Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/445 E. 2019/1059 K. 31.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/445
KARAR NO : 2019/1059

DAVA : Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2010
KARAR TARİHİ : 31/10/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne hitaben yazmış olduğu 30/11/2010 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; 27/05/2009 tarihli gayrimenkul kira sözleşmesinin şartları gereğince, kullanıma hazır ve boş olarak teslim edilmesi gereken kiralananın , dava tarihi itibariyle boş olarak teslim edilmediğini ve kiralayan tarafından kullanılmakta olduğunu belirtilerek , oluşan munzam zararın davacı tarafa ödenmesi talep edildiğini, taraflar arasındaki kira sözleşmesi gereğince;mülkiyeti …’a ait bulunan …, …, Pafta: …. Parsel: … de kayıtlı üzerinde sundurma bulunan arazinin davacı …. Enerji Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ ‘ne kiraya verilmesini, mülkiyeti …’a ait bulunan …. , …, Pafta:…., Parsel: … de kayıtlı binanın davacı …. Enerji Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ ne kiraya verilmesini, …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat Sanayi ve Ticaet AŞ nin maliki bulunduğu kömür eleme paketleme tesislerinin …. Enerji Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ ‘ne kiraya verilmesini ve …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ’ne ait işletme ruhsatının ( TC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlğı İşletme Belgesi No: … Belge No: ….) hak sahibi şirket tarafından davacı …. Enerji Madencilik Sanayi ve Ticaret AŞ’ ne temlik edilmesi konularında anlaştıklarını ve sözleşmiş olan tarafların üç yıl süreli bir kira sözleşmesi ile sözleşme süresinin anlaşma ile beş yıla çıkarılabileceği konusunda da anlaştıklarını, davalı …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ’ nin eleme ve paketleme makinelerini bir kısmını kullanarak ticari faaliyetini sürdürdüğünü ve kiralanan idari binanında 3/4 ünü kendisinin kullanmakta olduğunu ve kiracıya teslim etmediğini , davacının aylık ¨ 10.000,00 olan kira bedelinin iki yıllık ¨240.000,00 olarak ödediğini, açıklanan sebeplerle kira bedelinin yarı yarıya indirilerek ¨120.000,00’nin ödeme tarihinden avans faizi ile birlikte geri ödenmesini, davacının, davalı …’dan kira sözleşmesinin 12. Maddesi ile kabul edilmiş olan “Kiralayan herhangi bir sebep ile gayrimenkulu erken tahliye ettirmesi durumunda tüm üç yıllık kontrat süresinin bedelini kiracıya iade edecek ve yazılı ihtara gerek olmaksızın … …. şirketine ticari nitelikte kontatın toplam bedelinin % 50 (yüzde ellisi) tutarında ticari nitelikli ceza ödemeyi şimdiden kabul ve taahhüt etmiştir. ” hükmüne uygun olarak üç yıllık kira bedelinin ¨ 360.000,00 üzerinden %50 miktarında cezai şartın , kendilerine bir oda tahsis edilmesi sebebiyle % oranında uygulanarak ¨135.000,00 olarak hüküm altına alınmasını ve sözleşme tarihi olan 27/05/2010 tarihinden avans faizi ile birlikte ödenmesini talep ettiğini, davacının, davalı …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ ne ödemiş olduğu ¨240.000,00 peşin kira bedeli dolayısıyla, kendisine teslim edilmeyen bölümler sebebi ile ¨ 36.610,00 Katma Değer Vergisi ödediğini ve bu miktarın ödeme tarihi olan 28/05/2009 tarihinden avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesini talep ettiğini, davalıların, davacıya kiraladıkları işyerinde , kendileri de faaliyet göstermeye devam ettiklerinden haksız rekabet yaptıklarını , ayrıca kendilerine ait kömürden eleme yolu ile temizlenen tozları davacıların kömürleri üzerine serperek kömürün kalitesini düşürdüklerinden fazlaya dair talep ve dava hakkı mahfuz olmak üzere ¨ 50.000,00 zarar karşılığının dava …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat Sanayi ve Ticaret AŞ den dava tarihinden avans faizi ile birlikte alınarak davacı şirkete ödenmesini , müvekkkilinin mağdur olduğunu, dava masrafları ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 23/03/2011 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle;davacı ile müvekkili arasındaki kira sözleşmesinin , davacı şirket ortaklarından … ‘in ortağı ve yetkilisi olduğu … Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ile müvekkili firma ortaklarından … arasında kira sözleşmesinin zaruri bir sonucu olarak kira sözleşmesi yapıldığını, yapılan sözleşme gereğince davacıya teslim edilmesi gereken tüm menkul ve gayrimenkullerin teslim edildiğini, bu durumun Gebze Asliye … Hukuk Mahkemesi Esas No: …. D. İşi. sayılı dosyası ile tespit edildiğini , idari binanın ikinci katının müşterek kullanımından davacı firmanın 6-7 ay sonra vazgeçerek sadece birinci katını kullandığını , kira bedelinin göstermelik olduğunu ve taraflar arasında para ödeme işleminin olmadığını, …. firmasının verdiği kredi sebebiyle böyle bir sözleşme yapıldığını , gösterilen kira bedelinin dahi rayicin çok altında olduğunu, davacının ithal ettiği kömürün bakanlık tarafından öngörülen parametrelerin altında olması ve ithal kömür adı ile yerli ocaklardan üretilen kömürün satılmak istenmesi sebebiyle işyerinin mühürlendiğini ve davacıların mühür fekki sebebiyle Gebze Asliye Ceza Mahkemesinde yargılandığını ve davacıların bir takım gerçek dışı ithamlarla davalılardan haksız talepte bulunduğunu belirterek davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 07/03/2012 havale tarihli ıslah dilekçesini özetle; Davalıların kiraladıkları tüm makine ve teçhizatı yerlerinden demonte ederek başkasına sattıklarını, üç yıllık kira dönemi sona ermeden ve bilirkişilerin 27/06/2011 tarihinde yaptıkları keşiften 1 gün sonra tüm makine ve teçhizatı sökerek sattıkarını , bir ay sonra da müvekkili davacıya kiraladıkları gayrimenkulü de sattıklarını, bütün bunlar yetmiyormuşçasına sahte tahliye taahhüdü ve sahte adrese usulsüz tebligat yaparak müvekkili davacı şirkete hukuka aykırı bir şekilde tahliye ettiklerini, davalıların sahte belge ve sahte adrese tebligat yaparak haksız yere müvekkili davacının tüm eşyalarını kiralanan gayrimenkulünü dışarı çıkardıklarını, olmayan bir alacağı sahte belgelerle ve sahte adrese tebligat yaparak dosyayı kesinleştirip , müvekkili davacının eşyalarını ve makinelerini haciz edip kendi yedieminine aldıklarını, davalıların müvekkili davacı şirketi hukuka aykırı olarak resmen kiralanan mecurun dışına çıkarmaları ve eleme ve paketleme makineleri ile gayrimenkulü başkalarına satmaları ve kira kontratının ifa olanağının ortadan kaldırmaları dolayısıyla müvekkili davacının büyük zarara uğradığını, davalıların kira sözleşmesini ihlali durumunda bu sözleşmenin 12. Maddesi gereği (3) yıllık kontrat bedeli olan ¨360.000,00 tutarı ile buna ilave olarak bu tutarın %50 tekabül eden ¨180.000 ticari nitelikte ceza-i yazılı ihtara gerek kalmaksızın davalı …’ın davacıya ödemeyi beyan ve tahhüt ettiğini, davalıların hiç olmazsa idari binadan bir odasını tahsis etmiş olduklarından ticari nitelikli cezanın tamamı yerine 3/4 kısmı kadar talep edilmesi hakkiniyete uygun olacağını, bu sebepten dolayı …’ın davacıya ¨135.000 ticari nitelikte tazminatın kira sözleşmesi tarihinden 27/05/2010 işleyan faizi ile birlikte ödemesi gerektiğini, bu konuya bilirkişilerin değinmediğini, davalı şirket tarafından fatura kesilmemesi dolasyısıyla müvekkili davacı şirketin ¨ 36.610,17 tutarında Katma Değer Vergisi kaybı olduğunu, davalı şirketin bu tutarı Vergi Dairesine yatırması gerektiğini, davalı şirketin vergi kaçırmakta olduğunu, davalıların kira sözleşmesini kabul ettiklerinden dolayı kendilerine ödeme yapılmadığını yazılı olarak ikrar ettiklerini, davalıların eğer 31 adet tediye makbuzlarındaki imzaları inkar ediyorsa bu imzaların şirket yetkilsi … ile oğlu ……a ait olup olmadığı konusunda mahkemeye isticvap edilip dinlenilmesi ve imza örneklerinin alınmasını ve Adli Tıp Kurumundan grafolojik inceleme yapılmasını , gerçeği yansıtmayan bilirkişi raporunun reddi ile borçlar hukuku ve Ticaret Hukuku uzmanından oluşacak yeni hetten ıslah edilen belge ve beyanları da göz önünde bulundurarak yeniden belirlenecek inceleme hususlarına uygun rapor alınmasını talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, fazla ödenen kira bedelinin iadesi ile yararlanılamayan KDV indirimi nedeniyle uğranılan zararın tahsili ve kiralanan kömür işletmesinin çalıştırılamamasından kaynaklanan kâr mahrumiyetinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Gebze …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından aldırılan 07/01/2011 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında bir kira sözleşmesi bulunduğunu, düzenlenen kira sözleşmesi ile kömür depolama alanı ve bu alanda yer alan eleme , kırma ve paketleme makineleri , kömür paketleme ünitesinin yer aldığı saç baraka ve taşınmaz üzerinde yer alan idari binanın bir kısmının muhatap şirkete kiralandığını ve halen bu şirketin tasarrufunda olduğunu, muhatap şirkete ait kömür yığınları, paketlenmiş kömür torbaları ve büro malzemelerinin Gebze … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyası ile haczedildiğini ve yeddi emin olarak ….’a teslim edildiğini, işyerinde tespit tarihinde herhangi bir faaliyet olmadığını, taşınmazın açık kısmında kurulu bulunan kulelerin açıkta ve korunaksız olduğunu, elek ve taşıma bantlarının üstten muşamba ile örtülü olduğunu, saç baraka önünde yer alan paketleme unkerinin , elek unkerinin açıkta kaldığını ve kısmen paslandığını, saç baraka içerisinde yer alan paketleme ünitesi ve bantlarının korunaklı olduğunu, tüm bant ve makinelerin yağsız ve bakımsız olduklarını, bu durumun uzun süre devam etmesi halinde makine ve eklentilerinin ciddi zarar görebileceğini ve kullanılmaz hale gelebileceğini, muhatap şirkete ait işyerinin bulunduğu idari bina alt katının tespit tarihinde kapalı olduğunu ve herhangi bir çalışmanın işyerinde olmadığını, şirket işletme müdürünün tespit sırasında keşif mahallinde geldiği ve bayanda bulunduğunu bildirmişlerdir.
Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından aldırılan 03/01/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Dava konusu olan gayrimenkul kira sözleşmesinin kapsadığı …. , …. , Pafta:… , ada;…., Parsel No:… (eski parsel no:…) kadastro haritasının üzerinde bulunan tesisler krokide işaretlendiğini ve işlenmiş olarak gösterildiğini, tesislerin girişinde bulunan iki katlı ofis binasının zemin katının davacı …. Enerji Aş. tarafından ofis olarak kullanılmakta olduğunu, idari binanın üst katının …. Madencilik Aş. tarafından kullanılmakta olduğunu, zemin katta bulunan yemekhane , banyo ve tuvalet olarak kullanılmakta olan bölümün …. Enerji Aş. ve …. Madencilik AŞ tarafından müşterek olarak kullanılmakta olduğunu, açık alandaki eleme ünitesinin …. Enerji AŞ tarafından kullanılmakta olduğunu, beş kollu eleme ünitesinin …. Enerji AŞ tarafından kullanılmakta olduğunu, kömür paketleme bunkerinin …. Enerji AŞ tarafından kullanılmakta olduğunu, kömür paketleme deposu olarak kullanılmak olan sundurmanın da yine …. Enerji AŞ tarafından kullanılmakta olduğunu, taraflar arasındaki gayrimenkul kira sözleşmesinde belirtilen kiralanan mahallerden, kiralayanlar tarafından kullanıldığı belirlenen idari binanın üst katının ,yemekhane tuvalet ve banyo bölümünün ortak kullanılması sebebiyle bu mahallerin dava tarihi itibariyle aylık ¨ 750,00 kira bedeline katkı payı gerektiğini bildirimiştir.
Bilirkişi … ve Prof. Dr…. tarafından sunulan 25/09/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının kira bedellerinin tenkisi talebinin yerinde bulunduğunu, oranının saptanmasının mahkemenin takdirinde olduğunu bu miktara bağlı olarak iadeye söz konusu olabilecek tutarın belirlenebileceğini, davacının tazminat talebinin yerinde olmadığını, davacının KDV talebinde bulunmasının yerinde olduğunu, ancak bu miktarın mahkemece belirlenecek tenkis kararından sonra beli denebileceğini, zararın belirlenemediğini bildirimiştir.
Bilirkişi …, …. ve ….. tarafından sunulan 21/11/2017 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;Davacı şirketin davalılara noterden gönderdiği uyarının davalılara ulaştığı 07/05/2010 tarihinden dava tarihi olan 30/11/2010 tarihleri arasında kalan dönem için idari binanın üst katının davacı şirket tarafından kullanılmaması nedeniyle geri isteyebileceği haksız kullanım bedelinin ¨ 5.075,00 olabileceğini, kira sözleşmesinin 12. Maddesinde yazılı cezai şart istenilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda yargısal takdirin mahkemeye ait olduğunu, iki yıllık peşin ödenen kira bedeline karşılık davalı şiret tarafından fatura düzenlenmemesi sonucu davacı kiracının ¨ 36.610,17 KDV indiriminden yararlanamamak suretiyle zarara uğradığını , bu konuda gönderilen uyarı ile verilen sürenin dolduğunun 08/08/2009 tarihinde veya ikinci uyarı ile verilen sürenin dolduğu 09/05/2010 tarihinde davalı şirketin direnime düştüğünü bildirmiştir.
Bilirkişi ……., …. ve …… tarafından sunulan 29/01/2019 havale tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;Davacının 2009 ve 2010 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, açıklanan nedenlerle, kök raporlarında dava konusu bu temel ilgili olarak haksız kullanmaya karşı çıkıldığının davalılara bildirildiğini 07/05/2010 tarihi ile dava tarihi 30/11/2010 arasında kalan 6 ay 23 günlük süre için belirlenen ve davalı yanca itiraza uğramayan ¨5.070,00 dava tarihi itibariyle kira bedelinden TBK.m. 307 uyarınca indirilmesi gereken tutar olarak yeniden hesaplandığını, açıklanan maddi olgular karşısında, hakkında Gebze …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açılan ve 23/12/2009 tarihinde kesinleşen … Esas ve …… Karar sayılı mahkeme kararının ve sonrasında bu kez davacı şirket hakkında Gebze Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyasında açılan tazminat ve davacıya zarar vermeyecek tedbirler alınması istemli” davanın, davacının ticari faaliyetinin durmasına neden olmadığını, davacı şirketin açıklanan yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle işyerinin Valilikçe mühürlendiğini, buna rağmen mühür fekki yapılarak faaliyete devam edildiği anlaşıldığından, ıslah yolu ile maddi zarara ve kar yoksunluğu zararına neden olduğu ileri sürülen maddi olguların gerçekleşmediğini, davacı vekilinin Gebze … Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı nedeniyle işi durdurmak zorunda kalmaları nedeniyle ortaya çıkan zararın varlığını kanıtlamak için, dava dışı …… Dış Ticaret A.Ş. isimli şirket ile aralarında bağıtlanan adi yazılı sözleşmeyi, bu sözleşmenin yerine gelememesi nedeniyle aralarında adi yazılı olarak düzenlenen sulh sözleşmesini, sulh sözleşmesi uyarınca dava dışı alıcı şirkete yaptıkları cezai şart ödemelerini gösteren adi yazılı tahsilat makbuzlarını ve dava dışı şirketin noter yerine elden kendilerine teslim ettiği uyarıyı sunduklarını, davacının dava dışı firmaya ödeme yaptığına ait itiraz dilekçesi ekinde bildirmiş olduğu evrakların her zaman düzenlenebilecek nitelikte evrak olduğunu, nitekim düzenlenen evraklarda sadece tahsilat makbuzu niteliğinde kaşe/imzanın olduğunu ve tevsik zorunluluğunun altında kalan (banka/noter yollarla ödeme limitinin altında kalan tutar) olan ¨ 8.000,00 ‘yi geçmeyen ödemeler olduğundan tevsik edici (banka dekontu vb) vesika arama zorunluluğu bulunmadığını, mezkur ödemelerin davacının ticari defter kayıtlarında yer aldığını, dava dışı ……. şirketinin dosyaya mübrez (18/11/2014 tarihli) yazısında davacı tarafından bu ödemelerin yapılmış olduğunun beyan edildiğini, özetle davacı ticari defterlerindeki kayıtlar ile makbuzlarda yer alan tutarların ödendiğinin kabulü halinde davacının ¨ 89.270,00 tazminat ödemesi yapmış olduğunun kabul edileceğini, davalı şirket davalılara gönderdiği 04/05/2010 tarihli ….. yevmiye sayılı noter uyarısında metrik ton başına 25,00 USD kar kayıpları olduğunu ileri sürerlerken, bu kez ıslah dilekçesinde metrik ton başına 40,00 USD kar kaybına uğradıklarını ileri sürdükleri , hususlarındaki görüşlerini bildirmişlerdir.
