Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/516 E. 2022/246 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/516 Esas
KARAR NO : 2022/246

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 06/07/2021
KARAR TARİHİ : 04/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Türk Patent Enstitüsü nezdinde yapmış olduğu başvuru sonucu, kurum bünyesinde çalışan uzmanlar tarafından gerekli benzerlik ve mevzuat gereği araştırılması zorunlu hususlar göz önünde bulundurulduktan sonra markasının tescile hak kazandığını, davacının markasının 35. sınıfta tescile hak kazandıktan sonra gerekli ticari girişimlerde bulunan davacının tescile hak kazandığı sınıf (nice sınıfı) ile ilgili olarak marka araştırması yaptığı sırada davalı yanın …’a ait ve diğer davalı firma tarafından kullanılan …. “tescilsiz markasına” rastladığını, davalı taraflarca kullanılan …. markasının davacıya ait tescilli sepetle gelsin …. markasına tecavüz ettiğini, davacının ilgili markasına ilişkin tescil başvurusunu 23/11/2018 tarihinde yaptığını, 35. Sınıfta tescile hak kazanan markasının ardından …. ve …. Başvuru numaralı 09 /37 / 39 ve 42. Nice sınıflarında da başvurular yaptığını, internet ortamında ve arama motorlarında yapılan “…” ibaresi ile arama yapıldığında ilgili arama motorlarının doğrudan … markasına yönlendirme yaptığını, davalı taraflarca kullanılan … markasının tüketici nezdinde iltibas oluşturduğunu, açıklanan nedenlerle davalarının kabulüne, davalı taraflarca kullanılan … ibareli markanın kullanımının yasaklanmasına, yine bu marka üzerinden oluşturulan internet sitesinin kapatılmasına, davalı taraflarca kullanılan … markası üzerinden ürün ve hizmet satışının yasaklanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı vekilinin, dava dilekçesinde, davalının kullanmakta olduğu “…” markasının tescilsiz olduğunu ifade ettiğini, davalının markasının Türk Patent Enstitüsü nezninde … tescil numarası ile tescilli olduğunu, davalının, 10/08/2020 tarihinde “…” markası için tescil talebinde bulunduğunu, tarafların markaları arasında benzerlik bulunmadığını, makul, objektif ve ortalama zeka seviyesine sahip kişilerin, ‘….’ ile ‘….’ kelimelerinin farklı anlamlarda olduğunu çok kolay ayırt edip, kavrayabileceğini, görsel farklılığın tartışmaya mahal vermeyecek şekilde aşikar olduğunu, davacının markasının, bugüne kadar aktif olarak domain (internet alan adı) olarak hiç kullanılmadığını, davalının markasını ve www…. adresini hem internet sitesi üzerinden hem de sosyal medya üzerinden aktif olarak kullandığını, davacı tarafın markası olan “….com” adresinin hiçbir şekilde kullanılmadığından ve arama motorunda dahi direkt çıkmadığından davalının bu isimli siteyi bilmesi imkanı olmadığını ve bilmesinin de gerekli olmadığını, davacının dava dilekçesinde bildirdiği ….” markasının alt sınıfları ile, davalının kullandığı markanın sınıflarının farklılık arzettiğini, davacının dilekçesinde açıkça belirtmeyip, dilekçe ekine eklediği “….” ibareleri markalar bakımından da ayrıca değerlendirme yapmak gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/09/2021 havale tarihli cevaba cevap dilekçesi ile, işbu davaya konu ….başvuru numarasına sahip “….” ibareli markanın miras yolu ile intikal edildiğini, markanın …, …, …, …, … adına tescilinin bulunduğunu, işbu sebeple HMK 125/1-a hükmü uyarınca davalı sıfatı değişikliği yapılması gerektiğini, davanın ikame edildiği tarihi itibariyle davaya konu marka olan sepetten gelsin.com markasının tescilsiz olduğunu, ancak dava tarihinden sonra markanın tescil edildiğini, işbu durum karşısında davanın marka hakkına tecavüz sebebiyle açılmasının son derece doğal olduğunu, davaya konu marka tescile hak kazandığından davanın SMK m.25/1 gereği markanın hükümsüzlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, markanın bu madde kapsamında değerlendirilebilmesi için önceki tarihli aynı veya benzer bir markanın olması ve halk tarafından ilişkilendirilme ihtimalin de dahil karıştırılma ihtimalinin olması gerektiğini, her ne kadar davalı taraf müvekkili marka ile davalı markası arasında sınıfsal farklılığın olduğu beyanında bulunmuş ise de her iki markanın tescile hak kazandığı sınıflar incelendiğinde 35.sınıfın ilk 