Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/470 E. 2022/199 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/470 Esas
KARAR NO : 2022/199

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i ile Maddi ve
Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 06/05/2021
KARAR TARİHİ : 07/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Men’i ile Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketin uzun yıllardan bu yana “…” adı ile mutfak araç gereç sektöründe faaliyet göstermekte olup tüketici nezdinde bilinen ve aranan mağazacılık zinciri olduğunu, davacının 2019 yılında “…” adını marka olarak … numara ile TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, davacının iş konusunun “…” markalı mutfak araç gereçleri, temizlik ürünleri, çok amaçlı düzenleyiciler, yardımcı ekipmanları ve bunların yedek parçaları oluşturduğunu, davacının perakende satış yanında toptan olarak da tedarik etmekte olduğunu, davalı yanın marka ihlalleri için yeterli önlemleri almadığını, davalıya marka ihlali bildiriminde bulunduğu “…” satıcısının ihlale konu ürünün satışa sunduğu ve engellenen URL adresinin satıcı isminin … olarak değiştirmesi neticesinde davacı markasının sahte / taklit ürünler üzerinde satışının sürdüğünü, davalının bu durumlar karşısında sorumluluk almaktan kaçındığını, marka ihlallerine karşın erişim engellenmesi tedbiri için Bakırköy …. Sulh Ceza Hakimliğinde www…..com internet sitesinde birden fazla satıcı tarafından kullanılması nedeniyle içeriklerin kaldırılması, engellenmesi ve cevap yazısının yayımlanması talep edildiğini, ancak bahse konu iddiaların doğruluğuna ilişkin denetimin yapılamayacağı anlaşılarak … D.İş no’lu karar ile talebin reddedildiğini, davalı yana ait www…..com web sitesindeki “…”, “…”, “…”, “…”, “…”, “… – …” isimli online mağazalarda “…” ürün görselleri, tescilli markası ve logosu izinsiz şekilde kullanıldığını, bu şekilde haksız yarar sağlandığını, haksız rekabet koşullarının oluştuğunu, SMK kapsamında davacının marka hakkına yapılan tecavüzlerin engellenmesi gerektiğini, davacının ihlaller nedeni ile maddi ve manevi olarak zarar uğradığını, önlemlerin alınmaması ve haksız rekabetin devamı nedeni ile davalının kusurlu olduğunu iddia ederek, davalı şirketin davacıya ait tecavüzün önlenmesine ve menine, tescilli markanın kullanıldığı yayınların engellenmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin yer sağlayıcısı davalı tarafından kaldırılmasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazeteden biri ile ilanına, ileride bedel artırım talepleri saklı kalmak üzere şimdilik 500,00-TL maddi tazminat 5,000 TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, huzurdaki uyuşmazlıkta müvekkili şirketin, 5651 sayılı kanun uyarınca yer sağlayıcı konumunda olduğundan hukuki sorumluluğu bulunmamakta olup, davanın müvekkil şirket bakımından pasif husumet yokluğundan usulden reddi gerektiğini, müvekkili … Ticaret A.Ş., 12.10.2009 tarihinde kurulmuş olup, ticari faaliyetlerini gerek tüketiciler gerek sektör çapında yüksek bilinirliğe sahip www…..com internet sitesi üzerinden sürdürerek giyimden ayakkabıya aksesuardan kozmetiğe birçok ürünü kendisine ait bahse konu internet sitesi aracılığı satışa sunulmasını sağladığını, müvekkili Şirket’in, bugün için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde çok sayıda marka tescili ve başvurusu bulunduğunu, müvekkili şirketin ticari faaliyetlerini, sahibi olduğu www…..com alan adlı internet sitesi üzerinden “…” (…) modeliyle yürütüğünü, müvekkili şirket, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun kapsamında “yer sağlayıcı”, Elektronik Ticarette Hizmet Sağlayıcı Ve Aracı Hizmet Sağlayıcılar Hakkında Yönetmelik uyarınca “aracı hizmet sağlayıcı” olarak, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurum nezdinde “Yer Sağlayıcı Faaliyet Belgesi” ile sektörde yer sağlayıcı hizmetini sağlayarak faaliyetlerini devam ettirdiğini, 5651 sayılı Kanun’un 5/1 maddesinde “yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.” denildiğini, bu kapsamda, müvekkili şirketin internet sitesinde