Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/92 E. 2021/79 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/92 Esas
KARAR NO : 2021/79

DAVA : Marka Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti Men’i ile Tazminat
DAVA TARİHİ : 05/07/2018
KARŞI DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 16/04/2021
K.YAZILDIĞI TARİH : 03/05/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti Men’i ile Tazminat/Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, gayrimenkul sektöründe faaliyet göstermekle olan müvekkilinin birçok gayrimenkul projesini hayata geçirdiğini ve bir çok projeyi de hayata geçirmeyi planladığım, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu’nda …… numarası ile işlem görmüş olan “…….” markasının 36 ve 37.sınıflarında tescilli tek sahibi olduğunu, aynı zamanda müvekkilinin “……. ” kelimesini içerecek şekilde 50’ye yakın seri marka tescilli ve projeleri mevcut olduğunu, müvekkilinin işbu tescilli markaları ile “…….” temalı seri gayrimenkul projeleri geliştirdiğini, “…….’ın müvekkilinin geliştirdiği “…… ” ve “…….” projelerinin bulunduğu kompleks alanın ismi olduğunu, geliştirilmekte olunan gayrimenkul projesine “…….” ismini vermek için planlamalar yaptığını, müvekkilinin markasına davalılar tarafından tecavüz edilmekte olduğunu, bu markanın haksız şekilde kullanılarak projelerinin müvekkil tarafından yapıldığı algısı yaratılarak iltibas yaratıldığı görüldüğünü, yapılan tespitler ile davalıların her ikisi tarafından birlikte Başakşehir İstanbul’da “……. ” ismi kullanılarak, davalı ……. Yapı tarafından yine Başakşehir İstanbul’da “…….” ve “……. ” isimleri kullanılarak gayrimenkul projeleri inşa ettiklerini, satışlar gerçekleştirdiklerini, müvekkili markasını iltibas ve taklit yoluyla haksız kazanç sağlandığı görüldüğünü, aynca davalıların internet siteleri ile müvekkilinin markasını iltibas ve taklit suretiyle tanıtım ve reklam çalışmaları gerçekleştirdiğini, müvekkilinin tüm ihtarlarına rağmen her iki davalının da marka tecavüzünü durdurmadığını, haksız eylemlerini devam ettirdiğini beyan ederek, haksız rekabetin tespiti ve men’ini, müvekkilin ……. markasına tecavüzün kaldırılmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 27/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline, ……. Konakları kullanımı için davalı ……. Yapı’dan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 25.000,00 TL’nin ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 27/04/2018 tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile tahsiline, hükmün ilanına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı …… vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili firmanın “…….” ismini hiçbir projesinde kullanmadığını, geçmiş tarihte diğer davalı ……. Yapı ile ortaklık yaparken onların kullandığını, ancak onlarında ilk kullanımlarının 2012-2013 yıllarına dayandığını, oysa davacı tarafın ……. ismini 2014 yılında tescil ettirdiğini, müvekkili firmanın şuan kendi adıyla sadece 17 dairelik bir projeyi Başakşehir İstanbul’da gerçekleştirdiğini, başkada inşaat yapmadığını, bahsedilen projede de asla “……. ve ….. ” diye bir ismi dairelerin satımında ve tanıtım bağlamında internet sitesi dahil olmak üzere hiçbir resmi veya gayri resmi kayıtta kullanmadığını, öyle bir niyeti de olmadığım, bu durumun müvekkili firmanın internet silesi olan www……com.tr/ isimli sitede dahil Başakşehir Belediyesinin ilgili kayıtlan ile de sabit olduğunu beyan ederek müvekkiline karşı açılan davanın reddini talep etmiştir.
CEVAP VE KARŞI DAVA : Davalı ……. Yapı vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile, mevzuatın bir markayı ihdas eden markanın gerçek sahibinin eskiye dayalı kullanımını tescilden üstün tutarak gerçek hak sahibini koruduğunu, somut olayda “…….”, “……. Plus” ve “……” markalan yönünden markayı ihdas eden, kullanan olarak müvekkili ……. Yapı firmasının gerçek hak sahibi olduğunu ve öncelik hakkı sahibi olduğundan davacı adına tescilli olmasına rağmen müvekkilinin hak sahibi olarak korunması gerektiğini, kanunun açık hükmü gereği müvekkili firma kullanımının davalının marka tescilinden çok daha önce olduğundan dolayı davacıya nazaran gerçek hak sahibi olarak korunması gerektiğini, ekte sunulan evraklar ile davacının davasının haksız, fakat işbu davada karşılık olarak ikame edilen marka tescilinin hükümsüz kılınması talebinin haklı olduğu ortaya konulduğunu, herhangi bir hakkın kullanılmasından bahsedebilmek için ortada kötüye kullanılmayan bir hak olması gerektiğini, halbuki davacının davaya gerekçe yaptığı iddiaların hiç kimsenin kendi haksızlığından hak elde edemeyeceği kaidesi ile örtüşmediğıni, aleyhe ikama olunan davanın kesinlikle haksız olduğunu, davacının iddia ve talep ettiği zararın ve kar kaybının nedeni ortaya konmamakla birlikte net olarak izhar edilmesi gerektiğini beyan ederek asıl dava yününden davanın reddine, karşı dava yönünden davanın kabulü ile …… tescil numaralı “…….” ibareli markanın hükümsüzlüğüne, hükmün ilanını, yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP : Davacı vekili karşı davaya cevap dilekçesi ile davalının müvekkil markasını müvekkilinin başvurusundan önce kullandığını ispatlamak için delil sunmaya çalışılmış olsa da davalının marufiyet ve bilinirlik yaratmayan salt kullanım iddiasının markasal kullanım sayılmadığını, davalının sunduğu belgelerin hiçbirinin müvekkilinin markasının tescilli olduğu sınıflarda hizmetlerin fiilen sunulduğuna ilişkin delil teşkil etmediğini, müvekkilin seri markaları ile geliştirdiği 2012 yılında pazarlama faaliyetlerine başlanan …… gayrimenkul proje alanında “…….” ismini kullandığını, seri markalarının tümünü geliştireceği gayrimenkul projelerinde kullanmak üzere planladığını, davalının tescil başvurusunda dahi bulunmadığı kullanımı tanınmışlık bir yana bilinirlik dahi arz etmediğini, buna rağmen müvekkilin tescilli markası için hükümsüzlük talep ettiğini, müvekkilinin markasının 2014 yılında marka koruması altına girdiğini, hükümsüzlük talep edilebilmesi için gerekli şartların hiçbirinin gerçekleşmediğini beyan ederek davanın kabulü ile karşı davanın reddini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı tarafa ait dava konusu marka tescil belgeleri ve davalılar tarafından hayatparkplus markasının başvuru evrakları celp olunmuştur.
