Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/641 E. 2022/245 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/641
KARAR NO : 2022/245

DAVA : Markadan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti,
Durdurulması ve Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 31/12/2021
KARAR TARİHİ : 02/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ve yetkilisinin İstanbul’da yıllardır kahve dükkânları işletmeciliği yaptığını, 2019 senesi sonunda ….. tescil no ile “…..” markasını, Bakırköy … sokak üzerinde bulunan dükkânına da aynı ismi vermek suretiyle TPMK’da tescil ettirdiğini, müvekkilinin yerel ve uluslararası kahve çeşitleriyle hizmet verdiği işletmesinde ……. ‘ya özgü bir kahve çekirdeği kullanması sebebiyle markasını 30 ve 43.sınıflarda tescil ettirdiğini ve koruma altına aldırdığını, işbu sınıfların kahve, kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler, yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri olduğunu, davalının ise kahve dükkanı zinciri şubelerinde haksız rekabet hükümlerine aykırı eylem ve marka hakkı tecavüzüne neden olduğunu, ticaret unvanı “… Sanayi Ticaret A.Ş.”olan ve TPMK’da “….” şekil ibaresiyle tescilli davalı firma şubelerinde tescilli ticari unvanı ve markasıyla uzaktan yakından alakası bulunmayan bir şekilde “…” ibaresini kullandığını, mütecaviz firmanın giriş bölümünde, tabeladan bile daha etkili ve görünür bir şekilde göz hizasında, …. görüntüsünde ahşabın üzerine yapıştırma …. harfler kullanarak “…” yazdığını, mütecaviz firmanın karıştırılma ihtimalini dahi aşan bir şekilde birebir aynı marka işaretini kullandığını, ortalama halk kitlesinden bir tüketici için çok rahat bir şekilde “….” şeklinde yanılgıya daşap, karıştırma ihtimalinin yüzde yüz oranda doğmakta ve müşteki müvekkilinin haksız bir şekilde aldatılan müşterilerini kaybederek maddi zarara uğradığını, mütecaviz firmanın “…..” ibareli tescil edilmiş bir markasının bulunmadığını, dolayısıyla marka koruma hakkına sahip olmadığını, müvekkilinin tescilli markasındaki ayırt edici unsurun “…..” ibaresi olduğunu, yanına, önüne arkasına tescil edildiği sınıfla ilgili aldığı eklerin marka ayırt ediciliğine etkisi bulunmadığını, mütecaviz firmanın 2021 Nisan ayı içerisinde Bakırköy … Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesiyle uyarıldığını ve müvekkiline ait markanın tecavüzünü durdurması istenmesine rağmen taraflarına gönderilen cevapta bu tecavüzün sürdürüleceğinin ısrarla belirtilmiş olup, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında açılan …. soruşturma numaralı dosyası ile şikayetin yapıldığını ancak olumlu bir sonucun alınamadığını, davalı kahve dükkanı zincirinin şubelerinde davacı müvekkiline ait 11/11/2019 koruma tarihli, … “…..” şekil markasına yönelik marka tecavüzünün tedbiren önlenmesini, giderilmesini, ortadan kaldırılmasını ve müvekkilinin uğradığı zararın belirlenerek tazminini, davalının, davacı müvekkiline ait markayı haksız ve kötüniyetli kullanması sebebiyle tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, her türlü reklam afiş, görsel, fiziki veya internet üzerindeki faaliyetlerinin durdurulmasına, ürün ve hizmetlerin imhasına ve toplatılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin ……. anlayışının ülkemizdeki öncülerinden olup, gerek toptan kahve satışı, gerekse nitelikli kahve sunumu ile tüketici nezdinde 2014 yılından bu yana büyük beğeni toplayan yurt içinde 17, yurt dışında 4 şubesi olan itibarlı ve köklü bir firma olup, “….” ve “…..” markalarının sahibi olduğunu, müvekkilin cafe’lerinde kullanmış olduğu “…..” ibaresi “….” anlamına gelen genel bir ifade olmakla birlikte müvekkil firmanın toptan kahve kavurma işi ve ulusal ve uluslarası düzeyde satışını yapan bir firma olduğunu, yani müvekkilin yaptığı “…….” işinin niteliğini belirleyen kavramın kullanımının engellenmesinin mümkün olmadığını, yapılan işin niteliğini tanımlayan kavramların kullanımının yasaklanmasının istenemeyeceği ile ilgili Yargıtay kararlarının da mevcut olduğunu, ….. ibaresi ile “…..” ibaresinin gerek anlam gerek ise görsel açısından benzelik barındırmadığını, her iki ifade arasında aynılık veya benzerlik söz konusu olmadığını, anlamı, kelimeleri, şekli fonetiği kombinasyonun farklı olduğunu, “….. ” markasının şikayetçinin Türk Patent ve Marka kurumunda tescil ettirmiş olduğu bir marka da olmadığını, dolayısı ile muhatabın bu konuda herhangi bir talep hakkının da bulunmadığını, Türk Patent Enstitüsü kayıtları incelendiğinde “….. ” ibaresi ile ilgili başka bir firmanın başvurusunun bulunduğu görülebilecek iken bu tasarrufta bulunmadan müvekkili firma hakkında huzurdaki davanın ikame edilmiş olmasının haksız bir durum ortaya koymakta olduğunu, kayda bakıldığı zaman şikayetçinin “…..” ibaresini kullanıyor olmaları nedeni ile müvekkil firmayı dava edecek hukuki hak ve yarara sahip olmadıklarının da anlaşılacağını, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının …. Soruşturmave ….. Karar no.lu dosyasından “Kovuşturmaya Yer Olmadığı” kararı verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı adına tescilli marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait ….. tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, eğer bulunuyor ise sonuçlarının nasıl ortadan kaldırılacağı, davalı tanımlarının tanımlayıcı mahiyette olup olmadığı, hukuka uygun olup olmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 20/09/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “Davalı tarafın kullanımın, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, davalının karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanımı olmadığından, TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabetin söz konusu olmayacağı, tespit edilmiş olup, tespitlere ilişkin nihai hukuki değerlendirme ve takdir mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 12/10/2022 tarihli dilekçesi ile, dosyada yapılan bilirkişi incelemesinden daha önce dosyaya sundukları Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …. soruşturma sayılı dosyasına sunulan rapor ile çok farklı görüşte bir rapor düzenlendiğini, çelişkinin giderilmesi adına dava konusu ihlallerin gerçekleştiği noktalarda mahkeme tarafından keşif incelemesi ile karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
SMK’nun 7/5.maddesine göre “Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez: a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi. b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması. c) Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Ticari hayatta markanın ürün tedavülü sırasında, sonraki satıcı ve aracılar tarafından markalı malın tanıtımı için kullanılması hukuka uygundur. (İlhami Güneş, Uygulamalı Marka Hukuku)
Yüksek Yargıtay da hukuka uygun kullanımı tanımlamıştır. “…markaya konu işaretlerin ticari ve sınai alanlarda dürüstçe kullanılması hukuka uygunluk sebebi olarak kabul edilmiştir. Ancak söz konusu kullanımın dürüst kullanım sayılabilmesi için, mal ve hizmetlerin cins, kalite, miktar, kullanım amacı, değer, coğrafi kaynak gibi tanımlayıcı bir unsur olarak kullanılması gerekir. Daire uygulamalarında belirli markalı ürünler için servis hizmeti verilmesi halinde, hizmetin veriliş amacını aşmamak ve haddinden fazla büyük kullanmamak şartıyla o markanın işyeri tabela veya camekanında kullanımı hukuka uygun dürüst kullanım olarak kabul edilmektedir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 07/10/2019 tarih, 2018/5072 esas, 2019/6194 karar)
Somut olayda, davalının işyerinde ve tabelalarında, davacı markası ile benzerlik ve karıştırma ihtimali bulunmayan “…..” ibareli markalarını kullandığı; dosyada yer alan ve bilirkişi raporunda yer verilen “….. ” şeklindeki kullanımın ise ….. menşeili ve çeşidi olan kahvenin veya oraya özgü kavrulma şekli ile çekilmiş kahvenin sunumunu tarif etme amacı kapsamında kaldığı, temel itibari ile kahve sunumu ve servisi yapıla davalı işyerinde sunulan ürün ve/veya hizmetin (kavrulma şeklinin) tanımı ve menşei kapsamında kalan söz konusu kullanımın SMK 7/2 anlamında “dürüst ticari kullanım” kabul edilmesi gerektiği, davalının daha büyük ve dikkat çekici ve markasal olarak kendisine ait “….” ibaresini kullanmasının da bu hususu doğrular mahiyette olduğu, marka tecavüzünün yasal unsurlarının oluşmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bun edenlerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın, davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