Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/79 E. 2021/41 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/79 Esas
KARAR NO : 2021/41

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti ile Tazminat
DAVA TARİHİ : 19/04/2018
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
K. YAZILDIĞI TARİH : 09/04/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü, Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti ile Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkiline ait ” …… ” markasının 24/25 mal ve hizmet sınıflar üzerine 09/12/1999 tarihinde tescil başvurusu yapıldığını ve TPMK nezdinde tescilli olduğunu, bücürük markasının 09/01/1995 tarihinde tescil edilen …… Tekstil Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi tarafından ilk defa tescilsiz olarak kullanıldığını ve dava konusu marka tescil edildikten sonra da aktif olarak kullanıldığını, daha sonra şirketin unvan değişikliğine giderek …… Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olarak tescil edildiğini, böylece …… ibaresinin ilgili şirketin hem ticaret unvanı hem de markası olarak kullanılmaya başlandığını, dava konusu markanın ülke çapında tanınmış ve güvenilir bir marka haline geldiğini, …… Tekstil Ticaret ve San. A.Ş.’nin 04/03/2014 tarihinde iflas ettiğini, söz konusu şirketin iflas etmesi sebebiyle müvekkili tarafından şirkete ait marka haklarının tamamının Nisan 2017 yılında icra kanalıyla satın alındığını, davalı şirketin …… Şirketi’nin iflas sürecinde olmasından kötüniyetli olarak faydalanarak müvekkiline ait …… markası iflas idaresinde iken “……” markasını 25.sınıfa dahil mal ve hizmetlerde TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, ayrıca 35.sınıfa dahil mal ve hizmetlerde 28/10/2015 tarihli tescil başvurusu yapılmış olup davalı tarafa ait tescil başvurusunun itiraz üzerine reddedildiğini, davalının kullanmış olduğu …… işaretinde tali unsur niteliğindeki new tasviri olup aslı unsur ise yalnızca …… olduğunu, hal böyle iken davalı tarafa ait işaretin müvekkilinin tescilli markası ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, SMK 5/1-ç hükmü çerçevesinde sicilden terkinin gerektiğini, davalı tarafın kötüniyetli olarak tescil etmesinin yanı sıra ortalama tüketici nezdinde müvekkiline ait marka ile birebir aynı şekilde ve müvekkilinin izni olmaksızın kullanıldığını, bu işlenen fiillerin SMK ve TTK hükümlerince müvekkilinin markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, açıklanan nedenlerle davalı tarafa adına kayıtlı …… ibareli markanın 25.ürün sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne, davalı tarafın müvekkiline ait tescilli markasına vaki tecavüzünün tespiti ve men’i ile haksız rekabetin tespitine, davalı tarafa ait tecavüz oluşturan ve el konulan ürünler ile cihaz, makine ve benzeri araçların tamamının şekillerinin değiştirilmesi, üzerinde yazılı olan markaların silinmesi, gerekmesi halinde imhası, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 10.000,00 TL itibar tazminatı ve 500.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin TPMK nezdinde …… no ile tescilli …… markasını kullandığını, bu bağlamda müvekkilinin kullanımının herhangi bir şekilde davacının marka haklarını ihlal etmediğini, sunulan görsellerin delil niteliğinin olmadığını, davacı tarafın gerçek kişi olduğunu, …… Hazır Giyim San.ve Tic. A.Ş.adına açılmış bir davanın bulunmadığını, dava dışı üçüncü kişiler adına işbu yargılamada herhangi birticaret unvanı ihlaline karar verilmesinin mümkün olmadığını, kabul anlamına gelmemekle tazminat miktarının fahiş olduğunu, davacının soyut iddiaları dışığında …… markasının güncel olarak tanınmışlığına ilişkin yüksek bir manevi tazminat gerektirecek hiçbir somut delil bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davalı adına kayıtlı hükümsüzlüğü talep edilen …… tescil numaralı marka ve davacı adına kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmuştur.
Dosya bilirkişiye tevdi ile davalı markasının davacı markasına iltibas oluşturup oluşturmadığı, davacı markasına tecavüz ve haksız rekabet yaratıp yaratmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişilere tevdi edilmiş, bilirkişiler 26/03/2019 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilen davalı adına TPMK nezdinde …… no ile tescilli …… markasının aynı 25.sınıfta ve bu sınıfla doğrudan bağlantılı olan 35.hizmet sınıfında mağazacılık alanında davacının daha eski tarihli …… esas/yegane unsurlu markalarındaki …… kelimesini aynen ihtiva etmekle, davacı markaları ile işaret (marka) düzeyinde kavramsal-anlamsal ve işitsel bir benzerlik kurulmasına sebep olacağı, davacının bir seri markası olarak algılanacağı, ayrıca davacı ile davalı arasında (markaların sahipleri arasında-işletme düzeyinde) bir ekonomik bağlantı bulunduğu izlenimine de yol açacağı, davalı markasının tescili için 04/11/2014’te yani …… Tekstil Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin iflasından yaklaşık 8 ay sonra başvuruda bulunduğu, www…..com.tr internet adresinden ulaşılan ….. hesabında rastlanan markasal kullanımın, davacının …… markasının kullanımı mahiyetinde olduğunu, davacı markalarındaki gibi …… kelimesindeki harflerin renklendirildiği, kelimenin son harfi olan “….. “nin davacının bazı markalarındaki gibi “………” şeklinde stilize edildiği, …… kelimesinin önünde dikey olarak yazılı olan “………” işaretinin tespit edilen kullanımda davacı markaları karşısında tek farkı oluşturduğunu, bu ibarenin tespit edilen markasal kullanıma ayrıt edicilik katmadığı, SMK m.155 hükmünün lafzından, davalının marka kullanımı doğrudan markasının tescil edildiği şekle uygun olsa bile, davacının önceki tarihli markalarına dayanarak tecavüz ve haksız rekabet iddiasında bulunabileceği, davalı markasının tescilinde kötüniyet bulunup bulunmadığı takdirinin mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Gaziantep ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne talimat yazılarak mali müşavir bilirkişi vasıtasıyla “……” markasını taşıyan ürünler nedeniyle davalı şirketin dava tarihi olan 19/04/2018 tarihine kadar elde ettiği net gelirin ne olduğu hususunda rapor alınmış, alınan bilirkişi raporunda; “kanuni defter, beyannameler, sunulan belgelere ve söz konusu tarihler arasında …… markasının kullanıldığı satışların tespit edilebileceği delillere göre davalı …… Konfeksiyon Teks. San.ve Tic. Ltd. Şti’nin …… markasını kullanarak faturalandırdığı satışların toplamının 430.408,16 TL olduğu, bu satışlardan kaynaklanan elde edilen karın (karlılık oranlarına göre, genel giderler hariç) toplam 29.453,53 TL olduğu” hususlarını tespit ve rapor ettiği görülmüştür.
Davacı vekili 20/12/2019 tarihli dilekçesi ile, talimat mahkemesince alınan raporun içeriğinin hükme ve denetime elverişli olmadığını, raporun sonuç bölümündeki hesaplamanın hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 2017 ve 2018 yılına ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olup olmadığı konusunda hiçbir inceleme olmadığını, davalının beyanı üzerine inceleme yapılmasının raporun sıhhatini tek başına ortadan kaldırmaya yeterli olacağını, raporun davalının beyanlarına göre değil HMK m.200, m.222. uyarınca yazılı defter ve kayıtlara dayanılarak hazırlanması gerektiğini, açıklanan nedenlere yeni bir bilirkişiden ticari defterler, kurumlar vergi beyannamesi ve tüm fatura ve belgeler tetkik edilerek yeni rapor alınmasını talep etmiştir.
Talimat ile alınan raporun yeterli bilimsel veri ve gerekçe içermediği anlaşılmakla bilirkişi raporlarına yapılan itirazların değerlendirilmesi ve bu itirazlar ışığında bilimsel veri ve gerekçe içerecek şekilde rapor tanzim edilmesi için dosya talimat mahkemesine gönderilmiş, bilirkişi 06/11/2020 tarihli raporunda; “davacın ticaret unvanına herhangi bir tecavüz olmayan “17/04/2017-19/04/2018” tarihleri arasında “……” markası ile satışlarına ait hammadde maliyetleri, işçilik giderleri, üretim giderleri dahil edildiğinde (pazarlama satış giderleri, genel yönetim giderleri, finansman giderleri hariç) 50.473,83 TL gelir elde ettiği, davacın ticaret unvanına herhangi bir tecavüz olmayan “17/04/2017-19/04/2018” tarihleri arasında “……” markası ile satışlarına ait hammadde maliyetli (işçilik giderleri, üretim giderleri pazarlama satış giderleri, genel yönetim giderleri, finansman giderleri hariç) 56.720,87 TL gelir elde ettiği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 23/02/2021 havale tarihli dilekçesi ile, belirsiz alacak davasını 56.720,00 TL’ye artırdıklarını beyan ederek eksik harcı ikmal ettikleri görülmüştür.
Dava; davalıya ait “……” markasının 25.sınıf yönünden hükümsüzlüğü, ayrıca davacı tarafa ait “……” markasından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ile tazminat talebine yöneliktir.
Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede; SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayda davacı ve davalı markası arasında biçimsel kıyaslama yapılmış ve bilirkişinin her iki marka arasında karıştırma ihtimali doğuracak bir benzerlik bulunduğu yönündeki tesbitine mahkememizce de aynen iştirak edilmiştir. Zira markalarda ayırdedici unsur olan “……” kelimesi aynı olup sair farklılıklar …… kelimesinden kaynaklı benzerliği kaldırarak davalı markasına ayırdedicilik kazandıracak mahiyette değildir.
Marka hakkına tecavüz iddia ve talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tkescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
SMK’nun 25.md’sine göre markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi halinde, bu karar marka başvuru tarihinden itibaren etkilidir. Yani hükümsüzlük kararı ile birlikte bu kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır. Davaya konu markanın doğrudan karıştırma (nisbi red) nedeniyle hükümsüzlüğüne karar verilirken bu durumda tecavüzün varlığı ile birlikte bu tecavüzden kaynaklı davacı taleplerinin de kabulü yukarıda anılı kanuni düzenlemeler ışığında zorunludur. Bu nedenlerle davalı markasının hükümsüzlüğüne, davalının davacıya ait marka hakkına tecavüzünün sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalının tecavüzünün sonuçları ortadan kaldırılırken, maddi ve manevi tazminat için gerekli haksız fiil sorumluluğunun somut olayda doğduğu; talimat ile alınan hesap bilirkişisinin raporunda tespit olunan maddi tazminat miktarının, sunulan deliller, talep edilen hesaplama yöntemi ve dosya münderecatına uygun olduğu; manevi tazminat talebi yönünden ise davalının kusurunun yoğunluğu, tecavüz oluşturan fiillerin ağırlığı karşısında 50 bin TL’nin yeterli ve makul olduğu, vicdani ve hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Somut olayın değerlendirilmesinde; davacı yana ait “……” markasının sektörde ve tüketiciler nezdinde bilinirliği yüksek bir marka olduğu, marka sahibi dava dışı …… Tekstil Sanayi ve Tic. A.Ş.’nin iflasından sonra ve bu iflas dolayısıyla davacının markaları satın aldığı, satın alma işlemini gerçekleştirirken markaların bilinirliği ve tüketici nezdinde halihazırda oluşturulmuş markaya dair olumlu algının etkisi ile hareket ettiği, davalının ise iflastan kısa bir süre (8 ay) sonra tescil başvurusunda bulunduğu, davacıya ait marka ve firma ile ekonomik-ticari hiç bir bağlantısı bulunmamasına rağmen “new” (yeni) eki ile “……” markasının tescilinin doğrudan bu bağlantıyı yahut aynı markanın devamı intibaını yaratacak şekilde bilinçli ve kasıtlı bir şekilde seçildiğinin-davalının tacir olmasıda nazara alınarak- kabulünün gerektiği, bu durumun kötüniyet olarak değerlendirilebileceği gibi aynı zamanda davacıya ait markaların itibarına zarar verebilecek mahiyette olduğu anlaşılmıştır. Zira “… anılan (itibar) tazminat, işletmeden ziyade doğrudan markanın itibarına yönelik meydana gelen zararın giderilmesi amacını gütmektedir. Bu tazminatın gündeme gelmesinde önemli olan husus, markanın itibarının zarar görmesidir”(Y.11.HD. 11.05.2019, 2008/1536 e- 2009/5629 k) davacı markalarının tasfiye edilerek “…… ” ibaresi ile davalı tarafından ticari faaliyetlere devam olunduğu izlenimi uyandırabilecek mahiyette tescil ve kullanımın davacının marka itibarına zarar verdiği anlaşıldığından itibar tazminatının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalıya ait …… tescil numaralı markanın tescilli olduğu 25.sınıf yönünden hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
-Davalının davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalı yana ait “……” markasını ihtiva eden ürünler ile münhasıran bu ürünlerin üretiminde kullanılmaları kayıt ve koşulu ile her türlü üretim vasıtalarına el konularak bu vasıtalarda bulunan “……” ibaresinin silinerek yahut boyanarak ya da sökülerek çıkarılmasına,
-“……” markasını ihtiva eden her türlü tabelaların sökülmesine, reklam vasıtaları ile basılı evrakların toplatılarak el konulmasına,
-www…… .com adresinde “……” markalı ürünlerin satışının men’ine
-56.720,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi, 10.000,00 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
-Hüküm özetinin masrafı davalıdan karşılanmak suretiyle tirajı en yüksek ulusal çapta yayın yapan 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Alınması gereken 7.973,14 TL harçtan, 35,90 TL peşin harç, 798,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 7.139,24 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hükümsüzlük davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüz ve haksız rekabet davası yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 8.173,60 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre itibar tazminatı talebi yönünden hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 7.300,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından bu dava nedeniyle yapılan 3.200,00 TL bilirkişi ücreti, 415,95 TL posta/tebligat/talimat masrafı olmak üzere toplam 3.615,95 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 744,73 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı, 35,90 TL peşin harç ve 798,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 869,80 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.0/03/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