Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/489 E. 2022/247 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/489 Esas
KARAR NO : 2022/247

DAVA : Tasarım Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 21/05/2021
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarım Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemes’nin ….. esas sayılı dosyasına tevzi olunan dava dilekçesi ile, davalı şirket tarafından sicile 26/06/2018 tarihinde tescil ettirilmiş ….. tescil numaralı tasarım Sınai Mülkiyet Kanunu tarafından aranan şartları sağlamadığı halde tescil ettirildiğini, söz konusu hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalı yanın dava konusu tasarımlarının birebir aynısı, ayırt edilemeyecek kadar benzeri davalı tarafın tescil tarihi olan 2018 yılından önce, dünyanın çoğu yerinde birçok şahıs ve şirket tarafından tespit edildiğ kadarıyla 2013 yılından beri üretildiği ve satıldığı, müvekkili şirketin de dünyanın çoğu yerinde kamuya sunularak harcı alem olmuş emzirme yastığı ürününün benzerini üretmekte ve satışını yapmakta olduğunu ancak davalı söz konusu harcıalem tasarımları hukuka aykırı bir şekilde kendi adına tescil ettirdiğini, dolayısıyla dava konusu tasarımın, Sınai Mülkiyet Kanunu ve Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’de tasarım tescili için aranan, yeni ve ayırt edici nitelikte olma kriterinden yoksun olduğunu ve tescil edilebilirliğinin bulunmadığını, davalı tarafından tescil edilen yenilik ve ayırt edicilik özelliği bulunmayan, harcı alem haline gelmiş tasarım olduğunun aşikar olduğunu, dosyaya sunulan … videoları, …. hesapları, internet sitelerindeki görseller incelendiğinde kuşkuya yer bırakmayacak şekilde görüleceğini, yeni ve ayırt edici hiçbir biçimsel işlevsel özellik taşımayan tasarımın yeni ve özgün olmaması, harcıalem olması nedeniyle davalı adına tescilli tasarım  tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirkete ait …. markalı ürünler bebek ürünleri sektörünün tanınmış ve aranan ürünleri durumuna gelmiş ve piyasadaki taklitleri de bu nedenle çoğaldığını, davacı şirketin, müvekkili şirkete geçmiş yıllarda fason sözleşmesi ile üretim yapan bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin kendi üretim tesisinin kapasitesinin yetişmediği zamanlarda dışarıda başka üreticilere kendi markası ile ürün yaptırmakta olup, bunun olağan bir durum olduğunu, fakat davalı şirketin fason sözleşmesi ile müvekkilinin markası ile müvekkili için ürün üretirken uyması gereken gizlilik ilkelerini uymadığını ve bir süre sonra müvekkili şirketin ürünlerinin aynılarını …. adında bir marka oluşturarak üretmeye başladığını, bütün uyarılara rağmen bu davranışından geri adım atmayan davacı aleyhine açılan davalar bulunduğunu, davalı tarafın da bunu kendi içerisinde hazmedemeyerek bu davayı açtığını, müvekkilinin emzirme yastığının mucidi olduğunu iddia etmediğini, bu ürünün teknik ve fonksiyonel özellikler bakımından çokça benzerlerinin piyasada uzun yıllardır bulunduğunu, söz konusu ürünün patenti müvekkilinde olmamakla birlikte, müvekkilinin söz konusu fonksiyonel ürüne ”yenilik” ve ”ayırt edicilik” unsurlarını kazandırarak görsel olarak yeniden şekil vermiş ve bu yeni şekli tescil ettirerek kendine özgü tasarımı tescillediğini, her ne kadar davacı vekili dava dilekçesinde, sıkça ürünün fonsiyonel ve teknik özellik bakımından benzer ürünlerin uzun bir süredir piyasada olduğunu, bu ürünlerin müvekkil tasarım tescil tarihinin öncesine dayandığını ve bu sebeple müvekkili tasarım hakkının korunmaya değer olmayacağından bahisle tasarımın hükümsüz olduğunu belirtmiş ve buna ilişkin birtakım deliller sunmuş olsa da sunulan hiçbir yastığın müvekkilinin tasarımına benzemediğini, müvekkili şirkete ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilik unsurunu ortadan kaldırmaya yönelik olarak dosyaya sunulmuş olan delillerin yetersiz olduğunu, delil bulmak için çaba harcanmasının boşa olduğunu, tasarımın düşünülerek ortaya çıkarıldığını, Türkiye’ de ve dünyada ilk defa kamuya sunulmuş yepyeni bir tasarım olduğunu, davacı aleyhine açılan Bursa …. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında istenen ihtiyati tedbir kararını engellemek için işbu davanın açıldığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davalı adına kayıtlı tasarımı tescil belgeleri ve Bursa …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası celp olunmuştur.
