Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1084 E. 2018/625 K. 25.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1084 Esas
KARAR NO : 2018/625

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2014
KARAR TARİHİ : 25/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 12/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket vekili dava dilekçesinde özetle; PVC cam çerçeve sanayinde yıllardır hizmet veren ve … bayiliği yapan müvekkili şirketin müşterilerinden aldığı siparişleri yerine getirmek için piyasada çalışan diğer şirketlerden ham madde alımı yaptığını ve bu ham maddeyi birlikte çalıştığı ustaları marifetiyle talebe uygun şekilde ürettiğini, müvekkili şirket yetkilisinin tanıdığı …. isimli usta aracılığı ile davalı şirket yetkilisi …. ile tanıştırıldığını ve malzeme alımı konusunda karşılıklı olarak anlaştıklarını, davalı tarafından müvekkili şirkete teslim edilecek olan alüminyum küpeşte malzemesinin işçiliğinin ise anlaşmaya aracı olan … isimli usta tarafından yapılması konusunda mutabakata varıldığını, akabinde alınan malzemeye karşılık avans olarak müvekkili şirkete ait …bank TAŞ’den alınan 10/10/2014 keşide tarihli 5.000,00 TL bedeli olan … seri numaralı çekin anlaşmanın akabinde davalıya teslim edildiğini, dava- lının 2014 yılının Ağustos ayı içinde teslim etmesi gereken hammadeyi müvekkili şirkete gönder- mediğini, söz konusu çeki de iade etmediğini, müvekkili şirket ile davalı ve aracı olan … isimli usta ile yapılan görüşmeler sonucunda aracı …’m ve davalı müvekkiline zarar verme kastıyla birlikte hareket ettiklerini ve müvekkile şirketten hile ve desiseler yoluyla avans çekini aldıklarını ve malzemeler teslim edilmediğinden bu çekin bedelsiz kaldığını, davalının söz konusu çeke karşılık herhangi bir fatura keşide etmediğini ve bu avansı muhasebeleştirmediğini, müvekkili şirkete ve davalıya ait ticari defter ve belgeler incele diğinde dava konusu çeke ilişkin hiçbir fatura kaydına rastlanmayacağını, müvekkili şirketin 10/10/2014 tarihli çeki ödemek zorunda kalacağını ve çekin davalıdan tahsil edilemeyeceğini, çekin kötü niyetli olarak cirolanıp üçüncü şahıslara teslim edilebileceğini beyanla; …bank TAŞ tarafından verilen müvekkili şirkete ait 10/10/2014 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli …. seri nolu çek bedelinin ödenmesinin tedbiren durdurulmasını,yargılama sonunda müvekkili şirketin 10/10/2014 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli …. seri nolu çek sebebi ile davalıya borçlu olmadığının tespitini, İİK 72/5 md hükmü gereğince alacağm % 20’sinden aşağı olmamak üzere davacı lehine tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle;her ne kadar davacı taraf “müvekkili firmaya malzeme sipariş ettiğini ve avans olarak 10/10/2014 keşide tarihli 5.000,00 TL bedeli olan …. seri numaralı çeki teslim ettiklerini” beyanla menfi tespit talebinde bulunmuş ise de; davacının dava dilekçesinde belirttiği vakıalardan müvekkili şirketin haberdar olmadığını, müvekkili şirket yetkili- lerinin davacı tarafı tanımadığını ve davacı taraf ile hiçbir ticari ilişkilerinin olmadığını, müvekkili şirketin söz konusu iddia edilen malzeme alım sözleşmesinin yapıldığı … isimli şahsı tanımadığını, davacı ile aralarında herhangi bir alım-satım sözleşmesi yapılmadığını, ….l aracılığı ile bir iş anlaşması kabul etmediğini, davacının bu yöndeki iddialarının tamamı ile kötü niyetli, asılsız ve müvekkili şirketten bağımsız olduğunu,müvekkili firmanın kesinlikle söz konusu çeki almadığını, böyle bir çekten alım- satım sözleşmesinden haberi olmadığını davacının iddia ettiği şekilde olaylar mevcut ise de başka kişilerin müvekkili şirketin adını kullanarak çeşitli işler gerçek- leştirdiğini, gerek dava dilekçesinde adlarının haksız iddialarla anılması gerek ise müvekkili şirketin adının başka kişiler tarafından kullanılarak ticaret yapılması hususunda Cumhuriyet Başsavcılığı’na gerekli şikayetlerin yapılacağını,söz konusu çekin müvekkili şirket lehine keşide edilmiş ve çekte müvekkili firmanın kaşe ve imzası bulunuyor ise de, mahkememizin yapacağı imza incelemesinde müvekkili firmanın söz konusu çek ile hiçbir ilişiği olmadığının ortaya çıkacağını, bu sahte kaşe imza konusunda da gerekli şikayetlerin taraflarınca yapılacağını,müvekkili şirketin davacı tarafından iddia ettiği hiçbir husustan haberdar olmadığı ve dava dilekçesinde söz konusu hiçbir işlemi yapmadığı için müvekkili şirketin ticari defterlerinde de hiçbir kayıt bulunmadığını beyanla davacının haksız dava- sının reddini savunmuş, dava masrafları ve ücreti vekaletin karşı yana tahmilini istemiştir.
Davacı şirket vekili 20/11/2014 havale tarihli replik dilekçesinde ise ;davalı şirketin cevap dilekçesinde “…bank TAŞ.’den alınmış 10/10/2014 keşide tarihli 5.000,00 TL bedeli olan …. seri numaralı çekin davalı namına düzenlendiğini, ancak kendisi tarafından cirolanmadığını” iddia ettiğini, bahse konu çekin öz yüzünü gösteren fotokopisinin dava dosyasında mevcut olduğunu, müvekkili şirketin mahkeme tarafından tedbir taleblerinin reddedilmesinden sonra bahse konu olan çeki ödemek zorunda kaldığını, çek aslınında muhatap bankada bulunduğunu, iddialarının ispatı açısından çekin arka yüzünün onaylı suretinin muhatap bankadan celbinin gerektiğini , müvekkilinin çek arkasındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının bilinmesinin mümkün olma- dığını, ticari hayatın gereği olarak bu hususu takip etme gibi bir sorumluluklarının ya da imkan- larının bulunmadığını, uyuşmazlığa konu olan çekin müvekkil tarafından davalı lehine keşide edilmiş bir çek olup bu durumda davalının müvekkili şirket ile hiçbir ticari ilişkisi olmadığını üstelik müvekkil şirket yetkisi ile şahsi olarak tanışmadığı iddiasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, zira hiçbir ticari şirketin ticari ilişkisi bulunmayan bir şirket lehine kambiyo senedi düzenlemesinin kabul edilebilir bir açıklamasının olmadığını beyan etmiştir.
Davacı vekili ibraz ettiği 31/12/2014 havale tarihli dilekçesi ile davalı lehine keşide edilen çekin ciro yoluyla …l’a, ondan da ….’e ve daha sonra …Faktoring A.Ş.’ne teslim edildiğini, tedbir taleplerinin reddedilmesi sonucu çek bedelinin müvekkili şirket tarafından ödendiğini beyanla müvekkili şirketin borçlu olmadığı bir parayı ikinci kez ödeme yapma zorunda kalma ihtimaline binaen 5.000,00 TL tutarındaki paranın istirdadını talep etmiştir.
Davacı şirket vekili 23/03/2015 havale tarihli dilekçesi ekinde 13/02/2015 tarihli 2 nolu ara karar gereğince önceki beyanlarında da belirttikleri dava konusu …. numaralı 5.000,00 TL tutarındaki çekin, …bank T.A.Ş.’ye ibraz edilmesi neticesinde müvekkili şirket tarafından ödendiğini gösterir ekstreyi dosyaya sunmuş ve mahkemece değerlendirilmesini talep etmiş, 24/05/2015 havale tarihli dilekçe ile manfi tespit talepli davasını “istirdat davasına” dönüştürmüştür.
