Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/614 E. 2022/267 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/614 Esas
KARAR NO : 2022/267

DAVA : Markadan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti,
Men’i ve Maddi Tazminat
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i ve Maddi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…” markası ile 2017 yılından bu yana ürün satışı gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 08/06/2017 tarihinde marka tescil başvurusunda bulunduğu … kod numaralı “…” ibaresini 29 ve 35. Sınıflar bakımından tescil başvurusuna konu ettiğini, davalının, müvekkilinin “…” markasını izni olmaksızın kullandığını, http://www…com uzantılı alan adı olarak kullandığını, davalı yanın … numaralı markasını, müvekkili ile aynı sınıflarda tescil ettirdiğini, markalar arasında karıştırılma tehlikesi olduğunu ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini beyan ve iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın haksız eylem tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının kullandığı http://www…com sitesinin kapatılmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin …, …, … no ile tescilli olan markaların sahibi ve …. Sanayi Ticaret Ltd Şirketinin tek ortak ve yetkilisi olduğunu, davacı yanın dava şartlarını gerçekleştirmeksizin, dava takip yetkisinden yoksun bir şekilde davayı ikame ettiğini, davanın kötüniyetli olduğunu, davacı yanın hak sahibi olduğunu iddia ettiği markanın 3 sahibi olduğunu, ancak 3 hak sahibinin birlikte dava açabileceklerini, davalının markasının 29. sınıfta “…hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil)….” emtiaları bakımından tescilli olmadığını, keza markalar arasında benzerliğinde söz konusu olmadığını dolayısıyla marka hakkına tecavüzün söz konusu olmayacağını, acılı ayran ibaresinin herkesin kullanımına açık bir ibare olduğunu, davacının “….” şeklindeki marka tescil talebinin de bu şekilde reddedilmiş olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan dava konusu davacıya ait … tescil numaralı marka sicil kayıtları celp olunmuş, tetkikinde; marka sahiplerinin …, … ve … olduğu görülmüş, davalıya ait … tescil numaralı marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, maddi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti 06/10/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “TECAVÜZ AÇISINDAN; Davalının kullanımının, davacı markasıyla ayniyet teşkil eder şekilde ya da benzer olmadığı, işaretsel açıdan farklılığın mevcut olduğu, Davalının, markasını tescil ettirdiği şekilde kullandığı, Tescilli olduğundan farklı şekilde ve özellikle Davacı markası ile iltibas yaratacak ve Davacı markasına yaklaştırarak, yanaşma iradesi gösterecek biçimde kullanmadığı, taraf markalarının görsel olarak farklı oldukları ve ayrıştıkları, Davacı fiili kullanımının, markanın tescilli halinden farklı olduğu, Davacının, 29. Sınıf kapsamı içinde yer alan “Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil).” Emtiaları kapsamında SMK açısından tescilinin mevcut olmadığı, dolayısıyla SMK kapsamında bir tescil korumasının bu emtialar açısından söz konusu olamayacağı, Davalı kullanımının davacının tescil kapsamına giren MAL/HİZMET sınıfında olmadığı, Karıştırılma ihtimali ve buna bağlı olarak gerçekleşecek tecavüzün varlığı için kural olarak hem işaret benzerliği hem de sınıfsal benzerlik gerektiğinden, belirtilen nedenlerle SMK anlamında tecavüz şartlarının mevcut olmadığı, Davalının, markanın kapsadığı malın/hizmetin satışının teklifine yönelik kullanımının halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali doğurmayacağı, Tespit sonuç ve kanaatine ulaşılmış olup, İşbu tespitler uyarınca, davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince, davacının marka hakkına tecavüz oluşturup oluşturmayacağına dair nihai hukuki nitelendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, HAKSIZ REKABET AÇISINDAN; Davalının, davacının markası ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilediği bu