Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/82 E. 2021/195 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/82 Esas
KARAR NO : 2021/195

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti ile Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/02/2017
KARAR TARİHİ : 05/11/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Haksız Rekabetin Tespiti ile Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……….. esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesi ile, müvekkillerin marka hakkı sahibi olduğu, ………. Çorap’ın 1984 yılında ……… Çorap adıyla kurulmuş, faaliyetlerini çorap ve iç çamaşırları alanlarında sürdürmüş, ilerleyen yıllarda İtalya ve Fransa gibi ülkelerden ürünlerinin pazarlamış, 1991 yılında ithal ettiği ürünlerin kendi mağazalarının yanı sıra Türkiye pazardaki diğer büyük mağaaza zincirleri arıcılığı ile pazarladığını, 35 adet markanın TPE nezninde tescilli olup müvekkillerinin ………. markasını yurtdışında onlarca ülkede tescil ettirdiğini, ayrıca müvekkillerinin ürettiği ürün ve ambalajları görsel olarak koruma altına almak adına bunlarıda TPE nezninde tescil ettirerek hertürlü fikri ve sinai hakkını koruma altına aldığını, davalı müvekkiline ait marka, ürün ambalaj görselleri ve barkodları taklit edilmek suretiyle ürün satışı yaptığından Kayseri ………. Asliye Hukuk Mahkemesinin ………. D.iş dosyasında tespit edildiğini ve davalının fiilinin haksız rekabet teşkil ettiği kabul edilmiş olup, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile haksız rekabete konu ürünlerin toplatılması, hükmün kesinleşmesine mütaakip bu türden her türlü materyalin imha edilmesini, haksız rekabete konu ürünlerin kim yada kimlerden ne miktarda alındığının tespitinin yapılmasını, şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ile 60.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini, masrafı davalılar tarafından karşılanmak şartıyla hükmün Türkiye satında yayın yapan gazetelerden biri vasıtasıyla ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, dosyanın yetkisiz ve görevsiz mahkemede açıldığını, bu itirazları dikkate alınarak dosyanın yetkili ve görevli Kayseri Asliye Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini, değişik iş dosyasından yapılan tespit sonrasında müvekkilinin iyiniyetli olarak ürünleri satın aldığı firmalara iade ettiğini, davacılara ait markanın taklit edildiği iddiası olan ……….. ibareli ürünleri …,….. Teks.San ve Tic. Ltd. Şti’den; …….. . taytlarını ise ……. İpl. Teks. San. Tic. Ltd. Şti.’den satın aldığını, iadeye ilişkin faturaları sunduklarını, markanın taklit edildiği hususunun müvekkili tarafından bilinmediğini, 6769 sayılı SMK’nun 10/01/2017 tarihinde yürürlüğe girdiğini, davacının 556 sayılı KHK’nın yürürlükte bulunduğu 02/01/2017 tarihinde haksız rekabetten doğan haklarının ihlalinin tespitini istediğini, davaya konu ürünlerin hiçbirinde davacıya ait marka veya logo olmadığını, davaya dayanak Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …….. değişik iş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, kusur yokluğu nedeniyle tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını, ………. markası tescilli bir marka olmakla birlikte amblemi, logosu, tasarımı itibariyle tanınmış bir marka olmadığını, satın alınan ürünlerin fazlaca tanınmışlığı olmayan ………. markası ile çağrışım yapmadığını, ürünlerin taklit unsuru olduğu anlaşılmadığını, ürünlerin diğer nevileri ile yaklaşık aynı fiyatta ve kalitede olmasının doğrudan ………. markasını çağrıştırmaması, zira markanın fazla tanınmış bir marka olmaması, dış tasarım olarak tasarım tescilinin yapılmamış olması nedeniyle müvekkilinin kusurunun varlığından söz edilemeyeceğini, zira davacının dosyaya sunduğu tescilli tasarımlar ile müvekkilinin sattığı ürünlerinin ambalajlarında ve modellerinde hiçbir benzerlik olmadığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/09/2017 tarih, ……. esas, ……… karar sayılı kararıyla mahkemelerinin görevsiz olması nedeniyle görevsizlik kararı verilerek hükmün kesinleşmesine istinaden dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka tescil belgeleri celp olunmuş, Kayseri ……. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ………. değişik iş dosyası celp olunmuş, tetkikinde; talep edenlerin, ………. olduğu, karşı tarafın ……… Gıda Tarım Orman Ürünleri Tekstil Temizlik Nakliyat Dayanıklı Tük. Mal. Paz. İnş. Taah. San. Tic. A.Ş.olduğu, tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda; “karşı tarafa ait ………. ibareli ürünlerin karton ambalajlarında tespit isteyen tarafın tescilli barkodunu, internet ve sosyal medya adreslerini aynen kullandığını ve ürün ambalajlarının tasarım, kompozisyon, fotoğraf, şekil, slogan ve diğer ibareler ve tariflerin birebir aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer ve kopyası olduğu; yine ……….. ibareli ürünlerin ambalajlarının tespit isteyen tarafın ambalajının kopyası ve benzeri olduğu, ………. ibaresini bir marka olarak kullanmadığı, ancak ambalajların görsel olarak benzediği, karıştırma ve iğfal kabiliyetinin bulunduğu” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.
