Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/451 E. 2019/638 K. 31.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/451 Esas
KARAR NO : 2019/638

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklar Kurulu Kararının İptali, Tazminat )
DAVA TARİHİ : 23/12/2011 2014/451 (2011/457 eski ) E. Sy. ana dava
14/06/2013 (2013/346 E. sy birleşen dava)

KARAR TARİHİ : 31/05/2019
G.K.YZM TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklar Kurulu Kararının İptali, Tazminat ) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememizin …(…. eski ) esas sayılı dosyası üzerinden davalılar …. Ltd. Şti, ….t A.Ş ve … aleyhine açtığı ana dava dosyasına sunduğu dava dilekçesi ile duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkilinin, davalılardan … Ltd. Şti’nin % 51 hissesine sahip ortağı ve davalı şirketi temsile yetkili müdürü iken, haberdar edilmediği 26/09/2011 tarihli Ortaklar Kurulu toplantısında -müvekkili istifa etmediği halde- şirket müdürlüğüne davalılardan …. A.Ş’nin ortağı olan dava dışı …’in getirildiğini, yine aynı toplantıda müvekkili adına vekaleten hareket eden davalı …’un müvekkilinin yokluğunda -müvekkilin zarara uğratmak maksadıyla- ona ait hisselerini davalı ….A.Ş’ye devrettiğini, hisse devrinin hisse defterine işlenmeden sicile tescil ettirildiğini, 26/09/2011 tarihli Ortaklar Kurulu toplantısında alınan kararların hukuka aykırı olduğunu beyanla Ortaklar Kurulu kararının ve hisse devrine ilişkin tescilin iptalini, mahkememizin …. Esas sayılı dosyası ile davalılar ….A.Ş ve … aleyhine açtığı davada ise müvekkilinin hissesinin usulsüz olarak devri nedeniyle oluşan zarara karşılık şimdilik 25.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili … A.Ş.’nin usulüne uygun olarak düzenlenen vekaletnameye istinaden hisse devralan iyi niyetli 3. Kişi olduğunu, davacının iddia ettiği vakıaları, isnatları bilmesinin, bilebilecek durumda olmasının mümkün olmadığını, … Ltd.Şti’nin % 34, …. Ltd.Şti.’nin % 45, …. Ltd.Şti.’nin % 14, … Ltd.Şti’nin ise % 7 oranında ortak oldukları Adi Ortaklık Sözleşmesi uyarınca kurulmuş adi ortaklığın 26/06/2010 tarihinde yapılan ihaleye ortak girişim olarak katıldığını, ihalenin ortak girişim lehine sonuçlandığını, ortak girişimin ( ….Ortak girişimi ) …. karşı 4 yıllık süreçte KDV dahil aylık 4.244.705,83 TL olmak üzere 230.745.880,00 TL nakit ödeme yanında, 19.000.000 m3 arazi dolgusu yaparak, sözleşme konusu araziyi teknik şartnamelere uygun olarak teslim etme borç ve yükümlülüğü altına girdiğini, …’un müvekkil … A.Ş. ile yapmış olduğu görüşmeler sonucu, ortak girişimdeki % 23 oranına tekabül eden ve davacı …’in vekalet ile her türlü tasarruf yetkisini kendisine devir ve temlik ettiği ….Ltd.Şti/nin % 51 hissesini, bu hissenin ortak girişime karşı tüm yükümlülüklerini yerine getirmesi kaydı ile 26.09.2011 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği’nin …. sayılı hisse devir sözleşmesi ile müvekkili …. Tic. …ye devir ve temlik ettiğini, müvekkili şirketin hisse devralmasından önce proje sorumlusu olarak görev yapan davacı …’in bu görevinden fiilen ayrıldıktan sonra …. Ltd.Şti. üzerinde gö- rünen % 7 ortaklık payının afaki rakamlarla devir alınması yolunda ortaklara baskı yaptığını, bu girişimlerden sonuç alamaması üzerine de iş bu davayı açma yoluna gittiği bilgisinin edi- nildiğini, dava konusu yapılan vekaletnamenin verilmesinde, varsa alt saikin bilinmesi veya öngörülmesinin hisse alan müvekkilden beklenemeyeceğini, bu vekalete dayanılarak gerçek- leştirilen hisse devri ve devamı işlemlerin hukuka uygun olduğunu, ortaklar kurulu kararlarının iptali istemiyle açılacak davalarda muhatabın şirket olduğundan …A.