Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/553 E. 2021/228 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/553 Esas
KARAR NO : 2021/228

DAVA : Endüstriyel Tasarım Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 25/11/2013

BİRLEŞEN BAKIRKÖY 2. FSHHM 2013/354 ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Endüstriyel Tasarım’a Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 02/09/2013
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketadına TPE de …, …. nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin bulunduğunu, davalının tasarım tescil belgesinin koruması kapsamında bu tasarımlarla birlikte iltibasa sebebiyet verecek şekilde üretimde bulunduğunu, … San. Tic. A.Ş tarafından üretildiği, ve diğer davalılarca piyasaya sürülmek suretiyle satışının yapıldığı, tasarımdan doğan hakka tecavüz nedeniyle tecavüzün tespitine, önlenmesine, maddi ve manevi tazminatın tahsiline kararın ilanına, karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı … Çelik Ltd Şti ve … Mobilya Ltd. Şti vekilleri tarafından verilen dilekçe ile; davacı adına tescilli tasarımların yenilik ve ayıredicilik kriterine sahip olmadıklarını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız ile birleştirilen Bakırköy FSHHM 2013/354 Esas sayılı dosyasında davacı … Çelik Eşya Ltd. ŞT itarafından davalı … Yapı Ltd. Aleyhine TPE de kayıtlı …,…(….) tescil nolu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmadığından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki itilaf konusu birleşen dava yönünden, asıl davada davacının dayanağı olan ..,… (..,..,..,…,…) tescil nolu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik özellikleri değerlendirilerek hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı, asıl davada davacının dayanağı tasarımdan doğan haklara, davalıların tecavüzde bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Lüleburgaz Sulh Hukuk Mahkemesinin … Değişik iş dosyası incelendiğinde, … Ltd Şti tarafından …A.Ş. Aleyhine delil tespiti yapıldığı, bilirkişi raporunda “aleyhine tespit istenen firmanın kalıp-… numaralı tasarımı ile tespit isteyene ait … (….) tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ihtibas yaratacak derecede benzer olduğu, tespit isteyen ait … (…) profil tescilli tasarımların aleyhine tespit istenen firmanın kalıp- … numaralı tasarım ile yapılan mukayesede bilgilenmiş kullanıcı nezdinde iltibas yaratacak şekilde benzer olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce davalılar … Çelik Ltd. Şti ve … Mobilya Ltd. Şti adreslerine yapılan keşifte hazır bulunun bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda “davacı tarafa ait … ve … numaralı tasarım tescillerinden bulunan profil kesitlerinin iltibas yaratacak derecede benzer olduğu” belirlenmiştir.
Yargılama sonunda Mahkememizce 04/05/2016 tarih, … esas, … karar sayılı kararıyla “Asıl dava yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, Davacı adına TPE tescilli … (…) nolu endüstriyel tasarıma davalının tecavüzünün tespitine, tecavüzün durdurulmasına ve önlenmesine, Tasarıma tecavüz suretiyle üretilen ürünlere üretimde doğrudan kullanılan araçlara el konulmasına, Davacı tarafından maddi ve manevi tazminat talep edilen miktar belirtilmediğinden talebin reddine,
A-Birleşen dava yönünden davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
Davalı adına TPE tescilli …, … (…. ), ( kısa kararda zuhulen … yazıldığı maddi hata niteliğinde olduğu ve düzeltilmiş olmakla) nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,
8 nolu tasarım yönünden davanın REDDİNE” karar verilmiştir.
Kararın davalı-birleşen dosya davacısı … Ltd. Ştivekili ve davalı … A.Ş.vekilinin temyizi üzerine dosya Yargıtay’a gönderilmiş, Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2019 tarih, … esas, … karar sayılı ilamıyla “Asıl dava, endüstriyel tasarıma vaki tecavüzün tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat talebine, birleşen dava ise endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü talebine ilişkindir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 294 vd. maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır. Somut olayda mahkemece, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğüne yönelik talep bakımından, 04.05.2016 tarihli celsede verilen kısa kararda “…1-Karşı dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı adına TPMK tescilli …, … (…) nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,..” şeklinde hüküm tesis edilmiş iken gerekçeli kararda aynı talep bakımından “…Birleşen dava davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalı adına TPMK tescilli …, … (….), (kısa kararda zuhulen … yazıldığı maddi hata niteliğinde olduğu ve düzeltilmiş olmakla) nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,..” şeklinde hüküm kurulması suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratır ve infazda tereddüt oluşturur şekilde karar verilmesi doğru olmamış, kararın re’sen bozulması gerekmiştir. Bozma sebep şekline göre davalı-birleşen davacı … Ltd. Şti. vekilinin ve davalı … Alüminyum A.. vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına” gerekçeleriyle karar bozularak dosya Mahkememize gönderilmiştir.
Davacı birleşen dosya davalısı … Yapı Sis.ve Dış Tic. Ltd. Şti vekili 18/10/2021 tarihli dilekçesi ile, müvekkili şirket … Yapı Sis ve Dış Tic. Ltd. Şti’ye bir süredir ulaşılamaması üzerine ticaret sicil kayıtlarının araştırıldığını ve şirketin tasfiyesinin gerçekleşerek ticaret sicil kaydının terkin edildiğinin öğrenildiğini bildirmiştir.
Davalı-birleşen dosya davacısı vekiline birleşen dosya yönünden terkin olunan birleşen dosya davalısı şirketin ihyası için dava açarak mahkememize bildirmek üzere 22/10/2021 tarihinde 2 haftalık kesin süre verildiği, davanın açılmadığı anlaşılmıştır.
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi 29 Eylül 2021 tarihli … sayılı ve … sayfasında yayınlandığı üzere … Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin usulüne uygun olarak terkin edildiği görülmüştür.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 06/04/2004 tarih ve … esas, … karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; “dava açıldığı tarihte şirketin tüzel kişiliği devam ettiğine, bu şirketin ortaklarına husumet yöneltildiğine göre davanın belirtilen şirket aleyhine açıldığının kabulü gerekir. Davadan sonra şirketin tüzel kişiliği sicilden terkin edilmiş olup yargılama boyunca şirket tüzel kişiliğinin devamı zorunludur. Bu durumda mahkemece, anılan şirketin ihyası için davacı tarafa, dava açmak üzere süre verilmesi, dava açıldıktan sonra, bu davanın sonucunun beklenilmesi, bu şirketin ihyasından sonra davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasından sonra da davacının talepleri hakkında bir karar verilmesi gerekir”
Somut olayda davacı vekili, terkin edilen şirketin ihyası yoluna başvurmamış, bu durumda tüzel kişiliği bulunmayan şirketin davacı ya da davalı olarak taraf ehliyetinin ortadan kalktığı, davacı olduğu esas dava ve davalı olduğu birleşen davanın usulden reddedilmesi gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı USULDEN REDDİNE,
2-Asıl dava yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,00 TL harç giderinin asıl dosya davacısından alınarak hazineye irad kaydına,
3-Birleşen dava yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 24,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 35,00 TL harç giderinin birleşen dosya davacısından alınarak hazineye irad kaydına,
4-Asıl dava yönünden davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Birleşen dava yönünden davalı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin birleşen dosya davacısından alınarak birleşen dosya davalısına verilmesine,
6-Asıl dava ve birleşen dava yönünden taraflarca yapılan yargılama giderinin üzerlerinde bırakılmasına,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