Dosya, tarafların iddia ve savunmaları, değişik iş dosyası, tarafların sundukları deliller incelenerek davalı tarafından taklit ya da ambalaj üretilip üretilmediği, marka hakkına tecavüz sebebiyle haksız rekabet koşullarının oluşup oluşmadığı ve varsa davacının maddi tazminat talebinin incelenerek rapor tanzimi için Kayseri ……… Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmiş, talimat mahkemesinin ………. talimat sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda; “davalı ……… Gıda Tarım Orman Ürünleri Tekstil Temizlik Nakliyat Dayanıklı Tük. Mal. Paz. İnş. Taah. San. Tic. A.Ş’nin işletmesinin üretim işletmesi olmadığı, dava konusu ürünleri alıp, satarak ticaret yaptığı” hususlarını bildirmişlerdir.
Davacı vekili 11/04/2019 tarihli dilekçesi ile, eksik araştırma ve inceleme sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunun hüküm vermeye elverişli olmadığını, dava konusu ürünlerin davalı tarafça üretilmemiş olsa bile bu ürünlerin satışının yapıldığının heyet raporu ile sabit olduğunu, taklit ürünlerin başka firmalar tarafından tedarik edilmesi halinde bile davalının bu ürünlerin taklit edildiğini ve marka hakkına tecavüz oluşturduğun bilmemesinin imkanı olmadığını, zira sektörün nabzını tutan faaliyetleri ile müvekkili şirketin lider bir kuruluş haline geldiğini, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere davalı tarafça satışı gerçekleştirilen taklit ürünlerin, tedarik edilen firmalara iade edildiğini gösteren iade faturalarının davalının müvekkili marka hakkına tecavüz ettiğini kabul eder nitelikte olduğunu, bilirkişi raporunun reddi ile dosyanın farklı bir heyete tevdi ile yeniden rapor tanziminin istenilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise itirazları doğrultusunda ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davacı vekili 25/04/2019 tarihli dilekçesi ile, tazminini talep etmiş oldukları zararların 6769 sayılık SMK 151/2-c maddesi uyarınca hesaplanmasını talep ettiği görülmüştür.
Dosya, tüm deliller, değişik iş dosyasındaki rapor, dosyaya gelen faturalar değerlendirilmek suretiyle davalının, davacının fikri-sınai mülkiyet haklarına herhangi bir tecavüzü ve haksız rekabeti olup olmadığı, davacının tercih hakkına göre isteyebileceği maddi tazminat tutarını gösterir rapor tanzimi için mahkememizce oluşturulmuş bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 19/07/2019 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “davacı tarafa ait ambalajlar ile Kayseri …….. Asliye Hukuk Mahkemesi ………… değişik iş dosyasında yer alan bilirkişi raporunda bulunan ürün ambalajlarının bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, ortalama tüketici nezdinde hem ambalaj kullanımının global değerlendirmesi, hem satışı gerçekleştirilen davaya konu ürünün, market raf ürün olmasından dolayı tüketici tarafından çabuk karar verilen ürünlerden olması hasebiyle benzerlik halinde yanılma payının artacağı gerçekliği, satışa sunulan ürünün davacının markasını tescil ettirdiği ve uzun yıllardır satışını gerçekleştirdiği hizmet-ürün grubuyla aynı kategoride satıldığı ve ambalajının logo kısmı hariç birebir aynı olduğu gözetilerek TTK md.55 kapsamında haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiği, tasarım hukuk açısından mahkemece mer’i hukuk uygulanması gerektiği kanaatine varılırsa SMK madde 59/2 kapsamında taklit olduğu aşikar olan ürünlerden kaynaklı olarak tescilsiz tasarımın korunması gerektiği, mahkemece SMK öncesi yürürlükte bulunan 554 sayılı KHK uygulanması gerektiği kanaatine varılırsa söz konusu KHK’da tescilsiz tasarıma ilişkin bir koruma öngörülmediğinden KHK kapsamında korumadan yararlanamayacağı, marka hukuku açısından; ………. Taytları ibareli ürünün incelenmesinden davalı taraf açısından kullanımının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, ……….. ibareli ürünlerin incelenmesinden davalı taraf açısından kullanımının; TTK kapsamında haksız rekabet teşkil etmekle birlikte marka hakkına tecavüz teşkil etmediği, dava konusu markaya yönelik lisans bedeli edilebilmesi için, emsal bir lisans sözleşmesi sunulması gerektiği, davacı tarafından, maddi tazminat talebine yönelik olarak, dava dosyasına emsal bir lisans sözleşmesi sunulmadığı, davacı tarafta emsal bir lisans sözleşmesi yok ise İTO dan sektöre yönelik emsal bir lisans sözleşmesi talep edilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, bu yönde bir karar verilmesi halinde ek rapor hazırlanabileceği, bu durumda davacı tarafın mali tabloları ve dava konusu markaya yönelik satış cirolarının da hesaplama için gerekli olacağı” hususlarını rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 23/03/2020 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda ortalama tüketicinin marketlerdeki raf ürünlerinde al-geç şeklindeki alım hareketinde ürünler arasındaki benzerliğin detaylı şekilde inceleme yapılmaksızın alım yapıldığından bahsedildiğini, oysa dava konusu ürünlerin alelade ürünler olmayıp, kıyafet ürünleri olduğu için ortalama bir tüketici şayet markaya önem veriyorsa ürünün üzerindeki marka/logoya bakmadan ürünü almadığını, davacının ürünlerine benzer olduğu ileri sürülerin ürünlerin hiçbirisinde davacının markası, amblemi, ya da logosunun bulunmadığını, bilirkişinin tespitinin yerinde olmadığını, ülkemizde marka olarak tanınan ürünlerin tüketicileri ürünü alırken markaya mutlaka dikkat edeceğini, müvekkilinin satın aldığı ürünlerin ambalajının davacının ürünlerinin ambalajına benzediğini, kısmi olarak taklit edildiği ya da kopyalandığını bilmesinin mümkün olmadığını, bilmesinin de gerekmediğini, müvekkilinin sadece mutad kontrolünü yapmakla mükellef olduğunu, bunun da davacının marka ya da logosu ile sınırlı olduğunu, bunun dışında aynı kategoride binlerce çeşit ürün olduğu ve tüm ürün görsellerinde kadın figürü ve ürünü tanıtıcı açıklamaların yer almasının gayet doğal olacağı, bu tür ürünleri birbirinden ayıran yegane etkenin marka/logo olduğunu, benzerliği öne sürülen davacı ürün görsellerinin ulusal anlamda hiçbir reklamı olmadığını, kadın çorabı ambalajında kadın bacak resminin ve ürün açıklamasının olmasının gayet doğal olduğunu, müvekkilinin, barkodu ürün ambalajına kopyalamadığını, hazır ürünü tedarikçiden satın aldığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Celse arasında emsal lisans bedelinin gönderilmesi amacıyla İstanbul Ticaret Odası’na müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıda davaya konu olan firma eğer birden fazla marka ile cirosunu elde etmiş ise tecavüze konu markadan elde ettiği ciro toplam ciroda belirlenerek, tecavüze konu olan markadan elde ettiği cironun %15 lisans bedeli belirlenmesinde uygun olacağı hususlarını bildirdikleri görülmüştür.
Gelen İTO müzekkere cevabı doğrultusunda, hem emsal sözleşme yönünden hesap yapılması, hem de davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosya yeniden bilirkişi heyetine gönderilmiş, bilirkişiler 10/08/2020 tarihli raporunda; “İTO’dan gelen cevap yazısı doğrultusunda, hesaplama yapabilmek için, dava dosyasına sunulan alış-satış faturaları ve Kayseri …….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ……… talimat sayılı dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda yapılan tespitlerin yeterli olmadığı, İTO’dan gelen cevap yazısı kapsamında hesaplama yapılabilmesi için, davalı tarafın …….. barkod numaralı ……….. TERMAL PELUŞ TAYT açıklamalı ürünü ile ……… (..,…… Yün İpliğe kesilen iade faturalarında görülen ………. barkod nolu ürün) ibareli ürününe yönelik satış raporları ile satışların olduğu dönemlere ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin taraflarına incelenmek üzere sunulması gerektiği, davalı şirketin Kayseri’de ticari faaliyette bulunduğu, davalı vekili ile irtibat kurulmuş, inceleme için gerekli evraklar talep edilmiş ise de raporun hazırlandığı bu tarihe kadar herhangi bir geri dönüş olmadığı, davacı tarafın tazminat talebinin Borçlar Kanunu 50. ve 51.maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 03/10/2020 tarihli dilekçesi ekinde, ……….. barkod numaralı ……….. TERMAL PELUŞ TAYT açıklamalı ürünü ile ……… Yün İpliğe kesilen iade faturalarında görülen ……… barkod nolu ürün) ibareli ürününe yönelik satış raporları ile satışların olduğu dönemlere ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerini sunduğu, Kayseri Vergi Dairesi Başkanlığı, Mimarsinan Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davalı şirketin 2015, 2016, 2017 yıllarına ait Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin gönderildiği görülmüştür.