Ş. yönünden açılan davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, vekaletnamenin verildiği …’un …- …. – … – …. ortak girişimi ve ….Ortak Girişiminde tek başına temsil ve ilzam yetkisine sahip olduğunu, bu yetkinin kendisine ortaklık sözleşmeleri ile verildiğini, ortak girişimlerdeki ortaklardan biri olan ….Ltd.Şti.’nde payı bulunan ….ten, bu payın devir ve temliki için vekaletname almasına ihtiyaç ve gerek olmadığını, ortaklık sözleşmesi ile ortak girişimi oluşturanların, kişiler değil, kişilerin pay sahibi oldukları şirketler olduğunu, eğer ortak girişimlerin faaliyetleri, salahiyeti açısından bir vekalet verilecek ise, bu vekaletin -ortak şirketin paydaşı kişi adına veya payın temsili için değil- ortak şirketi temsilen ve şirket adına ( … Ltd.Şti. ) verilmesinin gerektiğini, kaldı ki, diğer ortaklardan veya paydaşlardan iddia edildiği gerekçe ile her hangi bir vekaletname de alınmadığını, dolayısı ile davacının ortaklıkları salahiyeti açısından böyle bir vekaletin verildiği iddialarının asılsız olduğunu, kayıtlı serma- yesinin, % 22 payına tekabül eden 11.000,00 TL payını aynı bedelle …’e, % 27 payına tekabül eden 13.500,00 TL payını ise aynı bedelle …’a 23/07/2010 tarihinde devir ve temlik edenin bizzat davacı …’in kendisi olduğunu, her iki devir sözleş- mesinin de ihalelerin yapılması ve bu ihalelerin … Ltd. Şti.’nin ortak olduğu ortaklıklar lehine sonuçlanmasından sonra gerçekleştirildiğini, davacının ortaklar kurulunun iptali istemini içeren bu davayı açmakta hukuki yararının mevcut olmadığını, davacının verdiği vekaletname ile hissesini TTK. 520. Maddesinde düzenlenen yazılı ve imzaları noterce tasdik edilmiş şekilde geçerli bir sözleşme ile devir ve temlik ettiğini, üstelik bu devir sözleşmesinde hisseyi devir alanın ortak olarak hisse defterine kayda yetkili olduğunu, bu devir sözleşmesi uyarınca da şirketin diğer ortaklarının, hisseleri devir alan kişinin ortaklığa kabulüne muvafakat ettiklerini, bu hususun siciline tescil ettirildiğini, davacının ortaklığının iradesine uygun olarak sona erdirdiğini, iş bu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığını, yapılan hisse devrinin geçerli ve ortaklığa kabul işlemi ile tescilinin usul ve yasalara uygun olduğunu, hisse devri işleminin şirkete bildirildiğini, bu bildirimin kimin tarafından yapılacağı ve şekline ilişkin bir hüküm TTK’da mevcut olmamakla birlikte, devredenin bildirimi yapmakla yükümlü ve yetkili olması yanında, devralanın da bildirimde bulunma hakkına sahip olduğunu, dolayısı ile devralan müvekkil şirket ….A.Ş.’nin ortaklığa bildirimde bulunarak, kabul ve kayıt talebinde bulunmasında bir usulsüzlüğün olmadığını, yazılı şekilde yapılmış ve noterde düzenlenmiş hisse devir sözleşmesinin bulunduğunu, bu sözleşmenin de aynı zamanda hisse devrinin hisse defterine işlenmesine yönelik iradeyi de içerdiğini, çoğu isteyenin azı da istemiş sayılacağı ilkesi sonucu 3 kişilik ortaklıkta bu kararın toplantı yapmaksızın ortakların yazılı beyanları ile alınabileceği dikkate alındığında, yapılan hisse devrine verilen onayın usul ve yasaya uygun olduğunu, hissesini devir eden ve yaptığı devir sözleşmesi ile devrin hisse defterine işlenmesi iradesini peşinen vermiş davacı ortağın, devir nedeni ile yeni ortağın ortaklığa kabulü amacıyla alınan karara katılma zorunluluğu olmadığından, davacının dava konusu yapılan ortaklar kurulu kararına katılıp katılmamasının karara bir etkisinin de olmadığını, davacının iddialarının MK’nun 2. Maddesine aykırı, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve duruşmadaki beyanlarında özetle; Beyoğlu …. Noterliği’nden 27/08/2010 tarih ve …. yevmiye sayılı ve … Ltd.Şti.’ndeki davacı hisselerinin temsil ve devri dışında başkaca, davacı ve diğer ortaklardan her hangi bir vekaletin alınmadığını ve vekaletin devir – temlik amacı ile alındığını, ortaklıkların kurulması sırasında yapılan görüşmeler sonucunda ortak girişimler aracılığı ile katılınması düşünülen ihale şartlarından biri olan iş bitirme belgesine sahiplik şartı gereği davacının bu ortak girişimlerde yer aldığını, … Ltd.Şti.’nin hakim ortağı olarak gösterildiğini, davacının hakim ortak olarak gösterilecek … Ltd.Şti.’deki hisselerini bu şirketin ortak girişime karşı taahhütlerini yerine getirecek …, … ve …’a devir ve temlik etmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bu taahhüt kapsamında bir kısım hisselerin … ve …’a devir ve temlik edildiğini, … lehine yapılacak devir ve temlik hisseler üzerinde haciz bulunması nedeni ile yapılamadığından söz konusu vekaletnamenin devir ve temlik yerine geçmek üzere düzenlenerek teslim edildiğini,…’un, davacının … Ltd.Şti.’nin hisselerini kendisine devir ve temlik edileceği taahhüdüne bağlı olarak adi ortaklık sözleşmesine katıldığını, bu hisselerin kendisine ait olduğu inancı ile hareket edip yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 50.000,00 TL kayıtlı sermayesi dışında başkaca bir mal varlığı olmayan … Ltd.Şti. adına ortak girişim sözleşmeleri gereği ortaklık katılım yükümlülük- lerinin, …, … ve … tarafından yerine getirildiğini, bu şirketteki % 51 hissenin maliki olduğunu iddia eden davacının, ne şirkete ne de şirket adına ortak girişime koyduğu nakit veya ayni bir değerin mevcut olmadığını, “…’un vekalet görevini suistimal ettiği, kötü niyetli olduğu”na dair iddiaların mesnetsiz olduğunu, kayden davacı adına görünen şirket hisselerini vekaleten devir ve temlik etmiş görünüyor ise de, kendisine ait olduğuna inandığı hisseleri devir etmek iradesi ile 26/09/2011 tarihli hisse devir sözleşmesini yaptığını, yapılan bu hisse devri ile % 57 oranındaki katılım payı karşılığı ortak girişime karşı yükümülüğünün azaltılmasının amaçlandığını, ortak katılım payının % 23’üne tekabül eden … Ltd.Şti.’nin hisselerinin bu amaç ve zorunluluk nedeniyle ve bu oranda ortak girişimin yükümlülüklerine katılması kaydı ile … A.Ş.’ye devir ve temlik ettiğini, bir an için davacının bu konudaki iddialarının samimi olduğu kabul edilse dahi, …. Ltd.Şti hisselerinin müvekkili tarafından 25.500,00 TL devrinin yapılmış olmasının gülünç ve haksız çıkar sağlamaya yönelik olduğuna ilişkin davacı iddialarının gerçek olduğunu, …- …. – …. – …. Ortak Girişiminin aldığı işin ihalesinin 18/06/2010, ….Ortak Girişimi’nin aldığı işin ihalesinin ise 23/06/2010 tarihlerinde ortak girişimler lehine sonuçlandığını, buna karşılık …. Ltd.Şti.’nin 50.000,00 TL kayıtlı sermayesinin % 22 payına tekabül eden 11.000,00 TL payını aynı bedelle …’e, % 27 payına tekabül eden 13.500,00 TL payının ise aynı bedelle …’a 23/07/2010 tarihinde devir ve temlik edenin bizzat davacı … olduğunu, davacının kendisini zarara uğrattığı ve haksız çıkar sağlamak amacı ile hisse devir sözleşmesinin yapıldığı iddialarının da gerçek dışı olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Talep ana davada; davacının …. Ltd. Şti’ndeki hissesinin devrinin onayına dair Ortaklar Kurulu Kararı’nın ve tescilin iptali, birleşen davada ise; davacının bu nedenle maruz kaldığı maddi zararın tazminine ilişkindir.
