Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/488 E. 2022/152 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/488 Esas
KARAR NO : 2022/152

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin fotoğraf sanatçısı olduğunu, T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın himayesinde yurt dışında birçok etkinlikte fotoğraflarının sergilendiğini, müvekkili tarafından 2011 yılında çekilen fotoğrafın, davalılar tarafından izinsiz olarak kullanılmakta olduğunu, müvekkiline ait fotoğrafın davalı Tasfiye Halinde ….. tarafından şirketin tanıtımında kullanılmakta olduğunu, davalı ….. Lojistik Ticaret Limited Şirketi’ne ait web sitesinde, çeşitli billboard ve reklam panolarda, davalının reklam afişlerinde ve şirkete ait tırların üzerinde müvekkile ait fotoğrafın kullanıldığını, diğer davalılar … Şti. ve …. Şti. de Tasfiye Halinde ….. için yapmış oldukları açık hava reklamı ve araç giydirme işlerini, kendi internet sitelerinde referans olarak gösterdiklerini, davalıların izinsiz kullanımının tespiti için İstanbul Anadolu … Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Değişik İş sayılı dosyasının açıldığını, bu dosyada davalı Tasfiye Halinde …..’ya ait işyerinde keşif yapıldığını ve her üç davalıya ait internet sitesinde inceleme yapıldığını, bilirkişiler tarafından yapılan inceleme neticesinde dava konusu fotoğrafın FSEK m.4-b, 5 anlamında güzel sanat eseri olduğu ve davalılar tarafından kullanıldığının tespit edildiği, ayrıca İstanbul Anadolu …. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Değişik İş sayılı dosyası ile yapılan keşfin ardından durumdan haberdar olan davalı Tasfiye Halinde …..’nun 19.03.2021 tarihli …. gazetesinde özür metni yayımladığını ve bu özür metni ile davalının davaya konu haksız eylemini kabul ettiğini, davalıların, izinsiz ve isim belirtmeden müvekkile ait fotoğrafı süreklilik arz eden ve kamuya açık alanda kullanım ile müvekkilinin eser sahipliğinden kaynaklanan manevi ve mali haklarını ihlal ederek ticari kazanç sağladıklarını, davacı müvekkilini maddi ve manevi yönden zarara uğrattıklarını, müvekkilinin fotoğraf sanatçısı olduğunu, bu işi hobi olarak değil meslek olarak yaptığını, davalıların ise bu fotoğraf üzerinden ticari kazanç elde ettikleri dikkate alınarak tazminat miktarı tespit edilmesi gerektiğini, davalı Tasfiye Halinde …..’nun, şirketinin tanıtım yüzü olarak uzun zamandır müvekkilin fotoğrafını kullandığı dikkate alınırsa uzun yıllardır elde ettiği karın hesaplanarak hükmedilecek tazminatta dikkate alınması gerektiğini, açıklanan nedenlerle, müvekkilinin fotoğrafı üzerindeki eser sahipliğinden doğan mali ve manevi haklarına davalılar tarafından tecavüz edildiğinden şimdilik belirleyebildiklerini ifade ettikleri 10.000 TL maddi tazminat ile 30.000 TL manevi tazminatın fiilin işlendiği tarihten itibaren yasal faizleriyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı Tasfiye Halinde ….. Loj. Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin ticaret siciline kayıtlı olduğu yerin başka bir anlatımla işlerinin yönetildiği yerin İstanbul ticaret siciline kayıtlı olduğunu adresin de “… Mah. … Residance B Blok No:… K:5 Ümraniye / İSTANBUL’ olduğunu, 6100 Sayılı HMK’nın 6. ve 14. maddeleri uyarınca müvekkili şirket aleyhine ikame edilecek davalarda yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, Bu kapsamda Sayın Mahkemenin iş bu davaya bakmakta yetkisiz olduğunu, yetki itirazlarını tekrar ederek Sayın Mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilmesini ve dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın tecavüzün sona erdirilmesi talebinin hukuki ve maddi dayanaktan yoksun olduğunu, davacıya ait olduğu beyan edilen fotoğrafın davalı müvekkili şirket araçlarından bir kaçında ve reklam panolarında 2018 yılı içerisinde kullanıldığını, daha sonraki yıllarda ise kullanılmayan davaya konu fotoğrafın davacı tarafa ait olduğunun öğrenilmesi üzerine; ülke çapında yayın yapan … Gazetesinin 19/03/2021 tarihli basımında özür metni yayımlandığını, fotoğrafın sanatçısından özür dilendiğini, dolayısıyla davacı tarafın tecavüzün sona erdirilmesi talebi maddi dayanaktan yoksun olduğunu, bu talebin reddi gerektiği kanaatinde olduklarını, her ne kadar dava dilekçesinde davalı müvekkili şirket tarafından yayımlatılan özür metninin, haksız eylemin müvekkili şirket tarafından gerçekleştirildiğinin kabulü anlamına geldiği ileri sürülmüşse de bu hususun gerçeğe tamamen aykırı olduğunu, müvekkili şirketin reklam ve tanıtımlarının yapılması maksadıyla diğer davalılardan ….. San. ve Tic. A.Ş. ile anlaştığını, Geniş bir alanda faaliyet gösteren müvekkil şirketin profesyonellik adına işi reklam şirketine vermiş olması ve şirketten de aynı profesyonelliği beklemesinin pek tabi olduğunu, yapılan anlaşma doğrultusunda şirketin tanıtımlarında kullanılacak tüm slogan, afiş vb. dokümanların seçimi ve yayımlanmasının reklam şirketinin faaliyet alanında olduğunu, bu nedenle iş bu faaliyetlere yönelik ihtilaflar dolayısıyla ortaya çıkabilecek tüm yasal sorumlulukların reklam şirketine ait olduğunu, reklam şirketi tarafından yapılan her işin, kullanılan her fotoğraf ya da sloganın müvekkil şirketçe denetlenmesinin mümkün olamayacağını, dolayısıyla sorumluluğun davalı müvekkil şirkete atfedilmesi hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının dava dilekçesinde “müvekkilin eser sahipliğinden kaynaklanan manevi ve mali haklarını ihlal ederek ticari kazanç sağlamışlar, bu şekilde müvekkilimi maddi ve manevi yönden zarara uğratmışlardır” şeklinde ifadelerinin tamamen soyut nitelikte olduğunu, Türk Hukuk Sisteminde zarar görenin, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğunu, dolayısıyla davaya konu olay neticesinde uğranıldığı iddia edilen zararın ne şekilde olduğunu ispatı davacıya ait olup dava dilekçesinde bu hususu açıkça belirtmiş olması gerektiğini, dava dilekçesinde bu hususla ilgili olarak herhangi bir beyanı olmadığı gibi bu konuya ilişkin belge ve ispat aracı da bildirilmediğini, bu aşamadan sonra bildirilmesi ve de beyan edilmesinin davanın genişletilmesi yasağı kapsamında olduğu hukuki bir sonuç olup bu konuda muvafakatimizin olmadığını, ayrıca davacıya ait olduğu beyan edilen fotoğrafın davacı tarafından nerede ne zaman çekildiğinin, fotoğraftaki kişilerin işbu fotoğrafın çekimi için davacıya vermiş oldukları iznin olup olmadığının da ayrıca dosyaya ibrazı gerektiği kanaatinde olduklarını, davacı tarafın iddia ettiği zararın mevcudiyetinin kabulü halinde dahi müvekkili şirketin hukuki sorumluluğu bulunmadığından iş bu davanın müvekkil şirket açısından reddi gerekeceği kanaatinde olduklarını, açıklanan nedenlerle, yetki itirazlarının kabulüne, davanın hukuki dayanak yoksunluğundan ve tecavüzün sona erdirilmesi talebinin ise filli olarak bir tecavüzün bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … San ve Tic. A.Ş ve …. San. Ve Tic. Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile, her iki şirketin yönetim merkezinin İzmir’de olduğunu, bu sebeple yetkiye itiraz ettiklerini ve davanın yetkili İzmir mahkemelerine gönderilmesini talep ettiklerini, müvekkillerinden … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin davada taraf olmadığını, zira davacının iddialarına göre bir fotoğrafın kullanılması ile eser sahibinin maddi manevi zararına neden olunduğu iddiasında İzmir açık hava şirketi’nin sadece atölye yani imalat uygulamalarını hazırlayan firma olduğunu, bu açıdan müvekkili firmanın, uygulama için kendilerine getirilen fotoğraf veya sair materyalin değişik malzemeler üzerine basımını ve yerine montaj ve uygulamasını yaptığını, bu nedenle de kendilerine getirilen materyalin(fotoğrafın) menşeini, niteliğini. hak sahipliğini, müseccel olup olmadığı bilemeyeceği gibi bilebilecek durumda da olmadığını, bu şirketin iddialarla ilgisinin olmadığını, dolayısıyla işbu davada ona husumet yöneltilemeyeceğini ve pasif dava sıfatının bulunmadığını, müvekkillerinden …. A.Ş.’nin davalılardan Tasfiye Halinde ….’ya ait bazı tırların üzerine fotoğraf baskılı giydirme tabir edilen kaplama yaptığını, kullanılan fotoğrafın iddia edilenin aksine internet ortamında dolaşan, davacıya ait olduğu asla belli olmayan ve ispatlanmayan ve ona ait bir siteden de alınmamış bir fotoğraf olduğunu, kullanılma tarihinde davacıya ait olduğu belirlenmiş bir web sitesinden falan da alınmış olmadığını, fotoğrafın davacıya ait olduğunu gösterir bir menşei veya tescil belgesi olmadığı gibi internet ortamında bir dönem de bir siyasi partinin seçim kampanyasında kullanıldığı da internette göründüğünden müvekkil firmanın anonim olduğunu düşündüğü fotoğrafı kullandığını, fotoğraf kullanıldığı tarih itibariyle davacı adına tescilli de olmadığını, öte yandan müvekkilinin yaptığı bu reklam işi davacının esas talepleri düşünüldüğünde çok küçük değerde bir iş olduğunu, kendilerine yapılan harici başvurularda davacı yanın milyon TL’ları bulan taleplerde bulunduğunu, oysa müvekkili firmanın bu tür resimlerin tescilli olarak satıldığı sitelere abone de olarak tanesini 10,00-15,00-USD gibi rakamlara alabildiğini, davacının adı geçen fotoğrafı eser olarak kabul edilse hatta tescilli olsa bile davada talep edilen rakamların bile bu rayiçlerle mukayese kabul edilemeyecek ölçüde yüksek ve fahiş olduğunu, talep edilen rakamların bu sektörün hiç tanık olmadığı derecede fahiş rakamlar olduğunu ve davacının sebepsiz zenginleşmesine yol açacağını, ayrıca dava konusu fotoğrafın kullanılmasının dava dilekçesinde belirtildiği gibi bir ticari kazanca yol açıp davacının haklarını ihlal edecek bir yönü olmadığını, bu ticari kazanç nedir, ne kadardır, bu fotoğrafın ticari kazanca etkisi nedir gibi sorular afaki konular olup somutlaştırılmasının da neredeyse mümkün olmadığını, kullanılan fotoğrafın ticari değerinin ortada olduğunu, fotoğrafın kullanıldığı firmanın (Tasfiye Halinde … Kargo) elde ettiği ticari değer artışı işin niteliği gereği somut olarak belirlenemez olduğunu, bu fotoğrafı gören tüketicinin firma seçiminde fotoğraftan etkilenerek seçiminde onu referans olarak alma olasılığı nedir, bunun genel ticaret içinde oynadığı aktif rol ne kadardır konuları hakkında yapılacak bilirkişi tespitlerinin dahi somut gerçeği yansıtma ihtimali oldukça düşük olduğunu, bu nedenlerle davanın haksız ve dayanaksız olmasının yanında piyasa şartlarının gerçekliği ile uyumsuz olması nedenleriyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya, davaya konu edilen fotoğrafın eser olup olmadığı, davacının eser sahibi olup olmadığı, davalıların, davacıya ait olduğu iddia edilen bu eserden kaynaklı mali ve manevi hakları ihlal edip etmedikleri, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 04/04/2022 tarihli raporlarında; “Dava konusu edilen fotoğrafın FSEK gereğince çekim teknikleri, kompozisyon ve estetik yapısı bakımından eser niteliği taşıdığı, dava konu edilen güzel sanat eserinin eser sahibinin davacı yan olduğu, davacının mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, davacıya ödenmesi hükmedilecek maddi tazminattın sadece davalı Tasfiye Halinde ….. Şti.’nin sorumlu tutulabileceği, diğer davalı firmalara karşı varsa aralarındaki sorumluluk maddesi taşıyan anlaşmalara ve genel hükümlere göre rücu durumunun söz konusu olabileceğini, davacı yan tarafından FSEK 68. Madde gereğince talep edilebilecek emsal / rayiç izin bedelinin dava tarihi itibariyle 10.000 TL olduğu ve bu bedelin üç katına hükmedilip hükmedilmeyeceği Sayın Mahkemenin takdirinde olup, bu bedelin üç katına hükmedilmesi durumunda davalı Tasfiye Halinde ….. Şti. tarafından davacı yana FSEK m.68/1 uyarıca 30.000 TL tutarında üç kat bedel ödemesi yapılacağı, FSEK 70. Madde gereğince bir hesaplama yapılmasının mümkün olmayacağı ve bundan çıkacak verilerin davada karara yönelik olarak istenen kesinlikte bilgilere erişmeye imkan vermeyeceği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 12/04/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda, davaya konu fotoğrafın FSEK kapsamında bir eser olduğunun tespit edildiğini, raporda iştirak ettikleri tek hususun bu olduğunu, tazminatın kimlerden talep edilebileceği hususun teknik değil, hukuki bir konu olduğunu, her üç davalının, müvekkiline ait eseri çoğalttıklarının açık olduğunu, aralarındaki ilişkinin müvekkilini bağlamasının söz konusu olmayacağını, davalılar …. Şti ve …. Şti, hem davalı …..’nun işini yaparak, hem de aynı fotoğrafı kendi internet sitelerinde yayımlayarak müvekkiline zarar verdiklerini, heyette bulunan bilirkişinin hangi değerlendirmeyi yaptığının anlaşılmadığını, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilmesine karşın defter incelemesi yapılmadığını, davalı …..’nun diğer davalılarla yaptığı sözleşme yerinde inceleme yapılarak celp edilmediğini, davalılar arasındaki faturaların incelenmediğini, hiçbir mali inceleme yapılmaksızın kazanç üzerinde fotoğrafın etkisinin belirlenemeyeceğinin belirtilmesinin mümkün olmadığı gibi hukuki de olmadığını, heyette reklam uzmanı bilirkişisinin bulunmadığını, bu durumun değerlendirmelerin hatalı olmasına sebep olduğunu, bilirkişilerin yapacakları yerinde incelemede, her üç davalı arasındaki sözleşmeyi ve faturaları incelemelerinin gerektiğini, diğer davalıların, …..’nun araç giydirme ve reklam işlerini bila bedel yapmadıklarının açık olduğunu, öncelikle sözleşmenin celbi ile, yapılan işin maliyetinin ve kar payının tespitinin gerektiğini, …..’nun sadece araçlarını giydirerek, gezici reklam yapmadığını, havaalanlarındaki panoları kiraladığını ve açık hava reklamı yaptıklarını, bilirkişilerin dava konusu fotoğrafın “birçok farklı mecrada (takvim, açık hava reklam panosu, taşıt üzeri giydirme, sosyal medya kaynaklı tanıtım vs.)” kullanılacak nitelikte olduğunu belirtmelerine rağmen, bedelinin 10 bin TL değerinde olabileceğinin belirtilmesinin de hatalı olduğunu, açıklanan nedenlerle rapora itiraz ettiklerini, rapordaki hukuki değerlendirmeleri kabul etmediklerini, mali müşavir bilirkişi tarafından hiçbir değerlendirme yapılmadığı da dikkate alınarak mali müşavir bilirkişiye ilaveten reklam alanında uzman bir bilirkişinin de heyete dahil edilerek yeni bir rapor aldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … Şirketi ve … Şirketi vekili 11/04/2022 tarihli dilekçesi ile, davalı müvekkili …. şirketi yönünden müvekkili şirketin sadece imalat uygulamalarını hazırlayan firma olduğu gibi her firmaya iş yaptığını, her firmaya fason iş yapan tamamen bağımsız olan ve gelen taleple uygulama ve imalat işi yapan bir firma olduğunu, davacı yanın konu ile ilgili sorumluluk kapsamını genişletmek amacıyla kötüniyetli olarak bu müvekkili firmayı da işin içine kattığını, ancak esasen bu şirketin iddialarla ilgisinin olmadığını, dolayısıyla işbu davada ona husumet yöneltilemeyeceğini ve pasif dava sıfatı olmadığını, davacı yanın iddialarının ve bilirkişi tespitinin aksine dava konusu fotoğrafın anonim olduğunu düşündüklerini, kullanılan fotoğrafın iddia edilenin aksine internet ortamında dolaşan, davacıya ait olduğu asla belli olmayan ve ispatlanmayan ve ona ait bir siteden de alınmamış bir fotoğraf olduğunu, davacı yanın işbu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, bilirkişi raporundaki aleyhe hususları kabul etmediklerini, eksik olduğunu düşündükleri ve belirttikleri kısımlar üzerinden yeniden rapor alınmasını, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilleri nezdinde husumet ve resen taktir edilecek nedenler ile haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın iki müvekkili şirket yönünden de reddini talep etmiştir.
Davalı Tasfiye Halinde ….. Lojistik Tic. Ltd. Şti.vekili 21/04/2022 tarihli dilekçesi ile, dava konusu fotoğrafla ilgili reklam şirketinin izin alıp almadığını araştırma yükümlülüğünün müvekkili şirkete yüklenemeyeceğini, böyle bir yükümlülüğü bulunsa dahi sadece davalı müvekkili şirketin sorumluluğuna gidileceği yönündeki bilirkişi raporundaki değerlendirmenin hakkaniyete aykırı olacağını, bir fotoğrafın anonim olup olmadığına düşünerek karar vermenin, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili şirketin somut olayda kusuru bulunmadığını, müvekkili şirketin, söz konusu hak ihlalinden kaynaklanan yasal sorumluluğun …. Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketine ait olduğunu belirtmek suretiyle ….. Gazetesi vasıtasıyla, özür metni yayımlayarak davacı taraftan alenen özür dilemesine rağmen davacı tarafın “tecavüzün sona erdirilmesi” talebinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, zira tecavüzün sona erdirilmesi talebinin saldırı devam ettiği müddetçe ileri sürülebileceğini, yayımlanan özür metni ile haksız durumun sona erdirildiğini, bilirkişi raporunda aleyhe olan hususları kabul etmediklerini beyan ederek eksik ve hatalı bilirkişi raporuna karşı işbu dilekçe ile belirttikleri hususlar doğrultusunda ek rapor aldırılmasını, mahkeme aksi kanaatte ise davalı müvekkili şirket adına açılmış işbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 16/05/2022 tarihli dilekçesi ile, FSEK m.68 kapsamında tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen talep ettikleri 10.000,00 TL tazminat alacağı taleplerini 30.000,00 TL’ye artırdıklarını beyan ettiği görülmüştür.
Dava, davalıların, davacıya ait eserden doğan mali ve manevi hakları ihlali nedeniyle tazminat ve dava tarihinden sonraki muhtemel tecavüzün men’i talebine yöneliktir.
FSEK 66/son maddesi kapsamına göre davalıların yetki itirazları reddedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde; FSEK’in 2/3. Maddesi, bedii vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmi mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, planlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve ilim ve edebiyat eseri sayılabileceği, FSEK’in 15. Maddesi, eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine ait olduğu, bir güzel sanat eserinden çoğaltma ile elde edilen kopyalarla bir işlenmenin aslı veya çoğaltılmış nüshaları üzerinde asıl eser sahibinin ad veya alametinin, kararlaştırılan veya adet olan şekilde belirtilmesi ve vücuda getirilen eserin bir kopya veya işlenme olduğunun açıkça gösterilmesinin şart olduğu, FSEK’in 68. Maddesinde ise, izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği belirtilmiştir.
FSEK’in 22. Maddesi ile, bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle, tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı, geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir.
Toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre, davaya konu fotoğrafın davacının hususiyetini taşıdığı ve eser vasfında olduğu, davacının ise eser sahibi olduğu anlaşılmıştır.
Davalılardan … Ticaret Limited Şirketi’nin davaya konu fotoğrafı davalı ….. Lojistik Ticaret Limited Şirketi’nin reklam faaliyetlerinde kullanılmak üzere imalat uygulamalarını hazırladığı, davalı … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nin …..’ya ait tırların üzerine, bu üretilen ve davacıya ait eseri bulunduran giydirmeleri yaptığı, nihayet davalı …..’nun da bu reklamları ticari faaliyetlerinde kullandığı sunulan deliller ve taraf anlatımlarına göre sabittir. Bu durumda davacının eserden doğan mali ve manevi haklarının ihlal edildiği, söz konusu ihlali her üç davalının da ticari faaliyetleri sırasında gerçekleştirdiği, basiretli tacir gibi davranmaları gereken davalıların, ticari faaliyetlerini yürütürken eser sahiplerinin hakları noktasında hassas ve sorumlu davranmalarının kendilerinden beklenebileceği, ancak her üç davalının da bu özen yükümlülüğüne aykırı olarak davalıya ait eseri ticari faaliyetlerinde kullandıkları ve kusurlu eylemleri ile davacının eserden doğan mali ve manevi hakları ihlal ettikleri, bu itibarla tecavüz fiilinden her üç davalının müştereken sorumlu oldukları kanaatine ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporu ile tespit olunan eserin rayiç bedeli dosya içeriği ile ihlalin boyutuna uygun bulunmakla bu yöndeki itirazlar ile ek rapor alınması cihetine gidilmemiştir.
Davacı tazminat talebini FSEK 68. maddeye dayandırmış olması sebebiyle bulunan rayiç bedelin üç katına hükmetmek ve söz konusu madde çerçevesinde taraflar arasında farazi sözleşmesel ilişki kurulduğu kabul edildiğinden dava tarihine kadar olan tecavüzün men’ine ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

İhlal edilen manevi hakların mahiyeti, ihlalin şekli, manevi zararın boyutu birlikte nazara alınarak talep olunan 30 bin TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olduğu hukuki ve vicdani kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE;
Davalıların davacıya ait eserden doğan mali ve manevi hakları ihlal etmiş oldukları anlaşıldığından FSEK 68.maddesine göre 3 kat arttırılmak suretiyle bulunan 30.000 TL maddi tazminatın ve 30.000 TL manevi tazminatın 09/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Dava tarihinden sonraki muhtemel tecavüzün men’ine, dava tarihine kadar olan tecavüzün men’i talebinin FSEK 68.maddesi gereği taraflar arasında farazi sözleşmesel bir ilişki kurulduğu anlaşıldığından REDDİNE,
2-Alınması gereken 4.098,60 TL harçtan, yatırılan 683,10 TL peşin harç ve 427,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 2.988,50 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen dava tarihinden sonraki muhtemel tecavüzün men’i talebine yönelik 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirmekle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen dava tarihine kadar olan tecavüzün men’i talebine yönelik 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 321,75 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.321,75 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 2.491,31 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı tarafından yatırılan 683,10 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı ve 427,00 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 1.169,40 TL harç giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı ….. Lojistik Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan 164,60 TL yargılama giderinin davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 41,15 TL’sinin davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, Davalılardan … Ajans ve … Ltd. Şti. Vekilinin yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/09/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