Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/635 E. 2022/288 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/635
KARAR NO : 2022/288

DAVA : Markadan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti,
Durdurulması ve Kaldırılması, Ticaret Unvanı Terkini, Alan Adı
Devri/Terkini, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARŞI DAVADA DAVA : Ticaret Unvanına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti,
Durdurulması ve Kaldırılması, Marka Maddi ve Manevi Tazminat, Davalı Markasının Hükümsüzlüğü
KARŞI DAVA TARİHİ : 27/01/2022
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili …’in diğer müvekkili … Tekstil Tic.Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, müvekkili … Tekstilin, tekstil sektörüne 1955 yılından beri hizmet veren … Tekstil Tic. Ltd. Şti.’ni kardeş kuruluşu olarak, 1989 yılında … Tekstil Tic. ve Paz. olarak faaliyete geçtiğini, bu tarihten beri, boya ve apre konularında Avrupa’nın önde gelen şirketlerinin mümessilliğini yaptığını, 2018 yılı itibariyle firmanın unvanının … Tekstil Tic.Ltd. Şti. olduğunu, müvekkili şirketin İtalya’da kurulu … firmasının 1980 yılından beri Türkiye’de ticari mümessilliğini yapmakta ve taraflar arasında imzalanan mümessillik sözleşmesi gereği uzun yıllardır marka adı altında ürün satışı yaptığını, bu sebeple müvekkili şirketin “…” markasıyla haklı bir ün yaptığını, bu marka ile tanındığını, ayrıca markayı uzun yıllardır kullanmakta olduğunu, müvekkili şirketin “…” markasını kullanımının eskiye dayalı olduğunu, söz konusu marka üzerindeki tek hak sahibi olduğunu, müvekkili şirketin yetkili mümessil sıfatıyla markayı kullanmakta iken, davalı … tarafından 10/01/2014 ve 03/02/2014 tarihinde “….” markası için tescil başvurusu yapıldığını, ancak yapılan itirazlar üzerine başvurunun reddedildiğini, davalı …’in kötüniyetli marka başvurusu üzerine “…” markasının müvekkili … tarafından 25/07/2016 yılında 17.ve 35.sınıfta … tescil numarası ile tescillendiğini, davalı …’in ise müvekkilinin fikri ve sınai haklar kapsamında sahibi olduğu “…” markasını 06/05/2019 tarihinde 22. sınıfta tescil ettirdiğini, davalı …’in tescili kapsamına dahil olan 22.sınıftaki mal ve ürün listesinde açıkça “kauçuk olmayan” ürünler belirtilmiş olmasına rağmen müvekkilinin markasının tescilli olduğu sınıf kapsamına giren “…..” davalı ve davalının yetkilisi bulunduğu firma tarafından … markası adı altında haksız olarak kullanıldığını, sergilendiğini, satışa sunulduğunu ve haksız kazanç elde edildiğini, bu hususta Bakırköy .. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … d.iş dosyasında delil tespiti yapıldığını, alınan raporda; davalı …’in, müvekkili …’in marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet niteliği taşıdığını iddia ettikleri fiillerinin sürdürüldüğünün tespit edildiğini, açıklanan nedenlerle, davalıların, müvekkiline yönelik marka hakkına tecavüzünün ve davalıların haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, tecavüz ve haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasına, davalı firmanın 10/01/2014 tescil tarihli ticaret unvanında yer alan “….” ibareli ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine, davalıya ait www…..com.tr ve www….com.tr alan adlarının öncelikle müvekkiline devrine, bu mümkün değilse terkinine, davalının tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle müvekkilinin marka itibarı zedelendiğinden ve kar mahrumiyetinden dolayı 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminata avans faizi ile ihlalin tespit edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan alınarak taraflarına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkiline ait ticaret ünvanının, davacı markasından daha önce tescil edildiğinden, öncelik hakkının söz konusu olduğunu, davacı ile markanın sahibi olan İtalyan firma arasında markanın kullanılması adına yetki ya da herhangi bir sözleşmenin mevcut olmadığını, markanın fiilen kullanılmadığını, davacının kötüniyetli tescil sahibi olduğunu, davacı tarafça kullanıldığı iddia edilen ürünlerin 17 ve 35.sınıf kapsamında olmadığını, davacı açısından sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olduğunu, davalı açısından markasal kullanımın olmadığını, ürünler üzerinde “….”, “…” şeklinde ibarelerin yer almadığını, ayrıca …. ibaresinin malların kullanım amacını belirttiğini, “…” ibaresinin, tekstil kelimesinin kısaltması ve … ibaresinin Türkçe’de “…” anlamına geldiğini ve bunun tekstil sektöründe olanlar tarafından anlaşılacağını, kullanımın SMK m.7/5 kapsamında engellenemeyeceğini, davalı internet sitesi tescillerinin davacıdan daha önce kurulmuş olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVADA DAVA : Davalı-karşı davacı vekili karşı dava dilekçesi ile, karşı davalı …’in, karşı dava davacısı olan …. şirketinin ticaret sicile tescil edildiğini bilmekte olduğunu, …. şirketinin unvan önceliğinin söz konusu olduğunu, karşı davalı kullanımının ticaret ünvanı tecavüzü teşkil ettiğini, zira tescil edilen ünvanın karşı davalı tarafça marka olarak kullanılmakta olduğunu ve bunun TTK m.52’ye aykırı olduğunu, SMK m.6/9 kapsamında kötüniyetli tescilin söz konusu olduğunu, karşı davalının tescil ettirdiği marka üzerinde gerçek hak sahibi olmadığını, bir zamanlar mümessili olduğu İtalyan firmadan onay almadan dava konusu dayanak markayı tescil ettirmiş olduğunu, karşı davalı ve İtalyan firma arasında bahsedilen sözleşmenin karşı davalıya marka üzerinde tasarruf etme hakkını vermediğini belirterek karşı davanın kabulü ile karşı davalıların, müvekkiline ait ticaret unvanına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, kaldırılmasına ve yasaklanmasına, karşı davalı adına tescilli “…” ve “….” isimli markalara ait ürün ve araçların imhasına, karşı davalı adına tescilli “…” ve “….” isimli markaların terkinine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faiziyle tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı karşı davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
KARŞI DAVADA CEVAP : Davacı-karşı davalı vekili asıl dava kapsamında cevaba cevap, karşı dava kapsamında cevap dilekçesinde özetle; “…” markasının kullanılmadığı iddia edilmekte ise de bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, müvekkillerinin, ilgili markayı yıllardır kullandığını, … firması ile arasındaki mümessillik sözleşmesi dikkate alındığında uzun yıllardır müvekkili şirket tarafından “…” ibaresi adı altında ürün satışları yapıldığını ve sektöründe tanınmakta olduğunu, internet arşivi … tarafından “…” uzantılı web sayfasında, müvekkilinin “https://www…com/” uzantılı internet sayfasının farklı tarihlerde arşivlenmiş olduğunu, “….” üzerinden arşivlenen ve ilgili ürünlerin, “https://www…com/” uzantılı web sayfasında “…” markalı Silindir Sargı Bantlarına yer verildiği ve müvekkil tarafından satışının yapıldığına dair arşiv kayıtlarına ilişkin 25/01/2010, 29/01/2011, 08/11/2011, 09/12/2011, 31/12/2012, 25/05/2013, 28/05/2013, 27/07/2013, 30/12/2013 tarihlerinde müvekkili şirketin internet sitesine ilişkin ekran görüntülerinin ekte sunulduğunu, dolayısıyla, davalı karşı davacı yanın aksi yöndeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, ticaret unvanının, sahibine markasal bir hak tanımadığını, kaldı ki davalı karşı davacı yanın, ticaret unvanını unvan gibi değil de marka gibi kullanmakta olduğunu, bu durumun, müvekkilinin marka hakkına tecavüz anlamına geldiğini, davalı karşı davacı yanın ticaret unvanında yer verdiği “….” ibaresini marka gibi öne çıkarıp kartvizitinde ve tabelasında kullandığını, öte yandan www……com uzantılı e-ticaret sitesinde müvekkilinin tescil sınıfına giren kauçuktan silindir sargı bantlarının satışını yaptığını, davalı karşı davacı …’in kötüniyetli marka başvuruları üzerine, “…” markasını uzun yıllardır kullanan müvekkili … tarafından 13.02.2015 tarihinde “…” markasının tescili için başvuru yapılmış ve “…” marka başvurunun 25.07.2016 yılında 17. ve 35. sınıfta müvekkili … adına tescillenmiş olduğunu, davalı karşı davacıların müvekkili adına tescil edilen söz konusu markaların tescil sürecinde herhangi bir itirazı olmadığını, davalı karşı davacı …”in müvekkilinin fikri ve sınai haklar kapsamında sahibi olduğu “…” markasını 06.05.2019 tarihinde 22. Sınıfta tescil ettirdiğini, markayı tescil ettirdikleri sınıfta bulunan ürünlerde değil, müvekkilinin tescil hakkı sahibi olduğu 17. ve 35. sınıf kapsamına giren ürünlerde kullandığını, tescilli de olsa ticaret unvanının başkalarının haklarına tecavüz oluşturur biçimde kullanılamayacağını, bu nedenle, davalı karşı davacı firmanın 10/01/2014 tescil tarihli ticaret unvanında yer alan “….” ibareli ticaret unvanının ticaret sicilinden terkinine karar verilmesi gerektiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca, alan adlarının aynı zamanda TTK m. 55/4 (Mülga TTK m. 57/5) anlamında birer işaret ve tanıtma vasıtası anlamına gelmekte olup; böyle tanıtma vasıtalarının başkasına ait işaret, unvan ve markalarla iltibas yaratacak şekilde kullanılmasının, haksız rekabet teşkil edeceğini, davalı karşı davacı …’e ait söz konusu web sayfalarının müvekkiline karşı haksız rekabet teşkil etmekte olup; www…..com.tr ve www….com.tr isimli alan adlarının terkinine karar verilmesi gerektiğini, …” markasını eskiden beri uzun yıllardır kullanan tarafın müvekkili olup, davalı karşı davacı firmanın ticaret siciline tescil edildiği dönemde de “…” markasının müvekkili tarafından kullanılmakta olduğunu, müvekkilinin marka hakkına tecavüzün söz konusu olduğunu belirterek asıl davanın kabulünü karşı davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı vekili 23/30/2022 havale tarihli dilekçesi ile, müvekkilinin “…” markasını uzun yıllardır kullandığını kanıtlar nitelikteki yurt içi satışlarına ilişkin eski tarihli faturalarını sunduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Mahkememizin …. değişik iş sayılı dosyası dosya arasına alınmış, tetkikinde; talep eden … Tekstil Ticaret Limited Şirketi tarafından, …. Ürün. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine delil tespiti talebinde bulunulduğu, tespit sonucu bilirkişi; “Tespit talep edilen “.. … Blok No: …. Başakşehir/İstanbul” adresinde detaylarına yer verilen kullanımların sürdürüldüğünün tespit edildiği, tespit talep edilen “…. Sitesi …. Blok No:…. İkitelli/Başakşehir/İstanbul” adreste mahalin kapalı olduğu, www….com adlı internet sitesinde yukarıda detaylarına yer verilen kullanımların sürdürüldüğünün tespit edildiği, tespit talep eden yanın dilekçesinde bildirmiş olduğu ….com.tr ve …com.tr uzantılı alan adlarının ise yukarıda yer verdiğimiz görselleri ihtiva eden …com uzantılı alan adına yönlenmekte olduğu, talep eden … Tekstil Ticaret Limited Şirketi’nin de aleyhine tespit talebinde bulunulan …. Ürün. Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin de ihtilaf konusu bakımından adlarına tescilli herhangi bir markalarının bulunmadığı, bildirildiği üzere ihtilaf konusu bakımından tespit talep eden yanın talep dilekçesinde, aleyhe tespit talep edilen yan yetkilisinin tespit mahalinde bildirdiği ve taraflarınca da Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarından tespit edildiği kadarı ile; … kod numaralı markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 17. Sınıfında ve 35. Sınıfında dosya bakımından 3. kişi konumunda olan … isimli şahıs adına tescilli olduğu, …. kod numaralı “….” ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 17. Sınıfında ve 35. Sınıfında dosya bakımından 3. Kişi konumunda olan … isimli şahıs adına tescilli olduğu, … isimli şahsın tespit talep eden şirketin yetkilisi olduğu, …. kod numaralı “…” ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğ’in 22. Sınıfında dosya bakımından 3. Kişi konumunda olan … adına tescilli olduğu, … isimli şahsın tespit talep eden şirketin yetkilisi olduğu, markalar adlarına tescilli olan ilgili şahıslar tespit talep eden ve aleyhine tespit talep olunan yanın yetkilileri iseler de, tespit talep edilen yanın ya da aleyhine tespit talep olunan yanın ilgili markalar bakımından hak sahipliklerini gösterir dosyada herhangi bir verinin bulunmadığı, tespit talep eden tarafından dosyaya arz edilmiş olmakla birlikte İngilizce bir doküman olmak ile birlikte … . unvanlı firmadan 01 Ocak 2009 tarihinde imza edildiği gözükmekte olan AGENCY AGREEMENT ( ACENTALIK SÖZLEŞMESİ ) başlıklı sözleşmenin de taraflarınca incelendiği, ancak ilgili sözleşmenin tespit talep eden dışındaki diğer tarafı olan … . unvanlı firmanın ülkemizde tescilli olan herhangi bir markasının tespit edilemediği, bu meyanda, dosya tarafı olan tarafların herhangi bir markasal hakkının dosya münderecatından tespit edilemediğinden, ihtilaf konusu bakımından taraflarınca değerlendirme yapılamadığı ve arz edilen gerekçeler ile tespit talep edilen adreslerde ve internet sitesinde yapılan tespitleri dosyaya sundukları” hususlarında raporunu dosyaya sunduğu görülmüştür
Dosya, a-Asıl dava yönünden, davalıların, davacılardan … adına tescilli … tescil nolu markadan doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetlerinin bulunup bulunmadığı, davacıların “….” kelime markası üzerinde tescilden önce kullanım yoluyla hak sahibi olup olmadıkları, davalı firmanın ticaret unvanının terkini koşullarının ve alan adlarının davacıya devri yahut terkin iptal koşullarının oluşup oluşmadığı, davacıların sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğrayıp uğramadıkları, maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususlarında; b-Karşı dava yönünden ise; karşı davalıların, karşı davacıya ait ticaret unvanından doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabetlerinin bulunup bulunmadığı, bu nedenle tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 11/10/2022 havale tarihli raporlarında; “www…..com.tr ve www….com.tr alan adlarının her ikisinin 14.01.2014 tarihinde tescil ettirildiği, söz konusu alan adlarının davalı …. Ürünleri Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. adına kayıtlı olduğu, www….com alan adının 02.11.2013 tarihinde tescil ettirildiği, söz konusu alan adının davalı …. Ürünleri Sanayi ve Tic.Ltd.