Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/166 E. 2022/637 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/166 Esas
KARAR NO : 2022/637

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/05/2014
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
K.YAZIM TARİHİ : 18/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 01.02.2014 tarihinde markete gitmek için evden çıktığını, mahmutbey caddesinde …bank önünden karşıya geçmek için beklerken karşı yoldan birisinin yoldan geçmekte olan kamyonu durdurduğunu, bu esnada müvekkili … yoldan karşıya geçmeye başladığını, bu esnada … plakalı kamyon hareket etmeye başlamış ve müvekkilinin ayağının üzerinden geçerek müvekkiline çarptığını, çarpma ile müvekkili düşürmüş ve sürüklemeye başladığını, …. plakalı araç arka tekerinin tam önünde caddedeki insanların müdahalesi ile anca durduğunu, etraftaki insanların yardımı ile müvekkilinin kamyonun altından çıkarıldığını, çağrılan ambulans ile müvekkilinin … hastanesine götürüldüğünü, kaza mahallinde trafik polisi tarafında tutulan kaza tespit tutanağında da kamyonla müvekkile çarpan sürücünün kusurlu olduğu belirtildiğini, müvekkili hastane de tedavisi yapıldıktan sonra ağrıları olması ve şikayetlerinin de devam ettiğini iletmesine rağmen hastane tarafından müşahade altında kaldıktan sonra taburcu edildiğini, müvekkilinin eve geldikten yaklaşık 2 saat sonra tekrar fenalaşması üzerine ambulans çağırılmış ve yine …. hastanesine götürüldüğünü, müvekkiline burada serum takılmış ve işlemler sonucunda tekrar yine gece 2:30 sıralarında taburcu edildiğini, müvekkili bu taburcu edildiğinde de şikayetlerinin, ağrılarının yani rahatsızlığının devam ettiğini söylediğini, müvekkilin vücudun da kaza nedeniyle yaygın şekilde ezik, çürük, ekimozlar ve ödemler oluştuğunu, müvekkil 2. Kez taburcu olduktan sonra evde dayanılmaz acılar çektiğini, ağrılarının hiç kesilmediğini, müvekkilinin bu ağrılara ancak 5 gün dayanabilmiş fakat 5. Günden sonra ağrı ve acıların dayanılamaz hale gelmesi nedeniyle eşi tarafından tekrar 06.02.2014 tarihinde …. devlet hastanesine götürüldüğünü, burada yapılan tetkiklerde müvekkilin evde kaldığı 5 gün boyunca iç kanama geçirdiği tespit edildiğini, hatta muayenc eden doktor” Sizi nasıl taburcu ettiler, Allah korusun ölebilirdiniz, bu acıya rağmen neden gelmediniz, nasıl dayandınız bu acıya demiştir. “acıların bir sebebi de müvekkilin 5 gün boyunca geçirdiği iç kanama olduğunu, ayrıca müvekkilinin kaza anından bu yana kan değerlerinin bir türlü düzelmemiş hep düşük çıktığını, 06.02.2014 tarihinde yapılan muayene ve tetkiklerde müvekkilin sol omzunda kırık ve çatlak olduğu da tespit edildiğini, yine müvekkil …’in sol ayağındaki 2 parmakta da çatlak olduğu tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin derhal hastaneye yatırıldığını, 3 gün boyunca müvekkile çeşitli tetkikler ve tedavilerin uygulandığını, ve 3 gün hastanede yatan müvekkilinin taburcu edildiğini, Davacı … 24.02.2014 tarihinde eşi ile …. Hastanesine kontrole gittiğini, burada yapılan muayenesinde ayağındaki sargıların yenilendiğini, omuzu kontrol edildiğin de halen iyileşmediğinin belirtildiğini, müvekkile yine iğne ilaç tedavisi için reçete yazıldığını, davacı hastaneye götürülürken kimi zaman taksi ile götürülmüş kimi zaman araba ile gittiğini, bunun da müvekkiline ekstra bir külfet ve masraf olduğunu, kazanın üzerinden 1 ay geçmesine rağmen müvekkilinin ağrıları halen geçmediğini, vücutta oluşan ekimozların ve ödemlerin bir kısmı da halen çıplak gözle görüldüğünü, müvekkilinin kazadan sonra çarpan şahıs hakkında şikayetçi olduğunu halen soruşturmanın sürdüğünü, müvekkilnin eşi ile birlikte pazarcılık yaptığını, haftanın 4 günü pazar da tezgah açtığını, Salı şehremini pazarı, Çarşamba- Yeşilköy pazarı, Cuma- fındıkzade pazarı, cumartesi- Bakırköy pazarı, ailenin geçiminin bu şekilde sağlandığını, müvekkilinin gittiği pazarlardan günde ortalama masraflar hariç 1.000,00 TL gelir elde ettiğini, müvekkilinin ağrıları, oluşan çatlak ve kırıklar nedeniyle çalışamadığını, müvekkilin tedavi ile ilgilenen eşinin de işe gidemediğini, müvekkil ve eşi 3 hafta hiçbir pazara gidemediğini, 3 haftadan sonra ise müvekkilinin eşi pazarlara gitmiş fakat tek olduğu için doğal olarak işlerinde kayda değer bir düşüş olmuştur. müvekkilin kazanç kaybına uğramasına sebep olduğunu, buda eve hiç gelirin girmemesi demek olduğunu, hatta davacı ev işlerini bile yapamaz hale geldiğini, bunun için eve bir bakıcı/hizmetli tuttuklarını, müvekkil kazancından mahrum olduğu gibi üstelik bir de bakıcı/hizmetli parası ödemek zorunda kaldığını, müvekkilin lise mezunu …. adında bir kızının olduğunu ve üniversiteye hazırlandığını, birde …. üniversitesi gazetecilik bölümünde okuyan 22 yaşında bir oğlu olduğunu, müvekkilinin çocukları da kaza sebehiyle büyük bir acı ve üzüntü yaşadıklarını, onların hayat düzenlerinin bozulduğunu, müvekkilinin tedavisi halen devam etmekte olup tedavi harcamalarının müvekkilinin eşinin emekliliğinden yararlanmış olduğu için devletçe karşılanmış bir kısım masraflar ise karşılanamadığı için kendisinin yaptığını, tedavi masraflarının tamamının makbuza bağlanması gerekmediği, tedavinin gayesine uygun olması şartı ile bu hususta yapılacak doktor bilirkişi incelemesinin yeterli olacağı bilinen bir husus olduğunu, müvekkille çarpan kamyon sürücüsünün de kazadan sonra müvekkille hiç ilgilenmemiş, ne hastaneye gelmiş nede aramamış olduğunu, bizim yapmış olduğumuz görüşmelerde de zararı karşılamayacağını beyan ettiğini, bu sebeple iş bu davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TI. maddi ve 15.000,00 TL manevi toplam 16.000,00 TL maddi manevi, tazminatın (sigorta şirketi poliçe limitiyle ve maddi zarardan sorumlu olmak kaydıyla), kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline yargılama giderleri ve vekalet ülcretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Her ne kadar davacı taraf müvekkil sigorta şirketini huzurdaki davada davalı olarak göstermiş ise de ekte sunulan tramer kaydından anlaşılacağı üzere … plakalı aracın 30.10.2013- 30.10.2014 tarihleri arasında …. poliçe numrası ile …ne sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sigorta şirketinin … plakalı araca dair bir sigorta poliçesi bulunmadığını, bu nedenle huzurdaki davada müvekkilinin sigorta şirketinin taraf sıfatının da bulunmadığını, dava konusu şey üzerinde kim veya kimler hak sahibi ise, davayı da bu kişi veya kişilerin açmasının gerektiğini, davayı açabilmek için gerekli sıfat, dava konusu şey üzerinde hak sahibi olan kişiye ait olduğunu, bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlendiğini, (Kuru, Baki-Arslan, Ramazan-Yılmaz, Ejder:a.g.e., s.231-232; Üstündağ, Saim:Medeni Yargılama Hukuku, Alfa Basım Yayım Dağıtım, İstanbul 1997, s.307) mahkemenin taraflar arasında dava konusu hakkın esası hakkında bir karar verebilmesi için, bu kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatlarına sahip olmalarının gerektiğini, bir davada taraf olarak gösterilen kişiler, taraf ve dava ehliyetine ve davayı takip yetkisine sahip olsalar bile, taraflardan birinin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatı yoksa, davanın esası hakkında hir karar verilemeyeceğinden, dava sıfat yokluğundan (husumetten) reddedildiğini, taraf sıfatı usul hukuku sorunu olmayıp, dava konusu sübjektif hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olduğundan taraf sıfatının yokluğu, davada taraf olarak gözüken kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olduğu için def’i değil, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmesi mümkün ve mahkemece de kendiliğinden nazara alımması zorunlu bir itiraz niteliğinde olduğunu, cevap ve itiraz haklarımız saklı kalmak kaydıyla, cevaplarımızın kabulü ile müvekkil sigorta şirketinin taraf sıfatı bulunmadığından, haksız ve mesnetsiz açılan davanın tamamen reddine, masraf, faiz ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenilmesine, karar verilmesini müvekkil şirket adına vekaleten sayın Mahkemeden arz ve talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; hakkında başlatılan davaya husumet yönünden itiraz ettiğini, çünkü,söz konusu davaya konu kazaya karışan âracın şahsına ait olmayan 35 plakalı bir kamyon olduğunu, sahip olduğu araç ise … plakalı bir binek otomobil olduğunu, bu sebeple ilk olarak husumet yönünden davanın reddini talep ettiğini, dava açılırken davacı tarafından maddi hata yapılarak … plakalı araç yerine … plakalı araç hakkında işlem başlatılması nedeniyle haksız olarak adına dava ikame edildiğini, dava dosyasında ki kaza ile ilgili “kazaya karışan sürücü ve araçlar” başlığında ki tutanak ile Alkol tespit tutanağı incelendiğinde kaza yapan araç … Plaka sayılı … kullanımında ki Kamyon olduğunu, şahsına ait olan ve dava dilekçesinde sehven yazılan … plakalı araç honda marka binek otomobil olduğunu ve kazayla hiçbir ilişkisinin olmadığını, yukarıda açıkca izah ettiğim ayrıca dosya dahilinde ki tutanaklarda sabit olduğu gibi sahsımla hiçbir bağın olmadığı kaza yapan araç …. Plaka sayılı …. kullanımındaki kamyon olmasına rağmen davanın aleyhine devamı hem madden hemde manen zararıma neden olduğunu bu haksız ve açıkça hatalı olan davanın bir an evvel hususmet yönünden reddedilmesi gerektiğini, yukarıda arz ve izah ettiğimiz nedenlerden dolayı fazlaya ve tazminata ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; husumet yönünden mahkemenizde açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile davanın devamı halinde tutacağım vekil için vekâlet üctetinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.

DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan … tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporda; davacı …’in %100 oranında kusurlu olduğu; davalı sürücü …’un ise kusursuz olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan 31/01/2017 tarihli … Üniversitesi Öğretim Üyeleri’nden oluşturulan bilirkişi kurulu tarafından düzenlenen raporda; davacı …’in %70 oranında kusurlu olduğu; davalı sürücü …’un ise %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Dosyaya sunulan … tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı tarafından düzenlenen raporda; davacıda kaza nedeni ile sürekli maluliyet oluşmadığı; ancak iyileşme sürecinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi; “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; söz konusu kanunun 88/1. maddesi; “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
” söz konusu kanunun 90. maddesi ise; “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49/1. maddesinde “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür” denilerek haksız fiil sorumluluğu belirlendikten sonra anılan Kanun’un 61. maddesi “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” hükmünü içermekte olup buna göre zarara sebebiyet veren sürücü, işleten ve zorunlu sigortacı zarar görene karşı haksız fiil hükümleri çerçevesinde müteselsilen sorumludurlar. Ancak sigorta şirketinin sorumluluğunun teminat limiti ve sigortalısının kusuru oranında olacağı açıktır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin Esas No : 2021/18051, Karar No : 2021/3719, T. 28/06/2021 tarihli kararına göre;
“6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.”

Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafından 01/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemli olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Yargılama sırasında davacı tarafından 14/04/2015 tarihli celsede davalılardan …. Sigorta ile sulh olunduğu; bu nedenle maddi tazminat talebi bakımından davadan feragat ettikleri; davalı … vekili tarafından ise yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığı belirtilmiştir. Davacının feragat beyanı karşısında açılan maddi tazminat davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmiştir. Mahkememizce davacının taraf değişikliği talebinin kabulüne karar verilerek davalı olarak gösterilen … isimli kişi davalı konumundan çıkartılarak kazaya karışan araç maliki … Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. davalı olarak kabul edilmiştir. HMK’nın 124.maddesinde; “Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür. Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır. Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir. Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir. Bu durumda hâkim, davanın tarafı olmaktan çıkarılan ve aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermeyen kişi lehine yargılama giderlerine hükmeder” şeklinde düzenleme yer almaktadır. Söz konusu düzenleme uyarınca taraf olmaktan çıkartılan … hakkında yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına; kendisini vekil ile temsil ettiren … lehine mahkememizin 18/02/2015 tarihli ara kararı ile vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edildiğinden hüküm ile birlikte taraf olmaktan çıkartılan … lehine yeniden vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmemiştir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber manevi tazminat miktarı belirlenirken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak TMK’nın 4. maddesi dikkate alınarak hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Olayın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu ile sosyal ekonomik durumu, davacının kaza sonrası iyileşme süreci dikkate alınarak davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilerek 7.500,00 TL tutarındaki manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …. Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I. MADDİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN
AÇILAN DAVANIN FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
II. MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE takdir edilen 7.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … Nak. Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
2-DAVACININ FAZLAYA İLİŞKİN TALEBİNİN REDDİNE,
III. YARGILAMA GİDERİ VE VEKALET ÜCRETİ
1- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 512,33 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 54,65 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 457,68 TL harcın davalılar … Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve … tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
2- Davacılar tarafından sarf olunan 2.300,00 TL bilirkişi ücreti, 886,10 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına (%46,88 kabul oranı) göre hesap edilen 1.493,64 TL’sinin davalılar … Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 3,80 TL vekalet harcı, 25,20 TL başvurma harcı ve 54,65 TL peşin harcın davalılar .. Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
4- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
5- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılar …. Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti ve …’dan alınarak davacıya verilmesine, (MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
6-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …. Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 6. maddesi gereğince hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, (MADDİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
6- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı …. Gıda Turz. San. Ve Tic. Ltd. Şti. lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, (MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
7- Kendisini vekil ile temsil ettiren ve HMK’nin 124. maddesi uyarınca taraf olmaktan çıkartılan … lehine mahkememizin 18/02/2015 tarihli ara kararı ile vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edildiğinden … lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
8- Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalı … lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, (MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEBİ BAKIMINDAN)
9- Davalı … vekili tarafından vekalet ücreti ve yargılama gideri talebi olmadığından lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdirine yer olmadığına,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekillerinin ve ihbar olunan vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/06/2022

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