sebeple, yukarıdaki tespitler ışığında, karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanım yönünden TTK m. 55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağına dair nihai hukuki nitelendirme ve takdirin Mahkemeye ait olduğu, TAZMİNAT AÇISINDAN: (Tecavüzün varlığına kanaat getirilmesi durumunda) Davalı tarafın, kuruluşundan itibaren, satış faturaları tek tek incelenerek, dava konusu … açıklamalı ürün satışlarının tespit edildiği, dava konusu markanın ilk olarak, 10.12.2020 tarihinde, 6911 no.lu faturada kullanıldığı, Davalı tarafın, dava konusu markaya ilk olarak kullandığı tespit edilen 10.12.2020 tarihinden, dava tarihine kadar olan süre dikkate alınarak, dava konusu marka kullanılarak elde ettiği Net Satış Hasılatı ve 2021 yılı mali tabloları üzerinden hesap edilen, Genel Giderler öncesi Faaliyet Karlılık Oranı ile markanın satışlara olan etkisi dikkate alınarak yapılan hesaba göre, davalı tarafın markasal kullanım nedeni ile elde ettiği muhtemel kazancın 4.924,00 TL.’ sı olarak hesap edildiği, Davacı tarafın, maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 25/10/2022 tarihli dilekçesi ile, … markasının, müvekkili adına tescillendiğini, söyleme şekli, marka unvanı, markanın kullanımının, davalı firmanın kullanmış olduğu söyleme şekli ve üründeki kullanımı bakımından aynı olduğunu, müvekkilinin markasının davalının firmanın ürünlerinde belirgin baskın olarak yer aldığını ve bu durumun müşteri nazarında firmalarına duyulan güveni zedeleyebilecek sonuçlara neden olduğunu, bu durumun soyut değerlendirmelerle nazara dahi alınmadığını, davalının markasının, müvekkilinin markası ile karıştırma tehlikesi yarattığını ve davalı yanın müvekkili markası üzerinde haksız kazanç elde etmesine sebep olduğunu, davalı markası ile müvekkili markası arasında gerek isim, gerekse iştigal alanı benzerlikleri bulunması nedeniyle tüketiciler açısından bir karışıklık söz konusu düşüncesinde olduklarını, bu yönden de bilirkişi raporunun açık, anlaşılır ve hüküm vermeye yeterli olmadığını, açıklanan nedenlerle hükme esas alınması mümkün olmayan, bilirkişi raporuna itirazlarının kabulü ile yeni bir bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor alınmasına karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise yer alan eksik ve hatalı değerlendirmenin giderilmesi için ek bilirkişi raporu alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalının, davacıya ait markadan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti, men’i ve maddi tazminat talebine yöneliktir.
Davacı markası “…” kelime unsurlarından müteşekkildir. Davalının fiili markasal kullanımları ise tescilli markaları ile uyumlu olup “….” unsurlarından oluşmaktadır. Davacı markası 29.sınıfta “hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil)” emtiaları bakımından tescil talebi SMK 5/1-b-c hükümleri kapsamında reddedilmiştir. Zira “….” ibaresi söz konusu emtia grubunda tasvir edici, tanımlayıcı niteliktedir. Söz konusu maddenin amacı, ilgili sektörde faaliyette bulunan herkes tarafından kullanılan ve tek başına bir kişiye özgülenemeyecek işaretler bakımından piyasa rakiplerinin aleyhine ve söz konusu rakiplerin ürünlerini pazarlamakta kullandıkları yahut kullanabilecekleri ifadelerin tekelleştirilmesi suretiyle serbest rekabet ortamının hukuka aykırı bir şekilde sınırlandırılmasının önüne geçmektir. Somut olayda davacı markası ile davalının fiili markasal kullanımlarında ortak unsur “…” ibaresidir. Davalı, söz konusu markayı 29.sınıfta “süt ürünleri” emtiasında kullanmaktadır. İlgili emtia bakımından sektörde herkesin kullanımına açık bırakılması gereken ibarenin tecavüz teşkil etmeyeceği, aksi halin kabulünün davacı lehine haksız bir tekel hakkı doğuracağı hukuki kanaatiyle davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın, davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti davasının reddi nedeniyle 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre, maddi tazminat davasının reddi nedeniyle 1.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