Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/569 E. 2022/178 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/569 Esas
KARAR NO : 2022/178

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti Men ve Ref’i
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 28/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti Men ve Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin 3 Ocak 1976 tarihinde kurulduğunu, davacının … kod numaralı tanınmış markası olduğunu, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde davalının, davacıya ait bluetooth kulaklık cinsi 12.000 adet sahte ürünü taşıdığı, şikayet üzerine söz konusu ürünlere el konulduğunu, söz konusu ürünlerin incelenmek üzere bilirkişiye tevdii edildiğini, ancak davacıdan orijinal ürün temin edilmeksizin inceleme yapıldığını ve ürünlerin sahte olmadığı sonucuna ulaşıldığını, İstanbul …. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında aynı ürünler bakımından sahte olduklarına kanaat getirdiğini, davalı hakkında takipsizlik kararı verildiğinden el konulan ürünlerin davalıya iadesini önünün açıldığı, davalının, davacıya ait marka hakkına tecavüz ettiği ve markaların ününden haksız şekilde yararlandığını, davalı tarafından Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nde işlem gören ürünlerin müvekkilinin …. sayı ile TPMK nezdinde tescilli markasını kopyalamak suretiyle üretilmiş ürünler olduğunu, açıklanan nedenlerle, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet durumunun tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, bu cümleden olmak üzere, müvekkilinin markalarına iltibas yaratan tüm kullanımların önlenmesine, el konulan ve konulacak ürünlerin, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıtlar, faturalar, kartvizitler ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı tarafın iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olup taleplerin kabul edilmesi halinde davacı şirkete bluetooh kulaklık cinsi ürünlerde davacının tekel hakkı sahibi olmasına yol açacağını, davacının taklit ürünü olduğunu iddia ettiği ürünlerin; davalı şirkete ait …. tescil numaralı “…” markasının yer aldığı ürünler olduğunu, davacının dayanak yaptığı kanun hükümleri ve haksız rekabet hukukuna göre, özellikle dava konusu ürünler bakımından haksız rekabetten söz edilebilmesi için; tescilli marka ile aynı veya benzer bir ürünün bulunması ve bu ürünün tescilli marka ile ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan işaretlerin kullanılması gerektiğini, davacıya ait ürünler ile davalıya ait dava konusu ürünlerin tek ortak özelliğinin ikisinin de “bluetooth kulaklık” cinsi ürün olması olduğunu, bluetooth kulaklıkların, kullanım kolaylığı sunan ve nitelikleri, kullanım amaçları gereği çok farklı şekillerde üretilemediğini, davalı şirketin, ürünlerinde davacının ürünlerini anımsatacak amblem, işaret veya yazı kullanmadığını, davalının ürünlerinin davacıya ait olduğunu anımsatacak şekilde veya herhangi bir surette davacının bilgilerine yer vermediğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı şirkete ait ürünler hakkında Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı …. sayılı soruşturma dosyası kapsamına rapor düzenleyen bilirkişinin, aynı ürünler hakkında daha önce İstanbul … Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden vermiş olduğu raporda; tecavüz koşullarının oluştuğu hususunun tespit edildiği iddiasının yerinde olmadığını, işbu davaya konu ürünlerin İstanbul … FSHCM’nin … esas sayılı dosyası üzerinden incelenilen ürünler ile aynı olmadığını, işbu davaya konu ürünlerin ise Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nce el konulan ürünler olduğu, dava konusu uyuşmazlıkta davalı şirket “….” markasını kullanmakta olup, “….” markasını anımsatacak herhangi bir işaret veya şekil kullanmamakta, ürünlerinde ayırt edici ve özellikle davacı şirkete ait ürünler ile farklılığının anlaşılacağını, davacının sahtelik iddiasında bulunduğu davalı şirkete ait bluetooth kulaklıklar ile davacı şirkete ait bluetooth kulaklıklar arasında, bütün bluetooth kulaklar arasında olduğu gibi yalnızca kulaklığın niteliği ve kullanım amaç ve şekli gereği zorunlu şekilsel benzerliklere sahip olduğunu, bu özelliklerin bluetooth kulaklığın doğası gereği olmasından kaynaklı olarak kimsenin tekeline verilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …soruşturma sayılı dosyası uyap üzerinden celp olunmuştur.
Davacı vekilinin tespit talebi üzerine Büyükçekmece Adli Emanet Bürosu’ndan ve Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nden birer ürün numunesinin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler 30/12/2021 tarihli raporlarında; “… nolu markanın kulaklık dahil olmak üzere 09. Sınıfta davacı adına tescilli olduğu, Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce, davalı şirket adına işlem gören 10/03/2021 tarihli muayene neticesinde 12.000 adet … bluetooth kulaklık … cinsi ürünün gümrük işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği, Davacı adına tescilli ve kullanılmakta olan ürün şekil markası ile davalıya ait olduğu belirtilen ürün şekillerinin görsel olarak ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, Davacının ürün şekil markasının görsel olarak ayırt edilemeyecek kadar benzerinin davalıya ait olduğu belirtilen ürünlerde kullanılmasının SMK kapsamında tescilli marka sahibinin tescilinden doğan hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilebileceği” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.
Davalı vekili 18/01/2022 tarihli dilekçesi ile, raporun hükme esas alınmaya elverişli olmadığını, yalnızca tescilden doğan hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilebileceği şeklinde kanaat edildiğini, tecavüz oluşturup oluşturmayacağının bilimsel olarak ortaya konmadığını, raporun bilimsel tartışmalara girilmeden ve genel nitelikte düzenlendiğini, mahkeme yerine geçilerek hukuki değerlendirmede bulunularak dosyanın bilirkişiye verilme amacının yerine getirilmediğini, bilirkişi heyetince, taraflarınca sunulan ve dava konusu kulaklıklara benzer şekiller ihtiva eden onlarca örnek kulaklığın değerlendirmeye alınmadığını ve neden değerlendirmeye alınmadığının raporda çelişmeli yargılama ilkesine aykırı şekilde tartışılmadığını, ayırt edicilikte belirleyici olan ölçünün ortalama tüketici ölçüsü olduğunu, bu duruma rağmen bilirkişice ortalama tüketicinin dava konusu ürünler hakkındaki algısının tartışılmadığını, müvekkilinin ürünlerini, tümüyle kendine ait tescil edilmiş olan “….” markası ile ithal ettiğini, gerek perakende mağaza satışlarında, gerekse online satışlarda ürünün …. markası ile satıldığını, davacı ve davalı ürünlerinin hitap ettiği tüketici/kullanıcının tümüyle farklı olduğunu, el konulan ürünleri ile şekil marka arasında bütünsel olarak ele alındığında ortalama bir tüketicinin ürünlerin birbirinin aynısı yahut benzeri olarak ürünler arası iltibasın kanaatlerince mümkün olmadığını, bilirkişi raporu hükme esas alınırsa davacı şirkete tüm telefon ürünleri bakımından tekel hakkının mahkeme kararı ile tanınmış olacağını, açıklanan nedenlerle raporun hükme esas alınmamasını, itirazları doğrultusunda dosyanın resen seçilecek yeni bir bilirkişi heyetine verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin dosyaya sunduğu ve Prof. Dr. … tarafından tanzim edilen Hukuki Mütaalada özetle; “Malların biçiminin marka olarak korunmasının mümkün olduğu ve hatta günümüz iktisadi hayatının getirdiği bir gereklilik olduğu, fakat malların biçiminin marka olarak korunması, başta tasarım hakkı olmak üzere sınırlı korumaya sahip hakların sağladığı korumanın esnetilmesine de kılıf olmaması gerektiği, mutlak bir ret sebebi olarak öngörülen SMK 5/1-(e) hükmünün amacının da bu çatışmayı izale etmek olduğu, …. tescil numaralı markanın Davacı … adına tescilli bir marka olduğu, dolayısıyla tescilli bir markaya SMK nazarında sağlanan korumaya göre hareket edilmesinin gerektiği, …. tescil numaralı markanın, şekil marka olarak tescilinde de bir engel olmadığı kanaatine varıldığı, zira ilgili şekil tescile konu malların doğal yapısını aşan nitelikte olduğu gibi mala asli değerini (ekonomik veya estetik) veren bir şekil olmaktan uzak olduğu, ayrıca ilgili işaretin teknik bir sonuca ulaşılması için zorunlu olan bir şekli münhasıran içermemekte olduğu, Markanın … tescil numaralı kaydına göre, marka şekil markası olarak tescil edilmiş olduğu, marka görseli incelendiğinde de, bu markanın açıkça biçim markası olarak tescil edildiğinin anlaşılmakta olduğu, dolayısıyla Sayın Bilirkişi tarafından yapılan ve … tescil numaraları markanın logo vasfında olduğu ve giderek tasarım üzerinde koruma sağlamayacağı tespitinin hatalı olduğu, Mezkûr markanın, malların biçimine ilişkin bir marka olduğu ve hâliyle malların biçimi (tasarımı) üzerinde marka hukukunun / SMK’nın çizdiği sınırlar dahilinde koruma sağlamakta olduğu, Ele geçirilen ürünlerde, ürünlerin sahibinin kendi adına tescilli markasını (da) kullanıyor olmasının, marka hakkına tecavüz olabileceği gerçeğini değiştirmeyeceği, önemli olanın, söz konusu ürünlerin başkasına ait marka hakkının sınırlarına girip girmediği olduğu, Davacı adına tescilli marka bir biçim markası