Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/391 E. 2018/724 K. 21.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/391
KARAR NO : 2018/724

BİRLEŞEN DAVA : İSTİRDAT
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 27/08/2013
KARAR TARİHİ : 21/06/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali – İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 06/08/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Müvekkili şirketle davalı şirket arasında süregelen ticari alışveriş neticesi müvekkili şirket nezdinde davalı şirket aleyhine ¨382.089,56 cari hesap bakiyesi oluştuğunu, şifahi taleplerin neticesiz kalması sebebiyle müvekkili şirket Gaziantep …. Noterliği’nin 18/05/2011 tarihli ve …. yevmiye numaralı ihtarnamesiyle iş bu alacağını borçlu davalıdan talep ettiğini, davalı borçlu şirket bu ihtarnameye de müspet cevap vermediğinden müvekkili şirket borçlu hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattığını, davalı borçlu şirket mezkur icra takibiyle talep edilen bedelin ¨293.967,34 ‘sini dosyaya yatırdığını, bakiye ¨88.122,22’ye ise itiraz ettiğini, itiraz ettiğini, itirazda şirket kayıtlarında yapılan araştırmada alacaklı şirketin ¨293,967,34 alacağı tespit edildiği beyan edildiğini ve bu sebeple bakiyeye itiraz edildiği ifade edildiğini, icra takibinin konusu taraflar arasında devam ede gelen ticaretin 16/09/2011 tarihine kadarki bakiyesi olan ¨382.089,56 olduğunu ve icra takibine konu edilen meblağın bu bedel olduğunu, 17/09/2011 tarihinden bil itibar taraflar arasındaki ticari ilişki devam ettiğini ve cari hesap işlediğini, davalının 17/09/2011 tarihinden sonraki dönem için de müvekkiline cari hesap borcu bulunmakta olduğunu, tüm bu nedenlerle iş bu huzurdaki itirazın iptali davasını açma neticede de davalının haksız ve kötü niyetli olarak Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazların iptalini ve takibin devamını, davalı kötü niyetli olarak itiraz ettiği olması sebebi ile %20 inkar tazminatına hükmedilmesini, dava masraf ve vekalet ücretinin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

ASIL DAVADA
SAVUNMA;
Davalı vekilinin 17/10/2012 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacıya her hangi bir borcu olmadığını, davacı yan; ¨ 382.089,56 asıl alacak, ¨6.368,16 işlemiş faiz olmak üzere toplam ¨ 388.457,72 alacak iddiası ile Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasından 06/06/2012 tarihinde müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlattığını, müvekkili şirket tarafından icra takibine kısmen itirazda bulunulmuş ve şirket kayıtlarına göre davacının alacaklı olduğunu ¨ 293,967,34 asıl alacak ve kabul edilen miktar ferileri ile beraber icra dosyasına ödendiğini,Karşı yanın; müvekkili şirkete gönderdiği Gaziantep …. Noterliğinin 18/05/2011 tarihli, … yevmiye sayılı ihtarnamesinde (ticari defterlerine göre ¨382.089,56) alacağı olduğu iddiasında bulunduğunu, taraflar arasındaki alacak /borç ilişkisinin nedeni sadece mal alışverişi; başka bir deyişle davacı şirketin müvekkili …. mal satışından ibaret olmadığını, ticari ilişki taraflarca imzalanan muhtelif sözleşmeler, bu sözleşmeler nedeniyle yapılan işler, mal alışverişleri, iade mallar, kesilen faturalar ve akdi / ticari ilişki oluşturduğunu, müvekkili şirketin de bahse konu ticari anlaşmalar nedeniyle davacı şirketten alacakları mevcut olduğunu, davacının kendi kayıtlarına göre alacaklı görünmesinin nedenin taraflara arasında imzalanan sözleşme /sözleşmeleri nedeniyle müvekkili şirket tarafından kesilen faturaların kendi hesaplarına kötü niyetli olarak işlememesinden kaynaklandığını, müvekkili şirketin, ….’ den olan karşı alacakları “Açılış Bedeli” alacağı, “Reklam (WKZ) Bedeli alacağı, “Ciro Primi” alacağı ve müvekkili şirket tarafından …. gönderilen ancak teslim alınmayan “İade Konusu Mal Bedeli” alacaklarına dayandığını, söz konusu alacak tutarlarının toplamı, itirazın iptali dava konusu alacak tutarından çok daha fazla olduğu için, müvekkili şirketin işbu dava nedeniyle davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, taraflar 23/11/2010 tarihli mağazalar açılış anlaşması gereğince davacı şirketin 2010 yılında yılda 1 kez senelik ciro üzerinden %0,50 (yüzde yarım) tutarında ödeme yapması konusunda anlaştıklarını, davacı şirket, müvekkili şirket sayesinde 2010 yılında …. mağazaları üzerinden ¨3.430,371 ciro yaptığını, başka bir deyişle müvekkili …. ‘ya ¨3.430,371 tutarında mal satışı yaptığını, dolayısıyla davacı şirket, anılan tutarın %0,50 oranı olan ¨17.121,87 (+¨3.081,95 KDV ile birlikte )=¨ 20.203,82 borçlu olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketten doğan bir başka alacak kaleminin” Reklam Bedeli”ne ilişkin alacak olduğunu, taraflar arasında imzalanan bir diğer anlaşmanın 01/01/2010 tarihli “Ticari Şartlar Anlaşmasının üçüncü sayfayında senelik bütçe marketing (reklam/WKZ ) bütçesi olarak 7.000-Euro kararlaştırıldığını, bunun anlamının müvekkili şirket , davacı … ürünleri ile ilgili 2010 yılı içinde 7.000 EURO tutarında tanıtım reklam harcaması yapacağını, sözleşmelerde WKZ ibresi olarak yer alan bu ödenek kapsamında , …., gondol , teşhir , palet bedelleri gibi aksiyonlar yapılması kastedildiğini, nitekim, 2010 yılı içinde WKZ bütçesi ile ilgili yapılan aksiyonlara istinaden 30/09/2010 tarihinde 4.500-Euro karşılığı Türk lirası + KDV olmak üzere ¨10.506,53 fatura gönderildiğini, yine ticari şartlar anlaşması uyarınca, WKZ bütçesi ilgili o sene (2010) içinde harcanamazsa, harcanamayan tutar yılsonu satıcıya (….) fatura edilmesi kararlaştırıldığını, somut olayda 7.000 EUR tutarındaki WKZ bütçesinin 4.500. EUR harcandığından, geriye kalan 2.500 EURO harcanmadığı için 2010 yılı sonu itibariyle 2500 EUR karşılığı + KDV sı karşılığı ¨6.073,71 tutarında müvekkili şirkete borçlu olduğunu, ne var ki, müvekkili şirket anılan tutara ilişkin faturayı davacı …. göndermesine rağmen, davacı söz konusu faturayı kabul etmeyerek müvekkili şirkete iade ettiğini, bu nedenle işbu tutarın davacı şirket alacaklarından düşülmesi gereğinin açık olduğunu, bir diğer alacak kalemi de davacı şirketin yeni yılda (2010) bir önceki yılda yaptığı ciroya göre artış oranı üzerinden müvekkili şirket taralından kesilen “Ciro Primi” alacağı olduğunu, zikredilen Ticari Şartlar Anlaşmasının 5. sayfasının ilk cümlesinde, ciro primi ödeneceğini ve bunun miktarına ilişkin uygulamayı kararlaştırdıklarını, sözleşmede taraflar ciro priminin; “2010 yılı ciro primi %10 ciro artışına %1 dinamiktir” şeklinde hesaplanacağında mutabık kaldıklarını, bunun anlamının davacı …. 2009 yılında yaptığı ciro ile 2010 yılında yaptığı ciro (yani … müvekkil …. yapmış olduğu satış cirosu) karşılaştırılacak ve 2010 yılındaki ciro artışı üzerinden %10 oranı üzerinde ciro primi ödeneceğini, davacı …. 2009 yılı cirosu ¨128.978 olduğunu, 2010 yılı cirosu ise ¨3.430.371 olduğunu, (KDV Hariç), başka bir ifadeyle 2010 yılında davacı şirket ürünlerinin cirosu muazzam bir artış gösterdiğini ve 2009 yılına göre ¨3.301.393 artış gösterdiğini, dolayısıyla davacı şirket 2009 ile 2010 yılı ciro artışı tutarı olan ¨ 3.301.393’ nin %10 oram üzerinde ¨ 330.139 T ciro primi ödeme borcu bulunduğunu, tüm bunların davacının alacaklı görünmek amacıyla, müvekkiline olan borçlarını kendi kayıtlarına almadığını açıkça ortaya koyduğunu sonuç olarak davacının haksız ve kötü niyetli davasının tümüyle reddini, kötü niyetli davacının %20 ‘den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA.
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 27/08/2013 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde; Davalı tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası üzerinden toplam ¨358.903,31 icra takibi yapıldığını, süresi içinde itiraz edilmesi sehven atlandığından takibin kesinleştiğini, akabinde davalı tarafından müvekkili şirket merkezinde 28/08/2012 tarihinde haczin tatbik edildiğini, müvekkili şirketin haciz tatbiki ve cebri icra baskınına maruz kaldığını, bu nedenle toplam ¨404.256,23’yi 28/08/2012 tarihinde banka havalesi ile icra müdürlüğü hesabına ödediğini, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi taraflarca imzalanan muhtelif sözleşmeler, bu sözleşmeler nedeniyle yapılan işler, mal alışverişleri, iade mallar, kesilen faturalar ve akdi ilişkinin oluşturduğunu, müvekkili şirketin davalı ile ticari ilişki kapsamında müvekkili şirketin karşı alacakları “Açılış Bedeli” alacağı, “Reklam (WKZ) Bedeli” alacağı, “Ciro Primi” alacağı ve müvekkil şirket tarafından …. gönderilen ancak teslim alınmayan “İade Konusu Mal Bedeli” alacaklarına dayandığını, müvekkili şirketin alacağını davalının kendinden olan alacaklarından re’sen takas mahsup etme hakkına sahip olduğunu beyanla müvekkili şirketin cebri ve icra baskısı altında Bakırköy… İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapılan toplam ¨404.256,23’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile beraber istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
SAVUNMA
Davalı vekilinin 13/11/2013 havale tarihli dava dilekçesinde özetle;Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile müvekkili şirketin sicil adresinin Gaziantep olmasından dolayı yetkili mahkemelerin Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını, davacının ciro prim hesaplama usulü ve tutarının tamamen hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davacının müvekkili şirkete düzenlediği toplam ¨354.000 meblağlı faturaya itiraz edildiğini, mağaza açılış bedeli faturasının …Açılış Anlaşmasına dayalı olarak düzenlendiğini, bu anlaşmanın sözleşmenin imzalanmasından sonra ve sözleşmenin devamı süresince açılacak mağazalar için kararlaştırılmış bir bedel olduğunu, dolayısıyla faturalarda belirtilen mağazaların sözleşmenin imza tarihi olan 23/11/2010 tarihinden sonra açıldığının davacı tarafça ispatının gerektiğini, talep edilen WKZ Reklam bedelinin düzenlenmesini gerektirecek müvekkilden kaynaklı herhangi bir durum olmadığını, davacının kullanılmayan WKZ bedelini müvekkili şirkete fatura edebilmesi için sözleşmedeki açık düzenlemeye göre müvekkilden kaynaklanan bir sebeple bu reklam bütçesinin kullanılmadığının mevcudiyeti gerektiğini ve bu hususu davacı tarafın ispatlaması gerektiğini, davacı şirketin reklam bütçesi faturasını yapmış olduğu hangi yazılı veya görsel reklama istinaden talep ettiğini de ispat etmesi gerektiğini , yetki itirazlarının kabulü ile haksız ve yersiz davanın öncelikle yetki yönünden reddedilmesini, davanın yetkili Gaziantep Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, zamanaşımı itirazlarının kabulü ile haksız ve yersiz davanın zaman aşımı yönünden reddilmesini, haksız ve yersiz davanın esas yönünden reddedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
ASIL DAVADA;
Dava,davacının,faturaya dayalı bakiye cari hesap alacağının tahsili için davalı aleyhine giriştiği icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
BİRLEŞEN DAVADA;
Dava,icra baskısı ile ödenen paranın istirdadı istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyada delil olarak davalının ticari defterlerine dayanıldığından TTK’nun 83 ilâ 85 ve HMK’nun 222 nci maddeleri uyarınca davalının ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış,
Bilirkişiler … , Yrd. Doç. Dr. …. ve Yrd. Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 27/10/2015 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı firma tarafından davalı aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün ….esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra takibi ile ¨88.122,22 ‘ye itiraz edildiğini, ancak davalı firmanın
-¨ 21.084,56 Açılış Katı Payı Alacağı,
-¨6.073,71 Reklam Bütçesi Alacağı,