Uyuşmazlık, davalı …’un davacı …’in …. Ltd. Şti’ndeki (…. şeklinde anılacaktır) hisselerinin, …’ne (….olarak anılacaktır)devretmesi işlemine ilişkin temsil yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığı, ….’nın bu devir işleminin onaylayan ortaklar kurulu kararının iptalinin gerekip gerekmediği, birleşen dava yönünden davalılar … ve …’nin tazminat sorumluluğunun doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflarca delil olarak dayanılan ticaret sicili kayıtları, …. Ltd. Şti’nin Ana Sözleşmesi, …. yevmiye nolu Bakırköy … Noterliği’nin 26/09/ 2011 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi, Bakırköy … Noterliği’nin …. yevmiye nolu 28/09/ 2011 tarihli ortaklar kurulu kararı , 26/09/2011 tarihli … Yönetim Kurulu Kararı , 19/08/2010 tarihli …. ili, …. ilçesi, …. Toplu Konut Ala- nında bulunan …. ada …. parselin Hafriyat Döküm Alanı Olarak Kullandırılması İşi’ne Ait Sözleşme, Teklif Alma Şartnamesi ve Özel İdari ve Teknik Şartname, 29/07/2010 tarihli ” Kapalı teklif Usulü ile İhale Edilen Mülkiyetin Gayri Ayni Toprak Dolum Hakkı Tesisi İşi Sözleşmesi, 27/08/2010 tarihli ….Ortak Girişimi Ortaklık Sözleşmesi, Kesin teminat mektupları, Beşiktaş … Noterliği’nin 13/08/2010 tarihli ve …. yevmiye nolu Ortak Girişim Sözleşmesi, Beşiktaş … Noterliği’nin …. yevmiye nolu 23/12/2011 tarihli azilnamesi, Beyoğlu … Noterliği’nin …. yevmiye nolu 23/12/2011 tarihli ihtarnamesi , Beyoğlu … Noterliği’nin 27/08/2010 tarih …. yevmiye nolu vekaletnamesi, Bakırköy … Noterliği’nin 23/07/2010 tarihli …. ve …. nolu hisse devir sözleşmeleri vs celp edilmiş, taraflarca bildirilen tanıklar dinlenmiştir.
Temsil Yetkisinin Kötüye Kullanıldığı İddiasına İlişkin Değerlendirmede;
Dosyaya sunulan belgelerden , davacı … tarafından, davalı ….’a, Beyoğlu … Noterliği’nin 22 Eylül 2011 tarihli ve …. numaralı vekaletnamesi ile temsil yetkisi verilerek, davacının ….’daki hisselerinin “bir kısmını yahut tamamını, dilediği kimse veya kimselere, dilediği bedel ve şartlarla devretmeye; devir bedelini talep, tahsil ve ahzu kabza; sulh ve ibraya, devir senet ve sözleşmelerini tanzim ve imzalamaya, […], şirketin diğer ortakları nezdinde dahi temsile, Ortaklar Kurulu toplantılarına katılmaya, kararlar almaya, alınmış ve alınacak kararlara itiraza, kararlan kabul veya redde, oy kullanmaya […]” …’un yetkili kılındığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda, davalı …’un, davacı …’in ….’da bulunan % 51 oranındaki hissesine ilişkin olarak, …’nın temsil ettiği …ile 25.500,00 TL bedel karşılığında, Bakırköy … Noterliği’nin 26 Eylül 2011 tarihli ve …. numaralı hisse devri sözleşmesi yaptığı tespit edilmiştir.
Davacı, davalılar … ile …. İnşaat’ın çıkar ve işbirliği içinde hareket etmeleri nedeniyle vekalet görevinin/temsil yetkisini kötüye kullanıldığını ve 25.500,00 TL zarara uğradığını iddia ile 25.500,00 TL’nin 23/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile tahsilini talep etmektedir. Buna karşılık, davalı …, davacı …’in hisselerini kendisine fiilen devrettiğini, ancak hisselerin üzerindeki haciz nedeniyle devir işleminin gerçekleştirilemediğini ve bu nedenle ilgili vekaletnamenin düzenlendiğini, davacı …’in daha önceden benzer bedellerle …’nın hisselerini devrettiğini ve davacının haksız kazanç elde etmeye çalıştığını savunmaktadır.
Dosyada, davacıya ait hisselerin fiilen …’a devredildiği yönünde iddialar ve tanık beyanları bulunmaktadır.
Davalılardan …., cevap dilekçesinde; … Ortak Girişimi’nde (aşağıda Ortak Girişim olarak anılacaktır) davalı …’un, …. Ltd. Şti.’de (aşağıda …. olarak anılacaktır) % 34 ve ….’da % 23 hisse sahipliği vasıtasıyla, % 57, davacı …’in …. Ltd.Şti’de (aşağıda ….olarak anılacaktır.) % 7 hisse sahipliği vasıtasıyla % 7, …’in ….’da % 10 hises sahipliği vasıtasıyla % 10,…’ın, ….’da % 12 hisse sahipliği vasıtasıyla % 12, …’un … Ltd. Şti.’de (aşağıda … olarak anılacaktır) % 7 hisse sahipliği vasıtasıyla % 7 ve …un ise ….İnşaat’ta % 7 hisse sahipliği vasıtasıyla % 7 oranında katılımlarının kararlaştırıldığını savunmaktadır.
Davalı …, Ortak Girişim Sözleşmesi’nde kendisinin ….’nın ortağı olarak gösterildiğini belirtmiş olup, dosya içerindeki Sözleşme’nin 4 numaralı maddesinde böyle bir beyan yer almaktadır. Ayrıca, davalı …’un tanıklarından …, … ve …”…’mn % 51 hissesinin …’a ait olacağı hususunda anlaşıldığını ve bu hisselerin fiilen …’a devredilmiş olduğunu” beyan etmişlerdir Ortak Girişim’in …. ile imzaladığı sözleşmenin tarihi 19 Ağustos 2010 olmakla birlikte, şirketlerin bu tarihe ait hisse defterlerine dosya içerisinde rastlanmamıştır. Ancak, Bakırköy …. Noterliği’nin …. numaralı ve 23 Temmuz 2010 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi’yle ….’nın % 22 oranındaki hissesinin …’e, aynı Noterliğin 24782 numaralı ve 23 Temmuz 2010 tarihli Hisse Devri Sözleşmesi’yle ….’nın % 27 oranında hissesinin ise …’a devredildiği görülmektedir.
Ek olarak tanık … ” …. hisseleri üzerindeki haczin … tarafından kaldırıldığını ” tanık … ise ” masrafların ve teminat mektuplarının davalı … tarafından karşılandığını” beyan etmiştir. Özetle, bu tanıklar şirket masraflarının ortaklar tarafından karşılandığını, fakat davacı …’in bu bağlamda hiçbir bir ödeme yapmadığını iddia etmektelerdir. Bu beyanları teyit edebilecek nitelikte dosya içerisinde, ….’nm cevap dilekçesinin 5 ve 6 numaralı eklerinde, …’in ….’daki hisselerinin üzerindeki haczin kaldırılmasına dair belge ile …. lehine ….Bankası A.Ş. tarafından verilen teminat mektupları; 9 ve 10 numaralı eklerinde ise … ve … tarafından yapılan ödemelere ait dekontların mevcut olduğu görülmektedir.
Tanık … ” davacı …’e hisse devri sonucu herhangi bir bedel ödenmediğini, kendisine ….İnşaat’ın % 7 oranında hissesinin verildiğini” belirt- mektedir. Öte yandan mahkememizce atanan SMMM bilirkişi tarafından düzenlenen bilirkişi raporuna göre …. İnşaat’ın ticari defterlerinden 26/09/2011 tarihinde … adına “Hisse Devri Bedeli” olmak üzere 25.500,00 TL tutarında borç kaydının yapıldığı anlaşılmıştır.
Davalı …’un hisselerin kendisine fiilen devredildiğine dair tanık beyanlarına karşın dosya kapsamında davacı lehine aksi yönde bir tanık beyanı bulunmamaktadır.
