Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/955 E. 2020/592 K. 30.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/955 Esas
KARAR NO : 2020/592

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/09/2020
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 11.10.2013 tarihinde İstanbul ili …… İlçesi ….. Mah. TEM Kuzey Yan Yol üzerinde davalı …’a ait diğer davalı …’ın kullanmış olduğu …… plakalı ticari minübüsün kaza yapması sonucu yaralandığını ve uzun süre yürüyemediğini, çocuğuna evine ve eşine bakamaz durumda olduğunu, 2 yaşındaki çocuğunun bakımı için bakıcı tutmak zorunla kaldığını ve hastaneye getirip götürme işi için eşinin ücretsiz izin almak zorunda kaldığını, hastaneye gelip giderken taksi ve ambulans ücretleri ödediğini ve çeşitli sağlık harcamaları yapığını, bu maddi zararların yanında müvekkilinin dava konusu kaza nedeni ile acı, elem ve ıstırap duymuş ve hayat düzeni alt üst olduğunu, 2 yaşındaki anne sevgi ve ilgisine muhtaç çocuğu ile hastalığı sebebiyle ilgilenemediğini, bu durum aile düzeninin de bozulmasına sebep olduğunu, müvekkilinin kazanın etkisi ile hala korktuğunu, kazanın şokunu atlatamadığından psikolojik problemler yaşadığını, bu zararların telafisi mümkün olmasa da bir nebze rahatlatmak için 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile davaya konu kazaya karışan …… plaka sayılı aracın müvekkili …. nezdinde ….. numaralı Trafik Sigorta Poliçesi Karayolu Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 19.07.2013/2014 tarihleri arasında ve …… numaralı Tüm Oto Sigorta Poliçesi ile 10.06.2013/2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, bu nedenle kabul anlamına gelmemekle beraber kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespit edilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, müvekkillerinin trafik kazasında kusurlu olmadıklarını bu nedenle tazminat açısından sorumlu da olmadıklarını, kazanın olduğu ilk andan itibaren araç sürücüsü müvekkilinin, ısrarla aracı durdurmaya veya yavaşlatmaya yarayan sistemlerin arızalı olduğunu anladığını, aracı durdurmaya çalıştığını ve aracın freninin aniden boşaldığını beyan etmiş olduğunu, bu suretle, araç sürücüsüne izafe edilemeyecek kusurdan dolayı aracın işleteni olan müvekkiline kusur izafe edilmesinin de mümkün olmadığını, kazanın meydana gelmesine neden olan olayın tümüyle fren sistemi ile ilgili olduğunu ve müvekkilinin bu fren sistemindeki arızaya engel olmasına imkan bulunmayan bir şekilde kazanın meydana gelmesi nedeniyle, yasa gereğince kusursuz sorumluluğun istisnası mücbir sebep meydana geldiğini, mücbir sebep nedeniyle kazanın gerçekleştiğini, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Adli Tıp Kurumunun 27.08.2018 tarihli raporu ile kaza nedeni ile davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin 21 güne kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Küçükçekmece …… Asliye Ceza Mahkemesinin ……. Esas Sayılı ceza dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 07/03/2019 tarihli bilirkişi ……. tarafından düzenlenen raporda bir başkasının bakımına muhtaç olduğu dönem için 1 hafta bakıcı ücreti: 201,00 TL, Hastaneye gidis-gelis ulaşım giderleri ücreti: 200,00 TL, Toplam 401,00 TL olduğu, bu giderlerden 6111 sayılı yasa gereğince SGK’nın sorumlu olmadığı, 11.10.2013 tarihindeki kaza tarihinden itibaren 3 haftaya kadar uzayabileceği rapor edilmiştir.
Dosya maddi tazminat hesabı için bilirkişiye tevdii edilmiş 16/12/2019 tarihli, bilirkişi …… tarafından düzenlenen raporda davacının nihai ve gerçek geçici iş göremezlik maddi zararının 511,20 TL olduğu, temerrüt başlangıcının davalı … şirketi yönünden 16.04.2014 dava tarihi, davalı sürücü ve işleten yönünden ise 11.10.2013 kaza tarihi ve faiz nev’inin yasal faiz olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğu gibi HMK’nın 114. maddesine göre aynı zamanda da dava şartıdır ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir.
Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır.
Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise Tüketici İşlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
83/2. Maddesinde ise; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü mevcuttur.
Aynı Kanunun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır.
“….Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine davacı gerçek kişinin davalı karşı yan ve araç şoförü ve işleteni ilgili sigortaya karşı açmış olduğu 26/12/2016 tarihli maddi ve manevi tazminat davasında davanın konusunun davacının tüketici yolcu olarak bulunduğu dolmuşta yolculuk yaptığı sırada dolmuş sürücüsünün kullanmış olduğu aracın kusurlu seyri sırasında meydana gelen kazadan ötürü uğramış olduğu zararların tazmini talep edilmiştir. Davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile yazılı yargılama usulü uygulanmak suretiyle kararı veren mahkemece bakılıp sonuçlandırılmıştır. Oysa, taraflar arasında tüketici işlemi mahiyetindeki bir taşıma ilişkisi söz konusu olup, tüketici yasası gereğince iş bu davanın basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle ve tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. İstinafa konu iş bu kararı veren mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ve yargılamaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ve basit yargılama usulüyle başlanıp devam edilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmemesinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmıştır. Keza, HMK ile düzenlendiği üzere Tüketici Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki de görev ilişkisi olup, kararın denetlenmesi açısından da resen dikkate alınması gerekmektedir…” T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi, ….. Esas,……. Karar.
“..Dava, yurt içi kara yolu ile yolcu taşıma sözleşmesinden doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yolcu, davalı ……’ın işleteni ve maliki olduğu, diğer davalının trafik sigortacısı bulunduğu otobüste Konya-Karatay istikametine seyahat ederken, dava dışı sürücünün tek taraflı kazadan dolayı yaralanması sonucu oluştuğunu ileri sürdüğü iş gücü kaybı ile bakım giderlerinden oluşan maddi tazminat ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yukarıda da ifade edildiği üzere, davalı ….. aracın maliki ve işleteni diğer davalı ise aracın zorunlu mali mesuliyet sigortacısıdır. 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunu’n 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir. Somut olayda davanın açıldığı 07.07.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Kanun yürürlüktedir. Davacı-yolcu ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketicidir. Davalı ……. taşıyıcı, diğer davalı da onun motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişilere verdiği zararı sigorta örtüsüne alan sorumluluk sigortacısıdır. Zarar, her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen talep edilmiştir. O halde, dava konusu taşıma işlemi de 6502 sayılı Kanunun 3-l maddesi gereği tüketici işlemi olarak kabulü ile tüketici mahkemesinin görevli iken işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir…” İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi, …… Esas, …… Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup davacı kaza yapan minübüste yolcu olarak bulunmakta, davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanmasına ve davacının tüketici olduğu , görev hususunun mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmasının gerekmesi nedeni ve yukarı da bahsi geçen istinaf kararları da dikkate alınarak açılan davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinin anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine kara verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ’NE, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı verilen dava yönünden tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren HMK 20 gereğince 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2-1.cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece verilecek nihai kararı ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair tarafların yokluğunda HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/09/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”