Bilirkişi ek raporunda bildirilen eksik hususlar giderilerek yeniden rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişilerin 07/01/2021 tarihli raporlarında; “davalı tarafın beyan dilekçesi ekinde sunulan satış raporları ve İTO’dan gelen cevap yazısı dikkate alınarak yapılan hesaplamalara göre, davacı tarafın, davalının haksız kullanımları nedeni ile talep edebileceği toplam lisans bedelinin 8.472,97 TL olarak hesap edildiği, davacı tarafın tazminat talebinin Borçlar Kanunu 50. ve 51.maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarının bildirildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili 14/10/2021 tarihli dilekçesi ile, 1.000,00 TL olan maddi tazminat taleplerini bilirkişi raporu doğrultusunda 8.472,97 TL’ye artırdıklarını bildirerek eksik harcı ikmal ettikleri görülmüştür.
Dava, davalının, davacıya yönelik haksız rekabette bulunup bulunmadığı, varsa bu haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi ile tazminat talebine yöneliktir.
6102 Sayılı TTKnın 54. Maddesi ile, haksız rekabete ilişkin bu kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. TTK’nun 55. Maddesinin 4. fıkrasında ise, iyi niyetle bağdaşmayan, haksız rekabete ilişkin eylemlere örnek olarak, başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak gösterilmiş ve haksız rekabet halleri hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda gerek değişik iş tespit aşamasında alınan rapor, gerekse mahkememizce alınan heyet raporu ile davalının, davacıya ait tayt ürüne ait ambalaj tasarımında kullandığı ögelerin konumları, birbirleri ile ilişkileri, renkleri itibariyle benzer içerikte tayt ürünü ambalajının ticaretini yaptığı, söz konusu benzerliğin giysi emtiasında, özel bir bilgi ve dikkat düzeyi bulunmayan ortalama tüketici nezdinde karışıklığa yol açabilecek mahiyette olduğu, bunun yanı sıra davalının ürününde, davacıya ait ürün kodunu, internet ve sosyal medya adreslerini kullandığı, bu itibarla TTK 55/4 kapsamında haksız rekabette bulunduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taleple bağlılık gereği sınai mülkiyet haklarından doğan haklara tecavüz ile ilgili bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yine taleple bağlılık ilkesi gereği münhasıran haksız rekabet hükümlerine göre alınan raporlar ve yapılan incelemeler ile tespit olunan 8.472,97 TL’nin davalının haksız fiil, bu fiil ile oluşan zarar ve davalının kusuru nazara alınarak dosya kapsamı ve tarafların ticari faaliyetleri ile uyumlu ve yeterli olduğu; aynı şekilde, yapılan haksız rekabet eylemleri ile davacının uğradığı manevi zarara göre 10 bin TL manevi tazminatın söz konusu manevi zararın tazmini yönünden yeterli ve dengeleyici olduğu hukuki ve vicdani kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının davacıya karşı haksız rekabetinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, mahkememizin 23/11/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararı kapsamında el konulan ürünlerin hüküm kesinleştiğinde imhasına,
-8.472,97 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
2-Peşin alınan 1.041,73 TL harç ve 390,00 TL ıslah harcı toplamından, alınması gereken 1.261,89 TL harcın mahsubu ile arta kalan 169,84 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen haksız rekabetin tespiti talebine yönelik 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat talebine yönelik 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebine yönelik 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre ret edilen manevi tazminat talebine yönelik 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacılar tarafından yapılan 4.200,00 TL bilirkişi ücreti ve 526,75 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.726,75 TL yargılama giderinin, davanın kabul/red oranına göre 1.275,21 TL’sinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
8-Davacılar tarafından yatırılan 1.041,73 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru ve 390,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.463,13 TL harç giderinden, iade olunan 169,84 TL harcın mahsubu ile 1.293,29 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2021

Katip ……..
¸

Hakim …….
¸