Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/78 E. 2021/100 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/78 Esas
KARAR NO : 2021/100

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/06/2013
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
K.YAZILDIĞI TARİH : 02/07/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin ….. Mah. …. Cad. Yeşilyurt Bakırköy/İstanbul adresinde ……. Hospital A.Ş. Binasının mimari projelerinin yaratıcı müellif mimarları olduğunu, müvekkillerinin kendine özgün eseri olan mimari proje içeriğine aykırı ve özgün proje esaslarını değiştirici olarak kendilerinden izin alınmaksızın 23.09.2002 ve 18.12.2007 tarihlerinde müdahaleler yapıldığını, bu konuda ilgili belediye tarafından zabıt tutulduğunu, müvekkillerinin müdahaleden 02.04.2012 tarihinde haberdar olduğunu, bu konuda ihtarname gönderildiğini, sonuç alınamadığını, bu nedenle değişikliğe ilişkin müdahalenin tespitine, müdahalenin eski hale getirilmesine, müdahale teşkil eden izinsiz işlem müvekkilleri aracılığı ile yapılsa idi işin mahiyetine ve mimarlar odası tarifesine göre tahakkuk etmesi gerekirdi, ücretin üç katı olarak 10.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000,00 TL manevi tazminatın her iki müvekkili için ayrı ayrı hükmedilmesine, hükmün gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili davaya karşı cevabında; binanın aslına uygun olarak muhafaza edilerek birleştirme ve korumaya yönelik değişiklik yapıldığını, müvekkilinin binaya ilişkin mülkiyet hakkının mevcut olduğunu, FSEK gereğince aranan estetik değere sahip olmadığını, bu nedenle eser niteliğinde bulunmadığını, davacıların eser sahipliği konusunda delili olmadığını, her iki davacının aynı oranda katkı yapıp yapmadığı tazminat miktarında önemli olduğunu, eski hale getirme ile tazminatın birlikte istenemeyeceğini, maddi tazminat olarak istenen miktarın fazla olduğunu, değişiklik yapıldıktan itibaren uzunca bir süre beyanda bulunmayarak zımni olarak onay verdiklerini, zaman aşımı süresinin dolduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davaya konu olan mimari proje Bakırköy Belediye Başkanlığından celp edilmiş, binaya yapılan eklentiler nedeniyle belediye tarafından tutulan tutanaklar, tapu kayıtları, tarafların ekonomik ve mali durumları getirtilmiştir.
Dava konusu …. İlçesi …. Mah. ….. pafta …. ada, …… parselle ilgili ….. nolu 29.04.1985 tarihli imar durumuna İmar Kanuna ve ilgili mevzuata göre çizilen projenin mimari proje müelliflerinin Kemal Ahmet Aru , …, … olduğu anlaşılmıştır.
FSEK 10.maddesine göre ” birden fazla kimsenin iştiraki ile vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi onu vücuda getirenlerin birliğidir” davaya konu olan projenin meydana getirilmesi için sarfedilen fikri katkıların eserin bütününden ayrı olarak tek başlarına telif hakkına konu olmaları ve iktisaden değerlendirilmelerine imkan yoktur. Bu nedenle, projeyi meydana getirenler FSEK 10 ve MK’nun iştirak halinde mülkiyet hükümleri gereğince birlikte dava açmaları yada davaya muvafakat etmeleri gerekir.
Somut olayda, eser sahiplerinden … ve … dava açmış oldukları anlaşılmakla, proje müelliflerinden ……’nun davaya muvafakatinin sağlanması gerektiği göz önüne alınarak, mahkemece tebligat çıkartılmasına karar verilmiş ise de, bu kişinin ölmüş olduğu anlaşılmakla, mirasçılarının davaya muvafakatleri aranmıştır.
Davaya konu olan projede dava dışı olan ……’nun nüfusdaki isminin farklı olması nedeniyle mimarlar odasına yazılan müzekkere cevabında, asıl isminin …… olduğu, projelerinde bu ismi kullandığı, ancak nüfusta … olarak gözüktüğü bildirilmiş olup, bu müellife ilişkin nüfus kayıtlarından mirasçılarının … ve ….. olduğu anlaşılmış olup, davaya muvafakat ettiklerine dair beyan dilekçesi ibraz edilmiştir.
Bozma öncesinde davacılardan … yargılama sırasında vefat etmiş olduğundan, İstanbul …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas ….. Karar sayılı ilamı ile mirasçı olarak eşi … ve yeğeni … kaldığı anlaşılmış olup, bu mirasçılar vekilleri tarafından dosyaya vekaletname ibraz edilmiş olmakla taraf teşkili yapılmıştır.
