Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/84 E. 2023/23 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/84
KARAR NO : 2023/23

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü/Kullanılmama Nedeniyle İptal ve Alan Adı İptali
DAVA TARİHİ : 01/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
K.YAZILDIĞI TARİH : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü/Kullanılmama Nedeniyle İptal ve Alan Adı İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin hareket kontrolörleri, kontrol sistemleri, entegre servolar, servo sürücüler ve motorlar, (kapalı döngü adımlayıcılar), entegre kolay servo motorlar, entegre adımlayıcılar, adımlı sürücüler ve motorlar vb.mal ve hizmetler, “….” markası altında sunan, tanınmış bir firma olduğunu, müvekkili şirketin “….” ibaresi bakımından gerçek hak sahibi olduğunu, ilgili markanın birçok ülkede müvekkili adına tescilli olduğunu, markanın tanınmış olduğunu, markanın 2010 yılından beri Türkiye’de kullanıldığını, davalının daha önce müvekkilinden ürün satın alan biri olduğunu, kötü niyetli olarak müvekkilinin markasını TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, bu nedenlerle davalıya ait … başvuru numaralı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine, mahkeme aksi kanaatte ise markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya cevap vermediği görülmekle davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmuştur.
Dosya, davalıya ait .. tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, aynı markanın kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı ve davalı …a ait www……com.tr alan adının iptal ve terkin koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 23/12/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “Davacıya ait olarak belirtilen www……com alan adının 08/10/2003 tarihinde tescil edildiğini, alan adı sahiplik bilgilerinin Whois kayıtlarında bulunmadığı, www……com alan adının davacı şirket tarafından işletildiği, www……com alan adında “….” ibareli …. görseli içeriğinde markasal kullanımı tespit edildiği, https://www……com/… adresinde davacının Türkiye’de … San. Tic. Ltd. Şti ile temsil edildiği anlaşıldığı, buradan yola çıkarak, www……com alan adının 03/07/2011 tarihli geçmiş sürümünde (arşiv kaydında) “…” şekilde ibarenin yer aldığı görüldüğü, böylece davacının Türkiye’de “….” ibareli ürünlerinin 03/07/2011 tarihinde ticari faaliyete konu edildiği, davalıya ait olarak belirtilen www……com.tr alan adının … Tekstil İnşaat Otomotiv Gıda Sanayi ve Ticaret Limited (davalı şirket eski unvanı) adına kayıtlı olduğu, alan adının … Sanayi Tiaret A.Ş.isimli şirket üzerinden satın alındığı ve 10/09/2012 tarihinde tescil edildiği, www……com.tr alan adının mevcut durumda kapalı durumda olduğu, www……com.tr alan adının arşivlenmiş kaydının bulunmadığı görüldüğü, söz konusu alan adlı web sitesinin güncel veya geçmiş tarihli kullanımlarına rastlanmadığı, davalı …a ait markanın SMK 6/3, 6/4 hükümleri kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, davalı yanın dava konusu … kod numaralı marka tescil başvurusunu gerçekleştirir iken kötüniyetli olduğunun değerlendirilebileceği; bu halde ilgili markanın SMK 6/6 ve 6/9 hükmü kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği, davalı yanın dava konusu markayı kullanımına ilişkin herhangi bir bilgi, belge ve ticari kayıtlarını dosyaya sunmamış olması sebebi ile dava konusu markanın SMK 9 hükmü kapsamında tümden iptali koşullarının oluştuğu, www……com.tr uzantılı alan adının iptal ve terkini koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 16/01/2023 tarihli, bilirkişi raporuna beyan ve itiraz dilekçesi ile, bilirkişi raporunda; “davalı …a ait markanın SMK 6/3, 6/4 hükümleri kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı” şeklinde tespitlerine katılmadıklarını ve bilirkişi raporuna bu maddedeki tespit nedeniyle itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunda, dava dilekçesinde yer verilen faturaların dosya içerisinde, tekraren bakılmasına rağmen görülmediğinin belirtildiğini, işbu dilekçelerinde de yer verdikleri faturaların, Uyap ortamında dava dilekçesi olarak kayıtlı ikinci evrakın 128-138.sayfalarında yer aldığını, bu faturaların tercümelerinin de delil listesi ekinin 41-48.sayfalarında yer aldığını, bu nedenle mahkemece gerekli görülürse bilirkişilerden itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasına, rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıya ait ….. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü ve davalı yana ait www……com.tr alan adının iptali; terditli olarak … tescil numaralı markanın kullanmama nedeniyle iptali talebine yöneliktir.
Hükümsüzlük ve alan adı iptali talebine yönelik yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 7/1.maddesine göre: “Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir”. SMK’nun 6/3 maddesine göre ise: “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.

