Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/51 E. 2022/239 K. 28.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/51
KARAR NO : 2022/239

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/03/2022
KARAR TARİHİ : 28/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/11/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı unvanı ile aynı anlamı taşıyan “…” markasını … no ile tescil ettirdiğini, davalı tarafından … marka numarası ile “….” markasını ve … marka numaralı “…. …” markasını tescil ettirdiğini, haksız ve kötü niyetli olarak tescil talebinde bulunarak, davacı şirket yetkilisi diğer davacı …. ile aynı soyadı, gerek şirket unvanı ile aynı olan, gerekse marka olarak piyasada tanınmışlığını kullanarak haksız kazanç elde etme yoluna gittiğini, SMK nun 5/1-b, ç Maddesi gereği; davalının tescili markasının mutlak ret nedenlerinin mevcudiyetine rağmen tescil edildiğini bu nedenle sözkonusu markaların hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettiklerini, davalının sonradan haksız ve hukuka aykırı olarak tescil etmiş olduğu markaların davacının markası ile birebir benzerlik taşıdığını, aynı mal ve hizmetlerden tescil edildiğini, bu nedenle halk tarafından davalının kullandığı marka ile müvekkilinin tescilli markasının ilişkilendirilerek karıştırıldığını, SMK 6. Maddede yer alan hükümsüzlük nedenlerinin mevcut olduğunu ve bu nedenle markanın hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, davacının markalarının ayırt edici unsuru bulunmadığını bu nedenle davalının İstanbul Anadolu … Fikri ve Sına Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında açmış olduğu tazminat davasındaki dava dilekçesindeki iddia, beyan, ikrar ve kabulü ile de sabit olduğunu, davacının o davada, müvekkilinin markasının kendi markası ile bire bir aynı olduğunu açık bir şekilde açıklamış buna dayalı olarak tazminat talebinde bulunmuş olduğunu, davalının “…” markası yazılışı ve kelime anlamı olarak ta birebir benzediğini, “…. …” markasının önüne her ne kadar ek kelime konulmuş olsa da, ayırt edici unsur olarak ek kısımlar değil aksine “…” kısmının dikkat ve önem kazandığını, davacının kötüniyetle “…” ve “…. …” ayrıca davacının markası olan …. markasının “….” alan adı kullanılarak ta satışa sunulduğu ve bu nedenle de 6769 sayılı kanunun 7/3-d bendini de ihlal ettiğini, bu nedenle marka hakkına tecavüz teşkil eden eylemlerinden dolayı bu maddedeki eylemlerin ve alan adının kullanımının da engellenmesi gerektiğini, bu nedenlerle; davalıya ait …. ve … tescil nolu markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının “…” markasının 2015 yılında tescil edildiğini ve tescilinden itibaren aralıksız olarak kullanıldığını, bu tescilin üzerinden 7 yıl süre geçtikten sonra soyut iddialarla hükümsüzlük talebinde bulunması hukuka aykırı olup, talebin 5 yıllık süre geçmekle zamanaşımına uğradığını, davalının maliki olduğu “…. …” ve “…. …” markaları, davacının markası olan …. markasını ihlal etmediğini, aksine davacı taraf müvekkilinin markasına tecavüzde bulunduğu için davacı şirket hakkında İstanbul Anadolu …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosya ile tazminat davası açıldığını, markaların farklı odluğunu benzer olmadığını, SMK nun 5. Maddesinde düzenlenen mutlak red sebepleri aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretleri konu edindiğini, müvekkilinin markası ile davalının markası arasında açık, ayırt edilebilir farkların olduğunu, davacı tarafın … markasını 06.12.2012 tarihinde tescil ettirdiği ve bu markasını hemen hemen hiç kullanmadığını, markanın kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğünü talep etme haklarını saklı tuttuklarını, ayrıca, davacı şirketin …. İnternet sitesi üzerinden reklam verdiği, burada gap kompresör adı altında satışlar yaptığının görüldüğünü, internet sitesinin hakkımızda bölümününde “…. olarak, kendi markamız …. ile yurt içi ve yurt dışında üretimini yaptırdığımız pistonlu hava kompresörlerine ilaveten bugün, sessiz,yağsız ve vidalı hava kompresörleri, hava kurutucuları, servis ekipmanları ve endüstriyel depolama sistemleri ile ürün gamımızı sizlerin desteği ile daha geniş bir hale getirdik. Güveninizin eseri …. markamız ile sizlerin beğenisine sunduğumuz endüstriyel ürünler bugün, ülkemizin dört bir yanında ve yurt dışında sanayicilerimiz tarafından beğeni ile kullanılmaktadır.” İfadesinin yer aldığını, internet sitesinin iletişim kısmında; …. …. ve …. olmak üzere iki şube bulunmakta, … şeklinde unvan ve ayrıca davacı şirketin …. Mah. … Cad. …. Sitesi No:… İç Kapı No: …. …. / İSTANBUL adresi yazdığını, davacı şirket … markasını kullanmayı terk ettiğini, buna ilişkin olarak davacı şirketin son 5 yılda yapmış olduğu satışlara ilişkin faturaların ve ticari defterlerin incelenmesini talep ettiklerini, davacı tarafın kullanımını terk ettiği bir markanın hakkına dayanarak işbu dava ile müvekkilin markasının hükümsüzlüğünü talep edemeyeceğini, davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli marka ve hükümsüzlüğü talep edilen davalılar adına tescilli markaların sicil kayıtları; İstanbul Anadolu …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celp olunmuştur.
Dosya, davalı adına tescilli … ve … tescil numaralı markaların davacı markalarına benzerlik ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğrayıp uğramadığı, ayrıca davacı tarafça dayandığı markalarının davalının tescili kapsamında 5 yıldan fazla süre kullanmama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkin rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 12/10/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “Davacının …. no ile tescilli …. markasının Türk Patent nezdinde hak sahibi olduğu, davalının … no ile tescilli … no ile tescilli … Türk Patent nezdinde hak sahibi olduğu, davacı markası ile davalı markaları arasında SMK 5. Maddesi uyarınca benzerlik olmadığı, davacı markası ile davalı markaları arasında SMK 6/1 maddesi uyarınca iltibas koşullarının ve ihtimalinin mevcut olduğu, davalının hükümsüzlüğü talep edilen markalarının tescili için yaptığı başvuruların nihai takdir ve değerlendirme hakkı mahkemeye ait olmak üzere kötüniyetli yapıldığı, davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybı koşullarının mevcut olmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, dava konusu … tescil numaralı … ibareli markasının, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde, tescilli olduğu 7. Sınıfta; “basınçlı hava üreticiler, kompresörler” alt emtiaları yönünden ciddi biçimde kullanıldığı, aynı sınıfta tescilli olduğu diğer alt emtialar yönünden kullanımının bulunmadığı, davalının, davacının markasını ciddi biçimde kullanmama def’inde bulunduğu, yapılan mali inceleme bölümünde detayları açıklandığı üzere davacının markasını sadece “kompresörler” emtiasında ciddi biçimde kullandığı, tescil kapsamında yer alan diğer emtialarda kullanmadığı hususu da gözetilerek, davalının … no ile tescilli …. no ile tescilli …. … markasının sadece “kompresörler” emtialar açısından kısmen hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu, davalının …. web sitesinde ve gerekse sitede tanıtılan kompresörler üzerinde … ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin davacının …. no ile tescilli markası ile görsel, fonetik ve kavramsal olarak benzer olduğu, hitap edilen tüketici kitlesi nezdinde iltibasa neden olabileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 17/10/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişinin, müvekkili tarafından sadece “basınçlı hava üreticiler, kompresörler” için kullanıldığı aynı sınıfta tescilli olduğu diğer alt emtialar yönünden kullanımının bulunmadığı tespitine katılmadıklarını, müvekkili tarafından tüm alt emtialar için de …. markasının kullanıldığını, fakat davalının kullanımı tespit edilen ürünün kompresör olması nedeniyle bu yönde dava açıldığını, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere müvekkili tarafından “…” markasının açık bir şekilde kullanılmadığını, bu nedenle de davalının kullandığı markaların kötüniyetli olarak tescil edildiğini ve kanuna aykırı olarak kullanıldığını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 26/10/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunun açıkça hukuka aykırı olduğunu, birçok yönden eksik ve tek taraflı olduğunu, raporu kabul etmediklerini, müvekkilinin kötüniyetli bir tescilinin olmadığını, müvekkilinin basiretli tacir olduğunu, marka vekiline ihbar yapılması gerektiğini, dosya kapsamında bilirkişiler tarafından davacı şirketin merkezine gidildiğini, hukuka aykırı olarak hakimin yokluğunda ve davalı yan olarak tarafları yokluğunda keşif benzeri tek yanlı bir araştırma yapıldığını, davacının markasını ciddi şekilde kullanılmadığını, davacının ciddi kullanımını ispatladığı takdirde davanın esasına girilmesi gerektiğini, aksi takdirde davanın reddedilmesi gerektiğini, davacının kötüniyetli olduğunu ve bir hakka dayanmadığını, davacının markasında hiçbir şekil olmadığını, müvekkilinin markasının ise … şeklinde olduğunu, yanılmaya neden olacak bir durumun söz konusu olmadığını, şekilden ve yazıdan oluşan … … ile …’ün farklı markalar olduğunu fark etmek için orta seviye zekaya dahi gerek olmadığını, davacının hak düşürücü sürelere uyup uymadığı yönünde tespit yapılması için tanınmış marka tespitinin yapılması gerektiğini, ek bir rapor ile bu durumun tespitinin gerektiğini, yeni bir bilirkişi heyetinden itiraz noktalarına göre yeni bir rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalı adına kayıtlı markaların benzerlik ve kötüniyet nedenleriyle hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Davacıya ait… tescil numaralı marka “…” kelime unsurlarından müteşekkildir. Söz konusu markanın asli ve ayırdedici unsuru “…” olarak algılanan “….” ibaresidir. Davalı markaları ise “… ” ve “… …” unsurlarından oluşmaktadır. Hükümsüzlük talebine konu bu markaların, yapılan bütüncül değerlendirmesinde; gerek kelime unsurunun şekil unsuruna göre daha akılda kalıcı olması, gerek “kompresör” kelimesinin marka ile satılan ürünü ve hizmeti ifade etmesi nedeniyle tali nitelikte kalması, gerekse …. sayılı markada “…” kelimesinin diğer kelimelere ve bu markada bulunup diğer markada bulunmayan “…” kelimesine nazaran markanın ortak ve odak noktasında daha koyu ve büyük puntolarla yer alması nedenleri ile, davalı markalarının asli ve ayırdedici unsuru “…” kelime unsurudur.
Buna göre taraf markalarının asli ve ayırdedici unsurları arasındaki yüksek benzerlik, sınıfsal ayniyetle birlikte değerlendirildiğinde SMK 5/1-ç anlamında değil ancak 6/1 maddesi anlamında hükümsüzlük sebebi bulunduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davalının kullanmama def’i nedeniyle yapılan incelemede, ispat yükü kendisinde olan davacı yanın hükümsüzlük iddialarına dayanak ….. tescil numaralı markasını 7.sınıfta “Kompresörler” emtiası dışında tescilli olduğu diğer emtialarda beş yıldan uzun süre ciddi bir şekilde kullandığını ispatlayamadığı, bu itibarla hükümsüzlük talebinin münhasıran söz konusu emtia yönünden kabulünün mümkün olduğu anlaşılmıştır.
Sessiz kalma yolu ile hak kaybı iddiası yönünden ise; davalıya ait …. tescil numaralı markanın 21/08/2017; … tescil numaralı markanın ise 18/04/2021 tarihinde tescil edildikleri, işbu hükümsüzlük davasının ise 03/03/2022 tarihinde açılmış olduğu, tescil tarihleri ile dava tarihi arasında beş yıllık sürenin dolmadığı ve davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramış olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı yan, kötüniyet iddiasında bulunmuş ise de, hukukumuzda aslolanın iyiniyet olması, kötü niyeti iddia edenin bu hususu ispat külfeti altında bulunması ve dosyada davalının kötü niyetini ispata yarayacak derecede bir delil sunulmamış olması nedeni ile davacının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davacının davasının kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalıya ait ….. ve … tescil numaralı markaların 07. sınıfta “KOMPRESÖRLER” emtiası yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kısmen kabulü nedeniyle 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kısmen reddi nedeniyle 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 103,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.103,50 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 1.551,75 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafça yatırılan 80,70 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 161,40 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/10/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır