Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/547 E. 2023/34 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/547
KARAR NO : 2023/34

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ile Maddi, Manevi ve İtibar Tazminatı
DAVA TARİHİ : 11/09/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
K.YAZILDIĞI TARİH : 25/02/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ile Maddi, Manevi ve İtibar Tazminatı davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili firmanın İstanbul merkezli ve Almanya’da üretimi yapılan ve TPMK nezdinde marka tescili yapılmış …. ibaresiyle koruma altına alınmış bir iş eldiveni markasının ithalatçısı ve pazarlamacısı olduğunu, …. şirketinin Alman şirketi olup, davacı şirketin de yarı hissesinin sahibi olduğunu, ürünlerini kendisinin ve bayilik verdiği işletmeler aracılığı ile ülke çapında pazarladığını, davalı firmanın ise Çin merkezli ve … isimli bir eldiven üreticisinin Türkiye distribitörü olduğunu, müvekkili firmanın ürettiği ürünlerin kullanım kılavuzunun da kendi ürün gamı için tasarlanmış ve piyasaya sürülmüş olduğunu, müvekkili firmanın kullandığı kullanım kılavuzlarının aynısını davalı firmanın ürünlerinde de kullanıldığını, bu sebeple Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06/07/2021 tarih ve … soruşturma dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, Kahramankazan Sulh Ceza Hakimliği’nin …. d.iş sayılı dosyasından alınan arama ve el koyma kararı ile davalının merkez adresi ve deposunda arama ve el koyma kararının uygulandığını, davalı tarafın bu kullanma kılavuzları ile kendi ürünlerini piyasaya sürdüğünü, davacı şirketin kendi ürünü olan eldivenler arasında bağ kurduğunu, …. isimli ürünlerin de …. tarafından üretilen ve bu şirketin sorumlu olduğu algısını yarattığını, sattıkları eldivenlerde bir problem olduğundan ilgili şirketin de davacı şirket olarak görünecek ve olası alerjik ya da hasta etme durumunda davacı şirketin maddi ve manevi sorumluluk altına gireceğini, bu durumun hem marka hakkına dolaylı yoldan tecavüz hem de haksız rekabet teşkil ettiğini, 6769 SMK ilgili maddeleri uyarınca marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, işbu olay sebebiyle davacı tarafta oluşan maddi zarar( davalının elde ettiği net kazanç), davalı tarafa suç duyuruları olan 06/07/2021 tarihinden önce satılmış ürünlerin tespiti gerektiğini ve mahkemenin davalı taraftan gerekli belgeleri SMK md.150/3 gereği istemesi ile tamamının bilirkişi marifetiyle hesaplanması sonrası (Muhafaza altına alınan 40.150 çift eldiven dahil) ortaya çıkacağından şimdilik ve HMK 107 uyarınca şimdilik 5.000,00 TL maddi zararın en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsiline, müvekkili şirketin satış camiasında uğramış olduğu davalı firmaca yapılan yanıltma dolayısıyla manevi olarak da 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müvekkilinin ticari itibarına gelen sarsılmadan kaynaklı itibar tazminatı olarak da 10.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, SMK 149/g uyarınca masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, uyuşmazlık konusunu müvekkili tarafından mevzuata uygun şekilde gümrükleme işlemlerinin yapılıp yasal şekilde Çin menşeli …. firmadan ithal edilen … marka eldivenlerinin oluşturduğunu, ancak eldivenlerin hiçbir yerinde davacı şirketin markasının, işletme adının, ticaret unvanının ve logosunun bulunmadığını, ürünler arasında benzerliğinde olmadığını, bilakis ürünün üzerinde üretici firma …’ya ait marka ve ürün kodlarının yer aldığını, eldivenin içinden çıkan kullanım kılavuzunda ise yine aynı şekilde davacıya ait logo/marka yer almadığını, hatta kullanım kılavuzunun üstünde “…” markasının yer aldığını, hiçbir şekilde müşteride iltibas/iktibas oluşturma amacının bulunmadığını, yalnızca üretici firmanın kullanım kılavuzunun çok ufak bir kısmında ürün bileşenleri açıklamasının altında “Daha fazla bilgi için lütfen …” ile iletişim kurunuz” ifadesine sehven yer verdiğini, ancak bu durumun müvekkilinin tasarrufunda olmadığı gibi, müvekkili tarafından da istenmeyen durum olduğunu, müvekkilinin bu durumu fark ettiği anda üretici … firmasına bu durumu bildirdiğini ve ürünlerin satışını durdurduğunu, ambalajlamanın tekrar yapılması ve kılavuzdaki yer alan kısmın değiştirilmesini talep ettiğini, müvekkilinin bu durumu fark ettiği anda üretici firmaya bildirimini yaparak, tüm ürünlerdeki kontrolleri sağlamak ve varsa gerekli düzeltmeleri yapmak adına 01/07/2021 tarihinde satışı durdurduklarını, davacıya ait kullanım kılavuzunun kullanılmış olduğu iddiasını da kabul etmediklerini, sadece ürüne monte edilmiş şekilde dahi bulunmayan kılavuzun sadece içeriğinin çok ufak bir kısmında ürün bileşenleri başlığı altında _”Daha fazla bilgi için lütfen ….” ile iletişim kurunuz” ifadesinin bulunmasından müvekkilinin kusuru dahi bulunmadığı gibi, davacının tescile konu markasının dahi yer almadığı gözetilmek suretiyle ve müvekkilinin haksız rekabet etme amacının hiçbir şekilde bulunmadığının da göz önüne alınarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait … sayılı marka tescil belgesi ve Ticaret Müdürlüğü’nden taraf şirketlere ait ticaret sicil kayıtları celp olunmuştur.
Kahramankazan Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyası ve Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. d.iş sayılı dosyası uyap üzerinden celp olunmuştur.
Dosya, davalının davacıya ait … tescil numaralı markasından doğan haklarına tecavüzünün bulunup bulunmadığı, tazminat ve itibar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı, haksız rekabetin bulunup bulunmadığı hususlarında rapor tanzim etmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 15/04/2022 havale tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “… kod numaralı markanın dava dışı …. şirketi adına tescilli olduğu, … kod numuralı markanın adına kayıtlı olduğu dava dışı …. unvanlı şirket ile dava taraflarının; özellikle davacı yanın ticari bağına ilişkin herhangi bir evrak ya da dava konusu marka ile ilgili dava açma hakları bakımından davacı yanın yetkili olduğuna ilişkin herhangi bir veri, izin veya lisansın dosya içerisinden tespit edilemediği, davacının … kod numaralı markanın sahibi olmaması, marka bakımından dava açmaya ehil olduğunu gösterir herhangi bir verinin dosya arasında bulunmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde; dava dışı … unvanlı şirkete ait olan … kod numaralı …. görselini haiz markaya tecavüzün var olup olmadığının davacı … tarafından talep olunamayacağı; bu meyanda davacı ….ın davaya dayanak herhangi bir markasal hakkının var olmaması nedeni ile davalı yanın tespit edilen herhangi bir kullanımının; davacı yana ait herhangi bir markaya tecavüz teşkil etmediği ve davacı … ile haksız rekabete sebebiyet vermediği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 05/05/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde; davacı müvekkilinin marka hakkından doğan tecavüzler dolayısıyla başvuru yapma hakkının olmadığı gibi bir kanaatin taraflarınca kabul görmediğini, bilirkişilerin bu konuda yeniden rapor tanzim edilmesini istemek gereğinin yeniden hasıl olduğunu, bilindiği üzere markaların tescil sonrası faaliyet alanında yapmış oldukları işlemlerin münhasıran yine marka hakkı sahibine ait olduğunu, lakin uygulamada ve birçok alanda, ticaretin de hızlı ilerlediği bir durumda özel bir sözleşmenin varlığından ziyade faaliyet alanına dahil olan firmalara sermaye koymak ya da kendi aralarındaki işlemler dolayısıyla faaliyet zımni izin vermiş olmalarının gayet doğal olduğunu, işbu şirketler arasında uygulamadan doğan zımni bir iznin, organik bir bağın varlığının, faaliyet alanı bakımından da yıllara yayılmış bir tanınmışlığın … A.Ş.tarafından üstlenildiği gözetildiğinde ortada abesle iştigal bir durum olmadığını, işbu gerekçelerle itirazlarını yenilediklerini, bilirkişiden dava konusu olaylara ilişkin somut kanaatlerini açıklar raporun sunulması için ek rapor alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili 27/04/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde; raporun gelen anlamı ile lehlerine olsa da raporda dosya kapsamında elde edilen görsellerin davacıya ait eldivenler olduğunu, taraflarınca ithal edilen uyuşmazlık konusu ürünün resimlerine raporda yer verilmediğini, taraflarınca ithal edilen uyuşmazlık konusu ürünlerin markasının … olup ürünlerin görünür kısmında bu markanın açıkça yer aldığını, taraflarınca da ürünlerin fiziken mahkemeye sunulduğunu, ürünlerin hiçbir yerinde başka bir markaya yer verilmediğinin de ürünler incelendiğinde ortaya çıkacağını, davacının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mevcut marka vekiline bir haksız rekabet uzmanı ve bir hesap uzmanı bilirkişi eklenmek suretiyle taraf vekillerinin beyan, itiraz ve delilleri incelenmek suretiyle ek rapor tanzimine karar verilmiş, bilirkişiler 20/10/2022 tarihli ek raporlarında; “davalıya ait eldivenler incelendiğinde; dava dışı firma olan Alman Menşeli … adına tescilli ve … tescil numaralı … markasına ilişkin herhangi bir markasal kullanımın olmadığı tespit edilmiş olmakla, davalı kullanımının, SMK’nın 7 ve 29.maddeleri gereğince marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, davalının, davaya konu marka ile karıştırılmaya yol açacak bir kullanım sergilemediği tespit edilmiş olmakla, davalının kullanımın TTK m.55/1-a-4 kapsamında haksız rekabet teşkil etmeyeceği, davacı her ne kadar dava dışı Alman menşeli firmanın Türkiye’de hak sahibi olduğu markalar için aldığı yetki kapsamında dava açabilecek ise de, Alman menşeli firmanın Türkiye’de 3.Kişiler tarafından ihlal edilen ve haksız rekabete konu “ticaret ünvanı” kapsamındaki hakları için davacının yetkili olduğunu düşünmenin mümkün olmadığı ve davacı … tarafından talep olunamayacağı, bu davanın bizzat dava dışı Alman menşel …. firması tarafından açılabileceği” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Dava: davalının, davacı markasından doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespiti ile tazminat ve itibar tazminatı talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/1-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayın değerlendirilmesinde;
Dosya içeriğinde, davacının sunduğu tercümesi bulunan belgelere göre, marka sahibi dava dışı üçüncü kişi tarafından davacıya “…”, “…”, “…” markaları için inhisari lisans hakkının verildiği ve bu çerçevede davacının marka hakkına tecavüzden kaynaklanan davada davacı sıfatına haiz olacağı anlaşılmıştır.
Ancak dosyaya sunulan tüm deliller, ürün görselleri ve Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …. değişik iş dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde, ne ürünlerin ne de ürünlerin içerisinde bulunduğu poşetlerin üzerinde davacı yanın dayanak markalarının yer almadığı, ürün ve poşetlerde “…” markasının yer aldığı gibi kullanım kılavuzunda da en üstte ve büyük puntolarla “…” kelimesinin markasal olarak kullanıldığı, yalnızca kullanma kılavuzunda “….” kısmında “Daha fazla bilgi için …. ile iletişime geçiniz” şeklinde yer alan ibarenin markasal bir kullanım teşkil etmediği ve davalının “…” markasını hem ürün, hem poşet, hem de kılavuzda kullanması nedeniyle, bahsi geçen cümlenin, yukarıda anılı ilkeler çerçevesinde, ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimali yaratır mahiyette kabul edilemeyeceği kanaatine ulaşılmıştır. Kaldı ki, yer alan ibare bütün olarak değerlendirildiğinde dava dışı firmaya ait ve davacının lisans sahibi olduğu markaları değil, dava dışı firmanın ticari unvanını içermektedir. Söz konusu ticari unvanının ise markasal nitelikte kullanılmamış olması, davalının bir başka ibareyi ön plana alarak markasal kullanması ve davalının üretici olmama sebebiyle ithal olunan ürünlerin kullanma kılavuzunda yer alan bir ibarenin ilk etapta fark edilmeyerek sonradan çıkartılmasının ticari dürüstlük kurallarına aykırı olmaması ve davalının somut olayın gelişiminde basiretli bir tacir yükümlülüğü çerçevesinde satın aldığı ürünlerin davacının lisans sahibi olduğu markalar ile karıştırılmasını önleyecek yeterli önlemleri aldığı ve fiillerinin aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı kabul edilemeyeceği, haksız rekabetin hukuki koşullarının oluşmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin yatırılan 426,94 TL harçtan alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile arta kalan 247,04 TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebi yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre reddedilen maddi tazminat talebi yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat talebi yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen itibar tazminatı talebi yönünden 10.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır