Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/433 E. 2022/126 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/433
KARAR NO : 2022/126

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 04/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı şirket ile müvekkili arasında; Niğde … Noterliğinin 15 Kasım 2010 tarihli ve …. Yevmiye numaralı Bayilik sözleşmesi akdedildiğini, işbu bayilik sözleşmesi ile müvekkiline münhasır satıcı yetkisi tanındığını, bayilik yetkisi verilen gerçek ve tüzel kişileri gösteren internette yayınlanan ve bu suretle ilan edilen bayi listesinden müvekkilinin çıkarılması ve müvekkiline mal teslimine son verilmesi suretiyle münhasır satıcı bayi sözleşmesi 2012 yılı Şubat ayı sonu itibariyle fiilen ve haksız bir biçimde feshedildiğini, sözleşme hükümlerine rağmen, davalı şirketin Bayilik Bölgesinde başka bayiler ihdas ettiğini ve bayii dışında satış yaptığını, bu suretle davalı şirketin, hem maddi olarak men-fi ve müspet biçimde zarar gördüğünü hem de bu sözleşmeye aykırı davranış nedeniyle şahsında manevi nitelikte bir zarar oluştuğunu, oysa müvekkilinin bu sözleşmedeki münhasır bayilik sözleşmesine güvenerek, söz konusu markanm tanıtımında önemli ve yetkin bir rol aldığını, “…” markalı gazlı içeceklerin tüm İstanbul ilinde pazarlanmasında, dağıtımında ve satışa arzında tek yetkili ve satıcı olarak büyük başarılar elde ettiğini, müvekkilinin görüş ve onayını almaksızın İstanbul il sınırları içerisinde birden fazla bayilikler ihdas ettiği, müvekkili ile bu bayiler arasında herhangi bir ilişki ve irtibat kurulmasına imkan verilmeksizin bu bayilere de müvekkili ile aynı kapsamda satış, pazarlama ve dağıtım yetkileri verdiğini, bu nedenle müvekkilinin cirosunun her geçen gün düşmeye başladığını, müvekkilinin davacı şirketin haksız ve kötü niyetli davranışı nedeniyle ciddi oranda zarar gördüğünü, davalı şirketin sözleşmeye ve rekabet hukukuna aykırı biçimde, müvekkilinin görüş ve onayını almaksızın İstanbul ili Avrupa yakasında, … Meşrubat Gıda İçecek Maddeleri Taşıma Nak. Ltd. Sti. … Gıda Meşrubat ve San. Tic. A,Ş, … Gıda San. Tic, Ltd, …… Gıda Pazarlama ve Dış Tic, Ltd, Şti. …. Gıda Meşrubat Tekstil ve inş. San. Tic., … Meşrubat Dağıtım Ticaret Ltd. Şti., ve Anadolu yakasında … Gıda Ambalaj İnşaat Sanayi Ticaret Ltd. … Genel Gıda Pazarlama adındaki gerçek kişi ve ticari şirketlere bayilik yetkisi verildiğini, müvekkilinin, …. kamyoneti davalı şirkete rehin ettiğini, ayrıca biri …. diğeri …. marka araçları işbu münhasır sözleşmeye güvenerek temin ettiğini, bu araçların davalı şirket tarafından reklam amacıyla giydirilmesine imkan tanındığını, bu suretle hem davalı üreticinin tanıtımını yaptığını hem de münhasır satıcı ve bayilik sözleşmesine dayanarak bu araçları satın aldığını, araçları İstanbul ili sınırları dahilinde dolaştırdığını, mazot giderlerini karşıladığını, satış ve pazarlama yaptığını, üreticinin marka ve ürünlerinin tanıtımı amacıyla bu araçları kullandığını, bu maliyetlerin büyümesi nedeniyle müvekkilinin bu araçları satmak zorunda kaldığını ve bu suretle zarara uğradığını, müvekkilinin tüzel kişi niteliğinde olmayıp, haksız fesihten, müşterilerinin gözünde itibar kaybetmiş olmasından, ticari ve mali kayıplardan dolayı büyük bir manevi ıstırap ve üzüntü duyduğunu, Davalı şirketin müvekkiline münhasır yetki verilen bölge olan İstanbul ilinde bayiler eliyle yaptığı satışların öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek durdurulmasına, müvekkilinin yatırımlarının ve devam eden masraf ve maliyetlerinin maddi olarak tazmin edilmesine, hakkaniyet gereği maddi tazminat ödenmesine, bayilik sözleşmesinin haksız nedenle feshi nedeniyle belirsiz alacak davasının kabulüne, davalı şirketin müvekkiline 10.000 TL maddi, 40.000 TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile davacının müvekkili şirket ile çalıştığı dönemde usulsüz işlemler yaptığını, müvekkiline borçlandığını ve bu borçlarını uzun süre ödemediğini, yaptığı usulsüz işlemlerin yeminli mali müşavir tarafından bir rapor ile tespit edilmesi üzerine; davacı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, davacının, müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi sebebi ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ve … Esas Sayılı dosyası ile ayrı ayrı takip başlatıldığını, davacının …. Esas sayılı dosyası ile yapılan 223.075,24 TL miktarlı takibin 64.159,78 TL miktarına itiraz ettiğini, itiraz edilmeyen kısmın tahsili için yapılan icrai işlemlerde davacının mal kaçırdığını, bu sebeple Bakırköy … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile satışın iptali/alacak miktarı için satış izni talebi ile açılan davada, mahkemece “davacının mal kaçırdığı ve tazminat ödenmesi gerektiğine” karar verildiğini, ancak kaçırılan taşınmazın tekrar 4.kişiye satıldığından müvekkilinin alacağının tahsil etmesine davacı tarafından engel olunduğunu, davacının itiraz ettiği ve müvekkili şirket adına şikayette bulundukları 64.159,78 TL miktarı için Bakırköy .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını ve müvekkili şirket lehine alacağın varlığına, itirazın iptaline karar verildiğini, Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile “taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi gereğince, mal dağıtımı yaptıklarında 2010 yılında 21.370 koli mal dağıtımı yaptıkları halde 27.187 koli dağıtmış gibi fazladan fatura düzenleyerek 2011 yılında 3398 koli gazoz bedelini fazla göstererek, toplamda 104.998,79 TL sı cari hesabın aşağı çekilmek suretiyle dolandırıcılık suçunun işlendiği iddia edilmişse de iddia edilen işlemin ticari faaliyet niteliğinde basit yada kasıtlı işlem hatası niteliğinde olduğu, tacirin basiretli iş adamı gibi davranması gerektiği, hile ve desise unsuru olmadığından” beraatlerine karar verildiğini, Yargıtay tarafından da onaylandığını, her ne kadar, ceza dosyasında davacının beraatine karar verilmişse de davacının, iddia edilen olayı gerçekleştirdiğini, kasıt ya da dikkatsizlikle yapılmış olsa da durumun telafisi yoluna gidilip, müvekkiline olan borç ödenmeye çalışılmadan, taraflar arasında güven sağlanmadan yeniden ticari iş yapılmak istenildiğini, bu talebin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının müvekkili şirketin güvenini sarsmış olduğundan, müvekkilime olan borcunu ödemediğinden, ödeyene kadar ticari mal göndermemeyi tercih ettiğini, müvekkili şirketin ticari hayatının devamlılığı için başka bayiliklerle çalışmasının zorunlu hale geldiğini, davacının taleplerinde haksız olduğunu, davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi, Bakırköy …. İcra ve İflas Müdürlüğü, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi, Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi, Yenibosna Vergi Dairesi Müdürlüğü, … Meşrubat Gıda İçecek Maddeleri Taşıma Nak. Ltd. Şti. müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya sunulan 10/12/2018 tarihli Bilirkişi … tarafından düzenlenen raporda Davacı firmanın 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterleri 213. Sayılı VUK.nun 221 maddesi ve TTK. Madde 64 göre kapanış tasdikinin zorunlu olduğu halde davacı firmanın kapanış tasdiklerini yaptırmadığı ve ticari defterlerin usulüne uygun tutulmadığı, inceleme ve denetime elverişli halde olmadığından takip tarihi itibariyle davacının alacağının bulunup, bulunmadığı hususunda gerekli kanaatin oluşmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 22/04/2020 tarihli Bilirkişiler …., …. ve …. tarafından düzenlenen heyet raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği, Davacının müsbet zarar kapsamında üç aylık kar kaybının tazminini talep edebileceği, buna göre talep edilebilecek kar kaybı tazminatının 2.312,25 TL olduğu, Davacının maddi zarar kapsamında portföy tazminatı talep etme şartlarının oluşmadığı, Davacının manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı, Davacının hesaplanan alacağına dava tarihinden itibaren ticari avans faizi uygulanabileceğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan 06/07/2021 tarihli ek raporda her ne kadar kök raporda davalı tarafın, yapılan feshin haksız olduğu değerlendirilmiş ise de mali inceleme bölümünde yer alan “davalı ticari defter incelemelerine ilişkin alınan bilirkişi raporunda, davacının dağıtım yaptığı koli adedinden daha fazla olacak şekilde davalıya fatura kestiği de tespit edilmiş olmakla, bir diğer ifade ile davacının haksız olarak davalıya fazla fatura kestiği de tespit edilmiştir” yönündeki tespit dikkate alındığında, davalının iddia ettiği gibi davacının hesaplarda usulsüzlükler yaptığının anlaşıldığı, bu bakımdan davalı tarafından yapılan fesih bildiriminin haklı ve dolayısıyla da davacının tazminat taleplerinin yersiz olduğu, mahkemenin aksi kanaate olması halinde davacının müsbet zarar kapsamında üç aylık kar kaybının tazminini talep edebileceği, buna göre talep edilebilecek kar kaybı tazminatının 3.819,05 TL olduğu, Davacının diğer zarar taleplerinin ispata muhtaç olduğu anlaşılmıştır.