Dosya, davalıya ait … tescil numaralı tasarımın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 22/03/2022 havale tarihli raporlarında; “Hükümsüzlüğü talep edilen …numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 26.06.2018 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı ve belirtilen nedenlerle hükümsüzlük şartlarının oluştuğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 08/04/2022 tarihli dilekçesi ile, ilgili raporda hükümsüzlüğü talep edilen … tescil numaralı tasarımın yenilik ve ayırt edici özelliklerine sahip olmadığı gereçesiyle hükümsüzlük şartlarının oluştuğu tespitinin hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda değinilen yastık ile müvekkiline ait tescilli yastık arasında farklar olduğunu, bilirkişilerin delil olarak kabul ettikleri video görüntüsünün delil olacak nitelikte olmadığını, bilirkişi raporunun eksik, hatalı ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu sebeple yeni bir bilirkişi raporunun düzenlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Raporda bilişim uzmanının resen yeterli inceleme ve araştırma yapmadığı, bilirkişi heyetinin resen araştırma yapmakla da yükümlü olduğu, yenilik kırıcı olarak bildirilen videoların ve görüntülerin tarihleri konusunda bilişim uzmanının denetlenebilir incelemelerini rapora yansıtmadığı anlaşılmakla bu hususta ek rapor alınmasına, ek raporda ayrıca davalı vekilinin benzerlik incelemesine ilişkin itirazlarının da değerlendirilerek rapor tanzimi için dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 21/06/2022 tarihli ek raporlarında; “hükümsüzlüğü talep edilen ….numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 26/08/2018 tarihi itibari ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı” hususlarını rapor ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 26/08/2022 havale tarihli dilekçesi ile, bilirkişinin, görüntülerin tarihlerine ilişkin tespitlerinin yeterli ve inandırıcı olmadığını, bilirkişi raporunun benzerlik incelemesine yönelik 7.sayfasında yapılan değerlendirmelerin sadece youtube videosundaki ürünle müvekkiline ait ürünün karşılaştırılması şeklinde olduğunu, bilirkişilerin davacının delil olarak sunmuş olduğu diğer youtube videosu dışındaki tüm görsellerin müvekkiline ait üründen farklı olduklarını düşündüklerini, müvekkilinin sahibi olduğu tasarım tesciline konu ürünün yenilik ve ayırt edicilik şartlarını yerine getirdiğini, tasarım hukuku uyarınca tasarımcıların tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınması gerektiğini, ürünün teknik fonksiyonunun zorunlu kıldığı görünüm özelliklerinin koruma kapsamı dışında olduğunu, ürünün yeniliği hakkında değerlendirme yaparken bir emzirme minderinin tasarımının sahip olabileceği kısıtlı varyasyonların göz önüne alınması gerektiğini, bu açıdan değerlendirme yapıldığında davacı tarafından dayanak gösterilen tasarımların müvekkili tasarımıyla benzer olmadığının anlaşıldığını, bu açıdan bilirkişiler tarafından yapılan incelemenin eksik ve hatalı olduğunu, açıklanan nedenlerle bilirkişi raporunun eksik, hatalı ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, bu sebeple özellikle videoların tarihleri konusunda teknik bir inceleme yapabilecek bilgisayar mühendisi yeni bir bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalıya ait tasarımın yenilik ve ayırt edicilikten yoksun olması sebebiyle hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 56/4. Maddesine göre bir tasarımın aynısı tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünya’nın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.
Yenilik tanımındaki küçük ayrıntının sınırları somut olaya göre farklılık göstermektedir. Aynı tasarımlardaki renk, malzeme veya boyutsal farklılıklar çoğu zaman tek başına bir ürünü farklılaştırmada yeterli olmadığından küçük ayrıntı olarak nitelendirilir. Zira bu özellikler tasarımın görünüm özellikleri açısından asli unsuru oluşturmamakta ve istisnai bazı durumlar haricinde tasarımın kimliğini etkilememektedir.
Yenilik incelenmesinde esas alınacak referans tarihi tescilli tasarımlar açısından başvuru ve rüçhan tarihidir. Yani SMK 56/4-a gereği tescilli tasarımın aynısı başvuru veya rüçhan tarihinden önce Dünya’nın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise söz konusu tescilli tasarım yeni kabul edilecektir.
Bir tasarımın ayırt edicilik özelliği ise SMK’nun 56/5 maddesinde belirlenmiştir. Buna göre bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.
Ayırt edicilik tasarımın koruna bilmesi için kıyaslanan tasarımlarla arasındaki farklılığın seviyesinin belirlenmesi için konulmuş bir kriterdir.
Kanunda yer alan “bilgilenmiş kullanıcı” özel bir bilgiye sahip olmadan markalar alanında markaları karşılaştırabilen ortalama tüketici kavramı ile ilgili sektörde teknik bilgiye sahip uzman arasındaki kişidir. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde tasarımların karşılaştırmasını yapacak bilgilenmiş kullanıcı üretici, satıcı, tasarımcı veya teknik uzman değildir. Sektörde bu tür tasarımların olduğunu bilen dikkatli ve deneyimli ürün kullanıcısıdır.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi de dikkate alınır. (SMK 56/6 mad.) tasarımcılar sektörel ve fonksiyonel bazda her zaman aynı derecede seçenek özgürlüğüne sahip değildir. Tasarımlarını yaparken belirli sınırlar içinde kalmaları gerekebilir. Bir tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımını o derece farklılaştırabilir.
Somut olayın yukarıda anılı ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirmesinde; davalı adına kayıtlı tasarımın başvuru tarihinin 26/06/2018 olduğu, bu başvuru tarihinden önce davalı ürününün benzerinin 14/04/2013 tarihinde https://…. internet adresinde kullanıldığı; 02/07/2013 tarihinde https://…. internet adresinde “….” başlıklı …. videosu içeriğinde kullanıldığı; 01/05/2017 tarihinde https://…. internet adresinde “…..” başlıklı … video içeriğinde kullanıldığı; ayrıca https:…. adresli video açıklamasından http://… isimli online satış sitesine ulaşıldığı ve http://…. adresli söz konusu ürünün 8 Temmuz 2013 tarihinde kamuya sunulduğunu arşiv kayıtlarından anlaşılmıştır.
Yenilik kırıcı olarak 26/06/2018 öncesi internete yüklenen görsellerdeki ürün ile davalı tasarımının ögelerinin benzer biçim, oran ve yerleşimde olduğu, bu itibarla davalı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik niteliğini haiz olmadığı anlaşılmakla davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şeklide hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı tasarımın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 564,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.683,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