Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/574 E. 2022/297 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/574
KARAR NO : 2022/297

DAVA : Kullanılmama Nedeniyle İptal
DAVA TARİHİ : 13/10/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Kullanılmama Nedeniyle İptal davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı yana ait, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … “…. Gayrimenkul İnşaat” ibareli marka ( 36. 37. Sınıfta ) 21.01.2015 tarihinde tescile hak kazandığını, İstanbul Ticaret Odası kayıtları incelendiğinde ise davalı …a ait ” …” ticaret ünvanına sahip Kuyumculuk alanında faaliyet gösteren firma bilgisine de ulaşıldığını, müvekkilinin ise Türk Patent ve Marka Kurumuna … başvuru numarası ile “…. ” markası ile ilgili olarak başvuruda bulunduğunu ve yapılan başvuruya yayın sırasında … tarafından SMK md 6/1 uyarınca itiraz edildiğini, 6769 Sayılı Kanunu md. 26/5 ile md 9 uyarınca markanın tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmaması ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilmesi durumunda markanın iptaline karar verileceği hükmünün yer aldığını, müvekkilinin bu davayı açmakta haklı menfaati bulunduğunu, zira 2019 yılından bu yana aktif şekilde …. markasını 36. Sınıf 3. Paragrafta bulunan Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresel hizmetler bakımından aktif olarak kullandığını, işbu nedenle de davalı yana ait 2014/0637 tescil numarası haiz markanın 36. Sınıf 3. Paragrafta bulunan Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresel hizmetler bakımından Kanunun md. 26/5 ile md. 9 uyarınca iptali gerektiğini belirterek, davalı yana ait tescilli markanın 36. Sınıf 3. Paragrafta yer alan Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresel hizmetler bakımından 6769 Sayılı Kanunun 26/5 ve 9. Md uyarınca kısmen iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, SMK 26/5’in açıkça “İptal hâlleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece 0 mal veya hizmet yönünden kısmi iptale karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde iptal kararı verilemez.” şeklinde hüküm getirdiğini, SMK 9/1’in açıkça “Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde haklı bir sebep olmadan tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından marka sahibi tarafından Türkiye’de ciddi biçimde kullanılmayan ya da kullanımına beş yıl kesintisiz ara verilen markanın iptaline karar verilir.” şeklinde hüküm getirdiğini, SMK 26 kapsamında gösterilen, markanın kesintisiz olarak beş yıl kullanılmaması hali söz konusu olduğunda iptal talebinin ileri sürülebileceği süre bakımından dolaylı olarak bir süre ortaya çıktığını, yasal düzenlemede markanın kullanılmaması nedeniyle iptal edilebilmesi için 5 yıllık kesintisiz bir kullanmama hali arandığından iptal talebinin ileri sürülebilmesi için markanın tescilinden itibaren 5 yıllık sürenin geçmiş olması gerektiğini, tescilden itibaren 5 yıllık süre geçmiş olmasının, iptal talebinde dava şartı teşkil ettiğini, markanın tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süre ile kullanılmaması veya kullanımına 5 yıllık süre ile ara verilmesi halinde iptalinin talep olunabileceğinin Yargıtay kararlarında belirtildiğini, ancak SMK. 10.01.2017 yılında resmi gazetede yayınlanmış olmasına rağmen, müvekkilinin markasının ise 2014 yılında yani 556 sayılı KHK yürürlükte iken tescil edildiğini, Mülga 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesinde yer alan “Markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde, haklı bir neden olmadan kullanılmaması veya beş yıllık süre içinde kesintisiz ara verilmesi halinde” iptal edileceği hükmünün, Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarih, 2016/148 E.-2016/189 K. Sayılı kararı ile iptal edildiğini, tescilli markanın kullanım zorunluluğunu Anayasa Mahkemesi’nin kararı 06.01.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlükten kalkmışken, 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Sınai Mülkiyet Kanunu ile bu zorunluluğun tekrar yürürlüğe girdiğini, SMK’da markanın kullanılmasına ilişkin hükmün uygulanmaya başlayacağı tarihe ilişkin SMK’nın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıllık sürenin geçmesiyle ileri sürülebileceğini, dolayısıyla bu görüşe göre 17 Ocak 2022’den sonra kullanmama nedeniyle marka iptali davaları mümkün olabileceğini, SMK ile getirilen “Kullanmamaya Dayalı İptal” müessesesi kanun yürürlüğe girdiği tarihte hukuk düzenimizde yer almadığından ve Anayasa Mahkemesi kararı ile tüm sonuçları ile daha önce ortadan kalkmış olduğundan, 5 yıllık kullanmama süresinin de yeniden başlayacağını, bu Kanunla ilk defa getirilen kullanma külfetine bağlanan sonuç ancak Kanunun yürürlüğe girmesinden 5 yıl sonra ortaya çıkabileceğini, dolayısıyla 10.01.2022 tarihinden önce açılacak bu tür davaların mevsimsiz dava olmaları sebebiyle reddi gerektiğini, aynı şekilde markanın kullanılmamasına bağlı diğer sonuçların da ancak 10.01.2022 tarihinden sonra etkisini göstereceğini belirterek, davacının haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına kayıtlı marka tescil belgeleri celp olunmuştur.
Dosya, davalıya ait … tescil numaralı markanın tescilli olduğu 36.sınıftaki gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresel hizmetler yönünden kısmi kullanılmama nedeniyle iptal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 05/07/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “Davalı tarafın dava konusu 2014 06373 tescil numaralı ve “….” ibareli markayı, 36. Sınıfın 3. Bendinde yer alan “Gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri” bakımından kullanmadığı, kullanmamasına neden olacak haklı bir sebebin bulunmadığının tespit edildiği ve kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluştuğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 03/10/2022 tarihli dilekçesi ile, ekte sundukları 13/09/2022 tarihli devir evrakı dikkate alındığında dava konusu markanın artık müvekkiline ait olmadığını ve devralan … isimli şahsa ait olduğunu, kurum nezdinde herhangi bir kısıtlama mevcut olmadığından bu hususta mülkiyet hakkından verdiği hak ve yetkilere dayanarak söz konusu markanın müvekkili tarafından devredildiğini, müvekkilinin devir işlemi ile işbu davada davalı sıfatının sona erdiğini, bu nedenle yeni marka sahibinin işbu davaya davalı olarak kaydedilmesini ve taraflarına ait işbu dosyadaki uyap kaydının silinmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 07/10/2022 tarihli dilekçesi ile, dava konusu markanın huzurdaki dava esnasında davalı yan … tarafından …’na devredildiğini, bu nedenle …’nun davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Dahili davalı … vekili 20/12/2022 tarihli dilekçesi ile, her ne kadar davanın geldiği aşama itibarıyla bilirkişi raporuna itiraz imkanı olmamakla birlikte mevcut bilirkişi raporu üzerine hüküm kurulmasının mümkün olmayan bir rapor olduğunu, istinaf incelemesi neticesi kaldırılması gerekmeyen bir karar için yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor tanzimi gerektiğini, davalı tarafın cevap dilekçesinde ileri sürdüğü iptale konu kullanım hesabındaki 5 yıllık sürenin başlangıç tarihinin hesaplanmasında dikkate alınacak tarihler konusunda herhangi bir değerlendirme yapmadıklarını, hatta bu konuda bir görüşte dahi bulunmadıklarını, dava konusu kullanıma ilişkin 5 yıllık süre başlangıcının ancak ve sadece kanunun yürürlüğe girdiği tarih olan SMK’nın TBMM tarafından kabul tarihinin ise 22/12/2016 ve Resmi Gazetede yayın tarihini 10/01/2017 tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin uygulanması gerektiğini, müvekkilinin markanın uzun yıllardır tescilli bir marka olmasına güvenerek sicil kayıtlarına itibar etmek suretiyle dava konusu markayı devraldığını, müvekkilinin iyinyietli olduğunu, zararının oldukça yüksek olduğunu, açıklanan nedenlerle dosyanın yeni bilirkişi heyetine tevdi ile yeni rapor tanzim edilmesine, davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı … tarafından yargılama esnasında dahili davalı …’na devredilen, 2014/06373 tescil numaralı markanın 36.sınıftaki “gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresel hizmetler” yönünden kısmen iptali talebine yöneliktir.
Dava konusu olan markanın yargılama sırasında devri dolayısıyla, davacı yan HMK 125,madde kapsamında devralan …’na yöneltmiş, davalı …’ın ise HMK 125/1-a-son cümle gereği yargılama giderleri sorumluluğuna karar vermek gerekmiştir.
SMK’nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK’nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
İptali istenen markaların kullanımının söz konusu markaların tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi icap etmektedir. Bu kullanımın markaların tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı kullandığını ispat yükü davalıdadır. Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Davalı kullanıma ilişkin kanıtları açık ve anlaşılabilir şekilde mahkemeye sunacaktır. Yoksa mahkeme veya davacı markanın kullanılmadığını ispatlamayacaktır. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Somut olayda ispat yükü kendisine düşen davalının, iptal talebine konu hizmetler yönünden kullanıma ilişkin herhangi bir delil sunmadığı, bu itibarla kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
-…. tescil numaralı markanın 36.sınıftaki “gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresel hizmetler” yönünden KISMEN İPTALİ İLE, karar kesinleştiğinde söz konusu hizmetler yönünden SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın, davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 127,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.245,60 TL yargılama giderinin, davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili, davalı vekili, dahili davalı vekili ve dahili davalının yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