Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1013 E. 2020/717 K. 30.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1013 Esas
KARAR NO : 2020/717

DAVA :İtirazın iptali
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 30/10/2020
K.YAZIM TARİHİ : 27/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasından kaynaklanan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkilinin 28/04/2006 tarihinde Erbaa ilçesinden Niksar ilçesi istikametine doğru seyir halinde bulunan ve davalı … şirketince Zorunlu Koltuk Feri Kaza Sigorta Poliçesi ile sigortalanan……. plakalı aracın içerisinde yolcu olarak bulunmakta iken aynı yönde seyir halinde bulunan …… plaka sayılı çekicinin arkasında ……. plakalı römorkun takılı olduğu bir halde römorkun lastiklerinin patlamasından dolayı römorkta bulunan yükün yola devrilmesi sonucu maddi hasarlı yaralamalı trafik kazası meydana geldiğini, Niksar Asliye Ceza Mahkemesinin …… Esas sayılı dosyası ile kamu davası açıldığını, alınan bilirkişi raporunda meydana gelen kazada …… plakalı çekici ile ……. plakalı araçlardaki teknik kusurdan kaynaklandığını, kaza nedeniyle müvekkilinin yaralandığını, % 32 oranında sürekli özürlülük durumunun oluştuğunu, davalı aleyhine Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun icra takibine vaki itirazından şimdilik 11.500 TL’ye yönelik kısmının iptaline, takibin bu miktar yönünden devamına, davalı borçlunun takip konusu alacağın % 20’sin aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin davacının icra takibi öncesinde müracaatı üzerine davacının tespit edilen maluliyet oranına göre 7.898.87-TL’yi 12.05.2014 tarihinde ödeyerek poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini, Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Genel Şartlarında, maluliyet halinde her bir uzvun kayıp ve tatil oranına göre belirlenen oranın teminat tutarına oranlanması sonucu bulunan meblağın zarar görene ödeneceği hususu düzenlendiğini, bu düzenlemeye göre kişinin meslekte kazanma gücünü toptan kayıp oranı veya vücut bütünlüğünde oluşan kayıp oranının ödenecek tazminatın belirlenmesinde bir rolü olmadığını, davacının % 32 oranında malul kaldığındın bahisle bu orana göre tazminatın talep edildiğini, davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine icra takibi başlatması üzerine davacının maluliyet oranı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartlarında yer alan maluliyet oran skalasına göre % 12 olarak belirlenerek daimi sakatlık azami teminatı olan 57.500,00-TL’nin %12’si olan 6.900,00 TL ana alacak + 28,92 TL takipten sonra işlemiş faiz + 621,00-TL icra vekalet ücreti + 313,95-TL icra tahsil harcı ve 35,00 TL icra masrafı olmak üzere toplam 7.898,87 TL’yi Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına 12.05.2014 tarihinde ödendiğini, davacı tarafın icra takibinde daimi sakatlık azami teminat limiti olan 57.500,00 TL’nin tamamının talep edildiğinden haksız bakiye talebine itiraz edildiğini, müvekkili şirketin icra dosyasına söz konusu ödemeyi yapmakla poliçeden kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirdiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE:Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Aktüerya Hesap Uzmanı Bilirkişi …… tarafından hazırlanan 15/03/2019 tarihli raporda 6.900 TL asıl alacak ödemesi yapıldığının ispatı halinde 1.265,00 TL olduğu, asıl alacak ödemesi yapıldığının ispat edilemediği halde 8.165,00 TL olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Niksar Asliye Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak, mahkemelerine ait …… Esas ….. Karar Sayılı dosyanın kesinleşmiş karar ilamı dosyamız arasına alınmıştır.
Tarafların sosyal ekonomik durum araştırması için yerleşim yeri kolluk kuvvetlerine müzekkere yazılarak gelen yazı cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde açıklanmıştır.
Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise Tüketici İşlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” biçiminde tanımlanmıştır.
83/2. Maddesinde ise; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmü mevcuttur.
Aynı Kanunun 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli kılınmıştır.
“….Davacı vekili, davalıya karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası ile sigortalı otobüste sürücü yardımcısı (host) olarak bulunan müvekkilinin meydana gelen trafik kazası sonucu malul kaldığını, poliçe limitinin maluliyet bakımından kişi başına 150.000,00 TL olduğunu, müvekkili %10 daimi malul kaldığından bu orana denk gelen 15.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili için başlatılan takibe davalının haksız itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin görevsizliğine, görevsizlik nedeniyle dava dilekçesinin reddine, HMK.’nun 20 madde gereği süresi içerisinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Denizli Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 2,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 28.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi..” T.C. YARGITAY ….. Hukuk Dairesi, ….. Esas, …… Karar.
“….Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesine davacı gerçek kişinin davalı karşı yan ve araç şoförü ve işleteni ilgili sigortaya karşı açmış olduğu 26/12/2016 tarihli maddi ve manevi tazminat davasında davanın konusunun davacının tüketici yolcu olarak bulunduğu dolmuşta yolculuk yaptığı sırada dolmuş sürücüsünün kullanmış olduğu aracın kusurlu seyri sırasında meydana gelen kazadan ötürü uğramış olduğu zararların tazmini talep edilmiştir. Davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile yazılı yargılama usulü uygulanmak suretiyle kararı veren mahkemece bakılıp sonuçlandırılmıştır. Oysa, taraflar arasında tüketici işlemi mahiyetindeki bir taşıma ilişkisi söz konusu olup, tüketici yasası gereğince iş bu davanın basit yargılama usulü uygulanmak suretiyle ve tüketici mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. İstinafa konu iş bu kararı veren mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu ve yargılamaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla ve basit yargılama usulüyle başlanıp devam edilmesi gerekirken, bu hususa dikkat edilmemesinin usul ve yasaya uygun olmadığı anlaşılmıştır. Keza, HMK ile düzenlendiği üzere Tüketici Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki de görev ilişkisi olup, kararın denetlenmesi açısından da resen dikkate alınması gerekmektedir…” T.C. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi, ……. Esas, …… Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup davacı kaza yapan otobüste yolcu olarak bulunmakta, davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanmasına ve davacının tüketici olduğu , ZMMS nin davada taraf olmadığı, davalının karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olduğu, tüketici kanunun 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe girdiği, davanın açılış tarihinin 12.09.2014 olduğu, görev hususunun mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden araştırılmasının gerekmesi nedeni ve yukarı da bahsi geçen istinaf kararları da dikkate alınarak açılan davanın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi gerektiğinin anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine kara verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ’NE, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı verilen dava yönünden tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren HMK 20 gereğince 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2-1.cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece verilecek nihai kararı ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 28/10/2020

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza