Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/54 E. 2023/52 K. 17.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/54
KARAR NO : 2023/52

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 07/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 13/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil firmanın, Türkiye’de yüksek bir tanınmışlığı haiz olan markalardan bir tanesi olan “…” markasının sahibi olduğunu, davalı …’ın müvekkil ile aynı alanda spor ayakkabı ve spor kıyafeti, üretim, satımı ve dağıtımı alanında faaliyet gösterdiğini, davalının başta müvekkilin davaya gerekçe markaları olmak üzere birçok kötü niyetli başvuruda bulunduğunu, davalının “….” başvurusuna karşı Türk Patent nezdinde itiraz edilerek ilgili markanın 2018 yılında reddedildiğini, müvekkilinin “…” markalarının yaratanı ve gerçek hak sahibi olduğunu, davalı yanın markasını kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini ve ilgili markanın müvekkiline ait tanınmış markalardan haksız yarar elde edebileceğini, açıklanan nedenlerle, … başvuru numaralı “… ” markasının SMK 6/1, 6/3, 6/4, 6,5, 6/9 maddeleri kapsamında hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının dava dilekçesinde dayanak gösterdiği markalarda geçen …. ibaresi giyim sektörü bakımından bir ayırt ediciliği bulunmadığını, … ibaresi hava anlamına gelmekte olup sektörde yaygın bir kullanıma havi olduğunu, bu bağlamda bu ibarenin tek başına marka olma özelliği bulunamadığını, davacı tarafın hükümsüzlük istemlerinin dayanaklarından bulunan … ibaresinin Türkiye’de tanınmışlığı bulunmadığı gibi söz konusu markanın ülkede yaygın bir kullanımı da bulunmadığını, kötü niyete ilişkin olarak ise; davacı tarafın müvekkil davalının söz konusu ibareyi kötü niyetli olarak tescile müracaat ettiğine dair bir delil ve belge sunmadığını belirterek; davanın reddine, her türlü yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan … ve davalıya ait … markaların sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalı yana ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdii edilmiş, 24/11/2022 bilirkişi raporu ile,”Davalı yana ait dava konusu … başvuru numaralı markanın SMK 6/1 hükmü kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu, davalı yana ait dava konusu markanın SMK 6/3, 6/4, 6/5. Maddeleri çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, yine davalı … a ait dava konusu … başvuru numaralı markanın SMK 6/9 hükmü kapsamında hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 08/12/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin dosya kapsamında yer alan iddia, beyan ve delillerle aynı doğrultuda olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerektiğini izah ederek; davanın tümden kabulü ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 12/12/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda, … ibaresinin ortak olması hususunu kabul ederek davacı adına … ibaresinin içeren markalar nedeni ile 6769 sayılı SMK 6/1 bendine göre hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu belirtildiğini, bu bağlamda bilirkişinin benzerlik için mesnet kabul ettiği … ibaresinin zayıf marka olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği yine anlamsal ve şekilsel yönden benzerliğin bulunup bulunmadığı hususunda ek rapor alınması gerektiğini, ayrıca yine raporda, müvekkil davalının daha önce …. olarak yaptığı marka müracaatı nedeni ile davacının markalarından haberdar olduğunun kabulü gerektiği bu nedenle huzurdaki davaya konu marka müracaatının kötü niyetli olarak kabul edilebileceğini belirtildiğini, ancak TPMK’dan gelen kayıtlardan da görüleceği üzere söz konusu marka müvekkil tarafından tescile müracaat edilmediğini, farklı vergi numarası ile ticaret ile uğraşan bir başka kişiden 01.09.2021 tarihinde devir yolu ile söz konusu markanın mülkiyetini edindiğini, tüm bu nedenlerle ek rapor alınmasını, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, her türlü yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıya ait .. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve marka sicilinden terkini talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Davaya konu olayda, davacının, önceki tarihli davaya dayanak markalarının “…”, “…”, “…”, “… …”, “…”, “…” ve “…” unsurlarından oluştuğu, markalarda ortak unsur olan “….” ibaresini havi davalıya ait “…” markasının, aynı ve benzer emtialarda tescilli olması dolayısıyla, özel bir bilgi, eğitim ve dikkat seviyesine sahip olmayan ortalama tüketici nezdinde, davacı seri markalarının bir yenisi gibi algılanma ihtimalinin bulunduğu, bu itibarla SMK 6/1 gereğince hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf “tanınmışlık” iddiasında bulunmuşsa da, her somut olayda bu iddiaya dayanan tarafın tanınmışlığı ispat külfetinde bulunduğu ve davacı yanın tanınmışlığa delalet edecek yeterli delili dosyaya sunmadığı, bu kapsamda markanın başvuru tarihinden önce ayırt ediciliği, markanın tanınmışlığına ilişkin yetkili mercilerce verilmiş kararlar ve marka sahibinin marka haklarını korumaya yönelik etkili çalışmaları, markanın kullanıldığı mallar veya hizmetlere yönelik reklam amaçlı olan ya da olmayan tanıtım faaliyetlerinin niteliği, toplumun ilgili kesiminde markanın bilinme veya tanınma derecesini gösterir herhangi bir anket, markanın parasal değeri vesair hususlar bakımından herhangi bir bilgi ya da evrak dosya arasında yer almadığı, sunulan Çin’de görülen bir davadaki beyan sureti, futbolcuların “…” etkinliklerine katılımına ilişkin görsel, başvuru tarihinden öncesine ait reklam materyalleri, tanıtım fişleri ve tanıtım videolarının, her dosyada ayrıca ispat külfeti altında bulunulan tanınmışlığa delalet edecek boyutlarda olmadığı anlaşılmıştır.

Kötüniyet iddiası yönünden yapılan incelemede;
Kötüniyetten ne anlaşılması gerektiği ve hangi koşullarda varlığının kabul edilmesi gerektiği her somut olayda ayrıca değerlendirilmesi gereken bir husus olmakla birlikte “ticari dürüstlük kurallarına aykırı olarak ve başkasının markasını ele geçirmeye, başkasının markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlamaya yönelik olarak, “önceki marka sahibini tescil konusu ürünleri pazarlamaktan alıkoyma, piyasaya girmesini engelleme amacı ile” yapılmış tesciller kötüniyetli kabul edilmektedir. Hukukumuzda iyiniyet asıldır. Yani kötüniyet iddiasında bulunan bu iddiasını ispat külfeti altındadır. Davaya konu olayda her ne kadar davacının “…” ortak unsurlu markalarının tanınmışlığının ispatlanamadığı tespit olunmuşsa da, sunulan delillere göre sektörel bazda bilinirliğinin bulunduğu, “….” markasının ise ayrıca tanınmış olduğu, bu itibarla aynı sektörde ticari faaliyet gösteren davalının, davacı seri markaları ile benzerlik oluşturarak tüketici nezdinde davacı seri markalarının bir parçası olarak algılanacak markasını tescil ettirdiği, davalının yine “….” ibaresini havi bir başka markasının davacının itirazı üzerine başvurusunun YİDK kararıyla iptal edildiği, bu karardan sonra yine aynı benzerliği ihtiva eden marka tescilinin iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceği, SMK 6/9 maddesi kapsamında da hükümsüzlük koşullarının oluştuğu hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın, davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL peşin harç, 80,70 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 324,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.485,90 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır