Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/232 E. 2022/217 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/232 Esas
KARAR NO : 2022/217

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 04/07/2014
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından verilen dava dilekçesinde özetle; dilekçesi ile: müvekkili davacının akrabasının ölümü nedeni ile tüm akrabaları ile birlıkte …. Belediyesin’ne bağlı bir mahallede ikamet etmesinden dolayı memleketi Erzurum’a gitmek için davalı ….. Belediyesi tarafından tahsis edilen ve sürücüsü de ….. Belediyesi’nde şoför olarak çalışan, davalı ….. Turizm Taşımacılık Gıda İnşaat Temizlik Hizmetleri A.Ş.’nin araç kayıt maliki olduğu ….. plaka sayılı aracın, 12/11/2012 tarihinde Erzurum İli, Tortum İlçesi yakınlarında trafik kazası yapması nedeniyle araçta yolcu olarak seyahat eden müvekkili davacının ağır surette yaralandığı, kaza esnasında araç sürücüsü olan dava dışı …. hakkında Tortum C.Başsavcılığı ….. Soruşturma nolu dosyası üzerinden yürütülen soruşturma neticesinde kamu davası açıldığı ve ceza yargılaması başlatıldığı, müvekkili – davacının kaza nedeni ile göğsünde ve kürek kemiklerinde kırıklar oluştuğu yaklaşık 20 gün yoğun bakımda kaldığı, nefes alıp vermede zorluk çektiği, hem yaralanması hem de şok ve üzüntünün etkisiyle manevi zarara maruz kaldığı ileri sürülerek; 100.000,00-TLmanevi tazminatın olay tarihi 12/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline karar verilmesi vekaleten dava ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı ….. Belediye Başkanlığı vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; huzurda görülen davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığı; müvekkili belediyenin husumetinin bulunmadığı; dava konusu olayla müvekkili arasında illiyet bağı olmadığını, istenilen tazminat tutarının fazla olduğundan davanın hem usul hem de esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı ….. Turizm vekili tarafından verilen cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından aynı taleple açılan başka bir dava olduğundan öncelikle davanın derdestlik nedeni ile reddinin gerektiği, dava konusu taşıma işinin kamu hizmeti olmasından dolayı ticari nitelikte taşıma işinin söz konusu olmadığı, bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu; müvekkili şirketin işleten sıfatının bulunmadığı, taraflar arasında hatır taşımacılığının olduğu, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 18/01/2016 tarihli bilirkişi Makine Yüksek Mühendisi ….. ile Aktüerya Uzmanı …. tarafından düzenlenen raporda; Davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde ….. plakalı aracın dava dışı sürücüsü Şaban’ın %100 oranında kusurlu olduğu; davalı ….. Turizm Gıda İnş. Tem. Hizm. San. ve Tic. A.Ş.’nin ….. plakalı aracın maliki-işleteni sıfatıyla sorumlu olduğu; diğer davalı ….. Belediye Başkanlığı’nın ise, uzun süreli kira sözleşmesi sebebiyle işleten ilişkisinin adı geçen davalı ….. Belediye Başkanlığı nezdine de geçtiğinden, gerek bu bakımından gerekse şöför …..’nun kusurundan, 6098 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinin amir hükmü gereğince, istihdam eden sıfatıyla sorumlu olduğu; nihayetinde her iki davalının sorumluluğunun müteselsilen ve müştereken olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce bekletici mesele yapılan Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. Sayılı dosyasında davacının maluliyet durumunun tespitine yönelik Adli Tıp Kurumu Raporu dosya ile birlikte dosyamız arasına celp edilmiştir. Adli Tıp Kurumu’nun …. tarihli raporuna göre davacının kaza nedeni ile %7,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı; iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Ankara …. ATM’nin ….. E. Sayılı dosyasının incelenmesinde dava konusu uyuşmazlığın tarafların anlaşması ile sonlandığı; davacının davadan feragat ettiği; feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiğinden artık söz konusu davanın kesinleşmesinin beklenilmesine gerek olmadığı kanaati ile mahkememizce yargılamaya devam olunarak karar verilmiştir.
Huzurda görülen dava trafik kazası nedeni ile açılan manevi tazminat davasıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; söz konusu kanunun 88/1. maddesi; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” söz konusu kanunun 90. maddesi ise; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61. maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğunun teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranında olacağı açıktır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesi; “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır.Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığıönlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi; “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını gözönüne alarak belirler.Tazminatın irat biçiminde ödenmesine hükmedilirse, borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklindedir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi gereğince hakimin, özel durumları gözönünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri kararında objektif ölçülere göre uygun bir biçimde göstermelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin Esas No : 2021/18051, Karar No : 2021/3719, T. 28/06/2021 tarihli kararına göre;
“6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.”
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin Esas No:…, Karar No: … sayılı kararına göre;
“Davalılar işleten sıfatına sahip olmadıklarını iddia etmiş iseler de, dosya içerisinde bulunan hizmet alımına ilişkin sözleşme ve eklerine göre 2012-2014 yılları arasında aracın 33 aylık süre ile sürücülü ve sürücüsüz hizmet alım sözleşmesi ile kiralandığı, cenaze yakınları tarafından ….. Belediyesi Başkanlığına yazılan araç talebine ilişkin dilekçe üzerine Belediye Başkanlığı tarafından kazaya karışan araca şoförler … ve …. yönetimin 11/12/2012-14/11/2012 tarihleri arasında yol izni verildiği, bu izne ilişkin olurun ise yine Belediye Başkanı …..tarafından verildiği, kazaya karışan aracın kaza sırasında üzerinde davalı ….. Belediyesinin isminin yeraldığıda hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin zarar gören üçüncü kişileri bağlamayacağı, aracın davalı ….. A.Ş mülkiyetinde iken belediye hizmetlerinde kullanılması sırasında ölümlü trafik kazası meydana geldiği, bu durumda davalıların 2918 sayılı KTK 85. maddesi uyarınca işleten sıfatına haiz oldukları, gözönünde tutulduğunda, davalıların bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir.
Kazaya karışan aracın davacıların yakınlarının cenazesi nedeniyle belediye başkanlığı tarafından tahsis edildiği, bu işin kamu hizmeti kapsamında yapılması nedeniyle hatır taşıması indirimi yapılmaması ve olayın kamu hizmetinden kaynaklanması nedeniyle avans faizine hükmedilmemesi doğru olduğu gözönünde tutulduğunda buna ilişkin istinaf talebi yerinde değildir.”
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından 12/11/2012 tarihinde meydana gelen kaza nedeni ile uğramış olduğu manevi zararın tazmini istemli olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. E. Sayılı dosyasında davacının maluliyet durumunun tespitine yönelik Adli Tıp Kurumu Raporuna göre davacının kaza nedeni ile %7,2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı; iyileşme süresinin ise kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Usul ekonomisi ilkesi gereğince mahkememizce ayrıca maluliyet raporu alınmasına gerek duyulmamış olup tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen söz konusu rapora mahkememizce itibar edilmiştir. Her ne kadar her iki davalı da huzurda görülen davada husumet ehliyetlerinin olmadığı iddia edilmiş ise de aynı kazaya ilişkin olarak verilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin Esas No: …, Karar No: … sayılı kararında da belirtildiği üzere taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin zarar gören üçüncü kişileri bağlamayacağı, aracın davalı ….. A.Ş. mülkiyetinde iken belediye hizmetlerinde kullanılması sırasında ölümlü trafik kazası meydana gelmesinden dolayı her iki davalının da 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi uyarınca işleten sıfatını haiz oldukları gerekçesi ile davalıların aksi yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Kazaya karışan aracın davacıların yakınlarının cenazesi nedeniyle belediye başkanlığı tarafından tahsis edilmesi ve bu işin kamu hizmeti kapsamında yapılması nedeniyle mahkememizce hatır taşıması indirimi yapılmamıştır. Tarafların sosyal ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli ve kusur durumu, davacıda meydana gelen maluliyet oranı da dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile hak ve nesafet kurallarına göre takdir edilen 25.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile 25.000,00 TL’nin olay tarihi olan 12/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 1.707,75 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 297,00 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 1.410,75 TL eksik harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf olunan ( 900 TL bilirkişi ücreti + 686,50 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.586,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan (%25 kabul oranı) 396,63 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı ….. Belediyesi tarafından sarf olunan 31 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan (%75 red oranı) 23,25 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı ….. Turizm tarafından sarf olunan 181,90 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan (%75 red oranı) 136,43 TL’nin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin bu davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 3,30 TL vekalet harcı, 21,15 TL başvurma harcı ve 297,00 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10/2. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin ve davalı ….. Belediyesi vekilinin yüzüne karşı davalı ….. vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/03/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı