Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/828 E. 2018/616 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/828
KARAR NO : 2018/616

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/07/2014
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 09/07/2014 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ;Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında yapılan ticari işler gereği müvekkili şirket değişik tarihlerde davalı şirkete ürün sattığını ,bu ürünler karşılığı, müvekkili şirket davalı şirkete değişik tarihlerde faturalar kestiğini, kesilen bu faturaların hepsi açık fatura olarak düzenlendiğini, yapılan ticari işler neticesinde, müvekkili şirketin, davalı şirketten ¨448.094,56 alacağı kaldığını,bu alacak davalı şirketten defalarca talep edilmesine rağmen müvekkiline ödenmediğini, müvekkilinin alacağı için Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip yapılmış olup, davalı taraf bu takibe itiraz ettiğini ve başlatılan takibin durduğunu, tarafların ticari defter ve belgeleri ile vergi kayıtları incelendiği zaman açıkça anlaşılacağı üzere, müvekkili şirket davalı şirketten alacaklı olduğunu, dava dilekçesi ekinde sunulan faturalar da bu iddialarını kanıtlar nitelikte olduğunu, bu nedenlerleden dolayı, işbu itirazın iptali davasını açma zarureti hasıl olduğunu, icra takibine haksız yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamını, haksız itiraz nedeniyle davalı aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin de karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 20/08/2014 havale tarihli dilekçesini özetle; davalı müvekkili şirketin, davacı şirketten tarafından başlatılan icra takibine haklı olarak itiraz ettiğini, müvekkilinin şirkete ait ticari defter ve belgeler incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin şirketinin davacı şirkete bir borcunun bulunmadığının anlaşılacağını, dava dilekçesindeki iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı şirket icra takibinde belirttiği 05/11/2008- ile 20/02/2008 tarihleri arasında düzenlediğini iddia ettiği 24 adet fatura müvekkilinin şirket kayıtlarında bulunmadığını, bu faturaların dökümü ne icra takibinde nede dava dilekçesinde ayrıntılı bir şekil de belirtilmediğini, dolayısıyla icra takibinde borcun sebebi olarak gösterilen 24 adet fatura müvekkilinin şirkete tebliğ edilmediğini, dolayısıyla bu faturaları kabul etmediklerini, fatura içeriklerine hak kaybı olması için itiraz ettiklerini, davacının iddia ettiği 24 adet fatura müvekkilinin şirkete tebliğ edilmediğini ve söz konusu faturalarla ilgili davacıdan her hangi bir mal ve hizmette alınmadığını , ne faturalar nede mal veya ürün teslimine ilişkin faturalar müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, fatura içeriklerine de TTK 23 madde hükmü uyarınca itiraz ettiklerini, kaldı ki davacının talep hakkı da zamanaşımına uğradığını, zamanaşımı itirazları doğrultusunda davanın reddini talep ettiklerini, davacı haksız kazanç temin etmeye çalıştığını, bu durumun hukuken himaye görmesi mümkün olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla ortada herhangi bir mal teslimi yokken, fatura tek başına hukuken hiçbir anlam ifade etmediğini, davacı şirket haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlattığından davanın reddi ile haksız ve kötü niyeti davacı şirketin %20 ‘tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla davanın reddi, haksız ve kötü niyetli davacının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,davacının,faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 21/05/2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiştir.
Davadan feragat , davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.Davadan feragat,davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı veya mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur.Somut olayda,davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince,davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Feragat yargılamanın ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan Harçlar Kanunun 22. maddesi gereğince alınması gereken ¨35,90 karar ve ilam harcının 2/3’üne tekabül eden ¨23,93’nin peşin yatırılan ¨5.411,95 harçtan mahsubuna, fazla yatan ¨5.388,02’nin talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı vekili, davacıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirdiğinden, davalı yararına yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨440 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.24/05/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KÂTİP …