-¨31.989,13 Ciro Artış Primi Alacağı olmak üzere toplam ¨ 59.147,40 alacağının olduğunu, dolayısıyla davacı firmanın icra takibinden kaynaklı olarak davalı firmadan ¨28.974,82 (¨88.122,22 -¨59.147,40) alacaklı olması gerektiği hesaplandığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler …, …. ve Prof. Dr. …. tarafından düzenlenen 17/04/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davalı …. Ltd. Şti. 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait Ticari defterlerinin HMK. Ve TTK hükümlerindeki unsurlara uygun olduğunu, davalı …. Ltd. Şti’nin sözleşme hükümleri çerçevesinde ciro prim alacağı talebini ileri sürebileceğini, …. tarafından açılış katkı payı talep edilmesi söz konusu mağazaların 23/11/2010 tarihli …. Açılış Anlaşması ‘nın yürürlüğe girdiği tarihten sonra açılması halinde mümkün olduğunu, buna karşılık ….’nun reklam bütçesine ilişkin talebinin sözleşmeler içeriğinde dayanağının bulunduğu tespit edilemediğini, buna göre …. bu alacak taleplerini …. Aş. ‘nin alacağından indirebileceğini, bu çerçevede , sektörel inceleme de dikkate alınarak … AŞ.’nin ¨55.975,95 borçlu olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler …. tarafından düzenlenen 19/12/2017 tarihli bilirkişi raporunda;Dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davalı yan ticari defter-belgeleri ile sınırlı olarak yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davacının, davalı şirket ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğunu, birleşen davanın ise mağaza açılış bedeli, WKZ bütçe bedeli ve ciro pirimi alacağına ilişkin olduğunu, davacının alacağını tahsil edememesi üzerine cari alacağını dayanak göstererek davalı aleyhine 27/06/2011 tarihinde icra takibine geçtiğini, davalı tarafından yapılan itiraz neticesinde huzurdaki itirazın iptali davasının 06/08/2012 tarihinde ikame edildiğini, davacı ticari defter ve belgelerinin faaliyet adresinin Şehitkamil/Gaziantep olması sebebi ile 2010 ve 2011 yılı ticari defter ve belgelerinin talimat raporuyla incelendiğini, davalının 2010 ve 2011 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğunu, davalının ticari defterlerine göre takip tarihi (27/06/2011) itibariyle davacıya ¨123, 75 borçlu olduğunu, davacı tarafın … ciro primi esasına göre prim alması mahkemenin takdirinde olduğunu, ihtilaf konusu asıl alacak ile ilgili itiraz edilen tutardan 1. Durumda ¨52.060,78 davacının kalan alacağı hesaplanacağını, birleşen davaya konu alacak kalmayacağını,
Asıl dava yönünden ; ¨52.060,78 (davalı tarafın ödemesi gereken),
Birleşen dava yönünden : ¨0 (davacı tarafın ödemesi gereken)
Davacı tarafın Dinamik Ciro primi esasına göre primi esasına göre prim alması mahkemenin takdirinde olduğunu,
İtirazın iptaline konu alacak söz konusu olmayacağını ve birleşen davaya konu edilebilecek tutarın ise ;¨ 266.202,68 olacağını,
Asıl dava yönünden ;0 (davalı tarafın ödemesi gereken) ,
Birleşen dava yönünden :¨266.202,68 (davacı tarafın ödemesi gereken ),
Davalı-karşı davacı şirketin mezkur takibe kötü niyetli olarak itiraz etmesi sebebi ile %20 inkar tazminatına mahkum edilmesini talep eden davacı şirketin bu talebinin takdirinin mahkemeye ait olduğunu, delillerin değerlendirilmesi ve nihai takdiri ile hukuki tavsif 6100 sayılı HMK’nın 266/C.2 hükmü gereği tamamen mahkemeye ait olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca asıl davada davacının davalıya çeşitli tarihlerde malzeme satımı gerçekleştiği, davacının bu satım karşılığında muhtelif faturalar düzenleyerek davalıya gönderildiği ve birleşen davada kesinleşen icra takibi üzerine birleşen dosyada davacının icra takibine konu parayı ödediği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,asıl davada davalı-birleşen davada davacı tarafından sözleşme uyarınca düzenlendiği bildirilen “Açılış Bedeli” alacağı, “Reklam (WKZ) Bedeli” alacağı, “Ciro Primi” alacağı konulu faturaların taraflar arasındaki sözleşmeye uygun düzenlenip düzenlenmediği,asıl davada davacının,davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı,birleşen davada davacıya istirdadı gereken bir paranın bulunup bulunmadığı, noktalarında toplanmaktadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Asıl davada davacı ile davalı arasında, davacının gıda maddesi satışına dayalı bir ticari ilişkinin olduğu ve taraflar arasında çeşitli sözleşmelerin imzalandığı,davacının üç adet faturadan kaynaklı bakiye cari hesap alacağını tahsil edememesi üzerine cari hesap alacağını dayanak göstererek, davalı aleyhine icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı,,davacı ile davalının birbirlerine karşılıklı faturalar kestikleri,davalının sözleşmelerde belirtilen usulde “Açılış Bedeli” alacağı, “Reklam (WKZ) Bedeli” alacağı, “Ciro Primi” adı altında faturalar düzenlendiği,taraflar arasındaki temel uyuşmazlık,davalı tarafından düzenlenen ciro pirimi isimli faturaların hesap yönteminden kaynaklandığı,davalı dinamik ciro pirimi esasına göre faturaları düzenlediği ve buna göre yüksek miktarda fatura alacağının meydana geldiği,dinamik ciro pirimi üzerinden hesaplama yapıldığında davalının alacaklı konuma geçtiği,sitatik ciro pirimi esasında ise davacının alacaklı olduğu,sektör bilirkişisinin de görüşünde belirttiği gibi davalı sözleşmede dinamik ciro piriminin uygulanacağını belirtmiş ise de,bu hususun daha önceki benzer sözleşmelerde olduğu gibi davalı tarafından grafikler ile açıklanmadığı,davacının böyle bir pirimin ne şekilde hesaplanacağına ilişkin bir bilgisinin bulunmadığı,böyle bir uygulamayı kabul ettiğine dair bir belgenin de davalı tarafından dosyaya sunulmadığı,dolayısıyla davalının dinamik ciro pirim esasına dayalı olarak hesaplama yaparak fatura düzenlemesinin doğru olmadığı,bu faturaların statik ciro pirimi esasına göre düzenlendiğinde davacının,davalıdan ¨52.060,78 alacaklı olduğu,davalı alacağının bulunmadığı anlaşıldığından asıl davanın kısmen kabulü ile davalının Bakırköy 16.İcra Müdürlüğü’nün 2012/11563 esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨52.060,78 asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına,davalı 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun Borçlunun Temerrüdü başlıklı 117’nci maddesine uygun olarak takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve belirli bir vade de olmadığından, takip tarihi itibariyle davacının işlemiş faiz alacağının bulunmadığından ,işlemiş faiz talebinin reddine,birleşen davada davacı alacağının bulunmadığı dolayısıyla istirdadı gereken bir meblağında bulunmadığı anlaşıldığından birleşen davanın reddine,asıl davada davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği,dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği,davalının,davacının icra takibine kötü niyetle giriştiği hususu ispat edilemediğinden davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
ASIL DAVADA:
1- Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİ ile davalının Bakırköy ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın ¨52.060,78 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının,fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen ¨10.412,15 icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
5-Alınması gerekli ¨3.556,27 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨21,15 harcın mahsubu ile bakiye ¨3.535,12 harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından ödenen ¨21,15 Başvurma Harcı ile ¨21,15 Peşin Harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 30 adet tebligat+posta ücreti ¨385,80 ,bir bilirkişi inceleme ücreti ¨ 950,00 olmak üzere toplam ¨1.335,80 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨789,16’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
8-Davalı tarafından yapılan 5 adet tebligat+posta ücreti ¨39 yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan ¨15,96’nin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
9-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨6.079,69 ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
10-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.316,73 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨420,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
12-Davalı tarafından yatırılan yargılama gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli ¨35,90 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨6.903,70 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨6.867,80 harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen ¨30.120,25 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨744,80 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere Asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili ile, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.21/06/2018

BAŞKAN …

ÜYE …

ÜYE …

KATİP …