Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/450 E. 2019/1122 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/450
KARAR NO : 2019/1122

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 31/07/2012
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 31/07/2012 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Davalı şirket … İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. (yeni ünvanı …) ile müvekkili davacı ve dava dışı ….,…., …, …., ….. Yapı İnşaat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., ….. Yönetim ve İşletme Hizmetleri A.Ş. arasında, “… İli, …. İlçesi, …. köyü … ada …. parsel sahibi olan … İnşaat ile ….. Yapı İnşaat Sanayi ve İth. Ltd. Şti. arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı anılan yerde kurulan …. Alışveriş Merkezi’nden ……… Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ve … İnşaat’a isabet eden işyerlerinin ve gene … İnşaat’a ait … İli …., İlçesi … Köyü … ada ….parselde bulunan 10748,50 m2 arsanın ortaklar arasında dağılımı ” konulu, 05/11/2008 tarihli sözleşme akdedildiğini, işbu sözleşmenin 3-a maddesinde “…, anılan alışveriş merkezinden alacağı yerlere karşılık olmak üzere kendisine ait … ada … parseldeki 1142,05 m2 hisseyi anlaşma tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde … İnşaat’a bedelsiz olarak devredecektir… Böylece … İnşaat A.Ş.’nin bu arsadaki payı %100, yani 10.748,50 m2 olacaktır.” denildiğini ve aynı sözleşmenin 3-c bendinde ise “… tapu verdikten sonraki iki iş günü içinde de … A.Ş., …….. Yapı İnşaat Ltd. Şti’nin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden dolayı hak edişi olan %85 oranına denk düşecek şekilde işyerlerinin kalan vekaletlerini verecektir. Vermediği takdirde 300.000-USD. tazminat ödeyecektir” denildiğini, sözleşmenin işbu 3. maddesi gereğince, sözleşmenin 4. maddesinde alışveriş merkezindeki işyerlerinin paylaşımı düzenlendiğini ve bu maddede 14 nolu dükkanın 290,00 m2’sinin ve 60 nolu dükkanın 364,00 m2’sinin …’e ait olacağı kararlaştırıldığını, bu sözleşme maddeleri irdelendiğinde; müvekkili …, kendisine ait …. ada …. parselde kayıtlı 1142,02 m2 hisseyi anlaşma tarihinden en geç bir hafta içerisinde davalı şirkete bedelsiz olarak devredeceğini, bunun karşılığında ise davalı şirket de, aynı sözleşmenin davalı şirket ile davacı … arasındaki yükümlülüklerinin düzenlendiği 3. maddesinin c bendi gereğince …’in işbu tapuyu devretmesinden sonra iki iş günü içerisinde işyerlerinin kalan vekaletlerini vereceğini, müvekkili … taraflar arasındaki işbu sözleşmenin 3a maddesi gereğince adına kayıtlı …. Ada ….Parseldeki 10748,50m2 arsanın devrini 20/11/2008 tarihinde diğer bir deyişle sözleşmenin akdedilmesinden sadece 15 gün sonra davalı şirket lehine bedelsiz olarak gerçekleştirdiğini, diğer bir deyişle, müvekkili …, taraflar arasındaki sözleşmenin gereklerini tam olarak yerine getirdiğini, bu hususun tapu kayıtları ile sabit olduğunu, davalı şirket ise, sözleşmenin 3a ve 4a maddeleri gereğince , müvekkili …’e devretmesi gereken 60 nolu dükkan ile 14 nolu dükkanlardan sadece 60 nolu dükkanın devrini gerçekleştirdiğini ancak 14 nolu dükkanın devrini yapmadığını, bu dükkanın devri için gerekli olan ve sözleşmenin 3c maddesinde belirtilen vekaleti vermediğini, müvekkili … , davalı şirketten defalarca bu devri gerçekleştirmesi gerektiğini sözlü olarak talep etmiş ise de, davalı yan bugüne değin dükkanın devrini gerçekleştirmediğini, taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı davrandığını, davalı şirket, sözleşmede geçen diğer yerlerin sözleşmede yer alan kişilere devrinin sağlanması için Büyükçekmece ….. Noterliği’nin 21/11/2008 tarihli ve …. yevmiye numaralı vekaletnamesini tanzim ettiğini , ancak işbu vekaletnamede, sözleşme gereği müvekkili davacıya verilmesi gereken 14 nolu dükkan yer almadığını, işbu vekaletname dahi, tek başına davalarının haklılığını ve davalı şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 3-c maddesine aykırı davrandığını ispat ettiğini, müvekkili davacının … ada … parseldeki hissesini davalı şirkete devretmesinden sonraki 2 iş günü içerisinde, davalı şirketin de 14 nolu ve 60 nolu dükkanın devirleri için gereken vekaletleri sözleşmenin 3.c maddesi gereğince vermesi gerektiğini, hal böyle iken davalı şirket, 60 nolu dükkanın müvekkili davacıya devrini gerçekleştirdiğini, ancak 14 nolu dükkanın devrini gerçekleştirmediği gibi, devri için gereken ve sözleşmenin 3c maddesinde belirtilen vekaletnameyi de vermediğini, sözleşme gereği devredilmesi gereken 14 nolu dükkanın devrinin müvekkili davacıya yapılmaması üzerine, öncelikle davalı yana Bakırköy … Noterliği’nin 14/05/2012 tarih ve …. yevmiye numaralı İhtarnamesi keşide edilerek “… Köyü … ada ….parselde kayıtlı 14 nolu dükkanın müvekkile devrinin sağlanması gerektiği, aksi takdirde gerek cezai şart yönünden gerekse diğer yönlerden yasal yollara başvurulacağı” ihtaren bildirildiğini, işbu ihtarname, davalı şirkete 25/05/2012 tarihinde tebliğ edilmiş ise de; ihtarnameye cevap verilmediği gibi, taşınmazın devri de halen gerçekleştirilmediğini, bu dava ikame edilmeden önce, davalı şirket aleyhine öncelikle 14 nolu dükkanın davalı adına olan tapu tescilinin iptali ile müvekkili adına tescili talepli, Küçükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası ile tapu iptali ve tescil davası ikame edildiğini, işbu dava, dava konusu 14 nolu taşınmazın tapu kaydına üçüncü şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi zımnında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talepli ikame olunduğunu, mahkemece tapu kayıtları celp edildiğini ve taleplerinin yerinde görülerek dava konusu 14 nolu dükkanın tapu kaydına işlenmek üzere taşınmazın 3. şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verildiğini, taraflar arasında akdedilen 05/11/2008 tarihli sözleşmenin müvekkili davacı elindeki suretinde, her ne kadar sözleşmenin taraflarından ….. ve…..ın imza eksikliği mevcut ise de, sözleşmenin müvekkili davacı hakkındaki hükümleri sadece müvekkili davacı ile … İnşaat arasında olduğundan, sözleşmenin taraflarından ……….. ve …’ın imzalarının eksikliği müvekkili davacıyı bağlamadığını, kaldı ki 14 nolu dükkanla ilgili kısım hariç, sözleşmenin diğer tüm edimleri yerine getirilmiş bulunduğundan, sözleşmenin geçerliliği ve uygulandığı davanın tarafları arasında sabit olduğunu, sözleşme gereklerinin tapu devirleri ile resmi şekilde yerine getirilmesiyle, sözleşme taraflar arasında kabul edilmiş olduğu gibi , resmiyet de kazandığını,her ne kadar taşınmazların satışı resmi şekle tabi olsa da, sözleşmedeki edimlerin, müvekkili davacıya devrinin yapılması gereken 14 nolu dükkanla ilgili kısmı hariç tümü yerine getirildiği gibi, tapudaki resmi devirleri de gerçekleştirildiğini, diğer bir deyişle taşınmazların devrindeki resmi prosedürlerin son şartı, yerine getirildiğini, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşme resmi şekle tabi olmasa da, sözleşme gereklerinin resmi tapu devirleri ile yerine getirilmesiyle taraflar arasındaki 05/11/2008 tarihli sözleşme, artık taşınmaz satış sözleşmesi olarak resmiyet kazandığını, 05/11/2008 tarihli sözleşmenin uygulandığı ayrıca, müvekkili davacının davalı şirkete tapu devrini gerçekleştirdiği 20/11/2008 tarihinde davalı şirket tarafından sözleşme taraflarından ….’e … İli, …. (…. mevkii) İlçesi, …… köyü …. ada ……. parselde yapılan devir ile ve aynı zamanda işbu devir tarihinden sadece 1 gün sonra, 21/11/2008 tarihinde davalı şirketin sözleşmedeki diğer taşınmazların devri için vermiş olduğu vekaletname ile de sabit olduğunu, zira 05/11/2008 tarihli sözleşmenin 4. Maddesinin a bendinde 14 nolu dükkanın 381 m2’sinin ….’e devredileceği yazılı olduğunu, yine sözleşmenin 5. ve 6. maddelerinde …….. Yapı İnşaat – …. ile …. – … arasındaki yükümlülükler düzenlendiğini ve paylaşımlar sebebiyle …. İnşaat’ın ……l’e/…’a verdiği senetler, işbu senetlere ….’in kefil olacağını, senetlere teminat teşkil etmek üzere alışveriş merkezindeki 14 nolu işyerinin Avrupa İnşaata isabet eden 100 m2 sine …… lehine ipotek konulacağı imza altına alındığını, işbu maddeler taraflarca yerine getirildiğini, davalı şirketin 4 nolu dükkanın …. hissesine düşen kısmının 21/11/2008 tarihinde …. üzerine tescil ettirdiğini, Avrupa Yapı İnşaat’ın senetlerinin teminatını teşkil etmek üzere de kendi adına …. hissesine 20/11/2008 tarihinde ipotek koydurduğunu, 14 nolu dükkanın, müvekkili …’e ait olacağını, daha önceden davalı şirket ile müvekkili davacı ve dava dışı …. , ……, … , …., M. ……., ……,……., …….arasında akdedilen ve “davalı … İnşaat ile dava dışı ……. Yapı İnşaat Ltd. Şti. arasında kat karşılığı yapım anlaşmasında paylaşımı yapılan mağazaların …….. Yapı İnşaat Ltd. Şti’ne ve şahıslara devrinin sağlanması” konulu sözleşme ile de sabit olduğunu, işbu sözleşme gereğince; …. İli, …. (… mevkii) İlçesi, ….. Köyü, …… ada, …..parselde bulunan alışveriş merkezindeki 13,14,31,34,35,40,41,51,60,69,76,84,101,102,111,117 ve119 nolu dükkanlar müvekkili … ‘in olacağını , müvekkili …, işbu sözleşme akdedilirken ….. Yapı İnşaat Ltd. Şti. ve davalı … İnşaat’ın eski ortağı olduğunu, bu sebeple kendisine, sözleşmelerde yazılı devirler gerçekleştirildiğini, dolayısıyla sözleşmeler ile bağlantısı, diğer bir deyişle taşınmazların adına tescili …. Yapı İnşaat Ltd. Şti.’nin eski ortağı olmasından kaynaklandığını, tüm bu sözleşme maddeleri ve tapuda ilgili devirlerin yapılarak sözleşme gereklerinin ifa edilmesi karşısında davalı şirketin dava konusu 14 nolu dükkanı müvekkili davacıya devretmesi/devri için gereken vekaletnameyi vermesi gerektiğini aksi halde müvekkili davacıya 300.000-USD cezai sart ödeyeceği sözleşme ile sabit olduğunu, davalı yan tacir olmasına rağmen, basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşme akdedilirken vermiş olduğu taahhütleri yerine getirmediği gibi, sözleşmenin akdi esnasında sözleşmenin 3c maddesi ile cezai şart bedelini bizzat kendi belirleyerek taahhütlerini gerçekleştireceği hususunda müvekkili davacı üzerinde ciddi inanç oluşmasına sebebiyet verdiğini, zira işbu davalarının dayanağı sözleşme maddesi incelendiğinde; cezai şartın, sözleşmenin konusu taşınmazların devrini değil, devirden önce bizzat devir için verilecek vekaletnameyi kapsadığı görüleceğini, sözleşmede her bir tarafın ilgili olduğu diğer taraf ile ilgili hak ve yükümlülükleri, ayrı maddelerde ayrı başlıklar halinde düzenlenmdiğini, sözleşmenin 3c maddesi, müvekkili davacı ile davalı şirket arasındaki hak ve yükümlülüklerini kapsadığını, dolayısyıyla her maddede, tarafların cezai şart ve zarar tazminleri de ayrıca düzenlenmiş olduğunu, tarafların cezai şart alacakları birbirinden bağımsız olduğunu, yine Yargıtay kararları, cezai şartta indirim yapılırken sözleşmeye uyulmayarak sağlanan menfaat de dikkate alınması yönünde olduğunu,her ne kadar davalı yanın tacir olması karşısında cezai şarttan indirim yapılamayacağı kanun gereği olsa da, müvekkili davacı yanın uğradığı ve uğramaya devam ettiği zarar aleni olduğunu, sonuç olarak izah olunan nedenlerle taraflar arasında akdedilen 05/11/2008 tarihli sözleşmenin 3-c maddesine aykırı davranan davalı şirketin, aynı sözleşme maddesi gereğince; ödeme günündeki TCMB tarafından uygulanan efektif döviz kuru karşılığı ¨ olarak hesaplanacak 300.000-USD, tutarındaki cezai şart alacağının, merkez bankasının döviz cinsinden 1 yıllık mevduat hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı üzerinden dava tarihinden itibaren isletilecek faizi ile birlikte, sözleşmenin 3. Maddesine aykırı davranan davalı şirketten tahsili ile müvekkili davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekilinin 09/09/2012 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin adına kayıtlı bulunan ……. …… İlçesi-……Mevkii …… ada,…. parselde tapuya kayıtlı bulunan 13.025,33 m2 miktarlı taşınmaz üzerinde kat karşılığı inşaat yapılması için dava dışı (davacının da ortağı bulunduğu) ……. Yapı İnşaat Ltd. Şti ile 31/12/2005 tarihli “Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat Yapım ve Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalandığını, söz konusu sözleşmenin noter tarafından yapılmadığını ,taraflarca adi yazılı olarak yapıldığını, imzalanmış bulunan sözleşmenin 7. maddesi “Arsa Payı Devri”, 8. maddesi ise “İş Yerlerinin Dağılımı” başlıklı olduğunu, 8. maddeye göre davalı-arsa sahibine verilecek dükkanlar ve bunların m2’leri açık olarak belirtildiğini, dava konusu yapılmış bulunan 14 nolu dükkanın 1.260m2’sinin davalı-arsa sahibine verileceğinin açık olduğunu, söz konusu bu dükkan, tapu kayıtları ile de sabit olduğu üzere 1.260m2’den büyük bir dükkan olduğunu, projesi bu şekilde olduğu için 1.260m2’den fazla olan kısmı doğal olarak yapımcı firmaya ait olacağını, sözleşmenin 7.maddesinde inşaatın yapım aşamalarına göre yapımcı firmaya yapılacak tapu devirleri oransal olarak gösterildiğini, bu şekilde işe başlamış olan yapıma firma sözleşmedeki şartlara ve periyotlara göre edimlerini yerine getirmeye başladığını, edimler yerine geldikçe yapımcı firmanın talep ve isteklerine göre tapuda devirlerin yapılması için müvekkili firma tarafından gerekli vekaletnameler veya tapuda doğrudan devirler yapıldığını,dilekçe ekinde sunulan taleplere göre müvekkili edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine gelmiş olması aşamalarına dikkat ederek yapımcı firmanın taleplerine bağlı olarak belirtilen kişiler üzerine gerekli devirleri veya devirlerin yapılması amacıyla ile gerekli vekaletnameleri vermeye başladığını, ayrıca dilekçe ekinde sunulmuş bulunan vekaletnameler de bunu açık olarak gösterdiğini, yapımcı firmanın talepleri ve verilen vekaletnameler incelendiği zaman davacı için bağımsız bölüm verilmesi konusunda hiçbir talep olmadığı gibi hiçbir vekaletname de verilmesi söz konusu olmadığını, tapu kayıtları da incelendiği zaman davacıya davalı tarafından veya yapımcı firmanın davalıdan yaptığı taleplere dayalı olarak söz konusu işyerinden hiçbir şekilde bağımsız bölüm verilmemiş olduğunun da açık olarak görüleceğini, yapımcı firmanın taleplerine dayalı olarak veya farklı şekilde davalı tarafından davacıya yapımcı firmaya verilmesi gerekli olan bağımsız bölümlerden tapu verilmediğini veya buna yönelik olarak vekaletname de verilmediğini, alışveriş merkezi inşaatın belli bir aşamaya gelmesinden sonra ise yapımcı firmanın sözleşmedeki edimlerini gereği gibi yerine getiremeyeceğinin ortaya çıktığını ve de sözleşme süresi uzamaya başladığını, bunun sonucuna da davalı ile yapımcı firma arasında ihtilaflar çıktığını, hali hazırda yapımcı firmanın sözleşmeye konu işlerin tamamını yerine getirmemiş olduğu için söz konusu taşınmazdaki bağımsız bölümlerde alacaklı olduğu görüldüğünü, yapımcı firma edimlerini yerine getirmediği için de müvekkilinin söz konusu tapuların devrini yapmadığını, bu kendisinin doğal ve sözleşmeden kaynaklı hakları olduğunu, halen yapımcı firmanın edimlerini sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediği için tapuda devri gerekli olan bazı bölümlere ilişkin devirler yapılmadığını ve bunların halen tapu maliki-davalı adına kayıtlı olduğunu, davaya konu 14 nolu bağımsız bölümün durumunun, tapu maliki davalı ile yapımcı firma arasında imzalandığı bulunan yukarıda belirtilen sözleşmenin 8.maddesine göre;14 nolu bağımsız bölümün 1260 m2’si arsa sahibi olarak davalıya verileceğini, mevcut proje ve tapu kayıtlarına göre 14 nolu bağımsız bölümün 1.260m2’den fazla bir işyeri olduğunu, durum böyle olunca 14 nolu bağımsız bölümün 1.260 m2’si arsa sahibi olarak davalıya-geri kalan kısmı da sözleşmedeki edimlerin sözleşmeye uygun olarak yerine getirilmiş olması şartlarına bağlı olarak yapımcı firmaya verilmesi gerekli bir yer olduğunu, netice olarak sözleşmeye göre 14 nolu bağımsız bölümün 1.260 m2’lik kısmı davalıya geri kalan kısmı ise sözleşme şartlarının yerine gelme şartlarına bağlı olarak yapımcı firmaya ait olduğunu, söz konusu 14 nolu bağımsız bölümün 290m2’lik kısmının davacıya verilmesinin söz konusu olmadığını, sözleşmeye göre 14 nolu bağımsız bölümün 1260m2 ışındaki bölümünün yapımcı firmaya verilmesi veya onun talimatlarına göre gerekli devir işlemlerinin yapılması gerekli olduğunu, davacının davasına dayanak yapmış bulunduğu 05/11/2008 tarihli sözleşme davalı yönünden geçerli ve bağlayıcı bir sözleşme olmadığı gibi hukuken de geçerli olmadığını, söz konusu sözleşme incelendiği zaman; sözleşmenin davalı yönünden tek imza ile imzalanmış olduğunu ve söz konusu imzalanın da yapımcı firmanın da ortağı bulunan …. tarafından atılmış olduğu imza benzeşmesinden (….’in sözleşmeye şahsi olarak koyduğu imzanın incelenmesi) görüldüğünü, dilekçe ekinde sunulan davalı şirkete ait yönetim kurulu kararı ve buna dayalı olarak hazırlanmış bulunan imza sirkülerine göre, şirketin …….ve …’dan herhangi biri imzasının yanında …. ve ……den herhangi birinin imzası ile temsil ve imza edileceği açık olarak belirtildiğini, buna göre davalı şirketin çift imzalı olarak ve bu imzalardan birinin öncelikli olarak ……..ve …’dan birinin imzası olması şartı söz konusu olduğunu, söz konusu sözleşmenin tek imzalı olması, davalı şirketin imza sirkülerine göre çift imza şartı olmasından dolayı hukuken davalı şirketi bağlaması söz konusu olmadığını, aynı sözleşmede taraf olarak adları yazılı bulunan davalı şirket ortaklarından Yılmaz Güzel ve …’ın da imzalarının bulunmaması durumunun açık olarak ortaya koyduğunu, söz konusu sözleşmenin davalı şirketi hukuken bağlamasının mümkün olmadığını, kaldı ki davacı da o dönemde davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyesi olup şirketin temsil ve imza yetkisini bildiğini, sonuç olarak yönetim kurulu kararı ve imza sirkülerine göre söz konusu sözleşme davalı şirket yönünden bağlayıcı olmayıp geçersiz olduğunu, müvekkili şirket açısından hukuken geçersiz olan sözleşmenin 3.a maddesine göre davacı taraf, dava dilekçesinde ısrarla belirtilen arsanın BEDELSİZ olarak davalı tarafa tapuda devrinin yapıldığını beyan ve iddia ettiğini, oysa ki söz konusu ….. ada …… nolu parseldeki davacı adına kayıtlı bulunan 1142,02 ml’lik hisse müvekkkili şirkete ¨300.000,00 bedel ile satıldığnı, çünkü müvekkili şirket böyle bir sözleşme imzalamadığı için davalıya ait bulunan …… ada …… parseldeki yukarıda belirtilen hisseyi ¨300.000 bedel ile satın aldığını ve bedelini tapu devrinden önce iki adet çek ile ödediğini, ödemelerin yapıldığına ilişkin çek suretlerinin ekte sunduklarını gerekli bilgilerin ilgili bankalardan istenmesi ile durumun ortaya çıkacağını sonuç olarak davacı tarafın davaya dayanak olarak ortaya koymuş bulunduğu sözleşmede, temsil ve ilzam açısından eksik ve geçersiz olduğunu, Türk Medeni Kanunun 706 ve eski Borçlar Kanunun 213.maddelerine göre resmi şekilde olmadığını ,geçersiz olduğunu, davacı tarafından davalıya bedelsiz olarak ….. ada ……parseldeki hisse devirlerinin yapılmamış olduğunu, aksine devirlerin ¨300.000 bedel karşılığında yapılmış olduğunu, sözleşmenin 3.madddesine göre kendiliğinden 7 gün içerisinde tapu devrinin bedelsiz olarak yapılmamış olması sebebi ile hükümsüz hale gelmiş olduğunu , davalı yönünden hukuken geçerli ve bağlayıcı bulunmayan, aksine olsa bile verilen sürede ve verilen şekilde edimlerini davacı tarafın yerine getirmemiş olması sebebi ile hükümsüz hale gelmiş bulunan sözleşmeye dayalı olarak tazminat talep edilmesi hukuken mümkün olmadığını, davacının geçersiz ve hükümsüz olan sözleşmeye dayalı olarak talep etmiş bulunuduğu tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, geçersiz taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili,dava dilekçesinde,davalı ile imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalının yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan cezai şart alacağının faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.Somut uyuşmazlıkta öncelikle cezai şart alacağına konu sözleşmenin geçerli olup olmadığının tartışılması gerekmektedir.
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi, bir taşınmazın satım sözleşmesinin yapılmasını talep hakkı veren bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin tarafları bağlaması için kanunda düzenlenen şekil şartına uygun olarak yapılması gerekmektedir. Noterlik Kanunu’nun 60/3 ve 89.maddelerine göre taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin geçerli olması için noterde düzenlenmesi şarttır. Somut olayda, taraflar arasında yapılan satış vaadi sözleşmesi noterde yapılmadığı, adi yazılı olarak düzenlendiği tarafların kabulündedir. Bu nedenlerle sözleşmenin geçerliliği bulunmamaktadır.Bu husus Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen Küçükçekmece ……ncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 09/03/2015 gün ve ……. esas, …..karar sayılı ilamı ile sabit hâle gelmiştir. Sözleşme geçersiz olduğundan kararlaştırılan sözleşmenin ferisi niteliğindeki cezai şartında da geçerliliği bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davacının, davalıdan cezai şart talep etme hakkı bulunmamaktadır.(Benzer Yüksek Yargıtay 19 ncu Hukuk Dairesi’nin 13/03/2019 gün ve 2017/2767 esas,2019/1627 karar,Yüksek Yargıtay 15 nci Hukuk Dairesi’nin 27/06/2018 gün ve 2018/1413 esas,2018/2725 karar,Yüksek Yargıtay 19 ncu Hukuk Dairesi’nin 11105/2016 gün ve 2015/10734 esas,2016/8669 karar ve Yüksek Yargıtay 19 ncu Hukuk Dairesi’nin 18/02/2016 gün ve 2015/11423 esas,2016/2596 karar sayılı ilamları)
Kaldıki bir an için sözleşmenin tarafları bağlayıcı olduğu,geçerli olduğu kabul edilse dahi davacının,cezai şart alacağını talep edebilmesi için, 05/11/2008 tarihli sözleşmede belirtilen ve kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir.Anılan sözleşmenin 3-a maddesinde “…, anılan alışveriş merkezinden alacağı yerlere karşılık olmak üzere kendisine ait ….. ada …… parseldeki 1142,05 m2 hisseyi anlaşma tarihinden itibaren en geç bir hafta içinde … İnşaat’a bedelsiz olarak devredecektir…” şeklinde olup buna göre davacının hissesini bedelsiz olarak devretmesinden sonra davalının devir yükümlülüğü doğacak ve cezai şart maddesi bu çerçevede değerlendirilecektir.Davacı, söz konusu hisseyi bedelsiz olarak devrettiğini iddia etmekte ise de,yukarıda anılan mahkeme kararında da açıkça belirtildiği ve belirlendiği gibi davacı hissesini ¨300.000,00 karşılığında davalıya devretmiş olduğu görülmektedir.Buna göre davacı üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmeden davalıdan devir yükümlülüğünü yerine getirmesini bekleyemez.Bunun sonucu olarakta davalının,sözleşme hükümlerini ihlâl ettiğinden bahisle davalıdan cezai şart adı altında alacak talebinde bulunamayacağından bu yönden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken ¨44,40 karar ve ilam harcının peşin yatırılan ¨8.104,55 harçtan mahsubu ile fazla alınan ¨ 8.060,15 harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen ¨35.780,41 ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan ¨709,55 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve …. sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı,davacı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 21/11/2019

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Kâtip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”