ödediğini, ancak davalının bu bedeli ödemediğini, yapılan görüşmelerde ancak 5.000,00 USD ödenebileceğini belirttiklerini beyanla 13.100,00 USD’nin 21/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizle birlikte tahsilini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacı ile aralarında hiçbir yazılı sözleşme bulunmadığını, davacı tarafından kargo aracılığıyla faturalar gönderildiğini, ancak müvekkilinin faturalarla alakası bulunmadığı için iade edildiğini, davacı şirket müdürü ile müvekkili şirket müdürünün sözlü olarak anlaşmaya vardıklarını ancak geçiş üstünlüğüyle ilgili beyanlarının bulunmadığını, yüklemelere ait 9 araçlık faturaların ödendiğini davacıya hiçbir borçlarının bulunmadığını, davacının davasında kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Dosyaya sunulan 02/10/2017 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda davalının 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, 09.04.2014 tarihli, 8519911 nolu, 40.400 TL tutarlı çek ile davacıya taşıma hizmetine ilişkin borcun tamamının ödenmiş olduğu, böylece davalı ticari defterlerinde davalının davacıya borcunun bulunmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır.
15/10/2018 tarihli bilirkişi …. tarafından düzenlenen raporda davacının gümrükte bekleme ücretinin talebi konusunda beklemeden dolayı 48 saat aşıldıktan sonra davalının sorumlu olduğu, davacının taşıma işini alt taşıyıcıya yaptırıp yaptırmadığının sabit olmadığı, dava dışı …. firmasının bekleme ücreti faturalarına konu toplam 12 taşıt bakımından doğrudan alt taşıyıcı sıfatının dosyada teyit edilemediği, davacıya düzenlenen 13.100 USD bedelli toplam üç adet faturadan davacının davalıya ödeme yaptığının sabit olmadığı, davacının dosya kapsamında 11.900 USD ile bu miktardan hakkaniyet indirimi yapılarak davalı yandan bekleme ücreti talep edebileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
Taraf beyanları, dosyada mevcut bilgi belgeler, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı tarafa taşımaz hizmeti verildiği husu sabit olup davacı tarafından iş bu dosyada taşıma hizmetinin ifa edildiği esnada davacı tarafından gerçekleştirilen bekleme bedeli talep edilmiş olup ispat yükü üzerine düşen davacı tarafından dosya içerisine ıslak imzalı ve yazılı sözleşme sunulmamıştır. Davacının bilirkişi incelemesi yönündeki talebi doğrultusunda dosya bilirkişi SMM …’a tevzii edilmiş 02.10.2017 tarihli rapor ile davacının davalıdan alacağının bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiştir. Davacı vekilinin itirazları dikkate alınarak dosya …. Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. ….’e tevdi edilmiş düzenlenen 15.10.2018 tarihli raporda davacının beklemeden 48 saat sonrası için davalının sorumlu olacağı ancak davacının taşımaz işinin alt taşıyıcıya yaptırılıp yaptırılmadığının sabit olmadığı,, düzenlenen faturalar bakımından da ödemenin yapıldığının sabit olmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş, 05.12.2019 tarihli ek raporunda da dava dışı firmaya bekleme ücreti ödediğinin sabit olması durumunda davalıya bekleme ücreti yansıtabileceği yönünde rapor tanzim edilmiştir. Dosyada e-mail olarak sözleşmeyi taslağının gönderildiği bu sözleşmenin 3. Maddesinde taşıma anlaşmasını fakslandığınız ancan itibaren aracın yola çıkmış sayılacağı ve 7. Maddesinde de taşımaz anlaşmasının yetkililerce kaşelenip imzalanıp onaylanıp fakslanması gerektiğinden bahsedilmiş ise de bu şekilde düzenlenen bir sözleşme mevcut değildir. Dolayısıyla yapılan taşımaz hizmetinin sözlü bir taşımaz anlaşmasına istinaden yapıldığının kabulü gerekmekte olup davacı tarafından bekleme ücretinin talep edilebilmesi için TTK madde 863/3 açık hükmü gereğince bekleme ücreti kararlaştırılmamış olsa dahi talep edilebilecektir. Ancak İ.Ü.Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. …tarafından düzenlenen 15.10.2018 tarihli kök rapor ve 05.12.2019 tarihli ek raporunda da tespit edildiği gibi davacı tarafından dava dışı firmaya yapılan ödemenin sabit olmadığı yönündeki tespitleri de dikkate alındığında ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 54,40 TL ilam harcından peşin alınan 495,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 441,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.352,48 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair taraf vekillerinin yokluğunda HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar verildi. 08/07/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”