Dosyanın iddia ve ve savunmalar kapsamında bilirkişi heyetine tevdine karar verildiği, bilirkişilerin 24/12/2018 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “……. Plus ibaresinin yer aldığı www……com isimli alan adının halen kullanımda olduğu ve 12/06/2014 tarihinde tescil ettirildiğinin tespit edildiği, www……com isimli siteye erişimin yapıldığında site ana sayfasında ve anasayfanın yan menü başlıkları ……. Plus ibaresine birçok yerde rastlanıldığı, ayrıca http://www…… html isimli web sayfası içeriğinde ……. Plus ibaresinin, http:/….com/…….-park-plus/ isimli web sayfası içeriğinde ……. Plus ibaresinin ve http:/……com/…….-park-konaklari/ web sayfası içeriğinde …… ibaresinin kullanılmış olduğunun gözlemlendiği, davalılara ait web sitelerin güncel arama motoru yönlendınnelerinde gözlemlenen en çok anahtar kelime listesi arasında yalnızca hayatpark sözcüğüyle kurulmuş bir ibarenin yer aldığı, http://www……com.tr isimli web sitesine ait istatistiksel bir veri bulunamadığının görüldüğü, …… arama motoru üzerinden “…….” isimli ibarenin aratılması sonucunda, sonuç listesinde çıkan web sayfalar içerisinde http://……com/ adlı web sitenin ilk sayfanın üst sırasında, http://….. com/…….-park-plus isimli URL’nin ilk sayfanın son sırasında, http://www….. com.tr/…… .html adlı URL’nin üçüncü sayfanın üst sırasında yer aldıkları ve http://….. .com/…….-park-konaklari/isimli URL’nin ise ilk 10 sonuç sayfasında görüntülenmediği, ayrıca, davacının cevaba cevap dilekçesi içerisinde paylaştığı http://www……. com/…../ isimli URL adresinde “…….” ibaresinin kullanıldığı gözlemlendiği, söz konusu ibarenin anılan web sayfada ilk ne zaman kullanıldığına ilişkin yapılan web arşiv kaydı incelemeleri neticesinde; “…….” ibaresinin www…… com/…. adlı URL adresinde 27/08/2018 tarihinde kullanıldığı, ancak bu tarihten önceki arşiv kayıtlarında (en yakın 01/05/2018 tarihli arşiv kaydı) “…….” ibaresi yerine “……. Tepe” ibaresinin kullanılmış olduğunun tespit edildiği, 2012 yılına ait marka tescili içermekle “…….” ibaresi üzerinde davacının öncelikli markasal kullanımı bulunduğu, bu nedenle hükümsüzlük davası koşullarının oluşmadığı” hususlarını tespit ve rapor ettikleri görülmüştür.
Davalı/karşı davacı tarafça Prof. Dr. ……. tarafından alınmış bilimsel mütalanın dosyaya sunulduğu görülmüştür.
Dosya önceki bilirkişi raporu ve ibraz edilen uzman mütalaası da değerlendirilmek suretiyle, asıl dava yönünden davacı adına tescilli …… tescil nolu ……. ibareli markasından doğan haklara davalıların tecavüzü ve haksız rekabetleri olup olmadığı, davacı yararına maddi ve manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarına ilişkin, karşı dava yönünden ise; davacı ……. Yapı A.Ş.’nin gerçek ve öncelikle hak sahibi olup olmadığı, davacı adına tescilli ……. markasının hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiler 22/01/2020 tarihli raporlarında; “davalı/karşı davacı ……. Yapı’nın 2010 yılından başlayarak ……. ibaresini tescilsiz olarak markasal kabul edilecek biçimde kullandığı ve bu ibare-marka üzerinde geçrek(eskiye dayalı) ve öncelikli hak sahibi olduğu, ……. Yapı, ……. ibaresi-markası üzerinde gerçek hak sahibi olduğu için; Asıl davada, davalı ……. Yapı’nın ……. ibaresini kullanmasının davacı ……. Gayrimenkul’ün tescilli marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmeyeceği ve Karşı davada, davacı ……. Yapı’nın davalı ……. Gayrimenkul’e ait …… tescil nolu ……. markasının 37.sınıfta tescilli olduğu “İnşaat hizmetleri, inşaat araç-gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” yönünden kısmi hükümsüzlüğünü talep edebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 14/02/2020 tarihli dilekçesi ile, dosya kapsamında alınan ilk bilirkişi raporunun tanziminden sonra davalının sunmuş olduğu beyan dilekçesi ile birinci bilirkişi raporunu düzenleyen bilirkişiler hakkında gerçeğe aykırı bilirkişilik şikayetinde bulunduğunun belirtildiğini, söz konusu suç duyurusundan sonra tanzim edilen ikinci raporun adeta tehdit ve baskı altında tanzim edildiği ve bu sebeple söz konusu raporun davalı lehine olduğunun açıkça ortada olduğunu, bilirkişilerin raporunda gerçek hak sahipliğinin SMK’nın 6.maddesi kapsamında düzenlenerek markanın hükümsüzlüğü sebeplerinden biri olduğunu belirterek bütün raporu bu maddeyi baz alarak tanzim ettiklerini, SMK madde 7 uyarınca marka tescilinden doğan hakların münhasıran marka sahibine ait olduğunu, açık kanun düzenlemesi karşısında bilirkişilerce müvekkili şirketin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet davası açma hakkı olmadığı, davalı/karşı davacı ……. Yapı’nın ise hükümsüzlük talep edebileceği şeklinde mütalaa vermesinin bilirkişilerin ……. Yapı’nın huzurdaki davada vekilliğini üstlendiğini gösterdiğini, tüm bu nedenlerle alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasını, davanın kabulü ile karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi raporunun incelenmesinde davalı ……. A.Ş’ye yönelik tecavüz iddiaları yönünden yeterli inceleme ve değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından ek rapor tazmini açısından dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, bilirkişiler 21/01/2021 tarihli ek raporlarında; “kök raporda ulaşılan davalı/karşı davacı ……. Yapı’nın ……. ibaresini kullanımının davacı/karşı davalı ……. Gayrimenkul’ün marka tescilinden önceye dayandığı ve davalı/karşı davacı şirketin dava konusu işaret üzerinde gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğu yönündeki kanaatin sonucu olarak davalı ……’un da ” ….. plus + şekil” biçiminde aynı tescilsiz markayı kullanımının davacı/karşı davalı ……. Gayrimenkul’ün marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmayacağı” hususlarında raporlarını ibraz ettikleri görülmüştür.
Ana dava; davalıların davacı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti men’i ile tazminat talebine yönelik, karşı dava ise; davacı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Mahkememizce öncelikle çözülmesi gereken husus hükümsüzlük iddialarıdır. Davalı/karşı davacı taraf bu iddiasını öncelikli hak sahibi olma iddiasına ve kötüniyetli tescile dayandırmıştır.
Karşı dava yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 7/1 ve 6/3 maddeleri birlikte değerlendirildiğinde tescil ile marka korumasının başlayacağı yönündeki ilkenin istisnasının kullanım yolu ile marka hakkının elde edilmesi olduğu, tescil başvurusundan önce o markayı ihdas eden, kullanan piyasada maruf hale getiren ve marka üzerinde hak elde eden kimsenin tescil sahibine karşı bu hakkını hükümsüzlük davası yolu ile ileri sürebileceği kabul edilmektedir.
“İsviçre – Türk markalar hukuku, marka üzerindeki hakkın iktisabı ve korunması ile ilgili olarak üç önemli ilkeden biri olan marka üzerinde öncelik hakkı, o markayı ihdas ve istimal eden ve piyasada maruf hale getiren kişiye aittir ki, buna gerek hak sahipliği denilir ve bu gibi durumlarda markanın tescili sadece açıklayıcı etkiye sahiptir. Diğer bir deyişle marka üzerindeki hak, tescilden önce doğmuş bulunmaktadır. Buna karşı bir markayı ihdas ve istimal etmeksizin, sadece seçip tescil ettiren kimsenin bu tescili kurucu etkiye sahiptir. Bu tür tescil sadece hak sahibine başlangıçta şarta bağlı bir hak sağlayabilir. Gerçek hak sahibinin dava açıp bu markayı tescil ettireceği tarihe kadar kurucu etki sahipliği devam eder. Çünkü marka üzerindeki gerçek hak sahipliği, ikinci bir bağımsız ve münferit mülkiyete hak tanımaz.” (Y.11.HD.19.10.2006 T., 2005/7175 E., 2006/10558 K.)
