Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/471 E. 2022/170 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/471
KARAR NO : 2022/170

DAVA : Marka’nın Kullanılmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 06/05/2021

BİRLEŞEN MAHKEMEMİZ … ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVA : Marka’nın Kullanılmama Nedeniyle İptali
DAVA TARİHİ : 17/05/2021
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Kullanılmama Nedeniyle İptal davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, Almanya merkezli grup şirketlerden oluşan müvekkil şirket …. nin her türlü ev eşyaları başta olmak üzere nihai kullanıcılara yönelik yüzlerce çeşit ürün üreterek dünyanın 80’den fazla ülkesinde faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müvekkil şirketin Almanya, Türkiye ve hatta dünya çapında tanınmış “…”, “…”, “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkil şirketin, “…” markasını ev ve mutfak eşyaları başta olmak üzere bir çok sektörde uzun yıllardır faal olarak kullandığını, … markasının ise müvekkilin ticari unvanı olduğunu, Türkiye’de ise müvekkil markasının ayırt edilemeyecek derecede benzeri olan “… …” markası davalı tarafından müvekkil markasının tanınmışlığından yararlanmak amacı ile kötü niyetli olarak tescil edildiğini, müvekkili ….Tic. Ltd. Şti. ise … ‘nin Türkiye’deki grup şirketi olduğunu, … San. Ve Tic. Ltd. Şti., ….’nin Türkiye’deki marka haklarını kullanmak ve korumakla yetkilendirilmiş olup işbu davada menfaat sahibi ve tabii olarak ilgili kişi olduğunu, davalının son beş yıl içince herhangi bir yerde “… …” markalı ürün üretmediğini, satmadığını, üçüncü kişilere kullandırmadığını, hiçbir gazete ilanı vermediğini, katalog hazırlamadığını, fiyat listesi düzenlemediğini, yani kısaca markayı ciddi bir şekilde kullanmadığını, Kanunun lafzı ile davalı tarafından markanın ciddi kullanımı olmadığını, ancak davalının, kötü niyetli bir şekilde kullanmadığı “… …” markasının tescil yenilemesini sağlamadığını, ancak markanın kullanılmamasına rağmen sürekli yenilenerek hak sahipliğinin korunması ve markayı piyasada kullanabilecek kimselerin kullanmasının engellenmesi hakkın kötüye kullanılmasının açık bir örneği olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı adına … tescil numarası ile tescilli “… …” markasının, beş yıldan uzun süredir kullanmama sebebi ile iptaline, vekalet ücreti dahil yargılama masraflarının davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 1980 yılında … tarafından züccaciye ve elektrikli ev aletleri satışı yapmak üzere ticaret yaşamına adım atan Müvekkil firma 1986 yılında bir aile şirketi olan …. Ltd. Şti. adını alarak ticari hayatına devam ettiğini, 2003 yılına kadar Dünyanın ve Türkiye’nin önde gelen elektrikli ev aletleri markalarının distribütörlüğünü ve dağıtımını gerçekleştiren müvekkil firmanın 2004 yılından itibaren … markası ile sektöre ve müşterilerine hizmet vermeye başladığını, marka yolculuğuna sadece 10 ürün çeşidine sahipken, bugün 5 ayrı ana kategori ve yüzlerce çeşit ürünşe hizmet vermeye devam eden Türk züccaciye sektörünün saygın ve köklü kurumlarından biri olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacı taraf … ibaresini Türkiye’de tescil ettirmek ve kullanmak maksadı ile huzurdaki davayı açtığını beyan ettiğini, nitekim davacı … firmasının … ibaresini tescil ettirmek için yaptığı ve müvekkil itirazları neticesinde reddedildiğini gösterir Türk Patent nezdinde marka başvuruları da olduğunu, oysa ki davaya konu marka dışında müvekkilin onlarca … ibareli markası bulunduğu gibi, markayı yoğun bir şekilde kullanmakla kalmamakta aynı zamanda … markasının Türk Patent nezdinde tanınmış marka olarak da tescil ettirmiş bulunduklarını, bu manada davaya konu markanın kullanmama nedeniyle iptali ile … ibareli markasını kendi adına tescil ettirebileceği iddiasının gerçek dışı olduğunu, diğer yandan müvekkil … ibareli markası tanınmış marka olarak da Türk Patent sicilinde kayıtlı olduğunu, müvekkilinin onlarca tescilli … ibareli markası bulunmakta olup yoğun bir şekilde de … ibareli markasını tescil edildiği tarihten itibaren de kullanılmakta olduğu dikkate alındığında davacı tarafın … ibareli markasını kendi adına tescili veyahut kullanımının