Bilirkişi …,……. ve …… tarafından sunulan 02/05/2019 havale tarihli bilirkişi 2. ek raporunda özetle; ek raporlarındaki görüş ve kanaatlerinin değiştirecek bir hususun bulunmadığını bildirmişlerdir.
Taraflar arasında 27/05/2009 tarihinde davaya konu kira sözleşmesinin bağıtlandığı, buna göre davalı …’a ait …. İlçesi, …. köyü, …. pafta, …. sayılı parseldeki sundurma ile boş alanın tamamı ile aynı köy aynı pafta … sayılı parseldeki idari binanın tamamının davacı şirkete kiralandığı, aynı sözleşme ile davalı şirkete ait kömür eleme ve paketleme tesislerinin de davacı şirkete kiralandığı, tesislerin işletme ruhsatının ve Gebze OSB den alınacak işletme ruhsatının kullanma hakkının da davacı şirkete temlikinin kabul edildiği (m.l.c), kira müddetinin 3 yıl olarak belirlendiği, bu döneme ait kira bedelinin davalı şirkete makbuz karşılığı ödendiği (m.2.1), 29/05/2011 tarihinden sonraki dönemin 29/05/2012 tarihinde sona ereceği, kiracının bu dönemi kullanıp kullanmayacağı konusunda karar verme hakkı bulunduğu,(m.2.2)
Sözleşmenin 2.1. maddesinde “birinci dönem 28/05/2009 tarihinde başlayıp 28/05/2011 tarihine kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem için kira bedelinin …. Mad. A.Ş. önceden makbuz karşılığı ödenmiştir ve ödemenin bu şekilde Karayılan rıza göstermiş ve başka alacağı kaldığı beyan ve taahhüt eder…”
Sözleşmenin 3. Maddesinde bir aylık kira bedelinin %18 KDV dahil ¨10.000,00 olduğu belirtildikten sonra, “3.1” maddesinde; “birinci dönem 28/05/2009- 28/05/2011 tarihine kadar olan dönemi kapsar. Bu dönem için kira bedeli 28/05/2009 tarihinde davalı …’a ödenmiştir… “denildiği,
Sözleşmenin 8. Maddesinde taşınmaz üzerindeki önceki kira sözleşmelerinin sona erdiği ve taşınmazların boş halde davacıya teslim edindiğinin yazıldığı,
Sözleşmenin 12. Maddesinde “kiralayanın herhangi bir sebeple gayrimenkulü erken tahliye ettirmesi durumunda tüm üç yıllık kontrat süresinin bedelini kiracıya iade edeceği ve yazılı ihtara gerek kalmaksızın davalı …’ın …. şirketine ticari nitelikte kontrat toplam bedelinin %50 si tutarında ticari nitelikte ceza ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğinin…” yazıldığı,
Davalı şirketin imza ve kaşesinin yer aldığı davacı şirketin antetli kağıtlarına yazılı 31 adet birbiri ile yakın tarihli tediye makbuzlarında yazılı miktarda kira bedellerinin davalı tarafından alındığının gözüktüğü,
Taraflar arasında 01/06/2009 tarihinde bağıtlanan “Teslim-Tesellüm Protokolü” başlıklı sözleşmede, bu protokolün 27/05/2009 tarihli sözleşmenin ayrılmaz bir eki olduğu, sözleşmede yazılı bütün makine, ekipman, demirbaş ve ünitelerin kiracıya tam, sağlam ve eksiksiz teslim edildiği hususlarının yanı sıra 2. maddede “bugün itibariyle kira sözleşmesine konu alanın kullanımı konusunda yeniden görüşülerek ve teslim edilen makine ve ekipmanların niteliği, ayrıca rayiç kira bedellerine nazaran kira bedelinin düşük taktir edilmesi ve kiralayanın hasıl olan ihtiyacı da göz önüne alınarak, … pafta …… parselde bulunan idari binanın 2. Katının davalı kiralayanlar tarafından bila bedel kira süresi boyunca kullanılması konusunda mutabık kalınmıştır…” denilerek protokolün taraflarca aynı tarihte imzalandığı,
Davacının davalılara noterden 03/08/2009 tarihinde gönderdiği …… yevmiye sayılı uyarı ile sözleşme uyarınca ödenen kira bedeline karşılık düzenlenmeyen faturanın 3 iş günü içinde gönderilmesinin istenildiği, uyarının 04/08/2009 tarihinde tebliğ olduğu,
Davacı şirketin yönetim kurulu başkanı … isim ve imzası ile davacı şirketin kaşesinin yer aldığı 23/12.2009 tarihli “tahliye taahhüdü” başlıklı yazıda, davalı şirketin bugün itibariyle alınan karar uyarınca her iki parseli kayıtsız şartsız 27/05/2011 tarihinde terk ve tahliye edeceklerini, üzerinde bulunan ünite ve makinaları ile temiz ve hasarsız teslim edeceklerini, aksi halde 150.000,00 USD cezai şart ödeyeceklerini, ayrıca gecikilen her ay için aylık 25.000,00 USD işgal tazminatı ödeyeceklerini kabul ve taahhüt ettiği,
Davacı vekilinin 06/12/2011 tarihli dilekçesiyle gerek 23/12/2009 tarihli tahliye taahhüdünün ve gerekse 01/06/2009 tarihli teslim tesellüm tutanağının sahte olduğunu, sonradan eski tarihli olarak yetkisiz kişi olduğu ileri sürülen şirket yönetim kurulu üyesi … tarafından imzalandığının ileri sürüldüğü,
Gebze …. AHM. sinin 23/12/2008 tarih ve ….. E ve … K. sayılı Yargıtay’dan geçmek suretiyle 23/12/2009 tarihinde kesinleşen kararına ile dava dışı …… Makine…Ltd. Şti, nin davalı şirket hakkında açtığı manevi tâzminat ve çekişmenin önlenmesi davası sonucunda”…davalı şirket tarafından işletilen kömür işletme tesisinin iki işletme arasındaki mesafenin 5 metre genişliğe çıkarılıp, iki taşınmaz arasındaki koruma panellerinin 1,5 metre daha yükseltilip kömür eleme kulelerinin davacı sınırından 5 metre içeriye alınması ve kömür boşaltma, kırma ve eleme çalışmasının tamamının kapalı ortamda yapılması, ayrıca kömür yığınları ve depo alanının fıskiye sistemi ile sulanarak %10 nem oranının sağlanıp depo alanına giriş ve çıkış yapan araçların su havuzundan geçmeleri sağlanarak…. taraflar arasındaki muarazanın giderilmesine…” karar verildiği,
Davacı vekilinin bu davadan kendilerine önceden bilgi verilmediğini ikinci dilekçesinde açıkladığı,
Aynı şirket tarafından bu kez benzer gerekçe ile 11/03/2010 tarihinde davacı ve davalı şirket hakkında Gebze AHM. sinde …… E. sayılı tazminat ve müvekkili şirkete ve çevreye zarar vermeyecek şekilde tedbirler alınması istemli yeni bir davanın açıldığı,
Davacı şirketin 04/05/2010 tarihinde noterden gönderdiği ……. yevmiye sayılı uyarı ile taraf şirketler arasında bağıtlandığı belirtilen 28/05/2009 tarihli bayilik sözleşmesi uyarınca davalı şirket tarafından satın alınan ve alınmayan kömür bedelleri ve cezai şart ile ilgili istemde bulunulduğu, uyarının 07/05/2010 tarihinde davalılara tebliğ olduğu, bu uyarıda sözü edilen bayilik anlaşması, verilen siparişler, satılan kömür ve yapılan ödemelere ilişkin kanıtların dosyada yer almadığı,
Davacı şirketin aynı gün aynı noterden gönderdiği ….. yevmiye sayılı uyarı ile bu kez …… sayılı parseldeki sundurma ile ……. sayılı parseldeki idari binanın tamamının kendilerine 24 saat içinde teslim edilmesini, kömür eleme ve paketleme tesisindeki tüm eleme ve paketleme makinelerinin çalışır vaziyette 24 saat içinde teslim edilmesini, taşınmazlar ile eleme ve paketleme makinalarının tamamını kiracıya teslim etmemeleri nedeniyle 3 yıllık sözleşme bedeli olan ¨360.000,00’nin %50 fazlası olan ¨540.000,00 ticari kazancın kendilerine ödenmesini, ayrıca ödenen ¨240.000,00 kira bedeline karşılık 24 saat içinde fatura düzenlenmesini yeniden istedikleri, bu uyarının da 07/05/2010 tarihinde davalılara ulaştığı,
Davacı şirket yönetim kurulu başkanlığına 12/05/2010 tarihinde …….’in seçildiği ve kendisine şirketi tek başına temsil ve ilzam yetkisinin verildiği,
Kocaeli Valiliği, İl Çevre ve Orman Müdürlüğünün 18/05/2010 tarihli ve 21/05/2010 tarihinde onanan kararı ile ÇED Yönetmeliğinde belirtilen yükümlülükler yerine getirilinceye kadar dava konusu işletmenin her türlü faaliyetinin durdurulmasına karar verildiği, kararın 22/06/2010 tarihinde yerine getirilip davacı şirketin faaliyetinin işyerinin mühürlenmesi suretiyle durdurulduğu, ihbar üzerine Gebze Kaymakamlığı yetkililerince 30/06/2010,19/07/2010,23/07/2010 ve 27/07/2010 tarihlerinde yerinde yapılan incelemelerde işyerindeki mühürlerin kırılarak faaliyete devam edildiğinin tespit edildiği, bunun üzerine davacı şirket yetkilileri hakkında Gebze Kaymakamlığınca suç duyurusunda bulunulduğu, davacı şirketin müdürü….isimli kişi hakkında mühür bozma suçlaması ile 15/10/2010 tarihinde kamu davası açıldığı,
Kocaeli Valiliği,İl Çevre ve Orman Müdürlüğü’nün 07/01/2011 tarihinde davacı şirket hakkında idari para cezası uyguladığı,idari para cezasına dayanak eylemlerin “katı yakıt satıcısı belgesi” bildiriminde bulunulmaması ve de önceki belgenin 07/04/2010 tarihine değin geçerli olmasına rağmen bu tarihten sonra da satış yapıldığının fatura fotokopilerinde anlaşılması…” şeklinde gösterildiği,
Gelen tapu kayıtlarına göre dava konusu …… sayılı parselin şuyulandırma işlemi sonrası …… köyü …… ada, … sayılı parselde …… m2 alanı ile 01/07/2010 tarihinde davalı … adına yeniden tescil edildiği, üzerinde dava dışı bir banka lehine üç ayrı tarihte (24/04/2008, 20/12/2006, 22/09/2008) konulmuş ipotekler bulunduğu,
Davacı şirketin davalı şirkete huzurdaki dava sırasında 06/12/2010 tarihinde gönderdiği yazı ile daha önce Gebze …. AHM sinde açılmış davadan kendileri hakkında açılan dava nedeniyle haberdar olunduğunu belirtilerek, “önceki karar uyarınca eleme sahasında bulunan kulelerin dava dışı davacı şirketin duvarından 5 metre içeri çekilmesi ve koruma panelinin 1,5 metre yükseltilmesi…”gerektiği açıklanıp, bunların yapılması için kendilerine yazılı olarak izin verilmesinin önemle rica edildiği,
Alacaklı dava dışı …. ..Ltd. Şti. tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasında davacı şirket hakkında başlatılan icra takibi sonrasında 24/12/2010 tarihinde dava konusu işyerinde haciz uygulandığı, hacizli bir kısım menkul malların borçlu şirketin üst katında ofisi bulunan davalının oğluna yediemin olarak teslim edildiği,
Davalıların istemi üzerine Gebze … AHM. sinin ….. D. işler sayılı dosyasında 05/01/2011 tarihinde yapılan delil tespiti üzerine bilirkişilerce verilen 07/01/2011 tarihli raporda, “…İşyerinde bir faaliyet olmadığı, idari bina alt katının kapalı olduğu ve her hangi bir çalışanın işyerinde bulunmadığı, şirket müdürünün keşif mahalline geldiği ve beyanda bulunduğu, davacı şirket hakkında başlatılan icra takibi sonucu kömür yığınları, paketlenmiş kömür torbaları ve büro malzemelerinin yediemin olarak ……’a teslim edildiği, idari binanın bir kısmının davacı şirketin tasarrufu altında olduğunun kulelerin açık ve korunaksız oldukları, elek ve taşıma bantlarının üstten muşabba ile örtülü oldukları, saç baraka önünde yer alan paketleme unkerinin, elek unkerinin açıkta kaldığı ve kısmen paslandığı, saç baraka içinde yer alan paketleme ünitesi ve bantlarının korunaklı olduğu, tüm bant ve makinelerin yağsız ve bakımsız oldukları, bu durumun uzun süre devam etmesi halinde makine ve eklentilerinin ciddi surette zarar görebileceği ve kullanılmaz hale gelebileceği…” hususlarının tespit edildiği,
Davacı şirket çalışanları tarafından dava aşamasında düzenlenen 08/01/2011, 02/02/2011, 04/03/2011 ve 06/04/2011 tarihli tutanaklarda,”sahanın koruma saçlarının kepçe ile devrildiği, elek ve çevre bakım onarım ve temizlik işlerinin mal sahibinin oğlu ……. tarafından engellendiği, kömür sahasının kenarında bulunan 9 adet saçın aynı kişi tarafından kepçe ile yıkıldığı, adı geçenin yediemin olarak sorumluluğun kendisinde olduğunu söylediği, ortaklaşa kullanılan elektriğin kasten kesildiği….” hususlarında açıklamaların yer aldığı,
Davacı şirketin başvurusu üzerine jandarma ekipleri tarafından 07/04/2011 tarihinde düzenlenen tutanakta, davacı şirketin kullandığı idari binanın alt katında elektrik olmadığı, paketleme bakım atölyesinin asma kilit ile kilitli olduğunun yazıldığı,
Davacı şirketin dava aşamasında 18/04/2011 tarihinde davalılara gönderdiği uyarıda, o güne değin ortaya çıkan olaylar özetlendikten sonra Gebze AHM.’nin … E. ve … sayılı kararı uyarınca faaliyetlerini 26/05/2010 tarihinde durdurmak zorunda kaldıklarını, kömür eleme ve paketleme yapılamaması nedeniyle günlük zararlarının ¨5.000,00 olduğunu,bu nedenle ticari sıkıntıya girildiğini ve çeklerin ödenemediğini açıklayarak 27/05/2010 tarihinden itibaren mahkeme kararı yerine getirilinceye değin günlük ¨5.000,00 zararlarının tazmin edilmesini ve ayrıca bu dönem için öödenen kira bedellerinin tamamının tazmin edilmesini istedikleri, ayrıca daha önce onlarca kez geçerli bir neden gösterilmeksizin kesilen elektrik kesildiğini, 07/04/2011 tarihinde ise elektriğin tümü ile kesildiğini, jandarma tarafından tutanak tutulduğunu, bundan zarar görüldüğünü, imalat, ticaret ve iletişim imkanlarının ortadan kaldırıldığını da açıklayarak verilen zararlar için yasal yola başvurulacağının uyarıldığı, uyarının davalılara hangi tarihte ulaştığının belli olmadığı,
Davacı şirket vekilinin kanıt dilekçesine eklediği fotokopi kira sözleşmesine göre dava konusu taşınmazlardan … sayılı parselin 01/08/2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile dava dışı “…. Gıda Sanayi ve Tic. Ltd. Şti tarafından kömür stoklama sahası olarak kullanılmak üzere davacı şirkete 1 yıllığına aylık ¨3.600,00 + KDV bedelli kiralandığı,
Mahkememiz kararı uyarınca Gebze AHM.sine talimat yolu ile yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu bilirkişilerin 27/06/2011 tarihinde yaptıkları keşif sonucu düzenledikleri raporda davalı kiralayanların kullandıkları idari binanın üst katı, yemekhane, tuvalet ve banyo bölümlerinin ortak kullanılması nedeniyle bu mahallerden dava tarihi itibariyle aylık ¨750,00 kira bedeli katkı payı gerektiği yönünde görüş bildirdikleri, ayrıca kiralananda bulunan makine ve tesislerin davacı kiracı tarafından kullanıldığına ilişkin tespitlere yer verdikleri,
Davacı vekilinin 07/03/2011 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz ettiği ve aynı dilekçede 27/06/2011 tarihinde yapılan keşiften bir gün sonra davalıların makine ve teçhizatları sökerek sattıklarını, bundan bir ay sonra da taşınmazı sattıklarını, sahte tebligatlarla hukuka aykırı bir şekilde tahliyeyi sağladıklarını, olmayan bir alacağı yaratıp, müvekkile ait eşya ve makineleri haczi kendilerine yediemin olarak aldıklarını, bu şekilde sözleşmenin ifa olanağının ortadan kaldırıldığını, müvekkilinin dava dışı bir şirkete sözleşme ile yüklendiği satış taahhüdünü yerine getirmemesi sonucu 400.000,00 USD kâr kaybı yaşadığını, belirterek bu dilekçesine eklenen ıslah edilen belge ve beyanların da dikkate alınarak yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını istediği, kâr kaybına dayanak olarak dava dışı … Dış Ticaret A.Ş. isimli şirket ile imzalandığını ileri sürdüğü 17/05/2010 tarihli adi yazılı sözleşme ile bu sözleşme uyarınca kendisine yapılan makbuz fotokopileri sunduğu,
Dava konusu işyerinde 01/07/2011 tarihinde icra memurlarınca tahliye tutanağı düzenlendiği,
Davacı şirketin bu işlem üzerine Gebze İcra Hukuk Mahkemesine 04/07/2011 tarihinde tebligat işleminin usulsüzlüğü gerekçesi ile şikayet yoluna başvurduğu, Gebze İcra Hukuk Mahkemesinin …. ve …. K. sayılı kararlarına göre davalı şirket tarafından tahliye taahhüdü ve ¨240.000,00 kira alacağı nedeniyle başlatılan iki ayrı icra takibinde davacı şirkete gönderilen tebligatların usulsüzlüğü gerekçe gösterilerek öğrenme tarihlerinin 04/07/2011 olarak düzeltilmesine, …. K. sayılı kararı ile de uygulanan menkul hacizlerinin kaldırılmasına karar verdiği, ayrıca davalı …’ın oğlu Mustafa Karayılan’ın Gebze … ASCM’ since 10/12/2014 tarihinde “muhafaza görevini kötüye kullanmak” eyleminden ötürü cezalandırıldığı,
Dava kendisine ihbar olunan …. Dış Ticaret A.Ş. isimli şirket vekilince sunulan 18/11/2014 tarihli dilekçede, davacı şirket ile bağıtlanan satış sözleşmesinin yerine gelmemesi nedeniyle uğradıkları zararlara karşı düzenlenen sulh sözleşmesi uyarınca davacı şirketin kendlerine ¨89.270,00 ödeme bulunduğunu kabul ederek,buna ilişkin sulh sözleşmesini ve ödeme makbuzlarını, adi yazılı düzenlenen 15/09/2010 tarihli ihtarnameyi dilekçesine eklediği, tespit edilmiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili dava dilekçesinde dört ayrı nedenle alacak isteminde bulunmuştur. Bunlar sırası ile;
1-İdari binanın 3/4 lük kısmının kiracıya teslim edilmemesi nedeniyle aylık ¨10.000,00+ KDV aylık kira bedelinin yarı yarıya indirilerek toplam ödenen ¨240.000,00’nin yarısı otan ¨120.000,00’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müteselsilen geri alınması,
2-Kira sözleşmesinin 12. maddesinde 3 yıllık sözleşme bedeli ¨360.000,00ile ek olarak bu tutarın %50 sine tekabül eden ¨180.000,00’nin cezai şart olarak davalı … tarafından ödenmesi beyan ve taahhüt edildiğini, davalıların idari binanın bir odasını tahsis etmeleri nedeniyle ticari idari cezanın tamamı yerine 34’lük kısmı olan ¨135.000,00’nin davalı taşınmaz sahibinden kira sözleşmesi tarihinden (27/05/2009) itibaren faizi ile birlikte ödenmesi,
3-Davalı şirketin ¨240.000,00 kira bedelini tahsil etmesine rağmen fatura düzenlemediğini, fatura düzenlenmesi için noterden 03/09/2009 tarihinde gönderilen uyarıdan da sonuç alınamadığını, bundan ötürü ¨36.610,00 KDV kaybına uğradıklarını, bu tutarın 28/05/2009 son ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınması,
4-Davalıların sözleşmeye rağmen faaliyetlerini durdurmayarak müvekkili şirket ile aynı işi yapmayı sürdürdüklerini, müvekkili şirkete gelen müşterilerin önlerinin kesilerek idari binayı da kullanmalarından dolayı müşterileri odalarına davet edip haksız rekabette bulunduklarını, ayrıca sıkma kömür imalatı da yaptıkları için burada ortaya çıkan kirli atıklarını müvekkiline ait işletmenin tam ortasına geldiğini, bu yüzden iş alanlarında bulunan ve paketlenmek üzere olan yıkanmış tertemiz kömürlerin kirlendiğini, özellikle yağmurlu havalarda davalıların biriketleme tesisinden gelen katranın kendi alanlarında bulunan tertemiz kömürle karışarak kömürün kalitesini düşürdüğünü, alıcılar nezdinde kalite itirazına uğranıldığını ve mal iadelerini önleme amacıyla fiyatta indirim yapılması zorunda kalındığını, açıklanan şekilde ortaya çıkan ¨500.000,00 üzeri zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları kalmak üzere şimdilik ¨50.000,00 zararının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınması…şeklindedir.
Davacılar vekili 07/03/2012 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah etmiş, mahkememizin açıklama istemesi üzerine verdikleri 17/05/2012 tarihli dilekçelerinde ve 14/06/2012 tarihli oturumdaki açıklamaları ile dava değerini arttırmadıklarını, sadece davada dayanılan vakıa ve sebepleri ıslah ettiklerini, bu nedenle ıslah ile birlikte ayrıca nispi harç yatırmadıklarını bildirmişlerdir.
Davacılar vekili ıslah dilekçesi ve açıklama dilekçesinde sözleşmenin başında dava dışı bir şirket tarafından açılan dava sonucundan kendileri hakkında ayrı şirket tarafından dava açılması sonucu 26/05/2010 tarihinde haberdar olunduğunu, mahkeme kararındaki işlemlerin kiraya veren tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, bu konuda davalılara yapılan uyarıların yerine getirilmediğini, son olarak 06/12/2010 tarihinde yazılı olarak kendilerinin uyarıldığını, bu mahkeme kararı ile müvekkili şirketin faaliyetini durdurmak zorunda kaldığını,mahkeme kararının gizlenmesi nedeniyle dolandırıldıklarını, bu nedenle sözleşmenin yerine getirilme olanağının kalmadığını,27/06/2011 tarihinde yapılan keşiften bir gün sonrası sonra işyerindeki makine ve teçhizatı sökerek sattıklarını, bir ay sonrada taşınmazı sattıklarını, sahte tebligatlar yaparak icra marifetiyle tahliye sağladıklarını,
Mahkeme kararı uyarınca işyerini çalıştıramadıkları için dava dışı …. İle 17/05/2010 tarihinde yapılan sözleşmeden doğan 10.000,00 m ton mal taahhütlerini yerine getiremediklerini, bu şekilde ton başına 40,00 USD olmak üzere toplam 400.000,00 USD kârdan yoksun kaldıklarını…” belirterek dava dilekçesinde uğradıkları zararlarla ilgili maddi vakıaları ıslah yoluyla değiştirmiştir.
Davacının ıslah dilekçesinden sonra istemlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
“İdari binanın 3/4 lük kısmının kiracıya teslim edilmemesi nedeniyle aylık ¨10.000,00+ KDV aylık kira bedelinin yarı yarıya indirilerek toplam ödenen ¨240.000,00’nin yarısı olan ¨120.000,00’nin ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte her iki davalıdan müteselsilen geri alınması,” istemi;
Varlığı çekişmesiz kira sözleşmesinin 13. maddesinden sonra gelen son paragrafında; “Bu sözleşmeye taraflar arasında yapılacak olan mecur teslim ve mevcut durum tutanağı ve ….. Şirketinin işletme Ruhsatı da dahildir…”şeklinde son bir cümle yer almaktadır.
Davacı şirketin kaşesi ve o tarihteki yönetim kurulu başkanı olan …’in ait olduğu ileri sürülen imzanın ve davalı şirket kaşesi ve yetkili imzası ile davalı … isim ve imzasının yer aldığı 01/06/2009 tarihli “Teslim Tesellüm Protokolü” başlıklı adi yazılı belgede; “… kira sözleşmesine konu bütün makine, ekipman, demirbaş ve ünitelerin kiracıya tam, sağlam ve eksiksiz olarak teslim edildiği, ayrıca kullanım alanının yeniden görüşülerek, makine ve ekipmanların niteliği, ayrıca rayiç kira bedellerine nazaran kira bedelinin düşük taktir edilmesi ve kiralayanın hasıl olan ihtiyacı da göz önüne alınarak …idari binanın 2. Katının davalılar… tarafından biia bedel kira süresi boyunca kullanılması konusunda mutabık kalınmıştır…. “şeklinde bir düzenleme yapılmıştır.
Ayrıca kira sözleşmesinin 8. Maddesinde taşınmazların boş halde davacıya teslim edildiği belirtilmektedir.
Davacı vekili 01/06/2009 tarihli protokolü imzalayan kişinin şirketi temsile yetkisinin olmadığını, bu belgenin daha sonra düzenlendiğini ileri sürmüş,ise de,dosyada yer alan ticaret sicil kayıtlarında …’in davacı şirketin 2008 yılında ilk kez tescili ile birlikte yönetim kurulu başkanlığına 3 yıllık bir sürede görev yapmak üzere seçildiği, şirketin 29/04/2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında bu kez yönetim kurulu başkanlığına …isimli kişinin seçildiği, …’in ise şirket yönetiminde yer olmadığı belirlenmiştir. Yönetim kurulu Başkanlığına seçilen … isimli kişinin 12/05/2010 tarihli yönetim kurulu kararı ile yetkileri belirlenmiş ve karar 26/05/2010 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş, 01/06/2010 tarihli ticaret sicil gazetesi ile ilan edilmiş olup sözleşmenin anlaşmazlık çıkıncaya kadar uygulanması ve sonrasında yerinde yapılan tespitlerde makine ve techizatların davacının kullanımında olduğunun belirlenmesi,davacı tarafından işletilen işletmenin faaliyetlerinin durdurulmasına kadar makine ve techizatların tam ve eksiksiz teslim edilmediğine ilişkin bir itirazın davacı tarafça ileri sürülmemesi ve söz konusu belge ortaya çıkıncaya kadar bu yönde bir itirazın bulunmaması ve protokolün imza tarihi itibariyle şirketi yönetim kurulu başkanı …’in temsile yetkili olması hususları dikkate alındığında 01/06/20109 tarihli protokoldeki imzanın davacı şirketi bağlamadığının ileri sürülmesi dürüslük kuralına aykırı olduğundan protokol altındaki imza ile ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı gibi bu kişi tanık olarakta dinlenmemiştir.
27/05/2009 tarihinde bağıtlanan kira sözleşmesinden sonra davacı şirket tarafından davalılara 03/08/2009 tarihinde noterden gönderilen uyarı ile ödenen kira bedeli için düzenlenmeyen faturanın düzenlenmesi istenilmiştir. Bu uyarıda bir kısım makine ile teçhizatın ve idari binanın tam olarak teslim edilmediğine ilişkin bir açıklama yer almamaktadır.
Davacı şirketin pay sahiplerinin ve yönetiminin değişmesinden sonra davalılara 04/05/2010 tarihinde noterden gönderilen … yevmiye sayılı uyarıda ilk kez idari binanın bir kısmının kullanılamadığı ve davalıların aynı yerde ticari faaliyetlerini sürdürdükleri ve bir kısım boş alan ile eleme ve paketleme makinelerinin işgal edildiği ilk kez ileri sürülmüştür.
Aynı gün gönderilen … yevmiye sayılı bir diğer uyarıda ise taraflar arasında bağıtlandığından söz edilen ancak dava dosyasına sunulmayan 28/05/2009 tarihli Bayilik Sözleşmesi uyarınca davalılarca satın alınması taahhüt edilen 50.000,00 ton, ceviz ve portakal ebatlarındaki kömürden ve bu amaçla verilmesi gereken çeklerin teslim edilmediğinden söz edilmektedir. Uyarının devamında ise “bayilik sözleşmesi uyarınca şimdiye dek 4.827,51 metrik ton kömür satın alındığı, 04/05/2010 tarihi itibariyle 72.825,84 USD borç bulunduğu, sözleşmeye aykırı davranılarak sipariş edildiği halde alınmayan 45.172,49 metrik ton kömür için metrik ton başına ortalama 25,00 USD den 1.129.312,25 USD kâr kaybına uğranıldığı, sözleşmenin 7. maddesi uyarınca aylık %5 faizi ile birlikte alacaklarının 2.466.417,90 USD ye ulaştığı, sözleşmenin cezai şartlar eki nedeniyle 200.000,00 USD cezai şart alacakları ile birlikte toplam 3.868.555,99 USD alacaklarının 24 saat içinde ödenmesinin istenildiği…” görülmektedir.
Açıklanan maddi kanıtların birlikte değerlendirilmesi sonucu, tarafların aralarında sadece ürün kira sözleşme ilişkisi olmadığı, bu sözleşmenin bağıtlandığı günden bir gün sonra bu kez aralarında “bayilik sözleşmesi” de bağıtlanarak dava konusu idari binanın 2.katının ve ana taşınmazın bir kısmında bayilik sözleşmesi uyarınca davacılarca satışa hazır hale gelen kömürlerin davalı şirket tarafından pazarlanması amacıyla kullanımına izin verildiği, bayilik sözleşmesine uyulmaması nedeniyle davacı şirketin kira sözleşmesinin başlangıcındaki kısmi kullanıma, noterden gönderilen uyarı ile birlikte karşı çıktığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı Vamey isimli şirketin davacı şirket hakkında başlattığı icra takibi üzerine 24/12/2010 tarihinde düzenlenen haciz zaptında, davalı şirketin idari binanın üst katını kullanmayı sürdürdüğü haciz tutanağından anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı şirketin noterden gönderdiği uyarının davalılara ulaştığı 07/05/2010 tarihinden, dava tarihi olan 30/11/2010 tarihleri arasında kalan dönem için idari binanın üst katının davacı şirket tarafından kullanılamaması nedeniyle geri isteyebileceği haksız kullanım bedelinin hesaplanması gerekmektedir.
Talimat yolu ile yapılan keşifte seçilen bilirkişilerce,haksız kullanım bedelinin aylık ¨750,00 olarak belirlenmiş olup buna göre istenebilecek 6 ay 23 günlük haksız kullanma karşılığı ¨5.070,00 olduğu,buna göre davacının davalılardan isteyebileceği haksız kullanım bedelinin ¨5.070,00 olduğu anlaşılmakla davacının bu yöne ilişkin talebinin kısmen kabulü ile anılan miktarın dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline,davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
“Kira sözleşmesinin 12. maddesinde 3 yıllık sözleşme bedeli ¨360.000,00 ile ek olarak bu tutarın %50 sine tekabül eden ¨180.000,00’nin cezai şart olarak davalı … tarafından ödenmesi beyan ve taahhüt edildiğini, davarların idari binanın bir odasını tahsis etmeleri nedeniyle ticari idari cezanın tamamı yerine 3/4’lük kısmı olan ¨135.000,00’nin davalı taşınmaz sahibinden kira sözleşmesi tarihinden (27/05/2009) itibaren faizi ile birlikte ödenmesi, “istemi;
Varlığı çekişmesiz 27/05/2009 tarihli kira sözleşmenin 12. maddesinde “kiralayanın herhangi bir sebeple gayrimenkula erken tahliye ettirmesi durumunda tüm üç yıllık kontrat süresinin bedelini kiracıya iade edeceği ve yazılı ihtara gerek kalmaksızın davalı …’ın …. şirketine ticari nitelikte kontrat toplam bedelinin %50 si tutarında ticari nitelikte ceza ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğine…” ilişkin bir düzenleme yer almaktadır.
Dava dilekçesinde davacı vekili idari binanın ve eleme ve paketleme makinalarının bir kısmının kullanılmasının engellenmesini sözleşmeye aykırılık olarak nitelendirmiş ve buna bağlı olarak sözleşmenin 12. Maddesinde yazılı cezai şartın istenilmesi koşullarının oluştuğunu ileri sürmüştür.
Oysa bu maddede sözleşmenin herhangi bir maddesine aykırılıktan değil, özel olarak, kiralayanın herhangi bir nedenle kiralananın erken tahliye ettirmesi maddi olgusunun gerçekleşmesinden söz edilmektedir.
Davanın açıldığı 30/11/2010 tarihi itibariyle dava konusu taşınmazın davalılar tarafından açılan bir dava sonucu veya bir başka dava dışı yöntemle tahliye ettirildiğine ilişkin dava dosyasında bir kanıt yer almamaktadır.
Buna karşılık mahkememizde süren yargılama aşamasında davalılar tarafından davacı şirket hakkında 31/05/2011 tarihinde iki ayrı icra takibi başlatıldığı, durumun davacı şirket tarafından öğrenilmesi üzerine icra takiplerinin sonuçsuz kaldığı dosyaya sunulu kanıtlardan görülmektedir.
Her davanın açıldığı tarihten önce ortaya çıkan maddi vakıalara göre değerlendirilmesi gerektiği düşünüldüğünde, dava aşamasında ortaya çıkan yeni olaylar ve bu olayların ortaya koyduğu sonuçların yeni bir davanın konusunu oluşturacak olup kiralananın erken tahliye ettirmesi maddi olgusunun somut olayda gerçekleşmemesi ve anılan sözleşme maddesine aykırılığın bulunmaması nedeniyle davacının bu talebinin reddine karar verilmiştir.
” Davalı şirketin ¨240.000,00 kira bedelini tahsil etmesine rağmen fatura düzenlemediğini, fatura düzenlenmesi için noterden 03/09/2009 tarihinde gönderilen uyarıdan da sonuç alınamadığını, bundan ötürü ¨36.610,00 KDV kaybına uğradıklarını, bu tutarın 28/05/2009 son ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınması”istemi;
Taraflar arasında 27/05/20109 tarihli kira sözleşmesinin bağıtlandığı konusunda bir çekişme bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde iki yıllık KDV dahil ¨240.000,00 tutarlı kira bedelinin peşin alındığı açıkça yazılıdır. Yine sunulu makbuzlarda bu paranın alındığı gözükmektedir.
Davalılar vekili ve davalı … davaya yanıt dilekçesinde açıklanan şekilde sağlanan ödünç nedeniyle gerçekte kira bedelinin alınmadığını ileri sürmektedirler.
Bir an için kira bedeli alınmayıp,sağlanan ödünçten doğan borcun geri ödenmesine tutarı mahsup edilmesi halinde dahi davalıların bu şekilde gelir elde ettikleri,malvarlıklarını iki yıllık kira bedeli kadar çoğalttıkları, buna karşılık davacı şirketin alacağı fatura ile sağlayacağı KDV indiriminden yararlanmamak suretiyle zarara uğrayacağı açıktır.
Açıklanan düşünceler ile iki yıllık kira bedeli olan KDV dahil ¨240.000,00 içinde yer alması gereken KDV tutarı (¨240.000 TL / 1,18) x %18) = ¨36.610,17, olarak bilirkişi kurulu tarafından hesaplanmıştır.
Davacı şirket yönetimi ve sahipliğinin değişmesinden önce kira sözleşmesinin imzalandığı 27/05/2009 tarihinden sonra sözleşmede yazılı kira sözleşmesi nedeniyle fatura düzenlenmediğini gören davacı şirketin ilk sahipleri noterden gönderdikleri 03/08/2009 tarihli uyarı ile fatura düzenlemesini istemiş ve bu uyarı 04/08/2009 tarihinde davalılara ulaşmasına rağmen verilen 3 günlük süre içinde fatura düzenlenmemiştir.
Bu durumda davalı şirketin 08/08/2009 tarihinde direnime düştükleri söylenebilecektir. Ancak davacılar tarafından aynı konuda 04/05/2010 tarihinde noterden gönderilen ve davalı şirkete 07/05/2010 tarihinde ulaşan … yevmiye sayılı uyarı ile verilen 24 saatlik süre bir tür atıfet mehli olarak nitelendirildiğinde, davalı şirketin bu kez anılan borcu için 09/05/2010 tarihinde direnimi düştüğü anlaşıldığından davacının bu yöne ilişkin talebinin kabulü ile ¨36.610,17’nin temerrüt tarihi olan 09/05/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
“Fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak istenilen 50,000,00 TL. kar yoksunluğu zarar” istemi:
Yukarıda açıklandığı gibi, davacı şirket dava dilekçesinde zarar doğuran maddi olguları farklı bir şekilde dile getirir iken, ıslah dilekçesi ile zararın doğmasına, bilgileri dışında açılan bir dava nedeniyle faaliyetlerinin durmasına bağlı olarak bir sözleşme ile aldığı siparişi karşılayamamalarının neden olduğunu ileri sürmüştür.
Dava dosyasında dava dışı bir şirket tarafından davalılar hakkında Gebze …. AHM. sinin 23/12/2009 tarihinde kesinleşen …. E. ve … K. sayılı kararının icra müdürlüğünce yerine getirildiğine ilişkin bir kanıt yer almamaktadır.
Söz konusu kararda davacı şirketin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin bir madde yer almamakta sadece “…davalı şirket tarafından işletilen kömür işletme tesisinin iki işletme arasındaki mesafenin 5 metre genişliğe çıkarılıp, iki taşınmaz arasındaki koruma panellerinin 1,5 metre daha yükseltilip kömür eleme kulelerinin davacı sınırından 5 metre içeriye alınması ve kömür boşaltma, kırma ve eleme çalışmasının tamamının kapalı ortamda yapılması, ayrıca kömür yığınları ve depo alanının fıskiye sistemi He sulanarak %10 nem oranının sağlanıp depo alanına giriş ve çıkış yapan araçların su havuzundan geçmeleri sağlanarak… taraflar arasındaki muarazanm giderilmesinden…” söz edilmektedir.
O davanın davacısı şirket tarafından 11/03/2010 tarihinde bu kez davacı şirket hakkında da açılan benzer istemli davada da mahkemece verilen ve uygulanan tedbir kararı sonucu işin durdurulduğuna ilişkin kanıtlar dosyada yer almamaktadır.
Dosyaya gelen Kocaeli Valiliğinin yukarıda açıklanan idari para cezası kararında, davacı şirketin katı yakıt satıcısı belgesinin 07/04/2010 tarihinde süresinin dolmasına rağmen yenisinin alınmadığı gerekçesiyle davacı şirketin faaliyetinin 22/06/2010 tarihinde fiilen durdurulduğu görülmektedir.
Gebze Kaymakamlığı yetkililerince bu tarihten sonra 30/06/2010,19/07/2010, 23/07/2010 ve 27/07/2010 tarihlerinde yerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen tutanaklar içeriğinden faaliyetin durdurulması kararının yerine getirilmesine rağmen davacı şirketin mühürleri kırarak faaliyetlerini sürdürdüğü, anlaşılmaktadır.
Davalı şirketler tarafından davacı hakkında başlatılan ve daha sonra icra hukuk mahkemesince iptal edilen takipler ise yukarıda açıklandığı gibi, huzurdaki davanın yargılamasının sürdüğü aşamada açılmıştır.
Diğer yandan, davacı şirket dava açıldıktan sonra davalıya gönderdiği 06/12/2010 tarihli yazı ile mahkeme kararında belirtilen şekilde önlemleri alabilmek için davalılardan için talebinde bulunmuştur…
Davacı vekili Gebze …. AHM. sinin kararı nedeniyle işi durdurmak zorunda kalmaları nedeniyle ortaya çıkan zararın varlığını kanıtlamak için, dava dışı … Dış Ticaret A.Ş. isimli şirket ile aralarında bağıtlanan adi yazılı sözleşmeyi, bu sözleşmenin yerine gelememesi nedeniyle aralarında adi yazılı olarak düzenlenen sulh sözleşmesini, sulh sözleşmesi uyarınca dava dışı alıcı şirkete yaptıkları cezai şart ödemelerini gösteren adi yazılı tahsilat makbuzlarını ve dava dışı şirketin noter yerine elden kendilerine teslim ettiği uyarıyı sunmuştur.
Davacı şirket davalılara gönderdiği 04/05/.2010 tarihli ….. yevmiye sayılı noter uyarısında metrik ton başına 25,00 USD kâr kayıpları olduğunu ileri sürerlerken, bu kez ıslah dilekçesinde metrik ton başına 40,00 USD kâr kaybına uğradıklarını ileri sürmüştür.
Davacı vekili 30/11/2010 dava dilekçesinin “Netice ve Talep” kısmının 4. Bendinde; “Davalıların sözleşmeye rağmen faaliyetlerini durdurmayarak müvekkili şirket ile aynı işi yapmayı sürdürdüklerini, müvekkili şirkete gelen müşterilerin önlerinin kesilerek idari binayı da kullanmalarından dolayı müşterileri odalarına davet edip haksız rekabette bulunduklarını, ayrıca sıkma kömür imalatı da yaptıkları için burada ortaya çıkan kirli atıkların müvekkiline ait işletmenin tam ortasma geldiğini, bu yüzden iş alanlarında bulunan ve paketlenmek üzere olan yıkanmış tertemiz kömürlerin kirlendiğini, özellikle yağmurlu havalarda davalıların biriketleme tesisinden gelen katranın kendi alanlarında bulman tertemiz kömürle karışarak kömürün kalitesini düşürdüğünü, alıcılar nezdinde kalite itirazına uğranıldığım ve mal iadelerini önleme amacıyla fiyatta indirim yapılması zorunda kalındığını… ” nedenlerine dayalı olarak uğranılan ¨1.000.000,00 üzeri zararlarına karşılık fazlaya ilişkin haklan kalmak üzere şimdilik ¨50.000,00 zararının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten alınmasını istemiştir.
Davacı vekili 07/03/2012 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah etmiş ve Mahkememizin açıklama istemesi üzerine verdikleri 17/05/2012 tarihli dilekçelerinde ve 14/06/2012 tarihli oturumdaki açıklamaları ile dava değerini arttırmadıklarını, sadece davada dayanılan vakıa ve sebepleri ıslah ettiklerini, bu nedenle ıslah ile birlikte aynca nispi harç yatırmadıklarını bildirmişlerdir.
Davacı vekili ıslah dilekçesi ve açıklama dilekçesinde sözleşmenin başında dava dışı bir şirket tarafından Gebze AHM. sinde açılan dava sonucundan kendileri hakkında ayrı şirket tarafından dava açılması sonucu 26/05/2010 tarihinde haberdar olduklarını, mahkeme kararında yapılması bildirilen işlemlerin kiraya veren tarafından yerine getirilmesi gerektiğini, bu konuda davalılara yapılan uyanların yerine getirilmediğini, son olarak 06/12/2010 tarihinde yazılı olarak kendilerinin uyanldığını, kesinleşen mahkeme kararı ile müvekkili şirketin faaliyetini durdurmak zorunda kaldığım, mahkeme kararının gizlenmesi nedeniyle dolandırıldıklannı, bu nedenle sözleşmenin yerine getirilme olanağının kalmadığını,
27/06/2011 tarihinde yapılan keşiften bir gün sonrası sonra işyerindeki makine ve teçhizatı sökerek sattıklannı, bir ay sonra da taşınmazı sattıklarını, sahte tebligatlar yaparak icra marifetiyle tahliye sağladıklarını,
Mahkeme kararı uyarınca işyerini çalıştıramadıklan için dava dışı … A.Ş. İle 17/05/2010 tarihinde yapılan sözleşmeden doğan 10.000,00 m ton mal teslimi taahhütlerini yerine, bu şekilde ton başına 40,00 USD olmak üzere toplam 400.000,00 USD kardan yoksun kaldıklarını.” belirterek dava dilekçesinde uğradıkları zarara uğramalarına neden olan maddi olguları ıslah yoluyla değiştirmiştir.
Dava dosyasında kira sözleşmesi öncesi dava dışı komşu bir şirket tarafından davalı kiralayanlar hakkında Gebze … AHM. sininde açılan ve 23/12/2009 tarihinde kesinleşen … E. ve …. K. sayılı kararının icra müdürlüğünce yerine getirildiğine ve davacının ticari faaliyetinin durdurulduğuna ilişkin bir kanıt yer almamaktadır.Bu husus davacı tarafından ispat edilememiştir.
Söz konusu mahkeme kararında davacı şirketin faaliyetinin durdurulmasına ilişkin bir madde de yer almamakta, sadece; “…davalı şirket tarafından işletilen kömür işletme tesisinin iki işletme arasındaki mesafenin 5 metre genişliğe çıkarılıp, iki taşınmaz arasındaki koruma panellerinin 1,5 metre daha yükseltilip kömür eleme kulelerinin davacı sınırından 5 metre içeriye alınması ve kömür boşaltma, kırma ve eleme çalışmasının tamamının kapalı ortamda yapılması, ayrıca kömür yığınları ve depo aleminin fıskiye sistemi ile sulanarak %10 nem oranının sağlanıp depo alanına giriş ve çıkış yapan araçların su havuzundan geçmeleri sağlanarak.„taraflar arasındaki muarazaanın giderilmesinden… ” söz edilmektedir.
Söz konusu davayı açan şirket tarafından 11/03/2010 tarihinde bu kez davacı şirket hakkında da açılan benzer istemli davada da mahkemece verilen ve uygulanan tedbir kararı sonucu işin durdurulduğuna ilişkin kanıtlar da dava dosyasında yer almamaktadır.Bu hususta davacı tarafından ispat edilememiştir.
Kocaeli Valiliğince belirlenen idari para cezası kararında, davacı şirketin “katı yakıt satıcısı belgesinin 07/04/2010 tarihinde süresinin dolmasına rağmen yenisinin alınmadığı” gerekçesiyle davacı şirketin faaliyetinin 22/06/2010 tarihinde fiilen durdurulduğu görülmektedir.
Gebze Kaymakamlığı yetkililerince bu tarihten sonra 30/06/2010,19/07/2010, 23/07/2010 ve 27/07/2010 tarihlerinde yerinde yapılan incelemeler sonucu düzenlenen tutanaklar içeriğinden, davacı şirket hakkındaki ticari faaliyetin durdurulması kararının yerine getirilmesine rağmen davacı şirketin mühürleri kırarak fâaliyetlerini sürdürdüğü, anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, davacı şirket dava açıldıktan sonra davalıya gönderdiği 06/12/2010 tarihli yazı ile mahkeme karannda belirtilen şekilde önlemleri alabilmek için davalılardan TBK.m.306 ya uygun şekilde izin isteminde bulunduğu, bu durumda TBK. nun. 306 da kiracıya tanıdığı “ayıbı kiraya veren hesabına giderme ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirme” yasal hakkını kullanmadığı görülmektedir.
Açıklanan maddi olgular karşısında, hakkında Gebze … AHM. sininde açılan ve 23/12/2009 tarihinde kesinleşen …. E. ve … K. sayılı mahkeme kararının ve sonrasında bu kez davacı şirket hakkında Gebze AHM. sinin … E. sayılı dosyasında açılan tazminat ve davacıya zarar vermeyecek tedbirler alınması istemli” davanın, davacının ticari faaliyetinin durmasına neden olmadığı, davacı şirketin yukarıda açıklanan yasal yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle işyerinin Valilikçe mühürlendiği, buna rağmen mühür fekki yapılarak faaliyete devam edildiği anlaşıldığından, ıslah yolu ile maddi zarara ve kâr yoksunluğu zararına neden olduğu ileri sürülen maddi olguların gerçekleşmediği anlaşılmakta olup davacının dava dışı firmaya ödeme yaptığına ilişkin evrakların her zaman düzenlenebilecek nitelikte evrak olduğu, anlaşıldığından davacı şirketin kâr yoksunluğuna ilişkin zarar isteminin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının fazla ödenen kira bedelinin iadesi talebiyle açtığı davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; ¨5.070,00’nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
2- Davacının KDV indiriminden yararlanmaması nedeniyle uğradığı zararın tahsili talebiyle açtığı davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile; ¨36.610,17’nin 09/05/2010 tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat San. Ve Tic. A.Ş.’den tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yatırılan ¨5.072,85’den alınması gerekli ¨2.847,17’nin mahsubu ile fazla ödenen ¨2.225,78’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen ¨17,15 Başvurma Harcı ile ¨2.847,17 Peşin Harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,(Davalı …’ın ¨396,70 harçtan diğer davalı ile birlikte müteselsilen,diğer davalı şirketin ise harcın tamamından sorumlu tutulmasına)
7-Davacı tarafından yapılan 42 tebligat + posta ücreti ¨431,30, 3 birlikişi inceleme ücreti ¨8.979,00 olmak üzere toplam ¨ 9.410,30 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨1.148,12’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.984,32ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
9-Davalı …. Madencilik İnşaat Ambalaj Nakliyat San. Ve Tic. A.Ş’nin kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨23.945,80 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile bu davalıya VERİLMESİNE,
10-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨1.000,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalılar vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.31/10/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip ….
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”