olduğundan bu markanın ilgili malların üzerinde kullanılmasının söz konusu olmayacağı, bu markanın bizatihi ilgili malların biçimine ilişkin olduğu, Ele geçirilen ürünlerin üzerinde Davacı’ya ait markaların bulunmadığı tespitinin geleneksel markalar düşünülerek yapılmış eksik bir tespit olduğu, bu tespitin, – somut olay özelinde – bir biçim markasının göz ardı edilmesi neticesini doğurmuş ve giderek geleneksel olmayan markaların varlığını göz ardı etmiş olduğu, Ele geçirilen ürünlerin, Davacı adına tescilli biçim markası ile benzer olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu kanaatinin kendilerinde mevcut olduğu, Ele geçirilen ürünler de -tescile konu görseller ile aynı açıdan incelendiğinde- aşağıdan yukarıya doğru dik bir silindir şeklinde çıkan yapıyı takiben sola doğru eğilen ve ortasında genişleyip ucunda daralan bir yapıya sahip olduğu, yine Davacı adına tescilli markada olduğu gibi, sola doğru eğilen yapının, silindir yapının çizgisinden ayrılıp içeriye doğru çıkıntı yaptığının görülmekte olduğu, ürünler üzerindeki siyah kısımların dahi ilgili malın belirli bölgelerinde olduğu, malların biçimi üzerinde yapılan değerlendirme itibarıyla ele geçirilen ürünlerin Davacı adına tescilli şeklindeki biçim markası ile yüksek derecede görsel benzerlik taşıdığı sonucuna varılmış olduğu, Ele geçirilen ürünlere ilişkin görsellerde Davalı adına tescilli “…” ibaresine rastlanmamış olduğu; yalnızca ürün kutularında bu ibarenin var olduğu, dolayısıyla bu hâlde karıştırılma ihtimalinin ortadan kalkmasnın söz konusu olmadığı, Sonuç olarak, ele geçirilen ürünlerin Davacı adına tescilli biçim markası ile yüksek derecede görsel benzerlik taşıdığı, yine bu ürünler üzerinde “….” ibaresi mevcut olsaydı dahi bu hususun ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimalini bertaraf edemeyeceği ve ürünlerin Davacı adına tescilli markanın kapsadığı mallardan olduğu gözetildiğinde Davacının marka hakkına tecavüzün mevcut olduğu” hususlarının rapor edildiği görülmüştür.
Dosya, davalının, davacıya ait … tescil numaralı markadan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa sonuçlarının nasıl ortadan kaldırılacağı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 09/05/2022 tarihli raporlarında; “Davacı yana ait … kod numaralı ¸ görseline haiz, … markası, üç boyutlu bir şekil markası olup, malın işlevinin zorunlu kıldığı kulak içi kısmının kulak formuna uygun olacak şekilde olması dışında kalan kısmı teknik zorunluluğun gerektirmediği ve doğal olan biçimini aşacak şekilde olduğundan tescili hukuka uygun olmakla birlikte, Ambarlı Gümrük Müdürlüğünce de … sayılı Transit Refakat Belgesi eki 21.01.2021 tarih ve … sayılı faturada belirtilen 120 kap brüt 1686 kg 12000 adet … bluetooth kulaklık … cinsi eşyalar ile de tespit edildiği üzere Davalı yan tarafından yapılan kullanımların Davacının … kod numaralı tescilli markasınan kaynaklanan marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, Davacı markası ile Davalı kullanımları karşılaştırıldığı üzere, söz konusu benzerliğin ayırt edilemeyecek derecede olması ve söz konusu karşı karşıya kalacak olan tüketicinin yanılma ihtimalinin bulunduğu ve bu gerekçeler ile haksız rekabetin varlığından bahsedilebileceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davaya konu markaların hitap ettiği tüketici kitlesinin dikkat ve ürün satın alırken harcadığı ortalama süreye yönelik ve davalı ürünlerinde yer alan kendisine ait markasının ürüne ayırt edicilik kattığı iddialarına yönelik bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiler 05/08/2022 tarihli ek raporlarında; “ihtilaf konusu ürünlerin tüketici kitlesinin doğrudan “ortalama tüketici” olduğu, ürünün muhteviyatı gereği tüketicinin “ortalama dikkat düzeyinin üzerinde herhangi bir çaba sarf etmeyeceği”, bu çerçevede yapılacak olan incelemelerin ortalama tüketici algısı üzerinde devam ettiği, davalı yanın markasal kullanımlarına ayırt edicilik kazandırdığı yönündeki savunmalarına konu ettiği …. şeklindeki kullanımın ürünün dış kutusunda olmadığı gibi, ürünün içerisinde yer alan iç kılıfta ve ürünün doğrudan arka kısmında … ibaresi ile birlikte üründe yer aldığı, davalı yana ait ürünü marka algısı ile tercih edecek olan nihai tüketicinin ¸ şeklindeki kutuyu göreceği, davacı yana ait tanınmış …. markası ile ilişkilendirebileceği … şeklindeki davalı kullanımının ve davacı yana ait … kod numaralı ¸marka ile ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği, ortalama tüketicinin iltibasa düşebileceği, ürünün içeriszinde yer alan ¸ ve ¸ şeklindeki … şeklindeki kullanımların ilgili iltibas riskini ortadan kaldırmaya yeterli olmayacağı, kök rapordaki görüşleri değiştirmelerini gerektirir herhangi bir durum olmadığı” hususlarını bildirdikleri görülmüştür.
