Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/16 E. 2022/215 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/16
KARAR NO : 2022/215

DAVA : Marka ve FSEK’ten Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve Durdurulması ile Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka ve FSEK’ten Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi ve Durdurulması ile Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesi ile, müvekkillerinin TPE nezdinde … tescil numaralı 35 ve 41. Sınıflarda tescilli “…” markasının sahibi ve … başvuru numaralı “…” markasının başvuru sahibi olduğunu, davalı firmanın logoyu, Türkiye genelindeki tüm giyim mağazalarında kullandığını ve bu logo ile ürün pazarlaması yaptığını, davalı firmanın uyarıldığını ama sonuç alınamadığını, İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti işlemi yapıldığını ve davalının iltibasa dayalı kullanımının tespit edildiğini, davalının kullanımının markaya tecavüz ve aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, logonun eser vasfında nitelendirilmesi durumunda telif haklarının da ihlal edilmiş olacağını belirterek davalarının kabulü ile davalı kullanımının müvekkillerine ait marka ve eser hakkına tecavüz oluşturduğunun tespitine, tecavüz fiillerinin önlenmesine, durdurulmasına ve marka hakkına karşı gerçekleştirilen tecavüz nedeniyle, şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 70.000,00 TL manevi ve itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan alınıp müvekkillerine ödenmesine, hükmün ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, somut olayda, davacılara ait tescilli marka ile müvekkili kullanımının farklı olduğunu, … tescil numaralı markanın 35 ve 41. Sınıflarda tescilli olduğunu … başvuru numaralı “…” markasının ise henüz tescil edilmediğini ve 25 ve 35. Sınıflarda başvurusunun yapıldığını, delilleri arasında “uzman görüşü” sunduklarını, markaya tecavüz unsurunun şartlarının mevcut olmadığını, işaret benzerliği ve sınıfsal benzerlik unsurunun olmadığını, karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığını, kelime unsurları açısından hiç benzemediğini, sonsuzluk işareti içeren kalp görselinin herkes tarafından kullanılan … bir şekil olduğunu, … ibaresi ile arama yapıldığında dava konusu şekle rastlandığını, görsel veritabanı olan …. ve … veri tabanında gerek davacı gerekse de müvekkiline ait kullanımların benzerlerinin tespit edildiğini, bu işaretin varyasyonları yaygın olarak kullanılan harcıalem nitelikte bir şekil olduğunu, mevcut kullanımın markasal kullanım şeklinde değil SMK m.7/5 kapsamında dürüst kullanımın söz konusu olduğunu, logonun FSEK kapsamında eser niteliğinin olmadığını, ilk önce müvekkilinin 13/09/2021 tarihi itibariyle sonsuzluk işaretini içeren kalp şeklini reklam kampanyalarında kullandığını, sonrasında 25/09/2021 tarihinde Davacının 25. Sınıfta tescil için başvuruda bulunduğunu, bu bağlamda müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, kullanımın markaya tecavüz teşkil etmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası uyap üzerinden celp olunmuş, tetkikinde; talep edenler …. ve … tarafından, karşı taraf … A.Ş.aleyhine tespit talebinde bulunulduğu, tespit sonucu bilirkişilerin raporlarını sundukları görülmüştür.
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait tescilli ve başvuru aşamasında olan marka işlem dosyaları celp olunmuştur.
Davalı tarafça dava konusu olaya ilişkin uzman mütalaasının dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Davalı vekilinin talebi üzerine davanın … Sanayi Dış Ticaret Anonim Şirketi’ne ihbar edildiği anlaşılmıştır.
Dosya, davalının, davacıya ait … tescil numaralı markadan ve … başvuru numaralı tescil aşamasında olan markadan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, markada yer alan şekil unsurunun FSEK kapsamında eser vasfına haiz olup olmadığı, davacının eser sahibi olup olmadığı, davalının eser sahipliğinden doğan haklara tecavüzünün bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler 04/10/2022 havale tarihli raporlarında; “… sembolü ve … işaretinin bir arada kullanıldığı ve dava konusu olan tasarımla aynı görsele sahip amblemin ülkemizde ve yurt dışında başka kurumlar tarafından da kullanılmakta olduğu, …. sayılı markada ve …. sayılı marka başvurusunda yer alan dava konusu işaretin benzerlerinin Dünya genelinde … siteleri olarak tabir edilen ve fotoğraflar ve işaretlerin belli bir lisans ücreti ödenmek suretiyle satın alınarak kullanılan sitelerde yer aldığı, dava konusu işaretin … isimli kurum tarafından internet sitesinde 2019 yılında kullanıldığının tespit edildiği, bu durumda söz konusu işaretin davacının marka başvurusundan önce 3. kişiler tarafından umuma arz edildiği için bu işaret üzerinde davacının hususiyeti olmayacağından ortada bir eserin mevcudiyetinden söz edilemeyeceği, marka hakkına tecavüz için gerekli iltibasın söz konusu olmadığı, dolayısıyla davalı kullanımının SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, davalının karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanımı olmadığından, TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabetin söz konusu olmayacağı” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacılar vekili 13/10/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin logosunun eser olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişilerin …. isimli kurum tarafından internet sitesinde 2019 yılında kullanıldığı tespit edilmiş olan görsel incelendiğinde gerek eserin tertip tarzı gerekse faaliyet alanının müvekkilinin eseri ile bağdaşmadığını, müvekkili markasında yer alan ….. şeklinin davalı iddiası gibi olağan ve …. olarak kullanıldığının doğru olmadığını, logonun bizzat müvekkiline ait olduğunu, bilirkişiler tarafından emsal olarak gösterilen görsellere ilişkin itiraz ettiklerini, bilirkişilerin görev aşımı yaptıklarını, halihazırda Türkiye’de tescilli olan marka haklarına dayanak açtıkları davada, bilirkişilerce ancak hükümsüzlük davası kapsamında yapılabilecek incelemenin marka tecavüz dosyasında yapılmasının anlaşılmadığını, müvekkilinin logosunun eser vasfını taşıdığı, hali hazırda tescilli bir markasının bulunduğunu, 25.sınıf kapsamında davalıdan önce kullanımlarının bulunduğunu, davalı tarafından 25.sınıfa ilişkin yapılan itirazın TPMK tarafından reddedildiğini, logoların ayırt edilemeyecek kadar benzer olması ve aynı sınıfta kullanılması gerçeği karşısında düzenlenen raporun, marka hükümsüzlük davası raporu şeklinde düzenlenmiş olması, eksik incelemeye dayanması ve objektiflikten yoksun olması hususlarında itiraz ettiklerini, makul sürede yargılama ilkesini ihlal eden bilirkişilerin ücretinin ödenmemesine ilişkin karar oluşturulmasını talep etmiştir.
Dava, davalının, davacılara ait markalardan ve FSEK’ten doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Davacının FSEK çerçevesindeki talepleri yönünden yapılan değerlendirmede ise;
FSEK 1.maddesine göre eser “sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır.
Buna göre eserde bulunması gereken zorunlu iki unsur; eser sahibinin hususiyeti ve bu hususiyeti taşıyan ürünün kanunda belirtilen eser kategorilerinden birine dahil edilebilecek niteliğinin olmasıdır. Maddede geçen “sahibinin hususiyeti” kavramı, özgünlük, orjinallik, bireysel karakter veya entellektüel yaratıcılık olarak tanımlanabilir. Yani hususiyet, eser sahibinin esere yansıyan edebi, sanatsal ve kişilik özellikleridir. Eser sahibi ortaya koyduğu ürüne kendi kişilik özelliklerini sözle, yazıyla, ses ile, notayla, şekille, çizgi ve benzeri araçlarla yansıtır. Dışarıdan bakanlar eser sahibinin “üslubunu” yani duygu, düşünce ve fikirlerini eserde görür ve hissederler.
Somut olayda davaya konu kalp ve sonsuzluk işaretinden müteşekkil davacı yana ait markalarda yer alan şekil unsurunun yukarıda anılı “özgünlük, orjinallik, bireysel karakter veya entellektüel yaratıcılık” gbii özellikleri taşımadığı, söz konusu şeklin davacı tescilinden daha önceki tarihte grafik tasarım olarak kamuya sunulmuş olduğu ve eser olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır.
Marka tecavüzü iddiaları bakımından yapılan değerlendirmede ise; şekil ve kelime kombinasyonlarından oluşan markalar bakımından, kelime unsurunun ortalama tüketici algısında ve hafızasında, şekil unsurundan daha önce algılanarak hatırda tutulduğu kabul edilir. Akılda kalıcılığı yüksek, dikkat çekici ve orjinal şekil unsurları ise bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Ne var ki, gerek davacı markalarında yer alan şekil unsurunun dikkat çekiciliğinin kelime unsuruna baskın gelecek düzeyde olmaması, gerekse söz konusu şeklin orjinal olmaması nedenleri ile davacı markalarında ayırdedici ve asli unsurun “…” kelime unsurları olduğu kanaatine ulaşılmıştır. Davalı fiili kullanımında ise “…” kelimelerinin yanısıra “…” tanınmış markası yer almaktadır. Bu durumda davalı kullanımı, davacı markalarının asli unsurunu içermediği gibi, tanınmışlığı dolayısıyla ayırdediciliği yüksek, kendisine ait “….” markasını bulundurması sebebiyle somut olayda, ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimali doğurmayacağının kabulü gerekir.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının tümden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacılar tarafından yatırılan 170,78 TL peşin harçtan, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 90,08 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen markadan doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen FSEK’ten doğan haklara tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre reddedilen maddi tazminat davası yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