Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/612 E. 2023/48 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/612 Esas
KARAR NO : 2023/48

DAVA : Haksız Rekabetin Tespiti
DAVA TARİHİ : 30/11/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Haksız Rekabetin Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilin, kurye aracılığıyla perakende ürün satışı gerçekleştiren bir teknoloji platformu hizmeti sunduğunu, müvekkil, zamanla yarışan müşterilerine bir kolaylık sağlamak adına dakikalar içerisinde ihtiyaçlarını kapıya getirmeyi vaat ettiğini, bu hizmet kapsamında …, meyve-sebze ve diğer yiyecek/içecek ürünlerinden teknoloji ürünlerine, kişisel bakım ürünlerinden temizlik malzemelerine, ev aletlerinden evcil hayvan besinlerine, bebek bezi ve bakım ürünlerinden bebek yiyeceklerine ve giyim/aksesuarlardan oyun ve oyuncaklara kadar pek çok çeşitli ürünü müşterilerinin bulunduğu noktaya 7/24 getirme hizmetini dünyada bir ilk olarak gerçekleştirdiğini, davalı tarafından; https://….com/ ibareli internet sitesinde, Müvekkil’e ait tescilli “…” ve “…” esas unsurlu markaların kötüleştirilerek kullanıldığı ve Müvekkil’in markaları hakkında itibar kaybına sebebiyet verecek şekilde gerçek dışı ve hukuka aykırı içeriklere yer verildiği tespit edildiğini, davalı’ ‘ya ait internet sıtesınde. müvekkil’e ait tescilli ve tanınmış “…” markaları geçen haksız kullanımlar aynı zamanda müvekkilin marka haklarına tecavüze sebebiyet vermekte ve haksız rekabete de yol açtığını, bu nedenlerle davalı’nın eylemlerinin SMK anlamında MARKA hakkına tecavüz ile ttk anlamında haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesi (men’ine) ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının “…” ibareli kullanımların yasaklanmasına, davalı’ya ait; -https://…com/ ibareli internet sitesine ve https://www… ibareli …. linkine erişimin engellenmesine, müvekkilin marka haklarına tecavüz eden, müvekkil’e ait markaların ve ticari kullanımların ayırt edilemeyecek derecede benzer kullanımlarını ihtiva edecek şekilde hazırlanmış basılı malzemeler, tabela, bayrak, broşür, poster ve sair tanıtım malzemeleri ve araçları ile her türlü materyalinin kullanımının yasaklanmasına ve durdurulmasına, her türlü masraf ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent Kurumu’ndan davacıya ait davacıya ait … ve … tescil nolu markanın sicil kayıtları celp olunmuştur.
Bakırköy .. FSHM’nin … D.İş sayılı dosya aslı celp olunmuştur.
Somut olayda davaya konu iddiaların dayanağının başkalarına ait iş ürünlerini, faaliyetlerini gereksiz yere kötüleyici eylemlerde bulunmak fiili olduğu ve TTK 55/5 ve 59. md. Kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bunun yanında marka hakkına tecavüz sayılması gereken hallerin 6769 sy. SMK’nun 29.md’sinde düzenlendiği, söz konusu düzenlemeye göre başkasına ait iş ürünü hizmet kötülemek yahut yanlış-yanıltıcı haberler ile ticari itibarını zedeleyerek zarar vermek şeklindeki hareketlerin marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, münhasıran haksız rekabet olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Zira “Böyle bir eylem her ne kadar Borçlar Hukuku anlamında bir haksız fiil veya TTK anlamında bir haksız rekabet olarak kabul edilse de, bu tür kullanımlar, marka hukuku anlamında “markasal kullanım” olarak kabul edilmediğinden, kanaatimizce bu gibi kullanımlar nedeniyle marka hakkına tecavüzden söz edilmesi doğru değildir.”(Uğur Çolak Türk Marka Hukuku s.591)
Yargıtay ve istinaf uygulamalarında da benzer tespitlere yer verilmiştir.
“6769 sayılı SMK’nda her ne kadar manevi tazminat ve itibar tazminatı adı altında iki ayrı tazminat talebi yer almakta ise de, bu hükümler, “markasal kullanım” ile ilgili hükümlerdir. Oysa markasal kullanım niteliğinde olmamakla birlikte, markanın imajını zedeleyen, ifade özgürlüğünü aşacak biçimde, marka sahibini inciten, küçük düşüren, hatta hakaret boyutuna varabilen gerçeğe aykırı bazı söz ve davranışların da, 6102 sayılı yeni TTK’nun 55/1-a-5 md. anlamında haksız rekabet oluşturması mümkündür. Zira bu madde hükmü gereğince, “bir işletmenin kendisinin, mallarının, iş ürünlerinin, faaliyetlerinin ,gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiye benzer yollardan öne geçirilmesi” eylemleri, birer haksız rekabet hali olarak kabul edilmiştir.
Bu türden bir eylemin haksız rekabet olarak görülebilmesi için eylemin bir tacir tarafından yapılması da şart değildir. Bir tüketicinin dahi bu biçimdeki bir eylemi haksız rekabet olarak kabul edilebilir. Eylemin bir rakip tarafından yapılması da şart değildir. 2010 Yüksek Mahkeme önüne gelen bir olayda, … marka otomobil sahibi bir kimsenin, servis tarafından kendisinden istenen yüksek ücret nedeniyle, bu markayı taşıyan aracının üzerine “…”, “…” yazarak, bu firmaya ait yetkili servis önünde ve ayrıca marka sahibi firmanın genel merkezinin bulunduğu bina önünde basına da haber vererek eylem yapması biçimindeki eyleminin “haksız eylem niteliğinde olduğu, TTK ve BK kapsamında tüzel kişilerin mesleki, ticari kişiliklerinin zedelenmesinden dolayı tazminat talep edilebileceği” sonucuna varılmıştır.
“Dava, TTK 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı, davalının … sayfasında kendi hizmeti ile davacı hizmetini kıyaslayarak, davacı hizmetini kötülediğini, … sosyal medya paylaşımları ile yayınlanan reklamların haksız rekabete sebep olduğunu iddia etmiştir. Davada 556 sayılı KHK kapsamında kalan bir hukuki koruma talebi bulunmadığından, fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görev alanına giren bir dava olmayıp TTK. 4 ve 5. maddeleri uyarınca ticaret mahkemesi görevli olduğundan, mahkemece, fikri sınai haklar hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir.”(Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2017 tarih, … E., … K)
“…
İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalılardan ….in sosyal medya hesabı … kullanıcı adresinden, “Dikkat bu hikayede ürün yerleştirme bulunmaktadır” başlığı ile yayınladığı hikayesinde, davalılardan …’nın sosyal medya … kullanıcı adresi olan ..’yı etiketlemek suretiyle …Sanayi A.Ş’nin marka sahibi olduğu “….” markalı ….(Takviye Edici Gıda) ürünü ile müvekkili şirketin marka sahibi olduğu “…” markalı ilacı karşılaştırarak “…” markalı ilacın yanına “Sporcu arkadaşlarım çoğunuz bunu içiyorsunuz ama hiçbir faydası yok”, “….” şeklinde paylaşımda bulunarak marka hakkına tecavüzde bulunulduğu iddiasıyla marka hakkına tecavüzün tespiti ile men’ine, maddi, manevi ve itibar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesi talep eedilmiştir.
Marka hakkına tecavüz iddiasıyla ilgili olarak açılan hukuk davalarında bazı durumlarda eylem marka hakkına tecavüz kabul edilmemekle birlikte TTK’nun 54.vd. maddelerine göre haksız rekabet olarak kabul edilebilmektedir. Bu gibi hallerde marka hakkı sahibinin genel hükümlere göre talepte bulunma hakkı bulunmaktadır.
…”(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 24/03/2022 T., 2022/270 E., 2022/478 K.)
Yukarıda yer alan açıklamalar ışığında mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-1-Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli ve yetkili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2-6100 sayılı HMK’nun 20.maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi takdirde mhakememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
3-HMK’nun 20bmaddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderinin değerlendirilerek HMK’nun 331/2 maddesince bir karar verileceğinin ihtarına,
5-Harç, masraf ve vekalet ücretinin HMK’nun 323/1-ğ ve 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemesince değerlendirilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.16/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır