Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/263 E. 2023/46 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/263
KARAR NO : 2023/46

DAVA : Sözleşmeden Kaynaklı Alacak
DAVA TARİHİ : 10/11/2022
KARAR TARİHİ : 15/02/2023
K.YAZILDIĞI TARİH : 13/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Sözleşmeden Kaynaklı Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında 03/11/2021 tarihinde “….” sistemini kullanılmasına yarar sistemin kurulumu ve sistemin çalışması için anahtar vazife gören USB dongle’ın satışı konusunda mutabakata varıldığını, taraflar; sözleşme öncesi yazışmaları ve işin niteliği icabı sözleşme konusu yazılım olan ….’in müvekkili tarafından halin icabı ve taraflarca öngörülen/öngörülmesi beklenebilecek nitelikte kullanabilmesine ve sistemin çalışabilmesine yönelik olarak, sistemin kurulumu ve sistemin çalışmasına yarar USB dongle’ın satışı konusunda anlaştıklarını, karşı edim olarak da 1100 USD (Amerikan Doları) tutar belirlendiğini, her ne kadar taraflar arasında sözleşme şartlarını belirleyen yazılı bir sözleşme yapılmamış olsa da yazışmalarda görüleceği üzere davalı şirketin yetkilisi sıfatıyla hareket eden şahıs ile müvekkili arasında yapılan konuşmalar ile taraflar arasında dava konusu sözleşmenin yapılmış olduğunu, ayrıca 700 TL’lik bakiye bedelin ödemezlik defi sebebiyle taraflarınca ödenmemesi hali saklı kalmak üzere taraflarca mutabık olunan tutarı müvekkilinin davalı yana ödeyerek edimini kusursuz olarak yerine getirdiğini, sistemin çalışması için anahtar vazife gören USB dongle’ın teslim edilip satış bedelinin ödendiği 03/11/2021 tarihinden 1 gün sonra program ayarının sağlanması için gereken dijit ayarının yapılması gerektiğini, bunun için de davalı şirkete 500 TL ödemesi gerektiği davalı şirketin, müvekkiline bildirdiğini, davalı yanın edimini gereği gibi yerine getirmemiş olup, ayıplı ifada bulunduğunu, karşı yanın müvekkilini aldatma kastı ile hareket ederek tüm taahhütlerine aykırı şekilde daha sonradan iyiniyet kurallarına da aykırı olarak hem ek bir ücret talebi ile sistemin çalışabilmesine yönelik ayarlamaların yapılabilmesi için hizmet bedeli adı altında ücret talebinde bulunduğunu hem de iade durumunda fahiş bir kesinti yapılacağını bildirdiğini, sözleşmenin feshi ile davalı …a ödenen bedelin 1.000 USD (Amerikan Doları) ve ödeme tarihi olan 03/11/2021 tarihinden işlemiş yasal faizin müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davaya cevap vermediği görülmekle davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
Dava, taraflar arasında yapılan sözleşmesinin haklı nedenle feshinin tespiti ve bahisle alacak talebine yöneliktir. Dava dilekçesi incelendiğinde davacının temel olarak bir sınai ya da fikri mülkiyet yahut bu mülkiyetin kullanımından kaynaklı bir uyuşmazlığa dayanmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı doğuran hususun akdedilmiş sözleşmenin davalı yanca ayıplı ifası iddiasıyla davacı yanca davalıya sözleşme kapsamında ödenmiş bedelin iadesi talebi olduğu, fikri mülkiyetten doğan mali ya da manevi haklara ilişkin talep ya da uyuşmazlık bulunmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır. Zira Yargıtay …. Hukuk Dairesi de benzer uyuşmazlıklarda aynı hususa dikkat çekmiştir.
“Dava, taraflar arasında aktedilen franchising sözleşmesinin feshi nedeniyle alacak ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup dava franchising alan tarafından açılmıştır. Davacı, 556 sayılı KHK’dan kaynaklanan uyuşmazlık nedeni ileri sürmemiş, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle franchising bedelinin, yapılan masrafların tazmini ve davalı şirketten cari hesap alacağının tahsilini istemiştir. Davacı tarafından bunların yanında davalı markasının değerinin, kalitesinin ve müşteri sayısının artırılması amacıyla yapılan harcamanın da talep edilmesi 556 sayılı KHK kapsamında tescilli bir sınai hakka dayalı uyuşmazlık niteliğinde de olmadığından, mahkemece işin esasına girilip uyuşmazlığın genel hükümlere göre çözülmesi gerekirken ihtilafın 556 sayılı KHK kapsamında bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.”(Y…. HD. 01/06/2016 T., … E., … K.)
“Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusunun 5846 sayılı Yasa’ya aykırılıktan doğmadığı, konusu bir fikri mülkiyet hakkını içerse bile uyuşmazlığın fikri ve sınai hak sahipliği veya hakkın izinsiz kullanımı ya da izin kapsamının aşılması suretiyle kullanıldığı iddiasına ilişkin olmadığı hallerde sözleşmeden doğan borçların yerine getirilip getirilmediğine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalara bakma görevinin uygulanacak normlar niteliğine göre genel mahkemelere ait olup taraflar arasındaki yazılımın da kullanılmasının izin dahilinde olduğu, ihtilafın alacak-borç ilişkisinden kaynaklandığı, 5846 sayılı Yasa’nın koruma kapsamında kalan hususlarda bir uyuşmazlığın olmadığı, davanın sözleşme kapsamında yapılan bakım doğrultusunda düzenlenen fatura ile ilgili alacaktan kaynaklandığı, tarafların şirket olması ve yapılan işin de ticari iş mahiyetinde olması nedeniyle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir.
….
…usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…”(Y… HD. 15/05/2015 T., … E., … K.)
“Asıl dava, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle sözleşme gereğince verilen senetlerden borçlu olunmadığının tespiti, karşı dava ise sözleşme gereğince tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece, asıl ve karşı dava yönünden görevsizlik kararı verilmiştir. Ancak, karşı davada taraflar arasındaki franchise sözleşmesine dayanılmış ise de uyuşmazlık sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan tazminat istemi niteliğinde olup, sözleşmeye aykırılığın değerlendirilmesi bakımından 556 sayılı KHK hükümlerinin uygulanmasını gerektirir nitelikte çekişme bulunmamaktadır. Bu durumda, mahkemece asıl ve karşı dava yönünden uyuşmazlığın esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde her iki dava yönünden görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” (Y…. HD. 31/10/2016 T., … E., …K.)
“Asıl dava, taraflar arasında düzenlenen Lisans Sözleşmesi uyarınca davacının borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı bedelin tahsili; birleşen dava ise, davacının aynı sözleşmeye dayanarak talep ettiği alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlık, Marka Lisans Sözleşmesi’nin 6. maddesi uyarınca lisans alan tarafından lisans verene teslim edilen çeke ilişkin olup, somut uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 15. ve 21. maddelerinde düzenlenen hallere yönelik bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Talep, teminat olarak verildiği iddia edilen çeke ilişkin menfi tespit ve birleşen davada da ticari ilişkiden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Bu durumda, 556 sayılı KHK’nın 71. maddesi kapsamında ihtisas mahkemesinin görev alanında bulunan bulanan bir dava bulunmadığı halde mahkemece görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.” (Y…. HD. 11/04/2018 T., … E., … K.)
Yukarıda yapılan tespitler ve anılan içtihatlar ışığında dosyada mahkememizin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşıldığından görevsizlik kara verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-6100 sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi takdirde mhakememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Harç, masraf ve vekalet ücretinin HMK’nun 323/1-ğ ve 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/02/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