Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/636 E. 2022/1 K. 05.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/636 Esas
KARAR NO : 2022/1

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 05/01/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022

İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 05/11/2021 Tarih, ….. Esas, ……. Karar sayılı yetkisizlik kararı üzerine dosya Bakırköy Tevzi bürosuna gönderilmiş ve esasının yukarıdaki numarasına kaydedilmiş olmakla; Mahkememizde görülen işbu davada dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, 28 Mart 2007 tarihinde kurulan davalı şirketin, müvekkili şirketin marka hakkına tecavüzünün sonlandırması ve unvanında ki, ” …..” ibaresini çıkarması için 31.03.2008 tarihinde gönderilen ihtarnamenin semeresiz kalması üzerine, 07.05.2008 tarihinde Bakırköy Fikri ve Sına Haklar Mahkemesi ….. Esas, …… Karar sayılı dosyasında, markanın silinmesi, bunların kullanılmasının durdurulması ve imhası, TTK 56 ve 58 gereği haksız rekabetin önlenmesi, BK 42, 49 ve 556 sKHK gereği şimdilik 10.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminatın 31.03.2008 den itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalı şirketten tahsilinin talep edildiğini, Mahkemece davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay ……. Hukuk Dairesi …. Esas, …… Karar sayılı, 22.11.2010 tarihli ilamı ile bozma kararı verildiğini, Mahkemece direnme kararı verilmesi üzerine, birçok kez dosyanın Yargıtay’a gidip gelmesi neticesi, en son “Karar Düzeltme” aşamasında, direnme kararının bozulmasına karar verildiğini, bozma kararı sonrası, dosyanın Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …… esasına kaydedildiğini ve bozma sonrası ilk duruşmasının henüz yapılmadığını, müvekkili şirketin 1997 yılında kurulduğunu, davalı şirket yöneticisi olan davalı …’nın 2003 yılına kadar müvekkili şirketin ortağı olduğunu, …’nın davacı şirketin ortaklığından ayrıldıktan sonra 2007 yılında davalı şirketi kurduğunu, Buna göre, davalı …’nın davalı şirketin hakim ortağı olduğunu, her iki tarafın ticaret unvanının başında yer alan “……” ibaresinin, 2003 yılında müvekkili şirket tarafından marka olarak tescil ettirildiğini, müvekkili şirketin ve davalı şirketlerin, ilk davadan bugüne kadar, tekstil sektöründe faaliyet gösterdiklerini ve yurtdışındaki tanınmış çeşitli markalara fason üretim yaparak ihracat yaptıklarını, müvekkili şirketin İstanbul Sanayi Odasından bir çok ödül aldığını, müvekkili şirketin yıllara dayalı itibarlı, tanınır, yerleşik, güvenilir ticaret unvanını haksız ve kötüniyetli olarak kullanan davalı şirketin bu yolla kendine haksız kazanç sağladığını, öncelikle aralarındaki organik bağ nedeniyle dosyalarının Bakırköy ….. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi ….. Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, ticaret unvanının terkin kararının uygulanacağı tarihe kadar doğacak zararların tazmini için açacakları maddi tazminat istemli dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 07.05.2008 / 17.09.2021 dönemi arası için 6100 s. HMK m. 107 gereği belirsiz alacak davası olarak ileride belirlenecek değere arttırılmak kaydıyla, 14 yıllık döneme dair ( 2008 yılı ve 2021 yılı dâhil ), her yıl için 1.000 TL’den şimdilik toplam 14.000 TL belirsiz alacağın ( maddi tazminatın), her yıl için ayrı ayrı işleyecek dönemsel ticari avans faizleriyle birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Mahkememizce 29/12/2021 tarihli tensip tutanağı gereğince davacı vekiline 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıkları Arabuluculuk Kanun 18/A maddesi uyarınca arabulucu tarafından onaylanmış arabuluculuk tutanağının bir örneğinin 1 hafta kesin süre içerisinde ibraz edilmesi, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtaratının yapıldığı, davacı vekilince 31/12/2021 tarihli dilekçe ile arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, temyiz incelemesi beklenen dava dosyasının temyiz incelemesi sonrasında yeniden aynı istemle taraflarınca dava açılacağından, bu aşamada davanın esasına girilmeden, ön inceleme tutanağı öncesinde dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
06/12/2018 tarih ve 7155 sayılı Kanunun 20. Maddesi ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi uyarınca, TTK’nın 4. Maddesi ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Dava, davalı şirketin davacı şirketin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle maddi tazminatın davalıdan tahsiline ilişkin olup, TTK’nın 4. Maddesinde ticari davalar düzenlenmiştir. Tarafların sıfatı ve uyuşmazlığın niteliğine göre dava, TTK 4 maddesi anlamında ticari davalardandır. Dosyanın tetkikinden, davacı yanın dava şartı olarak kabul edilen ve yukarıda belirtilen yasa gereğince arabulucuya gitmeden işbu davanın açıldığı, bu itibarla davacı vekiline muhtıra tebliği edilerek, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslı veya arabalucu tarafından onaylanmış bir örneğinin ibrazı, aksi halde davanın usulden reddine karar verileceği ihtar edilmiş, davacı vekili 31/12/2021 tarihli dilekçesi ile arabuluculuk başvurusu yapılmadığını, beyan etmiş olup davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Peşin alınan 239,09 TL harçtan alınması gereken 59,30 TL harcın mahsubu ile arta kalan 179,79 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 05/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır