Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/564 E. 2022/153 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/564 Esas
KARAR NO : 2022/153

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … ve … ibareli markaları ile nihai tüketici nezdinde bilinir olduğunu, müvekkiline ait markaların tanınmış olduğunu, davalı yanın müvekkili olan firmaya ait markalar ile benzer mahiyette çok sayıda başvuru yaptığı, bu başvurulardan bir kısmının reddedildiğini, davalı yan tarafından müvekkili olan firmaya ait markalardan istifade etmek gayesi ile başvurular gerçekleştirildiğini, davalının, davacıya ait markanın bilinirliğinden yararlanmak için dava konusu markayı kötü niyetli olarak tescil ettirdiğini, bu çerçevede davalı yan adına tescil edilmiş olan … tescil numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinin, davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davaya cevap vermediği anlaşılmakla davanın reddini istediği kabul edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalıya ait marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalıya ait … tescil numaralı markanın, davacıya ait markalara benzerlik, karıştırılma ihtimali, kötüniyetli tescil nedenleriyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 09/05/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “Davacı yana ait davaya mesnet markaların tanınmış marka kriterlerini ihtiva ettiğinin dosya münderecatından tespit edilemediği, davalı yana ait dava konusu … kod numaralı ¸ görselini ihtiva eden markanın davacı yana ait …. kod numaralı “¸” ibareli markasının varlığı nedeni ile SMK 6/1 hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği, davalı yanın dava konusu … kod numaralı ¸ ibareli marka tescil başvurusunu gerçekleştirdiği 06/07/2020 tarihinde kötüniyetli olduğunu gösterir herhangi bir veririn dosya münderecatından tespit olunamadığı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 30/05/2022 tarihli dilekçesi ile, müvekkiline ait markaların satışının internette birçok platformda ve Türkiye’nin önde gelen kozmetik satış noktalarında yapıldığını, tüketiciler tarafından bilinirliğinin araştırıldığını ve TPMK’nın aradığı şartları taşıdığı anlaşıldığından TPMK’ya … markası için tanınmış marka olarak tescil başvurusu da yapıldığını ancak başvurunun halen inceleme aşamasında olduğunu, her ne kadar bilirkişi raporunda aksi belirtilmişse de müvekkili şirkete ait markaların tanınmış marka kriterlerini ihtiva ettiğinin açık olduğunu, bu yönden rapora itiraz ettiklerini, bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere, davaya konu davalı şirkete ait marka yönünden SMK m.6/1 hükmü kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun sabit olduğunu, davalının dava konusu marka dışında …., … ve … ibareleri için de tescil başvurularının bulunduğunu, bu hususun davalı tarafın kötüniyetinin bir başka göstergesi olduğunu, açıklanan nedenlerle bilirkişi raporuna beyan ve itirazları doğrultusunda davalarının kabulü ile davalı adına … tescil numarasıyla tescil edilmiş olan markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı adına tescilli markanın benzerlik, karıştırma ihtimali ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlük talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Taraf markalarının 3.sınıfta bir kısım emtialarda ayniyet içerdikleri, sair emtialar bakımından da dağıtım kanallarının ortaklığı, kullanım alan amaçları, birbirleri ile rekabet etme olanakları, birbirlerini tamamlama imkanları, benzer ihtiyaçları gidermeleri, son kullanıcı ve tüketici benzerliği ve benzer alıcı çevresine hitap etmeleri hep birlikte değerlendiğinde sınıfsal benzerliğin bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden hitap ettikleri tüketici kitlesi “ortalama tüketici” olarak kabul edilmelidir. Ortalama tüketici satın aldığı söz konusu mal ve hizmetler yönünden özel bir eğitim, bilgi ve dikkat düzeyi bulunmayan, ürünü satın alma sürecine ortalama düzeyde zaman ayıran tüketicidir.
Davacı ve davalı markalarının şekil unsuru ihtiva etmemesi, kelime unsurlarının ise “…” ve “….” olması karşısında kısmi görsel, fonetikve anlamsal benzerlik içerdiği, bu benzerliğin tescilli olunan sınıflar yönünden özel bir bilgi ve dikkat seviyesine sahip olmayan ortalama tüketiciler nezdinde işletmeler arası karıştırma ya da bağlantı kurma ihtimalini doğurduğu, bu itibarla hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine ulaşılmıştır.
Taraf markalarının sınıfsal, görsel ve işitsel benzerlikleri yüksek düzeydedir. Markaların benzer olarak nitelendirilebilmeleri için görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğin bir arada mutlaka bulunması gerekli değildir. Bunlardan bir tanesinin varlığı bile markaların benzer olarak algılanmasına sebep olabilir. Davaya konu markalarda sınıflar arasındaki yüksek benzerlik, hedef kitlenin ortalama tüketici, sunulan ürünlerin kolayda mallar olması hususları birlikte nazara alındığında, tespiti yapılan işitsel ve görsel benzerlikler karıştırma ihtimalinin varlığı için yeterli kabul edilmelidir.
Davacı yanın kötüniyetli tescil yönündeki iddiaları bakımından yapılan değerlendirmede ise; hukukumuzdaki genel prensiplere göre iyiniyet asıldır. Kötüniyet iddiasına dayanan bu hususu ispat külfetindedir. Kötüniyet ise sunulan bu iddia ve delillere göre her somut olayın özellikleri ışığında değerlendirilmelidir. “Kötüniyetle marka tescilinin varlığı her somut olayda değişmekle birlikte, dairemizin bazı yerleşik uygulamalarına (01/03/2021 tarih ve 2020/1726 e., 2021/1838 k.; 03/03/2021 tarih ve 2020/1913 e., 2021/1928 k.) göre, daha ziyade markanın ticari faaliyetlerde ayırdedici işaret olarak kullanılması amacıyla değil, başkalarının ticaretine engel olmak, daha önce verilmiş bir mahkeme kararının etkisini azaltmak ya da kendisine duyulan güveni kötüye kullanarak markayı kendi adına tescil ettirmek, sözleşme hükmüne aykırı olarak markayı adına tescil ettirmek gibi hususlar genel kötüniyet sebepleri olarak görülmektedir. Bu anlamda tanınmış markanın aynısını veya benzerini tescil ettirmek tek başına kötüniyetli marka tescili olarak yorumlanamaz” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/04/2022 tarih, 2020/7912 E., 2022/2683 K.). Dosyada davalının kötü niyetini ispata yarayacak derecede bir delil sunulmamış olması nedeni ile davacının bu yöndeki talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davalılara ait markanın hükümsüzlüğüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
Davalıya ait … tescil numaralı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar kesinleştiğinde sicilden TERKİNİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 173,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.791,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır