Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1147 E. 2018/1259 K. 07.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1147 Esas
KARAR NO : 2018/1259

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/10/2014
KARAR TARİHİ : 07/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 20/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında, mevcut olan ticari ilişki çerçevesinde davalının müvekkil şirketten muhtelif zamanlarda muhtelif miktarlarda mal satın aldığını, bir kısım ödemeler yaptığını, ekte sunulan cari hesap ekstresine göre 26/08/2014 tarihi itibarıyla davalının 50.397,59 TL bakiye borcunun bulun- duğunu, dava dilekçesine ekli mutabakatname ile müvekkilinin 28/08/2014 tarihi itibarıyla davalıdan 50.397,88 TL alacaklı olduğunun beyan ve ikrar edildiğini,bu alacağın tahsili hususunda taraflar ara- sındaki görüşmelerden sonuç alınamaması üzerine davalı/borçlu aleyhine Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine girişildiğini, davalının icra dosyasına yaptığı itirazda ileri sürdüğü ve ”borcun vadesinin gelmediği”ne dair itirazının yerinde olmadığını, zira taraflar arasındaki sözleşmenin 4. maddesinde ödemenin dört ay sonra değil, dört ay vadeli kıymetli evrakla yapılmasının kararlaştırıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibi durdurduğunu beyanla itirazın iptalini, kötü niyetli olarak itirazda bulunan davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davacı arasında imzalanan 05/05/2014 tarihli “Satın Alma Sözleşmesi”ne göre ödemelerin fatura tarihinden itibaren 4 ay sonra yapılmasının kararlaştırıldığını, tarafların bu konuda mutabık olmasına rağmen davacının muaccel olmamış alacak hakkında takibe giriştiğini, ayrıca müvekkilinin davacıdan satın aldığı kolilerin gizli ayıplı olduğunu, makul süreden önce deforme olduğunu, bu durumun müşterilerin söz konusu kolilerle ilgili geri dönüşlerinden anlaşıldığını, davacı tarafa ayıp ve reklamasyon faturası tebliğ edilmek istendiğinde davacının tebliğden imtina ettiğini, sonuçta Bakırköy … Noterliği aracı- lığıyla 29/08/2014 tarih …. yevmiye nolu ihtarname ile faturanın davcıya gönderildiğini, davacının Silivri … Noterliği’nin 02/09/2014 tarihli ihtarnamesi ile faturaya itiraz ettiğini, bu itirazada müvekkili şirket tarafından Bakırköy … Noterliği vasıtasıyla keşide olunan …. nolu 05/09/2014 tarihli cevabi ihtarname ile itiraz olunduğunu, davacı taraf her ne kadar mutabakat formu ile borcun ikrar edildiğini iddia etmiş ise de mutabakat formunu ve altındaki imzayı kabul etmediklerini, altındaki imzanın yet- kili kişiye ait olmadığını, ayıplı mala istinaden kesilen reklamasyon faturasının dikkate alınmadığını, icra dosyasına vaki itirazlarının haklı, açılan davanın kötü niyetli olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, davacının %20 oranında tazminat ile mahkumiyetini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın itali, icra-inkâr ve kötü niyet tazminatı talebine ilişkindir.
Celp olunan Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün…. Esas sayılı dosyasının tet- kikinde ; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine cari hesap bakiyesine dayalı 50.397,59 TL asıl alacağın tahsili istemiyle 29/08/2014 tarihinde ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun vekili aracılığıyla (süresi içinde ) ibraz ettiği dilekçe ile ”müvekkili ile takip alacaklısı arasında imzalanan 05/05/2014 tarihli Satın Alma Sözleşmesine göre ödemelerin fatura tarihinden itibaren 4 ay sonra yapılmasının kararlaştırıldığını, takip konusu borcun henüz muaccel hale gel- mediğini” beyanla borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Dosyaya ibraz olunan 05/05/2014 tarihli “Satın Alma Sözleşmesi” başlıklı belgenin tetkikinde; satıcı durumundaki ….’ın alıcı durumundaki ….ya sözleşmede belirtilen şart ve koşullar doğrtultusunda malzeme veya/hizmet tedarikini taahhüt ettiği, sözleşmenin 4/3 maddesinde “ödemenin -ayda 1 kez olmak şartıyla- alıcının ödeme günlerinde, ortalama fatura tarihi üzerinden 120 gün vadeli çek üzerinden yapılmasının” kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili “müvekkilinin davalıya sattığı mal karşılığında 26/08/2014 tarihi itibariyle davalıdan tahsili gereken 50.397,59 TL cari hesap alacağının bulunduğunu, bu borcun ödenmemesi üzerine takibe girişildiğini ” davalı vekili ise ” taraflar aarsındaki sözleşmenin 4. maddesi hükmüne göre dava konusu takip tarihi itibariyle alacağın muaccel olmadığını, takibe konu edilemeyeceğini, ayrıca hesap mutabakatı üzerinde imzası bulunan kişinin yetkisiz olduğunu, taraflar arasında geçerli bir hesap mutabakatı bulunmadığını, davacının müvekkiline sunduğu ürünlerin ayıplı olduğunu” beyan etmiştir. Buna göre dava konusu uyuşmazlık davacının sözleşme kapsamında edimlerini tam olarak yerine getirip getirmediği, bu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, davalıya sunduğu ürün bedelinden kaynaklanan takip konusu cari hesap borcu nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı, tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, söz konusu alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
Davalı taraf davacıdan satın aldığı ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle davacıya reklamasyon faturası kesme yoluna gitmiş ise de ,davacı tarafın bu faturayı tebliğden imtina etmesi üzerine davalı tarafça Bakırköy … Noterliği aracılığıyla 29/08/2014 tarih, … yevmiye nolu ihtarname ekinde davacı adına düzenlenen 23.600,00 TL’lik reklamasyon faturası tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine davacı tarafça Silivri … Noterliği’nin 02/09/2014 tarih … nolu ihtarnamesi ile reklamasyon fatu- rasına itiraz olunmuş, davalı da Bakırköy … Noterliği’nin …. nolu, 05/09/2014 tarihli ihtarnamesi ile cevap vermiştir.
Dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan davacı şirketin Yeminli Mali Müşaviri …tarafından davalı şirkete gönderilen 28/08/2014 tarihli hesap mutabakatında davalı şirketin ticari ilişki içinde bulunduğu (davacı) … Ltd. Şti. ile ismi geçen Yeminli Mali Müşavir arasında denetim ve tam tasdik sözleşmesinin bulunduğu, şirket kayıtlarına göre 28/08/2014 günü itibariyle … Ltd. Şti’nin ….Ltd. Şti.’den 50.397,59 TL alacak bakiyesinin bulunduğu bildirilmiş, davalının muha- sabe servisi tarafından 28/08/2014 tarihi itibariyle 50.397,88 TL alacak konusunda mutabık oldukları belirtilmiştir.
Davalının ayıp iddiası ile alacağın varlığı ve miktarının tespiti hususunda bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup davalı taraf ‘dava konusu ambalajların içine plastik askılar konularak yurt dışına gönderildiği ve ürünlerin numunesinin kendi ellerinde olmadığı’ndan bahisle ürünleri incelemeye sunmamıştır.
Dosyaya ibraz olunan test raporları ile emsal olduğu bildirilen 3. kişilere ait ürünler üzerinde konusunda uzman bilirkişi tarafından teknik inceleme yapılmıştır.
Marmara Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Öğr. Üyesi Doç. Dr. …., İstanbul Kültür Üni. Hukuk Fakültesi Öğr. Üyesi. Yrd. Doç. Dr. …. ve SMMM ….tarafından dosyaya ibtaz edilen 30/03/2016 tarihli rapora göre;
”Davacı tarafından üretimi yapılan kolilerin üretimine taraftar arasında karşılıklı olarak sür- dürülen e-mail yazışmaları çerçevesinde gramaj vb. konularda mutabık kalınarak başlanıldığı,
Davalı tarafın mukavva kutuları teslim alma noktasında uygulamış olduğu gramaj incele- melerinde kolilerin gramajı yönünden herhangi bir eksiklik tespit edilmediği ve davalı tarafın gramaj eksikliği yönünden herhangi bir iddiası olmadığı,
Davacı tarafın dosyada kolilerle ilgili olarak sunduğu çok sayıda test raporunun üretimi ya- pılan kolilerin gramajlarının anlaşmaya uygun olduğunu gösterdiği, ayrıca bu raporlardan kolilerin mukavemet özelliklerinin; kolilerin üretiminde kullanılan kraft kağıdı ve oluklu kağıt tabakaların özellikleri çerçevesinde yeterli olduğunun görüldüğü, bu durumda siparişe konu koliler bağlamında yanlış malzeme kullanımı ve mukavemeti azaltacak bir üretim hatasının söz konusu olmadığı,