Şti. adına kayıtlı olduğu, www….com alan adının 29.01.2004 tarihinde tescil ettirildiği, söz konusu alan adının kayıt ettiren (registrant) bölümünün boş geldiği, bu nedenle alan adının sahibinin tespit edilemediği, ancak “Administrative Contact” bölümünde davacı … ibaresi yer aldığı görüldüğü, bu nedenle söz konusu alan adının davacı … tarafından işletildiğinin anlaşıldığı, Davacı – karşı davalı tarafından işletildiği anlaşılan www….com alan adlı web sitesinde “…” ibareli görselinin markasal şekilde 17.12.2004 tarihinden itibaren kullanılageldiği, Davalı – karşı davacıya ait olduğu tespit edilen www…..com.tr, www….com.tr ile www….com alan adlı web sitelerinin …. üzerinde geçmiş tarihli sürümlerinde yapılan incelemelerde, en erken olarak 20.01.2014 tarihi itibariyle “…” ibaresinin kullanıldığı, ASIL DAVA YÖNÜNDEN: Değişik İş Dosyasında, ….com internet sitesinde, www…..com.tr ve www….com.tr alan adlarındaki kullanımlarda markaya tecavüze ilişkin şartların mevcut olmadığı ve bağlantılı olarak haksız rekabete ilişkin şartların mevcut olmadığı tespit edilmiş olmakla işbu tespite dair nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, www….com alan adındaki kullanımlarda davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka haklarına tecavüz oluşturacağı ve bağlantılı olarak TTK m.55/1-a-4 kapsamında haksız rekabete ilişkin şartların mevcut olacağı tespit, sonuç ve kanaatine varılmış olmakla birlikte, davanın 24/12/2021 tarihinde açılmış olduğu, Davalının tecavüze konu kullanımının ise 2014 tarihi olarak tespit edilebildiği dikkate alındığında 5 yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle tecavüze konu davalı eylemleri açısından davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğrayacağı tespit edilmiş olmakla işbu tespite dair nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, Davalı şirketin ticaret siciline tescil tarihinin 10/01/2014 tarihi olduğu, unvan terkini istemiyle işbu davanın 24/12/2021 tarihinde açıldığı dikkate alındığında davalı şirketin ticaret siciline tescil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık sessiz kalma yoluyla hak kaybı süresinin dolmuş olduğu tespit edilmiş olmakla işbu tespite dair nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, gerek sessiz kalma yoluyla hak kaybı gerekse de markaya tecavüzün devam ettiğini gösterir 2014 yılı sonrası bir kullanımın dosyaya sunulan deliller kapsamında mevcut olmadığı dikkate alındığında alan adının devrine ilişkin şartların mevcut olmadığı tespit, sonuç ve kanaatine ulaşılmış olup, nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, raporun hazırlandığı tarihe kadar, emsal lisans sözleşmesi sunulmadığı, bu nedenle maddi tazminat talebi doğrultusunda hesaplama yapılamadığı, emsal lisans sözleşmesinin incelemeye sunulması halinde bu yönde ek rapor hazırlanabileceği, aksi halde davacı/karşı davalı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu, KARŞI DAVA YÖNÜNDEN: Karşı Davalıların, ilgili ibarenin kullanımı açısından Karşı Davacı şirketin ticaret siciline tescili (10/01/2014) öncesinde fiili kullanımlarının olduğu (21/02/2008) tespit edilmekle, önceye dayalı kullanım sebebiyle Karşı Davacı şirketin ticaret ünvanında doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin şartların mevcut olmadığı tespit, sonuç ve kanaatine ulaşılmış olup, nihai hukuki değerlendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı-karşı davacı vekili 31/10/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişilerin raporun …sayfasında ilgili “…” ibaresinin ve görselinin, davacılar tarafından markasal şekilde 17/12/2004 tarihinden itibaren kullanılageldiği yönündeki tespitleri hatalı olduğunu, usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, bilirkişilerin mezkur görselin davacılar tarafından markasal şekilde kullanılageldiğine ilişkin tespitin açıkça hatalı olduğunu, Türk Patentin, İtalyan firma ….nin yapmış olduğu 10/11/2014 tarihli itiraza ilişkin vermiş olduğu kararda açıkça sabit olduğunu, davacı/karşı davalıların, … markası üzerinde hiçbir hakka sahip olmadığını, mahkemeye sunmuş oldukları sözleşmelerin de bu durumu ispatlar nitelikte olduğunu, davacı