söz konusu olamayacağını, davacı … firmasının … ibaresini Türkiye’de kullanma çabaları olduğunu, aleyhine ihlal davası açıldığını, bu ihlal davasının açılması üzerine davacı tarafından müvekkili aleyhine yine huzurdaki davaya konu edilen … sayılı markanın devrinin iptali ile kendi adına tescilini, aksi durumda ise hükümsüzlüğü için dava açıldığını, açılan davanın reddedildiğini, Yargıtay incelemesinde olduğunu, söz konusu davadan elde edemediği sonuca bu kez huzurdaki dava ile elde etmeye çalıştığını, açıklanan nedenlerle, öncelikle davacının işbu davayı açmasında hukuki yararı mevcut olmadığından ve kötüniyetli olarak açılmış olduğundan davanın usulden reddine, aksi kanaat durumunda açılan hukuki ve somut dayanaktan yoksun haksız davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA DAVA : Davacı vekili birleşen Mahkememiz … esas sayılı dosyasında dava dilekçesi ile, müvekkilinin … markasını ev ve mutfak eşyaları başta olmak üzere bir çok ülkede uzun yıllardır faal olarak kullandığını, müvekkilinin markasının Türkiye’de ayırt edilemeyecek kadar benzerinin davalı tarafından davacının markasının tanınmışlığından yararlanmak amacı ile kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, davalının son beş yıl içinde herhangi bir yerde “…” markalı ürün üretmediğini, satmadığını, üçüncü kişilere kullandırmadığını, hiçbir gazete ilanı vermediğini, katalog hazırlamadığını, fiyat listesi düzenlemediğini, yani markayı ciddi bir şekilde kullanmadığını, ancak davalının kullanmadığı markasını yenilediğini, davalının müvekkilinin Almanya merkezli bir şirket olmasını ve Türkiye’de marka tescili gerçekleştirmemiş olmasını fırsat bilerek hem müvekkilinin … olan ticari unvanını hem … markasını “… …” olarak tescil ettirdiğini, hem de davaya konu müvekkili markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer “…” markasının tescilini sağladığını, bu nedenle davalı adına … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeni ile iptalini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DOSYADA CEVAP : Davalı vekili birleşen Mahkememiz … esas sayılı dosyasında cevap dilekçesi ile, huzurdaki davanın açılmasında hukuki yararın mevcut olmadığını, davaya konu marka dışında müvekkilinin onlarca … ibareli markası bulunduğunu, markayı sundukları ve sunacakları delillerden anlaşılacağı üzere yoğun bir şekilde kullandıklarını, aynı zamanda … markasının TPMK nezdinde tanınmış marka olarak da tescil ettirmiş bulunduğunu, müvekkili ile davacı firma arasında daha önceden uyuşmazlıklar olduğunu, davacının müvekkilinin markasının hükümsüzlüğü talebine ilişkin Bakırköy …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı davasını açtığı, davanın reddine karar verildiği, davacı tarafından daha önce açtığı aleyhine karar verilmesi ve amacına ulaşamaması nedeniyle bu sefer aynı markaya ilişkin mahkemenin .. esas sayılı dosyasında …sayılı … … ibareli markanın kullanılmama nedeni ile iptali davasını açtığını, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının iddialarının hukuki ve somut dayanağının mevcut olmadığını, öncelikle davanın Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, açılan davanın usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosya, ana dosyada, davalıya ait … birleşen dosyada, davalıya ait … tescil numaralı markaların kullanılmama nedeniyle iptali koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 24/06/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporlarında; “ASIL DAVA AÇISINDAN; Davalı tarafın dava konusu .. tescil numaralı ve görseline haiz “…” ibareli markasını, tescil edildiği 08, 11 ve 21. sınıflarda yer alan emtiaların tamamı yönünden kullanmadığı, kullanmamasına neden olacak haklı bir sebebin bulunmadığı tespit edilmiş ve kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluştuğu, BİRLEŞEN DAVA AÇISINDAN; Davalı tarafın dava konusu …. tescil numaralı ve görseline haiz, “….” ibareli markasını; 08. Sınıf dahilinde “Tüm emtia çeşitleri” yönünden, 09. Sınıf dahilinde “Tüm emtia çeşitleri” yönünden, 11. Sınıf dahilinde “Tüm emtia çeşitleri” yönünden, 21. Sınıf kapsamında “Tüm emtia çeşitleri” yönünden, 35. Sınıf dahilinde “Tüm hizmet çeşitleri” yönünden kullanmadığı, kullanmamasına neden olacak haklı bir sebebin ileri sürülmediği tespit edilmiş ve kullanmama nedeniyle iptal koşullarının oluştuğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili 08/07/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişiler tarafından rapor düzenlenirken hukuki menfaat yokluğu ve kötüniyete ilişkin beyanlarının gözardı ettiklerini, açılan davada verilecek olan kararda davacı tarafın bir hukuki yararı bulunması gerektiğini, bilirkişiler tarafından kullanılmamaya ilişkin değerlendirme ve tespitlerin aksine davaya konu markanın ayırt edici unsurunun … ibaresi olduğunu, davacının … ibaresini tescil ettirme amacıyla huzurdaki davayı açtığı beyanı dikkate alındığında davaya konu markada esas unsurun … ibaresi olduğu müvekkilinin de … ibaresini ciddi ve yoğun bir şekilde kullandığı hatta tanınmış marka haline getirerek Türk Patent sicilinde tanınmış marka olarak kaydettirdiği açık olup bilirkişilerin markanın esaslı unsurlarından biri olan … ibaresini yalnızca kullanıyor olması nedeniyle … ibaresinin kullanılmadığına ilişkin görüşe katılmadıklarını, birleşen dava açısından da davacı tarafın hukuki yararı olmadığı gibi yine hakkın kötüye kullanılmasının söz konusu olduğunu, bilirkişilerin mevcut kullanımının cirodaki payı nedeniyle kullanımın ciddi olmadığı şeklindeki görüşe katılmadıklarını, kullanmama nedeni ile iptal davalarında her somut olayın kendi hal ve şartları içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilinin kullanımının mal ve hizmetler için pazar yaratmak ve mevcut pazarı korumak amacıyla olduğunun açık olduğunu, ezbere bir şekilde ciro içerisindeki değerin belirlenerek ve yorum yapılarak müvekkilinin markasının kullanılmadığı görüşünün hatalı olduğunu, açıklanan nedenlerle itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyetinden yeni bir rapor aldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Asıl dava ve birleşen dava, davalı adına tescilli markaların kullanılmama nedeniyle iptali talebine yöneliktir.
SMK’nun markanın kullanım külfetine ilişkin 9. Maddesi hem geçmişte tescil edilen markalar için hemde gelecekte tescil edilecek markalar için kullanma külfeti getirmiştir. Dolayısıyla davalıya ait markada kullanma külfeti altındadır. Markanın kullanımının SMK’nun 7. Maddesinin ikinci fırkasının a,b.c bentlerinde ön görülen modelde olmak üzere anılan maddenin 3. Fırkası ile 9. Maddenin 2. Ve 3. Fıkrasında açıklandığı şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir.
Kullanmama nedenine dayalı iptal davası açabilmek için hak düşürücü bir süre bulunmamaktadır. Önemli olan dava tarihinden geriye doğru tescil anına kadar 5 yıllık sürenin dolmuş bulunmasıdır, bu nedenle dava süresindedir.
İptali istenen markanın kullanımının söz konusu markanın tescil edildiği mal ve hizmetler için pazar yaratmak yahut mevcut pazarı korumak amacıyla temel işlemine uygun olarak anılan ürünlerin ve hizmetlerin menşeini garanti edecek şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu kullanımın markanın tüketiciye yahut son kullanıcıya ürün veya hizmetin menşeini bu ürün yada hizmetin diğer kaynaklardan gelenlerden ayırt etmesine izin verecek ve karıştırmaya mahal vermeyecek biçimde yalnızca ilgili teşebbüs nezdinde değil piyasaya ulaşacak ve belirli müşteri çevresi yaratacak şekilde ciddi olarak gerçekleşmelidir. Doğal afetler, savaş, ağır bir ekonomik buhran, ambargo, ithalat kısıtlamaları gibi durumlar markanın kullanılmaması için haklı bir neden olabilir ancak somut olayda davalının böyle bir iddia ve beyanı bulunmamaktadır.
Olumsuz vakıaların ispatının davacıya düşmemesine ilişkin genel hukuk ilkesi uyarınca yargılama konusu markayı tescilli olduğu sınıflarda kullandığını ispat yükü davalıdadır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/5260 Esas, 2020/3381 Karar, 01/07/2020 Tarih) Bir markayı kullanan ve ileride kullanmama sebebine dayalı iptal tehdidi ile karşılaşmak istemeyen basiretli tacir gibi hareket etmesi gerekli olan davalının kullanıma ilişkin kanıtları özenle saklaması gerekmektedir. Markanın iptal müeyyidesinden kurtulabilmesi için tescil edildiği her bir emtia için bağımsız olarak ayrı ayrı kullanılması gerekir. Buna göre bir markanın bir ürün için kullanımının diğer bir ürün için kullanım sayılmaz.
Kanun koyucu davayı açabilecek, yani davacı olabilecek kişiler için “ilgili kişiler” tanımını kullanmıştır. Hukuki yarar tespit edilirken “ilgili kişi” kavramına ticari rakiplerin de girdiğinin kabulü gerekir. Somut olayda tarafların aynı sınıflar bakımından ticari faaliyette bulunuyor olmaları, davacının hukuki yararının varlığını kabule yeterlidir. Bu anlamda davalının seri markalarının yahut tanınmış markalarının varlığı, münhasıran hukuki yarar olgusunu ortadan kaldırır mahiyette değildir. Davalının aynı asli unsura sahip birden fazla markası bulunduğu ve bu yönden hukuki yararın ve iptal koşullarının bulunmadığı yönündeki savunması ise davalının tescilli her bir markasını kullanma zorunluluğu karşısında mahkememizce kabul edilmemiştir. “Şayet ayırdedici unsurları itibariyle benzer iki tescilli marka varsa, marka sahibinin bunlardan birini kullanması, diğeri bakımından SMK 9/2.maddesi anlamında kullanma sayılan hallerden değildir.”(Yasaman, Sınai Mülkiyet Kanunu Şerhi, s.2029) Bunun yanısıra Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/04/2010 tarih, 2008/8156 e., 2010/3600 k.sayılı ilamı ile tanınmış markaların da kullanılma zorunluluğuna işaret etmiştir. Aksi halin kabulü, yani davaya konu iptali talep olunan marka ile aynı asli ve ayırdedici unsura sahip seri ve/veya tanınmış markalara sahip davalı yönünden bu davanın açılamayacağının kabulü; markanın kullanılmaması nedeniyle iptalini öngören hükümlerin amacına aykırı sonuçlar doğurur. Buna göre; tescil tarihinden itibaren doğan tekel hakkı, marka sahibine, markanın üçüncü kişiler tarafından markaya tecavüzü engelleme ve markanın kullanımını yasaklama imkanı sağlamaktadır. Fakat, marka sahipleri tarafından kullanılmayan, ancak diğer yandan marka hakkı sahiplerine tekel hakkı tanımaya devam eden ve üçüncü şahısların kullanımına kapatılan markaların ölçüsüz artışı, marka sicilini gereksiz yere şişirecektir. Şüphesiz bu durum aynı veya benzer mal veya hizmetler için, aynı veya benzeri işaretleri tescil ettirmek isteyen diğer işletme sahipleri için ticari alanda özgürlüğü sınırlayıcı bir durum teşkil edecektir. Bu bağlamda markanın kullanılmaması nedeniyle iptal edilmesinde kamu yararı da vardır. (Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, 2004, s.423) Buna göre kullanılmama nedeni ile iptal davasının konusu, davacının iptal edilen markanın aynısını ya da benzerini fiili olarak tescil ettirebilip ettiremeyeceği; tescil sürecinde bir engelin çıkabilme olasılığının değerlendirilmesi değildir ve söz konusu değerlendirme farazi olması sebebiyle hukuka uygun sonuç verecek mahiyette de kabul edilemez. Tüm bu nedenlerle davacının “ilgili kişi” sıfatıyla dava açmakta hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında daha önce aynı/benzer markalara yönelik hükümsüzlük davalarının bulunması, kötüniyetli dava ikame edildiğine delalet etmeyeceği, hukukumuzda asıl olanın iyiniyet olduğu gerekçeleri ile davalının kötüniyet savunmaları mahkememizce kabul edilmemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu karşısında, davalının ana ve birleşen davaya konu markalarını tescilli oldukları sınıflarda, yukarıda anılı ilkeler çerçevesinde ciddi bir şekilde kullandığına delalet edecek yeterli delil sunulmadığı, incelenen ticari defterlerin ise davacının kullanmama iddiasını doğruladığı anlaşıldığından ana ve birleşen dava yönünden davacıların davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Ana dosyada;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle İPTALİNE, karar kesinleştiğinde SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 4.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 148,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 4.766,60 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Birleşen Mahkememize ait 2021/475 esas sayılı dosyada;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
-Davalıya ait … tescil numaralı markanın kullanılmama nedeniyle İPTALİNE, karar kesinleştiğinde SİCİLDEN TERKİNİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın, davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı, 46,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 165,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