4 paragrafı ve 35.sınıfın satış paragrafı içerisinde 29, 30, 31 ve 32.sınıfları açısından aynı olduğunu, müvekkili markası ile davalı markasının işitsel olarak aynı olduğunu, benzer harf ve kelimelerin fazla oluşunun da tüketici nezdinde iltibas oluşturabileceğini, SMK md.25/1 ve atfen 6/1 maddelerinin önceki tarihli marka sahibini mutlak olarak koruduğunu, bu durumun aksi düşünüldüğünde ise tescile bir şekilde hak kazanan sonraki tarihli benzer her markanın, tescil edildikten sonra hükümsüz kılınamayarak 6769 sayılı Kanunun amacına aykırı durum yaratacağını, açıklanan nedenlerle …. tescil numaralı markanın tüm hükümsüzlüğüne, aksi takdirde benzer mal ve hizmet sınıfları yönünden kısmi hükümsüzlüğüne, davalı … İnşaat Nakliyat Hediyelik Eşya Elektrik Ticaret Limited Şirketi için SMK 149 gereği … internet sitesinin yasaklanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 09/03/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında alınan beyanında; her ne kadar dava dilekçelerini sunarken marka tecavüzü olarak davalarını ikame etmiş iseler de dilekçeler teatisi devam ederken davalı tarafa ait markanın tescil aşamalarının tamamlandığını, bu nedenle cevaba cevap dilekçelerinde söz konusu markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunduklarını, halihazırda davalarının münhasıran davalılara ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü olduğunu, marka haklarına tecavüzden kaynaklı davanın olmadığını beyan etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli markaların sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalılara ait …tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 28/03/2022 havale tarihli raporunda; “Davalının … kod numaralı, … ibareli markasının tümden hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davalılar vekili 08/04/2022 tarihli dilekçesi ile, “…” ve “…” ibareleri arasındaki farkın ortalama tüketici nezdinde kolaylıkla anlaşılabileceğini, hükümsüzlük koşullarının oluştuğuna dair hüküm ifade eden kullanımın kabul edilemeyeceğini, bununla birlikte raporun son kısmında yer alan “öncelik hakkının davacı yana ait olduğu” şeklindeki beyanın da kabul edilemeyeceğini, zira müvekkilinin markanın tescilden önce kullanılmaya başlandığını ve belli bir tanınmışlık düzeyine ulaştığına dair delillerin mahkemeye sunulduğunu ve bunlar incelenmeden bu tür bir değerlendirmenin yapılamayacağını beyan etmiştir.
Davalılar vekilinin münhasıran önceye dayalı hak sahipliği iddiaları ve bu yönden rapora yapmış olduğu itirazları bakımından bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi 08/09/2022 havale tarihli ek raporunda, kök rapordaki görüşlerini değiştirecek bir durumun olmadığını bildirdiği görülmüştür.
Dava, davalılar adına kayıtlı markanın önceye dayalı hak sahipliği ve benzerlik nedenleriyle hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Davacı, davasını … Ticaret Limited Şirketi ve … aleyhine marka hakkına tecavüz olarak ikame etmiş, cevaba cevap dilekçesinde ise HMK 141.maddesi çerçevesinde davasını … sayılı markanın hükümsüzlüğü olarak değiştirerek, mirasen intikal eden markanın yeni maliklerine karşı davasını HMK 125.maddesi doğrultusunda yöneltmiştir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Somut olayın değerlendirilmesinde;
Davacının davaya dayanak …. ve … tescil numaralı markaları “….” unsurlarını havidir. Davalılara ait marka ise “…” kelime unsurlarından oluşmaktadır. Davalı markasında “….” ibaresi görece küçük ve arka fonda yer almakla, markanın ayırdedici ve asli unsuru “….” kelimeleridir. Davacının da önceki tarihli markalarının asli ve ayırdedici unsurunun “….” ibaresi olduğu hususu nazara alındığında, markaların asli unsurları bakımından, anlamsal, işitsel ve görsel benzerlik bulunduğu, 35.sınıfta tescilli davalı markası için davacı markalarının tescilli olduğu 35.sınıf emtia ve hizmetleri bakımından benzerlik bulunduğu, tespit olunan bu benzerlikler neticesi, yukarıda anılı ilkeler çerçevesinde ortalama tüketici nezdinde karıştırma ihtimalinin gerçekleştiği kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 550,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 2.169,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