Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/241 E. 2023/94 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/241 Esas
KARAR NO : 2023/94

DAVA : Markadan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2023

Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin, 2007 yılından beri …. markası adı altında, ağız ve diş sağlığı alanında faaliyet göstermekte olduğunu, …. merkezleri olarak, İstanbul’da birinci şubesini 2007 Sultangazi’de, ikinci şubesini 2009 Esener’de, üçüncü şubesini 2012’de Beylikdüzü’nde ve 4. şubesini de 2015 yılında Topkapı – Cevizlibağ’da hizmete açtığını, “….” markasının sahibi olduğunu ve ilgili markanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … no ile tescil edildiğini, davalının “….” şeklinde …. Merkez, …. Mah. …. Caddesi …. Blok Daire:42, … Bahçelievler / İstanbul adresinde faaliyet göstermekte olup müvekkili şirketin şubesi gibi hareket etmesi sonucu müşterileri dolandırdığını ve müvekkili şirkete oldukça mağduriyet yaşatmakta olduğunu, davalının …. adı ile kendisine internet sayfası kurduğunu ayrıca … adlı sosyal medya uygulaması üzerinden esnendental adı ile hesap oluşturduğunu, davalının müvekkilinin “….” ibareli tescilli markasından doğan haklarına zarar verdiğini iddia ederek, davalarının kabulü ile davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetinin tespiti ile maddi ve manevi tazminat talepleri ile diğer talepleri hakkında karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin tespit talebi üzerine dosya tensiben bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 10/11/2022 tarihli raporunda; “Tecavüz açısından gereken iltibasın mevcut olduğu tespit edilmiş olup, belirtilen bu sebeplerle, davalı tarafın eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince, davacının marka haklarına tecavüzünün mevcudiyetine ilişkin, nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği bu sebeple, yukarıdaki tespitler ışığında, karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağına dair nihai hukuki nitelendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekilinin dava dilekçesinin incelenmesinde, davalı olarak … şirketinin yer aldığı, davalı adına çıkarılan dava dilekçesini içerir tebligatın, muhatabın tanınmadığından bahisle tebliğ edilemediği görülmüştür.
Davacı vekiline HMK 119/1-b-son maddesi gereği davalı tarafta yer alan, gerçek veya tüzel kişiyi tereddüte mahal bırakmayacak şekilde bildirmek üzere bir hafta kesin süre içerir tebligat çıkarıldığı, tebligatın 25/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, davacı vekilinin beyanda bulunmadığı anlaşılmıştır.
Dava, davalının, davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi talebine yöneliktir.
Her ne kadar doktrin ve Yüksek Yargıtay’ın içtihatlarına göre HMK 119/1-b bendi uyarınca münhasıran davalının adres bilgilerinin eksik olması durumunda, mahkemece res’en araştırma yapılması gerektiği, res’en araştırma sonucunda da adres bilgileri bulunmazsa ilanen tebligat yoluna gidilmesi gerektiği mahkememizin malumu ve uygulaması olsa da, somut olayda davalının hiçbir kimlik bilgisinin mahkememize sunulmadığı, davalının gerçek ya da tüzel kişi olup olmadığının dahi bilinmediği bu hali ile mahkememizce res’en nazara alınması gereken taraf ve davalı sıfatı ve ehliyetinin dahi kontrol edilemediği, tüzel kişiliği bulunmayan işletmeye ait bilgilerin, yazılacak müzekkereler ile net bir şekilde tayininin mümkün olmadığı, davacının, dava açmadan önce delil tespiti yolu ile husumet yöneltmek istediği davalıya tespit imkanı varken, esas hakkında açtığı davada HMK 119.maddesi ile sağlanmak istenen usul ekonomisi ve yargılamanın sağlıklı ve makul sürede sonuçlandırılması ilkelerine ve söz konusu maddenin lafzı ile ruhuna uygun olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Aksi halin kabulü, yani, davacının dava açmadan önce belirleyemediği, kim olduğunun sunulan dava dilekçesine göre mahkememizce de net bir şekilde belirlenmesinin mümkün olmadığı her durumda, müphem ve anonim kişilere esas hakkında açılan davaların senelerce uzamasına ve sağlıklı bir sonuca ulaşılamamasına yol açar. Mahkememizce bir araştırma ile net bir şekilde tayini mümkün olanlar hariç (Bir anonim şirketinin kurucu ortağı, dava tarihi itibariyle temsile yetkilisi, gibi) davaya konu olayda olduğu gibi, bir işletmede tecavüz oluşturduğunu iddia edilen fiilden ne derece kimin sorumlu olduğunu iddia ederek söz konusu fiillerle ilişkilendirdiği kişileri, talep ve dava ile bağlı olan mahkememize sunmak, davacının asli görevidir. Yoksa mahkememizin görevi, sorumlu olabilecek kişileri araştırarak davacının seçimine sunmak değildir.
Y….HD.’de bir internet sitesinin sahibi olarak gösterilen davalılar için 09/10/2014 T., …. E., …. K.ve 15/04/2014 T., … E. Ve …. K.sayılı ilamlarında “dava dilekçesi ile tensip tutanağının dava dilekçesinde bildirilen davalı adresine tebliğe gönderildiği, ancak adres yetersizliğinden ve adı geçen iş yerinin tanınmadığından bahisle tebligatın iade edildiği, bunun üzerine HMK’nın 119/1-b ve 119/2 maddeleri uyarınca dosyada davalının T.C. kimlik numarasının bulunmaması ve mernis sorgulamasının yapılamaması nedeniyle davalının tebliğe yarar açık adresinin, tebliğden itibaren bir haftalık kesin süre içerisinde bildirilmesi, aksi halde 119/son maddesi gereğince işlem yapılacağı hususunda davacı vekiline tebligat gönderildiği, davacı vekilinin kesin süreye rağmen eksikliği tamamlamadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına” karar veren yerel mahkemenin kararını onamıştır.
Tüm bu nedenlerle davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 24/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