SMK’nun 7/1 ve 6/3 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, tescil ile marka korumasının başlayacağı yönündeki ilkenin istisnasının kullanım yolu ile marka hakkının elde edilmesi olduğu, tescli başvurusundan önce o markayı ihdas eden, kullanan, piyasada maruf hale getiren ve marka üzerinde hak elde eden kimsenin tescil sahibine karşı bu hakkını hükümsüzlük davası yolu ile ileri sürebileceği kabul edilmektedir.
Somut olayda hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı markanın başvuru tarihinin 03/09/2012 olduğu, bu tarihten önce, markayı davacının Türkiye’de ticaretinde kullandığına ve yine Türkiye’de piyasada maruf hale getirdiğine ilişkin yeterli delili dosyaya sunamadığı, sunduğu fatura, sertifika ve ödüllerin Türkiye’deki kullanıma ilişkin olmadığı, Türkiye’de katıldığı fuarların ise davalı markasının başvuru tarihinden sonra olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf “tanınmışlık” iddiasında bulunmuşsa da, her somut olayda bu iddiaya dayanan tarafın tanınmışlığı ispat külfetinde bulunduğu ve davacı yanın tanınmışlığa delalet edecek yeterli delili dosyaya sunmadığı, davaya konu markanın tescil başvuru tarihinden önce tanınmışlığa esas olabilecek, piyasa araştırması, medya haberi yetkili mercilerin tanınmışlık kararı, reklam faaliyetleri gibi herhangi bir verinin tespit edilemediği anlaşılmıştır.
SMK 6/6 maddesine göre “Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.”
Her ne kadar davacı yana ait önceki tarihli alan adında yer alan ibarenin davalı yanın markasında bulunduğu tespit olunmuşsa da, söz konusu marka tescilinin 15/01/2015 tarihinde gerçekleştiği, huzurdaki davanın 01/04/2022 tarihinde açıldığı, bu itibarla yalnızca SMK 6/6 maddesinde belirlenen hükümsüzlük sebebi için değil, yukarıda tartışılan diğer hükümsüzlük sebepleri yönünden de 5 yıllık hak düşürücü sürenin dolduğu ve davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı anlaşılmıştır.
Kötüniyet iddiası yönünden yapılan incelemede;
Kötüniyetten ne anlaşılması gerektiği ve hangi koşullarda varlığının kabul edilmesi gerektiği her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husus olmakla birlikte “ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak ve başkasının markasını ele geçirmeye, başkasının markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlamaya yönelik olarak, “önceki marka sahibini tescil konusu ürünleri pazarlamaktan alıkoyma, piyasaya girmesini engelleme amacı ile” yapılmış tesciller kötüniyetli kabul edilmektedir. Hukukumuzda iyiniyet asıldır. Yani kötüniyet iddiasında bulunan bu iddiasını ispat külfeti altındadır. Davaya konu olayda davalının kötüniyetli tesciline delalet eder yeterli ve somut delil dosyaya sunulmadığı, davacının tanınmışlığı ispatlanamayan tescilsiz markasından haksız yarar sağlama iddiasının söz konusu olamayacağı ve münhasıran, yurtdışında, tescil ve kullanım yolu ile hak elde edilmiş markanın benzerinin Türkiye’de tescilinin kötüniyet olarak kabul edilemeyeceği, bu iddianın ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Kullanılmama nedeniyle iptal talebine yönelik yapılan değerlendirmede ise;
SMK’nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK’nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenen markaların kullanımının söz konusu markaların tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markaların tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir şekilde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında ispat yükünün davalı tarafta olması ve dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen herhangi bir beyan ve delil sunmadığı anlaşılmakla, davalıya ait …. tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptaline karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacının, davalı markasının hükümsüzlüğü ile davalıya ait alan adının iptal ve terkini taleplerinin reddine; davalı markasının kullanılmama nedeniyle iptal talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davalıya ait ….. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü ve www……com.tr alan adının iptal ve terkini taleplerinin REDDİNE,
2-Davacının, davalıya ait ….. tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptali talebinin KABULÜ ile; davalıya ait … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle iptaline, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
3-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın, davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen kullanılmama nedeniyle iptal davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 511,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 5.011,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 2.505,50 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL başvurma harcı ve 80,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 161,40 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/01/2023

Katip …
¸

Hakim ….
¸