Öğretide ve Yargıtay uygulamasında belirtildiği üzere “’temsilci, kendisine verilen temsil yetkisinin sınırları içinde hareket etmekle beraber, yaptığı işlem temsil olunanın çıkarlarını açık biçimde çiğniyorsa, temsil yetkisinin kötüye kullanılması ” söz konusu olmaktadır. Bu bağlamda, temsilciye yahut vekile, bir nesneyi yahut hakkı, dilediği bedelle devretme yetkisi tanınmış olsa dahi, dürüstlük kuralı ve sadakat – özen yükümlülüğü ihlal edilerek devir işlemi gerçekleş- tirilemez.
Şu var ki, sözleşmenin, temsil olunanı bağlamaması için üçüncü kişinin kötü niyetli olması gerekmekte ,başka bir deyişle temsilcinin zarar verme kastını ya da temsil olunanın menfaatlerine açıkça bir aykırılığın bulunduğunu bilmesi yahut bilmediğini iddia edemeyecek konumda olması gerekmektedir. Aksi halde, temsil yetkisi kötüye kullanılmış sayılsa dahi, yapılan hukuki işlem, temsil olunan açısından bağlayıcı olacak, ancak temsilciden zararların tazminin talep edilmesi mümkün olacaktır.
Satış sözleşmeleri bakımından, temsil olunanın çıkarlarına açık aykırılık çoğu zaman, gerçek satış bedeli ile sözleşmeyle kararlaştırılan satış bedeli arasındaki fahiş fark ile belir- mektedir.
Somut olay bazında yapılan değerlendirmede ;
a)….’nın, hisse devri bedeline göre oldukça yüksek bedeller karşılığında çeşitli ihalelere giren bir şirket olmasıyla birlikte devrin yapıldığı 2011 yılında öz varlığının kayden – 4.914.437,72 TL (borca batık) olduğu tespit edilmiştir. Ne var ki, teknik bilirkişi raporuna göre dosyaya sunulan verilerden, ….’nın, Ortak Girişim ile katıldığı ihalelere ilişkin kâr-zarar durumu hesaplanamamıştır. Başka bir ifadeyle, ….’nın hisselerinin 2011 senesindeki gerçek (reel) değeri bu aşamada tespit edilememiştir. Dolayısıyla temsil yetkisinin kötüye kullanıldığının belirlenmesinde Yargıtay tarafından esas tutulan temsilcinin dürüstlük kurallarını ve günün ekonomik koşullannı göz ardı ederek gerçek değerden çok düşük bedele hisse devri yaptığı sonucuna varmak mümkün değildir,
b)Öte yandan, davacı …’in, ….’nın % 22 ve % 27 ora- nında hisselerini 2010 senesinde sırasıyla 11.000,00 TL ile 13.500,00 TL’ye vekaleten devrettiği dikkate alındığında, dosya içeriğine göre hisse devrinin temsil olunan davacının çıkarlarına açıkça aykırı olduğu da söylenemez.Bu çerçevede, temsilci ve hisseyi devralan kişilerin işbirliği içinde hareket ederek davacıyı zarara uğrattığı iddiası ispatlanamamıştır.
Ortaklar Kurulu Kararı’nın İptali talebiyle ilgili yapılan değerledirmede;
Dava konusu ikinci uyuşmazlık, hisse devri işlemini onaylayan … Ortaklar Kurulu Kararı’nın iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır. Bu bağlamda, davacı … ” çağrı usulüne uyulmadığı, kendisinin onay kararı alman toplantıya katılma- masına rağmen oy hakkının bulunmadığını, …. Inşaat’ın toplantıda oy kullandığı, kararın iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu” öne sürmektedir. Davalılar ise cevap dilekçelerinde ” 20 kişiden az ortağı bulunan limited ortaklıklarda yazılı oy verme suretiyle de karar alınabile- ceğini, çoğun için de azm da var olduğunu, davacı …’in devre ilişkin baştan muvafakat vermesi ve diğer ortakların da devre onay vermesi neticesinde gerekli nisabın sağlandığını, bu davanın açılmasında davacının hukuki menfaatinin bulunmadığını” iddia etmektedirler.
6762 sayılı TTK’nun 536/2 md ‘ne göre, ortak sayısı 20’den az olan limited şirketlerde yazılı oy kullanarak ve toplantı yapılmaksızın karar alınması mümkündür.
6762 sayılı TTK’nun 520/2 md’ne göre limited şirketlerde hisse devrine onay kararı alınabilmesi için esas sermayenin 3/4’üne sahip ortakların devre muvafakat etmesi gerekir.
6762 sayılı TTK’nun 520/1 md ‘ne göre hissenin devri ,ortakların onay kararı alması ve pay defterine kaydedilmesi ile şirkete karşı hüküm ifade etmektedir.
Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında hisseyi devralanın, devre onay verilecek Ortaklar Kurulu’nda oy kullanamayacağı belirtilmiştir. Diğer bir deyişle, kararın, hisseyi devredenin katılımıyla alınması gerekmektedir. Devir sözleşmesi devredene, olumlu oy kullanma yüküm- lülüğü de getirmektedir. Bu bağlamda hissesini devreden, Ortaklar Kurulu’nun olumlu yönde oy vermesini engelleyici eylemlerden de kaçınmalıdır. Aksi halde, devir sözleşmesi bakımından kusurlu ve sonraki ifa imkansızlığının oluşacağı ve devredenin, devralana karşı tazminat yüküm- lülüğü altına gireceği doktrinde haklı olarak vurgulanmaktadır.
6762 sayılı TTK’nın 536/3 hükmü uyarınca, anonim şirket kararlarının hükümsüzlüğüne dair hükümler limited şirketler bakımından da uygulanmaktadır.
Somut olaya dönülecek olursa, toplanan delillerden vekaletin kötüye kullanılmadığı sonucuna varılmış olmakla, Ortaklar Kurulu Kararının geçerliliğinin irdelenmesi gerekecektir. ortaklar kurulu kararında şeklen, hisseyi devralan …adına imza bulunmakta ve davacı …’in yahut vekili …’un imzası bulunmamaktadır.
Davacı, 27 Ağustos 2010 tarihli ve …. yevmiye numaralı vekaletname ile davalı vekil (temsilci) …’a, … Limited Şir- keti’ndeki sermaye ve hak ve hissesinin kısmını veya tamamını dilediği kimse veya kimselere, dilediği bedel ve şartlarla devretmeye, şirketin diğer ortakları nezdinde dahi temsile, ortaklar kurulu toplantılarına katılmaya, kararlar almaya […] kararları kabul veya redde, oy kullanmaya, seçme veya seçilmeye, kendi imzası ile dilekçeler vererek her türlü müracaatlarda bulunmaya, bütün bu işlerle ilgili olarak gerekli her türlü evrak ve belgeyi tanzim ve imzalamaya şeklinde temsil yetkisi vermiştir.
Ancak, kanun maddesinin “….”ini her somut olay bakımından menfaatler dengesini ayrıca gözetmek gerekmektedir. Bilindiği gibi, anonim şirkete göre ortak sayısının üst sınırı, halka açılıp açılamama ve şirket sermayesi gibi çeşitli yönlerden daha küçük boyutlu veya daha kısıtlı bir biçimde tasarlanan limited şirketlerde; sermaye şirketi niteliğine rağmen ortak- ların niteliği ve ortaklar arası güven ilişkisi daha çok önemi haizdir. Bu nedenle kanunkoyucu, hisse devrini kural olarak ortakların onayına ve hatta ağırlaştırıcı bir nisapla verilecek onaya bağlamıştır. Başka bir deyişle, kanunun amacı, şirkete, istenmeyen bir ortağın alınmasının engellenmesi, diğer ortaklara ilişki kuracakları kişiyi seçme hakkının tanınması, dolayısıyla aslında diğer ortakların korunmasıdır.
20 kişiden az ortağı bulunan limited şirketlerde yazılı olarak da oy kullanılabileceği ve davacı …’in davalı …’a verdiği temsil yetkisinin içeriği ayrıntılı bir şekilde izah edilmiş olup somut olay bakımından, anılan vekaletnamede, vekil (temsilci) …’a, ortaklar kurulunda karar alma konusunda açıkça yetki verildiği görülmektedir. Yani davacı …’in, ilgili vekaletname ile yalnızca devir sözleşmesine değil Ortaklar Kurulu’ndaki oy hakkı bakımından da önceden yetki ve muvafakat verdiği görülmektedir. Aynı şekilde, vekil … da 26 Eylül 2011 tarihli ve … numaralı hisse devri sözleşmesinde, devredilen hissenin devralan adına kayıt ve tescil edilmesine önceden muvafakat verdiği sonucuna varılmıştır. “Devrettiğim hissemin devir alan adına kayıt ve tescil edilmesine rıza ve muvafakat ettiğimi şimdiden kabul, beyan ve ikrar ederim. ” Aynı sözleşmede şu şekilde de beyan mevcuttur: “Taraflardan her biri bu şirket hisse devir sözleşmesini devralan adına ortaklar hisse defterine yazdırmaya yetkilidir. Taraflar işbu sözleşmenin ilgili mercilere kayıt ve tescil ettirilmesine rıza ve muvafakatlarının bulunduğunu, devredenin terkin edilmesini, şimdiden kabul, beyan ve ikrar ederler”. Bu beyanlar ince- lendiğinde ve özellikle vekilin “Devrettiğim hissemin devir alan adına kayıt ve tescil edilmesine rıza ve muvafakat ettiğimi ” ifadesi dikkate alındığında, vekilin hisse devrine de yazılı onay verdiği kanaatine ulaşmak mümkündür. Gerçekten de ortaklar kurulu kararı olmaksızın hisse defterine devralanı kaydetmek mümkün değildir. Hissenin, devralan adına hisse defterine kayde- dilmesi için rıza verilmesi, Ortaklar Kurulu’nun kararına rıza verilmesini de gerektirmektedir. Vekil, yukarıdaki beyanında hisse devir sözleşmesinin sonucunun hisse defterine kaydedilmesi için gereken beyanı yapmış bulunmaktadır. Bu itibarla hisse defterini kayıttan önceki zorunlu aşama olan “Ortaklar Kurulu Kararı” için rızanın bu şekilde verildiği kanaatine ulaşılmıştır. Zira, “çoğun içinde az da vardır.” Hem devreden vekilinin, “devretme, devrin gerçekleşmesi ve tamamlanması yönündeki iradesi” açık ve nettir, hem de diğer ortakların devre rızası vardır.
Bu itibarla, limited şirketlerde hisse devrinin Ortaklar Kurulu Kararı şartına bağlan- masının yukarıda açıklanan amacı ve somut olayda yazılı biçimde de karar alınabileceği göz önüne alındığında, … ile vekili (temsilcisi) …’un Ortaklar Kurulu Kararı bakımından önceden verdikleri muvafakatlerin hukuken geçerli olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuçta, “çoğun içinde az da vardır.” ilkesini somut olaya uygulama gereği görülmüştür. Dosya kapsamında hisse defteri bulunmasa da, ilgili devirlere ilişkin belgelerden % 51 oranında hisse sahibi olduğu anlaşılan …’in önceden verdiği ve yazılı oy olarak kabul edilebilecek “muvafakat” ile diğer ortakların oylarının karar nisabını karşıladığı sonucuna varılmıştır.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre yapılan yargılama sonunda dava- cının davasını dayanak yaptığı iddialarını ispata yarar yasal delil elde edilemediği gözetilerek davacının hisse devrine ilişkin Ortaklar Kurulu Kararı’nın ve hisse devrinin tesciline dair işlemin iptali talebini içerir ana davanın, hisse devrinin usulsüz olarak iddiasına dayalı tazminat talebini içerir birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-a)Davacının davalılar …Ltd. Şti, … ile … aleyhine mahkememizin ….Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı ana DAVANIN REDDİNE,

b)Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu sonucu bakiye 26,00 TL harcın davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irad kaydına,

c)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kanunu gereğince takdir olunan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılar … Ltd. Şti, … ile …’a ödenmesine,

d)Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı …tarafından sarf olunan 200,00 TL ve …. Ltd. Şti tarafından sarf olunan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek adı geçen davalılara ödenmesine,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,

2-a)Davacının davalılar … ile … aleyhine mahkememizin 2013/346 Esas sayılı dosyası üzerinden açtığı BİRLEŞEN DAVANIN REDDİNE,

b)Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 435,50 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irad kaydına, bakiye 391,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

c)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükteki AAÜT ve Av. Kanunu gereğince takdir olunan 3.060,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalılar … ve …’a ödenmesine,

d)Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalılar tarafından sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine dair,

Davacı/Vekili Av. …, Davalı …Vekili Av…., Davalı … ve… vekili Av. ….’ın yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay’a gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılacak dilekçe ile temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2019

Katip …

Hakim …