Somut olayda davalının uyuşmazlığa konu “…….” ibaresini ilk defa 07/05/2010 tarihli inşaat yapı ruhsatında kullandığı, …… Firmasınca tanzim edilen 02/07/2010 tarihli faturada …… olarak yer aldığı, 20/06/2012 tarihli ……. Konakları yönetim planının sunulmuş olduğu, Bakırköy …… noterliğince onaylanan 16/10/2012 tarih ve ….. yevmiye nolu belgede ……. konakları Site Yönetimi karar defteri isminin yer aldığı, 31/12/2012 tarihli yapı kullanım izin belgesinde “…….” ibaresinin bulunduğu, “www……com” isimli alan adının 12/06/2014 tarihinde- yani hükümsüzlüğe konu markanın 17/11/2014 tarihli başvuru ve 14/09/2015 tarihli tescil tarihinden önce tescil ettirilmiş olduğu, bütün bu deliller ışığında davalı- karşı davacının uyuşmazlığa konu “…….” ibaresini 2010 yılından beri markasal olarak kullandığı, bu nedenle gerçek hak sahibi olduğu hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı ile karşı davacının aynı sektörde faaliyet göstererek “konut sitesi yapımı” gibi büyük sermaye ve emek gerektiren yatırımları yapıyor olmaları, bu derece büyük sermaye gerektiren yatırımlar öncesi gerekli ve öncelikli olan piyasa araştırmaları yapmamalarının ve İstanbul’da olan yatırımlar sebebiyle birbirlerinden, birbirlerinin yatırımlarından haberdar olmamaları olağan hayatın akışına aykırıdır. Basiretli bir tacir sıfatıyla hareket etme sorumluluğunda olan karşı davalının, tescil tarihi itibarı ile karşı davacının markasal kullanımlarından haberdar olmaması beklenemez. Bu durumda, karşı davacı tarafça uzun yıllardır yüksek sermaye yatırılarak kullanılan markanın karşı davalı tarafça tescilinin iyiniyetli kabul edilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır. Yüksek Yargıtay’ın …… HD’si de 22/10/2020 T., ….. E., …… K.sayılı ilamı ile ” ilk derece mahkemesince, asıl dava yönünden, davacının “Park Metal” markasını 22/08/2011 yılından beri 19 ve 42. Sınıf mallar dışında düzenli ve sürekli olarak kullandığı ve Trabzon bölgesinde bu şekilde belli bir müşteri portföyünün oluştuğu, davalının bu durumu bilmemesinden söz edilemeyeceği, davalının söz konusu markayı tescil ettirmesinde kötüniyet gözetilerek ” hükümsüzlüğe ilişkin verilen kararı onamış ve bu hali ile aynı coğrafi bölgede aynı sektördeki firmaların bir diğerinin tescilsiz markasının tescil edilmesini kötüniyetli tescil olarak yorumlayan mahkeme kararını doğru bulmuştur.
Karşı davalının kötüniyetli tescilinin kabulü karşısında davaya konu markanın tüm sınıflar yönünden hükümsüzlük kararı vermek gerekmiş ve hükümsüzlük kararının geçmişe etkili sonuç doğurması nedeniyle marka hakkına tecavüz iddiasına dayalı asıl davanın reddi ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Ana davada;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 1.280,82 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.221,52 TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen tecavüz ve haksız rekabet tespiti talebi yönünden her bir davalı için 5.900,00’er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 14/4 maddesi gereği reddedilen 50.000,00 TL maddi tazminat talebi yönünden her bir davalı için 5.900,00’er TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davalı ……. Yapı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen 25.000,00 TL maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ……. Yapı’ya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına.
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Karşı davada;
1-Karşı davacının davasının kabulü ile karşı davacı adına tescilli …… tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın karşı davalı ……. Gayrimenkul’den alınarak hazineye irad kaydına,
3-Karşı davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 5.900,00 TL vekalet ücretinin karşı davalı ……. Gayrimenkul’den alınarak karşı davacı ……. Yapı’ya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.16/04/2021
Katip …….
¸

Hakim ……
¸