Niğde …. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan … Talimat sayılı, 23/05/2018 tarihli raporda Davalı ile davacı arasında bir ticari ilişki olduğu, 2010, 2011 ve 2012 yıllarında davacı olan ….’ın düzenlediği dosyada sunulan sevk irsaliyelerindeki ürünlerin miktarları ile faturalardaki belirtilen ürün miktarlarının birbirleri ile uyuşmadığı, faturalarda belirtilen miktar koli sayılarının daha fazla olduğu, dosyada sunulan sevk irsaliyeleri ve davalı taraf defter ve belgeleri incelendiğinde; Davacı tarafın sevk ettiği mallardan daha fazla fatura düzenlendiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Niğde …. Asliye Hukuk Mahkemesince alınan … Talimat sayılı, 18/09/2019 tarihli raporda Davalı tarafın 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış kayıtlarının yapıldığı, kayıtların muhasebe ilkelerine uygun olarak tutulduğu, 2012 yılı yevmiye defterinin kapanış kaydının yapıldığı, Davacı tarafın 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterlerinin açılış kayıtlarının yapıldığı, kayıtların muhasebe ilkelerine uygun olarak tutulduğu, ancak kapanış kayıtlarının yapılmadığı, Ticari defterlerde kayıtların ayrıntılı olarak yer almış olduğu, davalının tarafıma verdiği 3 yılın cari hesap ekstresinde bulunan faturaların davacının defter kayıtlarında da yer aldığı, Davacının iddiaları doğrultusunda yapılan incelemeyle, ticari defterler üzerinde değişiklik yapıldığı yönünde bir tespit yapılmadığı, Davalı ve davacı tarafın defter kayıtlarına göre, kayıtlarda sadece fatura tutarları ve ödeme bilgileri yer aldığından davalının eksik ürün gönderip göndermediğinin tespiti yapılamadığı, ürün miktarları fatura ayrıntılarında ve sevk irsaliyelerinde yer aldığından bu tespitin davacının düzenlediği anlaşılmıştır.
Dava bayilik sözleşmesinin haksız feshi nedeni ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Bir davada çekişmeli olguların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği konusuna, ispat yükü denir. İspat yükü ve kuralları TMK’nun 6. ve 7. maddelerinde düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 6. maddesine göre “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.”
HMK’nın 190. Maddesinde ise ispat yükü düzenlenmiştir. Maddeye göre;”1- İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.2- Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnaların dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”
TBK. m. 112 hükmü: Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür”. şeklindedir.
TBK. m. 114 hükmü : “Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğumun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır”. şeklindedir.
Menfi zarar, uyulacağına ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifa etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılanı zarardır. Başka bir anlatımla, sözleşme yapılmasaydı uğranılmayacak olan zarar olup, menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar (Y. 15. HD.nin E. 2004/1210, K, 2004/2834 sayı ve 24.5.2004 tarihli kararı).
Müspet zarar (olumlu zarar); sözleşme nedeniyle mal varlığında artışı beklenen meblağın,
sözleşmenin haksız feshinden ötürü mai varlığına girmemesinden kaynaklanan zarardır. Müspet zarar; alacaklının gereği gibi ve vaktinde olan ifaya taalluk eden menfaatine tekabül eder. Yani borçlu edayı gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne vaziyette bulunacak idi ise bu vaziyetle mamelekin hali hazır vaziyeti arasındaki fark, müspet zararı oluşturur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında yapılan 15.11.2010 tarihli bayilik sözleşmesi yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme uyarınca davacının davalının İstanbul bayiliğini üstlendiği, davalımın davacıya mal vermemek suretiyle 2012 yılı Şubat ayı sonu itibariyle fiilen sona erdirildiği de sabittir. Taraflar arasında ihtilaf konusu davalının yapmış olduğu feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, feshin haksız olması durumundan davacının buna bağlı olarak zararların tazmini talebinin yerinde olup olmadığıdır. Feshin haksız olup olmadığının tespiti bakımından yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacının dağıtım yaptığı koli adedinden daha fazla olacak şekilde davalıya fatura kestiği de tespit edildiği, bir diğer ifade ile davacının haksız olarak davalıya fazla fatura kestiği de tespit edilmiştir. Her ne kadar bu yönde Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi … Esas Sayılı dosyada dolandırıcılık suçundan yapılan yargılamada iddia ve eylemin ticari faaliyet nteliğinde basit işlem hatası yada kasten işlem hatası niteliğinde olduğu tacir sıfatı taşıyan kişilerin basiretli davranma yükümlülüğü gözetildiğinde olayda suçun hile ve desise unsurunun oluşmayacağı, olayın hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu dolayısı ile sanıkların üzerlerine atılı suçun asal unsurlarının oluşmadığından bahisle beraat kararı verilmiş ise de, belirtilen eylemin yapılmadığı yönünde bir vakıa tespiti yapılmamış olup TBK 74 uyarınca ceza mahkemesinin kararı mahkememizce bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Mahkememiz dosyasında yapılan mali tespit ile ceza dosyasındaki tespitler dikkate alındığında davalının sözleşmenin feshinde haksız olmadığı, haklı feshin var olduğu bu nedenle de davacının maddi veya manevi tazminat talebinde bulunamayacağı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 742,50 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 661,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafından sarf olunan 864,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”