Mahkemece celp edilen orjinal tasdikli mimari proje üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde; mimari projenin gerek imar planı, mevzuat, standart bilim sanat kurallarına uygun olarak düzenlenmiş olduğu tespit edilmiş, gerek malzeme kullanımı, plan şeması, form, fonksiyon ve cephe geometrisinde kullanılan organlar uygulandığı araziye, çevreye ve birlikte tasarlandığı yapı bloğunun vaziyet planındaki uyumu itibari ile bütünsellik içerdiği, sahip olduğu işlevsellik ve özgünlük dikkate alınmış, bu yönleriyle de ” ilmi ve teknik mahiyette” olduğu ve bu özellikleri itibariyle FSEK 2.maddesi çerçevesinde eser vasfına haiz olduğu belirtilmiştir.
Bilirkişi raporunda dava konusu proje ile ilgili Bakırköy Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce 29.03.2002 tarihli Yapı Tatil Tutanağı tanzim edildiği, kontrolde “ruhsatlı ve iskanlı binada arka cephede birinci bodrum kat üzerinde ilave ruhsatsız kat yapıldığı” 18.12.2007 tarihli Tatil Tutanağında ” binanın ön cephesinde proje ihtilafı-çelik konstürüksiyon saçak yapıldığı” nın tespit edildiği belirtilmiş olup, davalı tarafça yapılan imalatlar açısından bina görüntüsünün bozulduğu, dış cepheye müdahale edildiği, söz konusu imalatların gerçekleştirilmesi için ruhsata gerek olduğu, bu değişikliklerin FSEK çerçevesinde zaruri bulunmadığı, mimari yapının eski hale iadesi başka bir deyişle değişikliğin kaldırılması malikin menfaatlerine esaslı suretle helalden edebileceği tespit edilen ve mahkemece hükmedilen bedeli fiilen ödenmesi halinde Yargıtay yerleşik kararları uyarınca taraflar arasında FSEK 68/f.4 kapsamında bir sözleşmenin oluştuğu kabulü parelelinde dava konusu değişikliklerin davacıların hakları yönünden eski hale iade talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
Yargılama sonunda; 25/03/2015 tarih, …… esas, …. karar sayılı kararıyla davacıların davasının kısmen kabulü ile; “davalı tarafından davacıların mimari eserine ilişkin müdahalenin tespitine, müdahalenin eski hale getirilmesi talebinin reddine, davacılardan … için 50.647,95 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar mütevveffa … mirasçılarına miras hisseleri oranında (İstanbul …… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. Esas, ….. Karar sayılı ilamı gereğince, bir hissesinin …, bir hissesinin …) 50.647,95 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminatın … yönünden 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile bu davacıya verilmesine, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacılardan …’na verilmesine, … yönünden manevi tazminat talebinin reddine” karar verildiği, dosyanın taraf vekillerinin temyiz talepleri üzerine Yargıtay’a gönderildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay ….. Hukuk Dairesi 12/04/2016 tarih, ….. esas, …. karar sayılı kararıyla “…dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişiler mimari projenin imar planı, mevuzat, standart bilim sanat kurallarına uygun olarak düzenlenmiş olduğunu, gerek malzeme kullanımı, plan şeması, form, fonksiyon ve cephe geometrisinde kullanılan organlar uygulandığı araziye, çevreye ve birlikte tasarlandığı yapı bloğunun vaziyet planındaki uyumu itibari ile bütünsellik içerdiği, “ilmi ve teknik mahiyette” olduğu ve bu özellikleri itibariyle FSEK 2.maddesi çerçevesinde eser vasfına haiz olduğu belirtmişler, ancak bu mimari proje sonucu ortaya çıkan binanın estetik niteliği haiz ve güzel sanat eseri sayılabilecek olan bir mimari eser olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapmamışlardır” şeklindeki açıklanan nedenle hüküm bozularak dosya mahkememize gönderilmiştir.
Dosyaya rapor ibraz eden bilirkişi heyetine dosyanın tevdi ile Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 12/04/2016 tarihli bozma ilamında belirtilen şekilde FSEK 2maddesi çerçevesinde eser vasfına haiz olan ancak mimari proje sonucu ortaya çıkan binanın estetik niteliğe haiz güzel sanat eseri sayılacak mimari bir sanat eseri olup olmadığının değerlendirilmesinin istenilmesine karar verildiği, bilirkişiler 08/03/2019 tarihli raporlarında; “dava konusu taşınmaz ve mimari projeye yönelik olarak yerinde yapılan inceleme ve tespitler ile dosyasında yapılan incelemeler sonunda; bozma kararı doğrultusunda davaya konu yapının FSEK 4/1-b.3 anlamında mimari eser sayılabileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
… vekilinin müdahale talebinde bulunarak İstanbul ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas, ….. karar sayılı …’na ait veraset ilamını dosyaya sundukları, sunulan veraset ilamının tetkikinde; mirasçılarının … ve … olduğu görülmüştür.
Dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi ile kök rapor ile ek rapor arasındaki çelişkinin giderilip, ilk olarak yapılan binanın estetik değere haiz güzel sanat eseri olup olmadığı, davalı tarafça binada yapılan değişiklik ve tadilatların bu vasfını ortadan kaldırıp kaldırmadığı, ne şekilde etkilediği, ayrıca değişen veraset ilamına göre her bir davacının isteyebileceği tazminat miktarının ne olduğu hususunda ek rapor tanziminin istenilmesine karar verildiği, bilirkişiler 15/09/2019 tarihli raporlarında; “kök raporda da belirttikleri üzere heyetlerince gerek dosyasında, gerek yapılan inceleme sonucunda tespit edilen ve ayrıca dava dosyasında bulunan, mevcut teras alanı kullanımının kaldırılarak kafeterya kullanımına dönüştürülmesi, tüm cephenin cam ile kapatılması ve bu alanın kapalı alana dahil edilmesi işleminin binanın dış cephe mimari kompozisyonunu değiştirmekte ve aynı zamanda ısı yalıtımı açısından da yeni hesaplama ve projelendirme gerektirdiğini, ancak dava dosyasında herhangi bir ısı yalıtım projesi ve hesabı da bulunmadığı, ayrıca kuzey cephesinde mevcut projede yer alan giriş saçağı şeffaf ve hafif bir malzeme ile gerçekleştirilmişken yapılan uygulama ile hem malzemenin hem de cephenin değiştirildiği gözlendiği, bu alanla ilgili yapılan değişiklikler için de dava dosyasında bir projelendirme bulunmadığı, bu şekilde değişiklik ve tadilatların yapının güzel sanat eseri vasfını değiştirmediği, mahkemece hükmedilen maddi tazminat dikkate alınarak hesap yapıldığında İstanbul …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı veraset ilamına göre dava açıldıktan sonra vefat eden davacı …’in mirasçılarının ….. ve …. olduğu, müteveffa ….. ‘in payına düşen maddi tazminat miktarı olan 50.647,95 TL’nin 12.662 TL’sinin …… ‘ye, kalan 37.986 TL’sinin …..’e isabet ettiği, yine manevi tazminat miktarı olarak hükmedilen 10.000 TL’nin 2.500 TL’sinin ……. ‘ye, kalan 7.500 TL’sinin …… ‘e isabet ettiği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Bozma sonrası yapılan yargılamada davacılardan …’un vefat ettiği, mirasçılık belgesinin sunularak davacı vekilince vekaletnamelerinin sunulduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan İstanbul ……. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. esas, …. karar sayılı veraset ilamı ile İstanbul…… Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas, ….. karar sayılı veraset ilamının birbiri ile çelişki olduğu, bu çelişkinin giderilmesi için mirasçı … vekilince açılan İstanbul ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas, ….. karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali davasında İstanbul … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin ….. esas, …… karar sayılı veraset ilamının iptaline karar verildiği, hükmün 16/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava; davacılara ait mimari projenin eser niteliğinde olup olmadığı, projeye müdahale olup olmadığı, müdahalenin eski hale getirilmesi ve tazminat talebine yöneliktir.
Davalının ilk itirazı olan zaman aşımı konusu incelendiğinde, zaman aşımı süresinin başlaması için davacının belli olguları öğrenmiş olması koşulu aranır.
Davacı haksız fiile dayandığında buna ilişkin BK’nun 60.maddesi gereğince zaman aşımı süresi 1 ve 10 yıl olarak düzenlenmiştir. Süre zarar görenin zararın varlığını ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren başlar.
Taraflarda ihtilaf konusu olmayan binada yapılan eklentilerin 23.09.2002 ve 18.12.2007 tarihleridir. Davacının bu durumu daha önce öğrendiğine ilişkin delil bulunmadığından öğrenme tarihi olarak davalıya gönderdiği Beyoğlu …… Noterliğinin 29.03.2012 gün …… yevmiye numaralı ihtarname tarihi olarak değerlendirildiğinde, dava tarihi olan 21.09.2012 tarihine kadar 10 yıllık zaman aşımı dolmamış olduğundan davalıların zaman aşımına ilişkin itirazının reddine karar verilmiştir.