Davalı tarafından sunulan fotoğraflar incelendiğinde; kolilerin bu haliyle davalının kullanı- mına uygun olmadığının yani kolilerin taşıdığı yüke göre biraz zayıf kaldığının, kolilere doldurulan askılıkların yapısı ve geometrik şekilleri gereği kolilerin tamamının sıkı bir şekilde dolduramadığının görüldüğü,
Buna bağlı alarak kolilerin kapak kısımlarında bant yapıştırma sırasında yaşanan prob- lemlerle birlikte kolilerin istiflenmesi, taşınması ve depolanması sırasında ezilmelerin kaçınılmaz hale geldiği,
Kolilerde gözlemlenen hataların ortaya çıkmasına paketleme sırasındaki kullanım hatası, ta- şıma hatası ve hatalı yükleme gibi durumların neden olmadığı,
Davacı tarafından üretimi yapılan kolilerin gramajıyla mahkemeye ek delil olarak sunulan …. üretimi olan kolinin gramajı üzerinde yapılan karşılaştırmada … firmasının ürettiği kolilerin 4.tabakasının % 36 daha fazla gramaja sahip olduğunun görüldüğü, 4. tabakanın grama- jında gözlemlenen bu önemli farkın kolinin mukavemetini yeteri kadar artırdığı ve davalının kulla- nımına uygun bir koli yapısı ortaya koyduğu,
Davacının üretimi olan kolilerin kullanımı sonucunda ortaya çıkan duruma göre;llk bakışta bir gizli ayıplı ürünle karşı karşıya olunduğu düşünülebileceği, fakat yukarıda da ifade edildiği gibi kolilerin tarafların mutabık kaldığı şekliyle davacının siparişi üzerine üretildiği dikkate alındığında; gizli ayıplı bir üründen ziyade işe/kullanıma uygun olmayan yapısal bakımdan biraz zayıf halde olan bir üründen söz edilebileceği,
Sözleşmeden doğan borcunu gereği gibi ifa eden davacının TBK md. 112 gereğince huku- ken sorumlu olmayacağı,
Defterler üzerinde yapılan incelemeye göre davacının davalı firmadan takip tarihi olan 29/08/ 2014 günü itibariyle 50.397,57 TL asıl alacaklı olduğu” belirtilmiştir.
Davacının davalı aleyhine taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında 50.397,59 TL cari hesap alacağının tahsili talebi ile ilamsız icra takibine girişildiği, davalının borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının söz konusu sözleşmeden kaynaklanan edimlerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiği,sözleşmede ödemelerin fatura tarihinden dört ay sonra değil, dört ay vadeli kıymetli evrakla yapılmasının kararlaştırılmasına ve takip tarihi itibariyle davacının takip tarihi itibariyle davalıdan muaccel hale gelmiş 50.396,59 TL cari hesap alacağının bulunmasına rağmen ödeme yapmayan davalının likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla sübuta eren davanın kabulüne karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Davanın KABULÜNE,
Davalı/borçlunun Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası üze- rinden takibine girişilen dava ve takip konusu 50.397,59 TL lik borca vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına,
Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 11,75 ve değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına,
Likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalı/ borçlunun hüküm altına alınan alacağın % 20’si oranında icra/inkar tazminatı ile mahkumiyetine,

2- Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 3.442,83 TL karar ve ilam har- cından peşin alınan 608,80 TL peşin harç ile icra veznesine yatırılan 251,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.582,13 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,

3- a.) Davacı tarafından sarf olunan ( 25,20 TL başvurma harcı + 608,80 TL peşin nispi harç + 3,80 TL vekalet harcından ibaret ) 637,80 TL harç ile ( 1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 298,25 posta/ tebligat/müzekkereden ibaret) 1.798,25 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av.Kan ve AAÜT gereğince takdir olunan 5.893,73 TL vekalet ücretinin davalı taraftan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri gereğince, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2018

Katip …

Hakim …