Davalı şirket vekili 24/07/2015 havale tarihli düplik dilekçesinde,müvekkili şirket yetkililerinin davacı tarafı tanımadığını ve davacı ile hiçbir ticari ilişkileri hiçbir zaman olmadığını, ayrıca …. isimli sahşı da tanımadığını, yani müvekkili şirketin ne davacı ile herhangi bir alım-satım sözleşmesi yaptığını ne de ….aracılığı ile bir iş kabul etmediğini, davacının bu yöndeki iddialarının tamamı ile kötü niyetli, asılsız ve müvekkili şirketten bağımsız olduğunu, müvekkili şirketin söz konusu ödenen çekte ciranta durumunda gözüktüğünü ve bu durum ile müvekkili şirketin söz konusu ödenen çek bedelinden sorumlu olduğunu, ancak müvekkili şirketin böyle bir çeki kesinlikle ciro etmediğini, müvekkili şirketçe cirolanmayan bir çekten müvekkili şirketin sorumlu tutulduğunu ve yüzden davalı sıfatında olmasının kabul edilir bir durum olmadığını, kaldı ki, dava konusu çek üzerindeki ciroda imza incelemesi yapılması halinde müvekkili şirketin bu çek ile bir ilişkisi olmadığının anlaşılacağını ve bu davadaki taraf sıfatının ortadan kalkacağını, dava konusu çek üzerindeki imza ve kaşenin kesinlikle müvekkili şirkete ait olmadığını, dolayısıyla da müvekkili şirketin cirolamadığı, tahsil etmediği bir çek bedelini davacı tarafa geri ödemesinin mümkün olmadığını, bu sebeple dava konusu çek üzerinde imza incelemesi yapılmasını, müvekkili şirketin bu davada taraf sıfatının olmadığını tespit ederek çek ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını tespit ederek çek ile herhangi bir ilgilerinin olmadığını kanıtlayacağından zorunluluk derecesinde önem arz ettiğini, iş bu davada öncelikle taraf sıfatlarını kesinliğe kavuşturulması gerektiğini, bunun için de imza incelemesi yapılmasının şart olduğunu, aksi halde tüm bu iddialarına rağmen dava konusu çekteki imzanın müvekkili şirkete ait olup olmadığı incelemesinin yapılmaksızın istirdat talebinin kabulü ihtimalinde müvekkili şirketin, hiçbir ilgisi olmadığı bir ilişkinin bedelini ödemek zorunda kalacağını, müvekkili şirketin dava konusu olmadığını ve tarafları kesinlikle tanımadığını, olayda müvekkili şirket adına taklit imza kullanıldığını, dava konusu çek nedeni ile müvekkili şirketin her hangi bir mal almadığını ya da alacak elde etmediğini, her nasılsa müvekkili şirketin adının olayda müvekkili şirketin bilgisi dışında kullanıldığını beyanla öncelikle dava konusu çekteki müvekkili şirketin imzasının sahte olarak kullanıldığı cirodaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığının tespiti için imza incelemesi yapılmasını talep etmiş, devamla haksız davanın reddini savunmuştur.
Dava,İİK 72 md ne dayalı menfi tespit ve istirdat talebine ilişkin olup kambiyo senedinin bedelsizliği nedeninden kaynaklanmaktadır.
Davacı şirketin davalıdan satın alınacak mallara karşılık 10/10/2014 keşide tarihli 5.000,00 TL bedelli … seri nolu çeki verdiğini, ancak avans olarak verilen çek karşılığı mallar teslim edilmediğinden bedelsizlik nedeniyle menfi tespit talebinde bulunduğu, davalının ise davacıdan böyle bir çek almadıklarını ve dava konusu işbu çekteki müvekkili şirketin imzasının da sahte olarak kullanıldığını, cirodaki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını savunması karşısında dava konusu ihtilaf; taraflar arasında ham madde alımına ilişkin akdi ilişki bulunup bulunmadığı dava konusu çekin satın alınan ham madde karşılığı avans olarak davalıya verilip verilmediği, davalı tarafın ham madde teslimini gerçekleştirip gerçekleştirmediği, davacının söz konusu çek nedeniyle davalı tarafa borçlu olup olmadığı, davacı tarafça bedeli ödenen çek yönünden istirdat koşullarının oluşulup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dava dosyası içerisinde akdi ilişkiyi belirleyen yazılı bir sözleşme bulunmamakta, ticari ilişkinin şifahi anlaşmaya dayandığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu çekin akıbeti ile ilgili olarak mahkememiz tarafından …bank Türk Anonim Şirketi …. Şub. Müdürlüğü ile … Bankası …l Şub. Müdürlüğü’ne ayrı ayrı müzekkere yazılmış, iş bu müzekkereye cevaben …bank T.A.S. …. Şubesi’nce gönderilen 19/12/2014 tarihli yazıda aynen; “Şubemiz müşterisi ….Ltd. Şti. ne ait …. numaralı 10/10/2014 tarihli 5.000,00 TL’lik çek bankamız tarafından müşterimiz …Ltd. Şti ’ne verilmiştir. Çek 10/10/2014 tarihinde …Bankası …. şubesi aracılısı ile takas merkezinde sorgulanmış ve ödenmiştir. Çekin arka yüzünde ver alan son ciro ….l ’dür. Çekin ön ve arka yüzüne ait görüntü ekte tarafınıza sunulmuştur. ”denilmiştir. ….Bankası A.Ş. …Şubesinden 29/07/2015 tarihinde gelen cevabi yazıda ise aynen; “…. Esas sayılı yazınızda belirtilen 10/07/2015 tarihli …. seri numaralı 5.000,00 TL tutarlı çek ile ilgili olarak yapılan araştırma neticesinde; söz konusu çek 10/10/2014 tarihinde …. Faktoring tarafından tahsil edilmiştir. ” şeklinde cevap verilmiştir.
Dosyaya ibraz olunan mevcut dava konusu çekin önlü arkalı çek fotokopisinin tetkikinde; çekin davalı şirket adına keşide edildiği , davalı şirket tarafından da …’a ciro edildiği görülmüştür.
Taraflar arasındaki akdi ilişkinin , borcun varlığı ve miktarının tespiti hususunda davacı ve davalının ticari defterleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup mahkememizce atanan SMMM …. tarafından ibraz olunan 20/11/2015 tarihli raporda ;
-Davacı tarafından ibraz edilen 2014 ve 2015 yılı ticari defterlerinin ve dava konusu olan çekle ilgili olarak 102- Bankalar ve 103-Verilen Çekler ve Ödeme Emirleri hesabının incelenmesinde ;çekin ödeme kaydının 10/10/2014 tarih …. numaralı yevmiye maddesi ile kayıtlı olduğu, bu hesapta ödeme kaydından önce çekin giriş kaydının olmadığı, 31/12/2014 tarih …. numaralı yevmiye maddesi ile bu hesaptan çek bedeli olan 5.000,00 TL’nin Ortaklar Cari Hesabına virman yapıldığı,davacıya ait ticari defterlerde davalı şirket ile ilgili kayıt bulunmadığı, 31/12/2014 tarihli 898 nolu kapanış kaydında da davalı şirket ile ilgili bakiye bulunmadığı ,
– Davalı tarafından ibraz edilen 2014 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde dava konusu çekin davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, gibi 31/12/2014 tarihli 155 nolu kapanış kaydında da davacı şirketin ismi olmadığı, davacı şirket ile ilgili bakiye bulunmadığı ,
-Davalı vekilinin “dava konusu çek üzerindeki imza ve kaşenin kesinlikle müvekkili şirkete ait olmadığı, dolayısıyla da çeki müvekkili şirketin cirolamadığı” yönündeki beyanının mahkemece değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

Davalı vekilinin taraflar arasındaki akdi ilişkiyi ve müvekkili adına atılan ciro imzasını inkarı karşısında davalı şirket temsilcisi …’nün dava konusu çekin tanzim tarihinden önceki döneme ait samimi imza örneklerini içerir belge asılları celp edilmiş, huzurda bol sayıda imza örneği alınmış, mahkememizce verilen ara karar gereğince ATK Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesi’nce düzenlenen …. nolu 26/03/2017 tarihli raporda “İnceleme konusu çekte 1. ciro imzası ile davalı şirket temsilcisi ….’nün mukayase im- zaları arasında yapılan inceleme sonucu, tersim biçimi,işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından söz konusu 1. Ciro imzasının mukayese imzalarına kıyasen….nün eli ürünü olmadığı” belirtilmiştir.
Toplanan deliller ile dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davacı ve davalı arasında ham madde alımına ilişkin akdi ilişkinin varlığı ile dava konusu çekin bu akdi ilişki kapsamında davacı tarafından davalıya verildiği ve bedelsiz kaldığı hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı, çek üzerindeki ciro imzasının davalı şirket temsilcisine ait olmadığı ve
çek bedelinin davalı tarafça tahsil edilmediği, davalı yönünden menfi tespit ve istirdat koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmakla davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan 85,40 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 49,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3-a.) Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
b.) Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
c-) Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı/Vekili Av. … ile Davalı/Vekili Av. …’nın yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 341 ila 360. madde hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/05/2018

Katip …

Hakim …