Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/620 E. 2023/31 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/620
KARAR NO : 2023/31

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü, Markadan Doğan Hakara Tecavüzün ve
Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i, Alan Adı İptali
DAVA TARİHİ : 09/12/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü, Marka’dan Doğan Hakara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i, Alan Adı İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil firma 1963 yılında İspanya’da kurulmuş olup, pek çok firmayı bünyesinde barındıran sektöründe lider bir şirketler grubu oludğunu, müvekkilinin bugün itibariyle ülkemizde en çok tercih edilen hazır giyim mağazalarından olan …,…,…,…,… isimli toplam sekiz farklı marka grubu ve bu markalar altında faaliyet gösteren mağazaların da sahibi olduğunu, itiraza konu …. markası ile müvekkilin itiraza dayanak … markaları görsel, işitsel ve bütünsel olarak iltibas teşkil edecek derecede benzer olduğunu, nitekim davaya konu marka birebir aynı şekilde ve başlangıç kısmında müvekkilinin tanınmış … markasını içermekte ve sonuna eklenilen “….” ibaresi markalar arasındaki karıştırılma ihtimalini kaldırmadığını izah ederek; davalının … sayılı …. marka tescilinin SMK Madde 6/1, 6/5, 6/9, 6/3 ve 6/6 ve ilgili sair mevzuat hükümler uyarınca hukuka aykırı ve haksız olduğunun tespitine, bu sebeple davalının kötü niyet mahsulü ve müvekkil markalarına iltibas düzeyinde benzerlik arz eden aynı/benzer ürünler ve hizmetler üzerindeki marka tescilinin, bu tescile konu … markası ve içinde … ibaresi geçen sair markalara ilişkin her türlü kullanımının, müvekkilin önceki tarihli ve yüksek tanınmışlık düzeyine sahip tescilli … markalarından ve davalı markanın başvuru tarihinden önceye dayalı kullanımlarına konu markaları üzerindeki gerçek hak sahipliğinden ve … markaları üzerindeki sair fikri mülkiyet unsurlarından kaynaklanan haklarına marka tecavüzü ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, davalının …. markasını ve içinde … geçen sair markaları tek başına yahut tali unsurlar ile birlikte işletmekte olduğu iş yerinde veya sair herhangi bir fiziki yahut online mecrada kullanmasının, bu markaları taşıyan ürünlerin üretmesinin, ürettirmesinin, sağlamasının, elde bulundurmasının, satmasının, satışa arz etmesinin, depolamasının, ithal ya da ihraç etmesinin, internet üzerinde ve sair mecralarda tanıtmasının ve bu amaçlarla kullanmasının durdurulmasına ve önlenmesine, ilgili materyallere el konulmasına, el konulanların esasa ilişkin hükmün kesinleşmesini müteakip imha edilmesine, davalıya ait www….com.tr alan adlının iptaline ve sicilden terkinine, masraf, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın markasının itibarının zedeleneceği ve müvekkil şirketin bundan haksız kazanç sağlayacağı iddiası tamamen mesnetsiz olduğunu, bununla ilgili somut delil de ortaya koyamadığını, …markasının hitap ettiği kitle, sattığı ürünlerin dünyaca tanınmış markalar olduğunu, davacı taraf markası kullanılarak haksız kazanç sağlamadığını ve sağlama ihtimalinin olmadığını izah ederek; davanın reddine, vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait …,… ve davalıya ait … tescil numaralı markanın sicil kayıtları celp olunmuştur.
Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilmiş ve incelenmiştir.
Dosya, SMK 6/1-3-5-6-9 maddeleri mucibince davalının, davacıya ait “…” esas unsurlu markalarından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, tecavüz ve haksız rekabet var ise sonuçlarının nasıl ortadan kaldırılacağı, www….com.tr alan adının iptali koşullarının oluşup oluşmadığı, davalı yana ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, 14/09/2022 tarihli bilirkişi raporu ile, “davalı markası açısından “21. Sınıf” ve “perakendecilik hizmetini içeren 35. Sınıf içinde yer alan 21. Sınıf emtialar açısından” SMK m.6/1 kapsamında hükümsüzlük şartlarının mevcut olduğu, 43. sınıf kapsamındaki – faaliyetler nedeniyle SMK m.6/1 kapsamında hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı, davacı markalarının tescilli oldukları ve tescil önceliğinin olduğu dikkate alındığında SMK m.6/3’ün somut olaya uygulanma imkanının mevcut olmadığı, davacı markasının SMK m.6/5 kapsamında gerek TPMK kayıtları gerekse de sunulan mahkeme kararlarına göre ilgili sektörde belirli bir tanınmışlığa erişmiş olduğu, SMK m.6/1 kapsamında benzerlik tespit edilmekle, davalının, davacı markasının tanınmışlığından haksız yarar sağlaması ya da onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurması ihtimalinin bulunduğu, bu durumda SMK. m.6/5’te sayılan hükümsüzlüğe ilişkin şartlarının mevcut olduğu, SMK m.6/6’nın somut olaya uygulanma imkanının mevcut olmadığı, SMK m.6/9 uyarınca “kötüniyete” dayalı hükümsüzlük şartlarının Mahkemeye ait olduğunu, davalı tarafın 21 ve 35. Sınıf kapsamındaki kullanımlarının, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı, bağlantı olarak davalının karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanımının, TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil edeceği, markasal açıdan öncelik hakkına sahip davacının, dava konusu markaları ile, davalıya ait … tescil numaralı ve “….” ibareli marka arasındaki karıştırılma tehlikesi dikkate alındığında, davalı adına olan www…com.tr alan adının iptal koşullarının mevcut olduğu. alan adı iptali ile haksız rekabetin giderilme imkanının mümkün olabileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 29/09/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda, taraf markalarının iltibas yaratacak düzeyde benzerlik ve tüketiciler nezdinde ciddi bir karıştırılma ihtimali bulunduğunu ve müvekkilin marka haklarına tecavüz oluşturacağı ve haksız rekabet teşkil edeceğini ortaya koyduğunu, mezkur bilirkişi raporu ile huzurdaki davanın tüm talepler yönünden haklılığı sübuta erdiğini, bu nedenle rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 24/10/2022 tarihli dilekçesi ile, … markasının … markasının ilk dört harfi olmasının tek başına ayırt edilemeyecek kadar benzer olmaya yetmeyeceği doktrin ve Yargıtay tarafından da kabul edildiğini, bilirkişi raporunda yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu, markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediğini, bu nedenle haksız davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı adına kayıtlı … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve davalının, davacı markalarından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine yöneliktir.

SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Mahkememiz markalar arasındaki benzerlik ve karıştırma ihtimalleri gibi hukuki tespit ve yorum gerektiren hususlarda Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih ve … Esas ve …. Karar sayılı ilamında da işaret edildiği üzere bilirkişi raporları ile bağlı değildir.
Somut olayda, davacının dayanak ve önceki tarihli markaları “…” ortak ve asli unsurunu içermektedir. Söz konusu markaların, sunulan deliller ve mahkeme kararlarına göre ilgili sektörde belirli bir tanınmışlığa erişmiş olduğu anlaşıldığından değerlendirmenin SMK 6/5 maddesi de dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Davalının tescilli …numaralı markası ve fiili markasal kullanımları ise “….” unsurlarından oluşmaktadır. Söz konusu markaların arasında görsel ve işitsel anlamda benzerlik kısmi kalmakta, anlamsal açıdan ise herhangi bir benzerlik bulunmamaktadır. Davalı markasının bir bütün olarak bıraktığı izlenim, davacı markalarının algılanışından farklıdır ve mahkememizce değerlendirmeye alınması gereken unsurlar bazında kısmi benzerlikler değil, bütüncül anlamda, markaların hitap ettiği tüketici kitlesi nezdinde markaların birbirlerinden ayırt edilip edilemeyeceği, karıştırma ihtimalinin bulunup bulunmadığıdır. Unsurlar arasında bazen yalnızca birinin farklılığı dahi somut olayın özelliklerine göre markaları birbirlerinden farklılaştırmaya yeterli olabilir. Bu itibarla davacı markalarında bulunan “…” kelimesinin Türkçe’de bir karşılığı olmadığı gibi, ortalama tüketici kitlesi bakımından bilinirliği yüksek herhangi bir yabancı kelime de değildir. Ancak davalı markası sözlük anlamı ile “…” anlamına gelmekte ve Osmanlıca kökenli bu sözcüğü bilmeyen tüketici nezdinde bile “….” kelimesini çağrıştırmaktadır. Sonuç olarak davalı markası tüketici zihninde bambaşka bir anlam ifade etmekle karıştırma ihtimali barındırmamaktadır. Bu bağlamda, davacının, sektörel anlamda belirli bir tanınmışlığa erişmiş markalarını bilen bir tüketicinin, farklı şekilde okunan, görsel olarak farklılıklar içeren ve kavramsal olarak zihninde başka bir anlamı çağrıştıran davalı markası ile karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, davalının davacıya ait markanın tanınmışlığından haksız yarar sağlaması ya da onun ayırdedici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurmasının mümkün olmadığı, markaların birbirlerinden farklı algılandıkları hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Mahkememizde yapılan bütün bu tespitlerin yanı sıra; davalıya ait hükümsüzlük talebine konu markanın başvurusunun 01/09/2014 tarihinde yapıldığı, 13/12/2016 tarihinde tescil edildiği, davalının, raporla tespit olunan fiili markasal kullanımları içeren www…com.tr alan adının 02/09/2014’te tescil edildiği, söz konusu markasal kullanımların 2014 tarihinden bu yana devam ettiği hususları hep birlikte nazara alındığında SMK 25/6 ve TMK 2.maddeleri çerçevesinde davacı yanın uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığı, bu yönden de davanın reddinin gerektiği anlaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın, davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen hükümsüzlük davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır