Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/364 E. 2021/300 K. 30.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/364
KARAR NO : 2021/300

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 02/02/2012
KARAR TARİHİ : 30/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan İflas davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 02/02/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, müvekkili şirketin …’den … ülkelerine yapılan mal gönderilerinin taşımasını yaptığını, davalı firmanın özellikle …’ye yaptığı ihracat konusu emtiaların taşımasının, müvekkili şirketçe yapıldığını ve TTK/VUK uyarınca faturalar tanzim edilerek cari hesaba işlendiğini, davalı şirketin taşıma bedellerini müvekkili şirkete ödemeyince 2011 yılı Mayıs ayından itibaren alacak talep edilmeye başlandığını, ancak bütün sözlü uyarılara rağmen ödenmeyince, birikmiş alacak için icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini ve bu aşamada takip yolu değiştirilerek iflas yolu ile takibe geçildiğini ve davayla iflas yolu ile adi takipte ödeme emri tebliğ edildiğini, davalı tarafça, borç ödenmediği gibi takibe de itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, müvekkili şirketin, davalıya ait ihraç ürünlerini eksiksiz ve süresinde varış yerlerine taşıdığını, davalının ticari faaliyetini gerçekleştirdiğini hatta müvekkili şirketin bu taşımaları çoğunlukla hava yolu ile alt taşıyıcılara taşıttığını ve taşıma ücretlerini alt taşıyıcıya ödediğini, davalının taşıma-navlun ücretlerini ödemeyerek müvekkili şirketin zararına sebebiyet verdiğini, alacağın tahsili zımnında itirazın kaldırılarak davalının iflasına ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı yana yüklenmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalının 06/03/2012 tarihli cevap dilekçesini özetle;Davacının müvekkili şirketi aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile müvekkili şirketten 61.632,39 Euro alacaklı olduğundan bahis ile örnek 7 ödeme emri gönderildiğini, gönderilen ödeme emrinin ekinde dayanak olduğu iddia edilen hiçbir belgenin taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu, bu nedenle 08/09/2011 tarihli itiraz dilekçesi ile taraflarından takibe itiraz edildiğini, bu kere davacı alacaklının takip yolunu değiştirerek iflas yolu ile müvekkili şirket aleyhine takip başlattığını ve müvekkili şirkete örnek 11 adi takipte iflas yolu ile takibe geçtiklerini ve müvekkili şirkete ödeme emrini tebliğ ettiklerini, ancak kötü niyetli olan alacaklının önceki itirazlarına rağmen alacağını ispat etmek yerine borcun kaynağı olduğunu ve takibe dayanak yapmış olduğu belgeleri yine müvekkili şirkete tebliğden kaçındıklarını bu durumun savunma haklarının kısıtlanmasına sebep olduğunu davacının huzurda açmış olduğu davada müvekkili şirketin iflasına isterken aynı kötü niyeti sergilediğini ve tüm açıklamalara ve alacağına dayanak olduğunu iddia ettiği belgeleri müvekkili şirkete göndermekten kaçındıklarını bu durumun davacının gerçekten alacaklı değil müvekkili şirketi zor durumda bırakmak amacıyla hareket etmekte olduğunu ortaya koyduğunu, bu itibarla davacının öncelikle alacaklı olduğunu ispat etmek zorunda olduğunu, huzurda açılmış olan iflas davasında kesinleşmiş bir takip bulunmadığını hususu da göz önüne alındığında ve davacının ısrarla takip dayanağı belgeler yine HMK gereğince dava dilekçesi ekinde sunması gereken delililerini de sunmadığını ve yine müvekkili şirkete tebliğe çıkarmamış olması nedeniyle huzurdaki davanın kötü niyetli olarak açıldığını gösterdiğini bu nedenle reddi gerektiğini yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; İİK.nun 156 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılmış itirazın kaldırılması suretiyle takip borçlusu davalı şirketin iflâsı istemine ilişkindir.
Bilirkişiler Y. Doç. Dr. …, …tarafından mahkememize sunulan 16/04/2013 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Taraflarca incelemeye ibraz edilen 2011 yılı yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, tarafların yasal defter kayıtlarının örtüşmediği, örtüşmeme sebeplerine iş bu raporlarının 4.4 kısmında ayrıntılı olarak yer verildiğini, davalının ödeme iddiasına dayanak belgeleri ibraz etmediğini ve bu cihete takdirin mahkemeye ait olduğunu,
Davacı tarafça davalıya, dava konusu alacak dayanağı faturalar muhteviyatı taşıma işinin verildiğinin muhasebesel kayıt düzenine nazaran anlaşıldığını,
Davacı tarafça davalıya EURO bazında faturalar kesildiği davalının da söz konusu faturaları yasal defterlerine işlediğini,
Davacının icra takip tarihi itibariyle asıl alacak yönünden davalıdan 61.632,39 EURO tutarında alacaklı olduğunun kabul edilmesinin gerektiğinin makamının takdirinde olduğunu,
Rapor yazım tarihinden bir sonraki duruşma günü olan 19/06/2013 tarihi itibariyle depo emrine esas alacak tutarının, asıl alacak + işlemiş faiz tutarı olarak 61.632,39+7.878,67=69.511,06 EURO olarak hesaplandığı söz konusu alacak tutarının rapor teslim tarihi itibariyle TC Merkez Bankası Efektif Satış Kurundan ¨ karşılığının ¨162.920,02 olarak hesaplandığını bildirmişlerdir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 05/03/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1-İİK. 158. Md. göre 02/04/2015 celse tarihinde depo emrine esas alacağın, ¨195.419,10 (61.632,39 Euro anapara+7.196,55 Euro yığılmış faiz =68.828,94 Euro *2.8392 Euro/¨ , 04/03/2015 rapor tarihi efektif satış kuru karşılığı Anapara+faiz ¨ tutarı)
¨22.164,56 (36,30 İcra Masrafı+7.214,56 harç + 14.913,70 vekalet ücreti toplamı
¨217.583,60 02/04/2015 tarihinde iflas depo emri kapak hesabı toplamı olduğunu,
2-02/04/2015 celse tarihinden itibaren 61.632,39 EURO anapara alacağına 3095 Sayılı Faiz Yasası’nın 4a Md. göre bu dönem azami EURO faiz veren Vakıfbank %3,25 Euro faiz oranı ile günlük 5,49 Euro*2.8392 Euro efektif satış kurdan= ¨15,59 gün faiz alacağının borca ilave edilmesi gerektiğini,
Dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtay’ın denetimine elverişli (YHGK. E:2004/4-178, K:2004/192, T:31/03/2004), HMK’nun 266/c.2 ve 282 Md. Uyarınca bilcümle hukuki niteleme, yasa maddelerinin yorumu, delillerin takdir ve değerlendirmesi tamamen mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi … tarafından mahkememize sunulan 04/03/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle;
1-İİK. 158. Md. göre 02/04/2015 celse tarihinde depo emrine esas alacağın, ¨169.325,53 (53.040,20 Euro 17/12/2015 tar. Anapara kalanı *3,1924 TCMB ef. Satış kuru karşılığı TBK md. 100’e göre anapara ¨ tutarı)
¨14.913,70 İcra nispi vekalet ücreti (avukatlık ücret tarifesi md.20)
¨184.239,23 17/12/2015 rapor tarihinde iflas depo emrine esas icra kapak hesabı toplamı olduğunu,
2-17/12/2015 rapor tarihinden itibaren 53.137,94 EURO anapara kalanına 3095 sayılı faiz yasası’nın 4a Md. Göre bu dönem azami EURO faiz veren …bank %3,25 Euro faiz oranı ile günlük 4,73 Euro *2.8575 TL/EURO efektif satış kurdan=13,50 gün faiz alacağının borca ilave edilmesi gerektiğini,
Dayanakları gösterilmiş , tarafların , mahkemenin ve Yargıtay’ın denetime elverişli (YHGK. E:2004/4-178, K:2004/192, T:31/03/2004), HMK’nun 266/c.2 ve 282 Md. Uyarınca bilcümle hukuki niteleme , yasa maddelerinin yorumu , delillerin takdir ve değerlendirilmesi tamamen takdirin mahkemeye ait olduğunu bildirmiştir.
Davalı şirket hakkında Bakırköy .. ncü Asliye Ticaret Mahkemesi’nin .. esas sayılı dosyası ile iflâs kararı verildiğinin tespit edilmesi nedeniyle bu dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesine karar verilmiştir.
Davalı şirketin iflâsına dair verilen Bakırköy … ncü Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/03/2016 gün ve … esas, … karar sayılı ilamının Yargıtay denetiminden geçerek 21/01/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
İflasta yurt içinde birlik ( vahdet) ilkesi geçerlidir. Bu nedenle borçlu hakkında muhtelif iflas davalarının açılması eşyanın tabiatı icabı ise de, ancak tek iflas kararı verilebilir. İflasın tekliği prensibi sadece yurt içinde geçerli olup, borçlunun muamele merkezindeki ticaret mahkemesinde birden fazla iflas davasının derdest bulunması durumunda, bu davalardan birisi hakkında iflası kararı verildiği takdirde, diğer iflas davalarının iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapmaları zorunluluğu vardır. Bu zorunluluğun nedeni, bir borçlu hakkında birden fazla iflas kararı verilemeyeceği ve mameleki hakkında birden fazla iflas tasfiyesi açılamayacağı esasına dayanmaktadır. Bu durum birlik ( vahdet ) ilkesinden kaynaklanmakta ve iflasın inşai karakterinin doğal sonucunu oluşturmaktadır. Bununla birlikte borçlu hakkında verilen iflas kararı Yargıtayca bozulduktan sonra, daha önce iflas kararının kesinleşmesini bekletici sorun yapan diğer iflas davalarına bakan mahkemelerin artık bekletici sorun hakkındaki ara kararlarını kaldırırak, yargılamayı sürdürmeleri gerekir. Şu kadar ki; iflasa daha önce karar veren ve kararı Yargıtayca bozulan hüküm mahkemesinin direnme kararı vermesi de ihtimal dahilinde olduğundan bozma hakkında yerel mahkemece verilecek karara kadar, diğer mahkemeler bekletici sorun hakkındaki ara kararını sürdürmeli, bozmaya uyulması halinde kendi mahkemelerindeki iflas davasına ilişkin yargılmayı devam ettirmelidirler. Direnme kararı doğrultusunda yeniden iflasa kadar verilmesi durumunda ise , daha önce oluşturulan bekletici soruna dair kararın sürdürülmesi gerektiğinde kuşku yoktur.(Türk İflas Hukuku, Sümer Altay, Sayfa 132)
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;davacı vekili,davalı hakkında giriştikleri icra takibine davalının itiraz ettiğini,itirazın kaldırılarak davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiş ise de; davalı şirket hakkında daha önce verilen iflas kararının kesinleştiği ve bir şirket hakkında bir kez iflas kararı verilebileceğinden konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarına ve davalıya depo emrinin tebliğ edilmesine göre davalının borcu bulunduğu tespit edildiğinden ve davalının dava açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı şirkte hakkında daha önce iflas kararı verildiği ve aynı şirket hakkında iki kere iflas kararı verilemeyeceği anlaşıldığından , iflas talebi hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli ¨59,30 karar ve ilam harcından peşin alınan ¨21,15 harcın mahsubu ile bakiye ¨38,15 harcın davalıdan(iflas idaresinden) alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen ¨21,15 Başvurma Harcı ile ¨21,15 Peşin Harcın davalıdan(iflas idaresinden) alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 15 adet posta+tebligat ücreti ¨118,50 ,iki bilirkişi inceleme ücreti ¨1.400,00 olmak üzere toplam ¨1.518,50 yargılama giderinin davalıdan(iflas idaresinden) alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen ¨4.080,00 ücreti vekaletin davalıdan(iflas idaresinden) tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yatırılan iflas avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan ¨800,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalı vekilinin yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı.30/03/2021

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.