Davalı vekili 17/08/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda ortalama tüketici tarafından ürünlerin karşılaştırılacağı değerlendirmesinin gerekçelendirilmediğini, yalnızca değerlendirme sunulduğunu, bu haliyle düzenlenen raporun denetime elverişli bir rapor olmaktan uzak kaldığını, dava konusu iki ürün bakımından özellikle hitap ettikleri tüketici kitlesi, satın alma sürecinde gösterilmesi beklenen dikkat ve özen, hizmet niteliği ve özellikle fiyatı, seri marka algılaması hususlarında inceleme yapılmadığını, davalıya ait dava konusu ürünler ve başka firmalarca ithal edilen muadilleri gerek müvekkili tarafından, gerekse başka firmalarca 2019 yılından beri Türkiye piyasasına ithal edilerek arz edildiğini, davalı müvekkili şirketin ürünlerini piyasaya sunma tarihinde davacı tarafça bluetooth kulaklığa dair tasarım marka tescili dahi bulunmadığını, itirazları doğrultusunda dosyanın resen seçilecek yeni bir bilirkişi heyetine verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının, davacıya ait …. tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetin tespiti, men ve ref’i talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/2-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Mal veya ambalajın biçiminin marka olarak tescili kural olarak hukukumuzda mümkündür. Söz konusu şekil, aynı anda tasarım ve marka korumasından da yararlanabilir.
Somut olayda, davacının kulaklık ürün şeklini marka olarak tescil ettirdiği, davalıya ait ürünlerin ise, tescil olunan bu şekil markası ile yüksek düzeyde benzerlik içerdiği, kulaklık ürününün davaya konu şekil dışında üretebileceği çok farklı modellerin de piyasada yer aldığı ve bu modellerden bazılarının görsellerine 30/12/2021 havale tarihi raporun yedi ve sekizinci sayfasında yer verildiği, bu itibarla herhangi bir zorunluluk bulunmamasına rağmen, davalının, davacıya ait ve piyasa bilinirliği yüksek şekil markasına benzer formda ürün satışını tercih ettiği ve marka hakkına tecavüzün yasal koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Davalı yanın kendisine ait “…” kelime markasını ise yalnızca kulaklık ürününün içerisinde yer alan iç kılıfta kullandığı, satışa sunulan kutunun üzerinde davacı şekil markasının yüksek oranda benzerinin yer almasına rağmen “…” ibaresinin bulunmadığı, bu itibarla ilgili kullanımın ürüne ayırdedicilik katmadığı ve tecavüzü ortadan kaldırmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacının haksız rekabete ilişkin iddiaları yönünden ise Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2022 tarih, 2019/5189 esas ve 2022/1852 karar sayılı içtihadı nazara alınarak TTK’nun 55/1-a-4 bendinin somut olayda uygulama yeri olmayacağı, özel kanun olan SMK’nun uygulanması ve özel kanun hükümlerinin korumasının yeterli olduğu kanaatiyle haksız rekabetten kaynaklanan davanın da reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;
-Davalının, davacıya ait …. tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile bu tecavüzün men ve ref’ine, bu kapsamda davalıya ait tecavüz oluşturan ve 10/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda görsellerine yer verilen ürünler ile bu ürünlerin tanıtımında kullanılan her türlü reklam vasıtası ile basılı evraka el konularak hüküm kesinleştiğinde imhasına,
-Hüküm özetinin masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
-Davacının haksız rekabet davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen haksız rekabetin tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 7.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 250,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 7.750,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 3.875,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 118,60 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan 408,70 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranında hesaplanan 204,35 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/09/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