FSEK 1/b maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında, bir fikir ve sanat ürünü eser olarak nitelendirilebilmesi için “sahibinin hususiyetini taşıması” ve ” kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Sahibinin hususiyetini taşıması fikri çabanın somut neticesi olması gerekir. Bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve sanat ürünün FSEK’de öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir.
FSEK 2/b maddesi kapsamında ilim ve edebiyat eserleri bu kanunun koruması kapsamındadır. Bilimsel ve teknik mahiyette eser olarak kabul edilen mimari projelerin bir fikri ürünün ve bu arada mimari eserin güzel sanat eseri olarak nitelendirilebilmesi için eserde bulunması gereken 4 temel unsura ek olarak estetik değere de sahip olması gerekir, bu vasıf yoksa güzel sanat eseri olarak nitelendirilemez, ancak eser veya tasarım olabilir, güzel sanat eseri alanına girebilecek fikir ürünlerinin estetik değere sahip olmamaları durumunda, sahibinin hususiyetini yansıtsa da mimari eser saymak mümkün değildir.
Bu nedenlerle, mimari eserlerin işlevsellik unsuru eser sahibi olarak mimarı eserde değişiklik yapılmasını önleme hakkını diğer güzel sanat eserlerine nazaran önemli ölçüde kısıtlamakta olup, mimarın eser sahibi olarak fikri mülkiyet hakkından kaynaklanan haklarının korunması ve mimari yapının malikinin mülkiyet hakkından doğan menfaatlerinin dengelenmesi ihtiyacı diğer güzel sanat eserlerinden farklı olarak mimari eserlerde kullanım amacının estetik münhazalarla bir tutulmasının bir sonucudur. Bu nedenle eser sahiplerinin değişiklikleri önleme hakkının kapsamı mülk sahibinin eserde değişiklik yapılmasını haklı kılan nedenlerle bağlanmıştır.
FSEK 16/1 fikri ile her türlü değişiklik öncelikle eser sahibinin iznine bağlıdır, ancak eser vücuda getirildiği sırada hakim olan kullanım amacı zaman içinde değişiklik gösterir veya tamamen ortadan kalkarsa, mimarın da bu yapının yeni ihtiyaçlarına göre tadiline kaplanması zorunluluktan doğmaktadır. Eserde yapılan yararlı ve gerekli değişiklikler haklı nedene dayanması durumunda, eser sahibinin iznine ihtiyaç yoktur.
FSEK 63.maddesi gereğince eser sahibinin ölümü üzerine intikale konu olan eser sahipliğinin hukuki durumundan kaynaklanan mali haklardır, mali haklar iktisadi bir değer taşıyan ve eser sahibinin mal varlığına dair olan haklar olduklarından, eser sahibinin ölümü ile birlikte onun terekesine dahil olarak mirasçılarına intikal eder.
Davaya konu olayda, Yargıtay ……. Hukuk Dairesi’nin uyulan bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan araştırma ve incelemeye göre davacıların murislerinin mimari projelerinin ve bu mimari projeye göre yapılan yapının, yapıldığı dönemde malzeme kullanımı, plan şeması form fonksiyonu ile bütünleşmiş plan-cephe geometrisinde kullanılan oranlar, uygulandığı araziye ve çevreye uyumu itibariyle bütünsellik içerdiği; dava konusu proje ve yapının yapıldığı dönemi teknolojik olanakları, mimari üslubu ile toplumun kültürel ve sosyal yaşamına yönelik olarak da ayrıca değerlendirilmeyi hak edecek nitelikte olduğu, ülkemizde eş zamanlı yapılmış projelerden farklılıklar içerdiği, hatta dönemin üslubu açısından örnek teşkil ettiği ve yapının sahip olduğu işlevsellik ve özgünlük değerleriyle de sahibinin hususiyetini yansıtmakta olduğu ve bu yönüyle de literatüre giren mimarlık eserleri arasında yer aldığı, hem projenin hem de yapının FSEK kapsamında eser vasfında olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda mirasçıların murislerinin eserden kaynaklı mali ve FSEK 14, 15 ve 19 maddeleri kapsamında manevi hakların ihlalinden kaynaklı tazminat talep etme hakkına sahip olduğu kanaatine varılmıştır. Eser sahibinden izinsiz davacı yanca yapılan değişikliklerin eski hale getirilmesinin bina malikinin menfaatlerine esaslı surette zarar verebileceği, yüksek masrafa neden olabileceği, yapılması istenen değişikliğin ortadan kaldırılmasının davaya konu binanın bir hastane olması nazara alındığında hizmetin önemli ölçüde aksamasına sebep olarak kamu yararına zarar verecek olması hususları hep birlikte değerlendirildiğinde FSEK 68.md.çerçevesinde tespit olunan bedelin maddi tazminat olarak mirasçılara ödenmesinin hakkaniyetli olacağı kanaatine varılarak 68. md.’ye göre 3 katına arttırılan maddi tazminatın yarı yarıya murislere aidiyeti sebebi ile bulunan miktarın mirasçılara mirasçılık belgelerindeki hisseleri nispetinde ödenmesine karar vermek gerekmiştir.
Manevi tazminat tutarı taktir olunurken, esere yapılan tecavüzün niteliği ve boyutu, bu cümleden olmak üzere yapıda davacı yanca gerçekleştirilen değişikliklerin nitelik ve nicelik olarak fazlalığı, davacı yanın davalı yana nazaran sahip olduğu yüksek ekonomik güç hep birlikte nazara alınarak her bir eser sahibi muris için 20’şer bin TL manevi tazminata hükmetmek gerektiği vicdani kanaatine ulaşılmıştır.
Her ne kadar dosyaya sunulu İstanbul ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı veraset ilamına göre mirasçı olarak görünen … davacı olarak davada yer almışsa da İstanbul … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 08/12/2020 tarih ve ….. esas, ……. karar sayılı kararı ile söz konusu veraset belgesinin iptaline karar verilerek muris … mirasının … ve … aidiyetine hükmedildiği ve bu kararın 16/03/2021 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla eser sahibinin mirasçılarından olmadığı mahkeme kararı ile kesinleşen … yönünden davanın aktif dava sıfatı bulunmadığından reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacı …’ın müteveffa …’nun mirasçılarından olmadığı, sunulan İstanbul ….. Asliye Hukuk Mahkemesi …… esas, …. karar sayılı kesinleşmiş kararı ile anlaşıldığından bu davacı yönünden davanın aktif dava sıfatı bulunmadığından REDDİNE,
2-Davacılar, … mirasçılarının FSEK 68. md.hükmü nazara alınarak 50.647,95 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak İstanbul ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas, …… karar sayılı mirasçılık belgesinin iptaline ilişkin gerekçeli kararındaki hisseleri oranında davacılar … ve …’e verilmesine, fazlaya ilişkin tazminat taleplerinin reddine,
3-Davacılar (… mirasçılarının) FSEK 68. md.hükmü nazara alınarak 50.647,95 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak Beşiktaş ….. Noterliği’nin 29/12/2020 tarih, …… yevmiye numaralı mirasçılık belgesindeki hisseleri oranında davacı mirasçılar …, … ve …’a verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
4-Davalı tarafından davacıların murislerinin mimari eserine ilişkin müdahalenin tespitine; bu müdahalenin eski hale getirilmesi talebinin REDDİNE,
5-Alınması gereken 9.651,92 TL harçtan peşin alınan 3.267,00 TL peşin harç, 1.388,35 TL ıslah harcı ve 01/07/2015 tarih, 2013/161 esas, 2015/62 harç numaralı 192,19 TL’lik harç tahsil müzekkeresi ile tahsil edilen bakiye karar harcının mahsubu ile bakiye 4.804,38 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı … mirasçıları kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden 7.384,23 TL vekalet ücreti ve manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılar … ve …’e verilmesine,
7-Davacı … mirasçıları kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maddi tazminat talebi yönünden 7.384,23 TL vekalet ücreti ve manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı mirasçılar …, … ve …’a verilmesine,
8-Davacılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre müdahalenin tespiti talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen müdahalenin eski hale getirilmesi talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinden %50’si olan 2.950,00 TL’sinin davacı … mirasçılarından müteselsilen tahsili ile; %50’si olan 2.950,00 TL’sinin davacı … mirasçılarından müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat talebi yönünden 5.900,00 TL vekalet ücretinden %50’si olan 2.950,00 TL’sinin davacı … mirasçılarından müteselsilen tahsili ile; %50’si olan 2.950,00 TL’sinin davacı … mirasçılarından müteselsilen tahsili ile davalıya verilmesine,
11-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/4.maddesine göre …’ın davasının reddi karşısında 5.900,00 TL vekalet ücretinin …’dan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davacılar tarafından yapılan 21,15 TL başvurma harcı, 3.267,00 TL peşin harç, 1.388,35 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.676,50 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
13- Davacılar tarafından yapılan 990,10 TL posta/tebligat ücreti, 3.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.240,10 TL yargılama giderinin kabul/red oranına göre hesaplanan 1.988,44 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
14-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı … vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/06/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