tarafın iddiasına göre İtalyan firma ile aralarında mümessillik sözleşmesi imzalandığını, ancak bu sözleşmenin davacı tarafa marka üzerinde tasarruf etme hakkını hiçbir halükarda vermediğini, hem uzun zamandır mümessilim, hem uzun zamandır marka sahibiyim diyen davacının iddialarının kendi içerisinde dahi tutarsızlık barındırdığını, davacının kötüniyetinin aleni olduğunu, müvekkili firmanın …. şirketi olduğunu ve tek başvuru sahibi olduğunu yasal olarak ispatlayamadığını, bilirkişilerin müvekkiline ait www….com alan adındaki kullanımın, unvansal kullanım değil de markasal kullanım olduğu yönündeki tespitlerin açıkça hatalı olduğunu, bilirkişilerin karşı davalarına ilişkin olarak, davacıların, müvekkili şirketin ticaret siciline tescili öncesinde fiili kullanımlarının olduğundan bahisle, müvekkilinin ticaret unvanından doğan haklarına eskiye dayalı markasal kullanıma, tecavüz ve haksız rekabete ilişkin şartların mevcut olmadığı yönündeki tespitlerin hatalı olduğunu, usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, çünkü tespit yapmadıklarını, bilirkişi raporundaki lehe değerlendirmelere katıldıklarını, açıklanan nedenlerle beyan ve itirazları kapsamında yeniden rapor alınmasını, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınmasını ve neticeten asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili 28/10/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporundaki karşı davaya yönelik değerlendirmenin yerinde olduğunu, bu değerlendirme ile müvekkili şirketin, “…” markası üzerinde eskiye dayalı kullanımının bulunduğunu ve bu marka üzerinde tek hak sahibi olduğunun tespit edildiğini, davalı-karşı davacı yanın aksi yöndeki iddialarının gerçeği yansıtmadığının bu tespitle de ortaya konulduğunu, mümessillik sözleşmesi uyarınca 2009’dan bugüne (davalı-karşı davacı firmanın tescil edildiği tarih de dahil), müvekkilinin “…” ibaresi adı altında ürün satışları yaptığını, İtalyan firma ile müvekkilli arasında, müvekkilinin “…” markası üzerinde eskiye dayalı kullanımı bulunduğunu gösterir 2009 yılından beri düzenlenen gümrük beyannameleri ve faturaların da taraflarınca dosyaya sunulduğunu, müvekkili şirketin uzun yıllardır “…” markasını kullandığını, bu ibareyi Türkiye’de kullanma hak ve yetkisine tek sahip olanın müvekkili olduğunu, taraflarınca dosyaya sunulan 23/03/2022 tarihli dilekçe ekinde sunulan faturaların, daha önceki beyanlarında da belirttikleri ve dilekçeleri eklerinde sundukları mümessillik sözleşmesinin web.archive.org kayıtları, ekran görüntüleri, fatura ve gümrük beyannameleri ile de sabit olduğunu, yine müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtları ile BA/BS formları incelendiğinde, faturalara konu “…” ibareli ürünlerin satışının yapıldığının ortaya çıkacağını, davalı-karşı davacı yanın ticaret unvanında yer verdiği “…” ibaresini marka gibi öne çıkartıp kartvizitinde, internet sitesinde ve tabelasında kullandığını, davalı-karşı davacıların, markayı tescil ettirdikleri sınıfta bulunan ürünlerde değil, müvekkilinin tescil hakkı sahibi olduğu 17.ve 35.sınıf kapsamına giren ürünlerde kullandığını, ayrıca www…..com.tr, www….com, www….com.tr internet siteleri üzerinden 17.sınıf kapsamına giren müvekkilinin satışını yaptığı silindir sargı bantlarını satarak haksız kazanç elde ettiğini, ilgili görsellerin asıl dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, taraflarınca emsal lisans sözleşmelerinin temin edilmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki taraflarınca bu nitelikteki emsal lisans sözleşmelerinin temininin ve dosyaya sunulmasının KVKK mevzuatı kapsamında mümkün olamadığını, bu sebeple emsal lisans sözleşmesi ve lisans bedeli araştırması hususunda İTO’ya müzekkere yazılmasını, itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına, mahkeme aksi kanaatte ise ek rapor alınmasına karar verilmesini, aksi halde davalı karşı davacının karşı davası ve tüm taleplerinin reddine, asıl davalarının ve tüm taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada dava, davalıların, davacılara ait markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, durdurulması ve kaldırılması, davalı şirketin ticaret unvanından “….” ibareli ticaret unvanının ticaret sicilinden terkini, davalı …’e ait alan adlarının davacıya devri, aksi halde terkini, maddi ve manevi tazminat talebine;
Karşı davada dava, karşı davalıların, karşı davacılara ait ticaret unvanına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, durdurulması ve kaldırılması, maddi ve manevi tazminat, davalı markasının hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Asıl dava yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelerde;
Davacılardan … adına kayıtlı … tescil numaralı “…” ibareli markanın başvuru tarihinin 13/02/2015, tescil tarihinin 25/07/2016 olduğu, davalı adına tescilli markanın ise …. tescil numaralı, 17/12/2018 başvuru tarihli ve 06/05/2018 tescil tarihli olduğu, tescil önceliğinin davacıda olduğu anlaşılmıştır. Davacı markası 17. sınıfta “Kauçuk, gütaperka, lastik, amyant (asbest), mika veya bunlardan mamul toz, levha, çubuk ve folyo halinde yarı mamul sentetik malzemeler. Yalıtım, dolgu ve tıkama malzemeleri: yalıtım amaçlı kullanılan boyalar, yalıtım için kumaşlar, yalıtım amaçlı bantlar, yalıtım için örtüler, derz dolguları, contalar, o-ringler ( motor ve silindir contaları hariç). Lastikten, plastikten veya kauçuktan mamul bükülebilir borular, hortumlar (taşıtlar için kullanılanlar dahil), boru kılıf ve rakorları; tekstilden hortumlar, madeni olmayan boru kılıfları ve rakorları, hortum rakorları, taşıtlar için radyatör hortumları (yangın hortumları hariç).” ve 35.sınıfta “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.” hizmet ve emtialarında tescilli iken davalı markası 22.sınıfta “Halatlar, ipler, ip merdivenler, hamaklar, balık ağları. Çadırlar, tenteler, brandalar, yelkenler, araç örtüleri (araç şeklini almamış olanlar). Tekstilden mamul ambalaj torbaları. Kauçuk ve sentetik olmayan döşeme doldurma malzemeleri (yün, pamuk dahil). Tekstil amaçlı sentetik elyaflar, işlenmemiş büküm elyafları, cam elyaflar.” emtialarında tescillidir. Buna göre davalı markasının Kauçuk, kauçuktan mamul ya da yarı mamul sentetik malzemeler bakımından tescili bulunmamaktadır.
Davacı, davalının, tescil sahibi olmadığı emtialarda markasal kullanımının bulunduğu iddiasındadır. Dosyaya sunulan deliller, değişik iş tespit raporu ve davalı yana ait internet adresleri üzerinde bilirkişiler vasıtasıyla yapılan incelemelerde; davacı işyerinde üzerinde “…” ibaresi bulunan herhangi bir ürün tespit edilemediği, mahallindeki zarf, kartvizitler ve tabelalardaki kullanımların markasal nitelik arzetmediği, ticaret unvanının yasal kullanımı çerçevesinde kaldığı, “….com” adresinde “…” ibaresinin kullanılmadığı, “www…..com.tr” ve “www….com.tr” alan adlarında yine “….” ibaresinin markasal kullanımına rastlanmadığı, “www…..com” alan adında 17.sınıfta yer alan kauçuk emtiada yer alan ürünlerin tanıtımının yapıldığı ve burada “…” ibaresinin markasal kullanımının bulunduğu, söz konusu kullanımın davacının tescil kapsamında ve ayniyet içerecek benzerlikte olduğu, ancak söz konusu markasal kullanımın tarihinin 2014; dava tarihinin ise 24/12/2021 olması karşısında davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı anlaşılmıştır.
Yine davalı yanın ticaret siciline 10/01/2014 tarihinde tescil edildiği, unvan terkin talebinin beş yıllık süreden sonra yapıldığı, davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle asıl davada davacının davasının tüm talepler yönünden reddine karar verilmiştir.
Karşı dava bakımından yapılan incelemede;
Karşı davalı adına tescilli markanın 25/07/2016 tarihli olduğu; davacıların sunmuş oldukları faturalara göre en eski 21/02/2008 tarihinden beri ilgili ibarenin kullanıldığı, bu itibarla karşı davacının aradan geçen uzun süre sonra ticaret unvan terkini, haksız rekabetin tespiti ve hükümsüzlük talep etmesinin TMK 2.maddesi ve SMK 25/6 maddeleri çerçevesinde mümkün olmadığı, bu itibarla karşı dava yönünden tüm talepleri bakımından red kararı vermek gerekmiştir.
Karşı davacının kötüniyetli tescil yönündeki iddiaları bakımından yapılan değerlendirmede ise; hukukumuzdaki genel prensiplere göre iyiniyet asıldır. Kötüniyet iddiasına dayanan bu hususu ispat külfetindedir. Kötüniyet ise sunulan bu iddia ve delillere göre her somut olayın özellikleri ışığında değerlendirilmelidir. “Kötüniyetle marka tescilinin varlığı her somut olayda değişmekle birlikte, dairemizin bazı yerleşik uygulamalarına (01/03/2021 tarih ve 2020/1726 e., 2021/1838 k.; 03/03/2021 tarih ve 2020/1913 e., 2021/1928 k.) göre, daha ziyade markanın ticari faaliyetlerde ayırdedici işaret olarak kullanılması amacıyla değil, başkalarının ticaretine engel olmak, daha önce verilmiş bir mahkeme kararının etkisini azaltmak ya da kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak markayı kendi adına tescil ettirmek, sözleşme hükmüne aykırı olarak markayı adına tescil ettirmek gibi hususlar genel kötüniyet sebepleri olarak görülmektedir. Bu anlamda, dosyada karşı davalının kötü niyetini ispata yarayacak derecede bir delil sunulmamış olması nedeni ile karşı davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçeler ile asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Asıl davanın ve karşı davanın ayrı ayrı REDDİNE,
2-Asıl davada, alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın, davacılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Asıl davada, davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
4-Asıl davada, davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre, reddedilen maddi tazminat davası yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalılara verilmesine,

5-Asıl davada, davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat davası yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
6-Karşı davada, karşı davacılar tarafından yatırılan 440,00 TL peşin harçtan, alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 359,30 TL harcın, karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
7-Karşı davada, karşı davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, karşı davacılardan alınarak, karşı davalılara verilmesine,
8-Karşı davada, karşı davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre reddedilen maddi tazminat davası yönünden 1.000,00 TL vekalet ücretinin, karşı davacılardan alınarak, karşı davalılara verilmesine,
9-Karşı davada, karşı davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, karşı davacılardan alınarak, karşı davalılara verilmesine,
10-Asıl davada ve karşı davada davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
11-Karşı davada, karşı davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen marka hükümsüzlüğü davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, karşı davacılardan alınarak, karşı davalılara verilmesine,
12-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/12/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