pazaryeri butiklerinde üçüncü kişiler tarafından gerçekleştirildiği iddia olunan marka haklarına tecavüze ilişkin hukuki ve/veya cezai sorumluluğu bulunmadığını, ek olarak, 5651 sayılı Kanun’un m.5 f.2 hükmünde; “Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu Kanun’un 8. ve 9. maddelerine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlüdür” denildiğini, yer sağlayıcının sorumlu tutulabilmesi için ihlal oluşturan içerikten haberdar olması ve haberdar olmasına rağmen hukuka aykırı içeriği kaldırmaması gerektiğini, dava dilekçesinde müvekkili şirketin işbirliğine yanaşmadığına ve kendilerine ihlal iddiasına yönelik dönüş yapılmadığına yönelik beyan ve iddialar tamamı ile gerçek dışı olup, somut olayda kötü niyetli hareket edenin davacı şirket olduğunu, ilk olarak davacı, davaya konu ihlal iddialarına yönelik müvekkili şirkete ihtarname göndermiş olup, kendilerine 04.01.2021 tarihli cevabi ihtarnamelerinde, ihlal iddiasına konu linklerin kapatıldığına yönelik bildirim yapılmış olup, ilgili ihtarnameye konu ürünlerin satışa kapatıldığına, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun, Hakkın Tüketilmesi başlıklı 152. Maddesi uyarınca “…” markası altında satış yapacak satıcılardan ilgili belgeler isteneceğine, bununla beraber müvekkili şirketin markanın tam anlamıyla korunmasını taahhüt edemeyeceğine, zira 5651 sayılı Kanun uyarınca müvekkili şirketin platformda satılan ürünleri filtreleme gibi bir yükümlülüğü bulunmadığına, – Ürünler Müvekkil Şirket tarafından kapatıldıktan, eş deyişle Müvekkil Şirket üzerine düşeni yaptıktan sonra dahi satıcıların ürünleri farklı isimlerle ve farklı yollar kullanarak satışa sunabileceğine, bu hususun ise bünyesinde yüz binlerce satıcı bulunduran müvekkili şirket tarafından tespit edilebilmesinin mümkün olmadığına, – Bu gibi durumlarda mevzuata uygun davranmayı kendine ilke edinen müvekkil şirketin, davacı tarafından https://www…..com/bizeulasin adresli web sayfasındaki Fikri-Sınai Haklar iletişim formunun doldurulması suretiyle ya da …@….com adresine mail atılması suretiyle ihlal yaratan içeriklerin URL adreslerinin müvekkili şirkete iletilmesi halinde hukuka aykırılık tespit edilirse gerekli işlemlerin yapılacağına yönelik geri bildirimde bulunulduğunu, zira, taraflarınca dosyaya sunulacak e-posta yazışmalarından da açıkça görülecektir ki müvekkili şirket, yer sağlayıcı sıfatı ile mevzuatta yer alan hüküm ve kurallar çerçevesinde davacının ihlal iddialarını titizlikle incelediğini, dolayısıyla buradan çıkan sonuç; müvekkili şirketin eldeki uyuşmazlıkta taraf olmadığını, huzurdaki davada müvekkili şirkete herhangi hukuki veya cezai bir sorumluluk addedilemeyeceğini, davacı tarafından müvekkili şirkete yapılan bir bildirimde bulunulmadığı müddetçe, www…..com bünyesinde on binlerce satıcısı olan müvekkili şirketin eldeki davaya konu hukuka aykırılıktan haberdar olması mümkün olmadığını, beyan ederek Müvekkil Şirket 5651 Sayılı Kanun uyarınca yer sağlayıcı olduğundan davanın müvekkil şirket bakımından pasif husumet yokluğundan usulden reddine, avukatlık ücreti ile tüm yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait “…” ibareli marka ile iltibas oluşturacak şekilde yayın ve ilanlar yoluyla marka hakkına tecavüzünün bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 26/04/2022 tarihli raporlarında; “Bilirkişi olarak görevlendirildiğimiz dosyada, yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde ve gerek dosyadaki gerekse davalı tarafın ticari kayıtları üzerinde yapılan inceleme kapsamında tarafımıza sunulan delillerin incelenmesi neticesinde; … tescil no.lu “…” markası 08 / 11 / 16 / 20 / 21 / 35 sınıflarda davacı adına tescil edilmiş olduğu, ….com web sitesinde “…”, “…” ve “…” isimli mağazalara ait olarak belirtilen; a)https://www…..com/… b)https://www…..com/…. c)https://www…..com/…., d)https://www…..com/… e)https://www…..com/…. f)https://www…..com/…. internet adreslerinde, dava konusu davacıya ait “…” ibaresinin kullanıldığı, ….com web sitesinde “…” isimli mağazalara ait olarak belirtilen; a) https://www…..com/… internet adreslerinde, söz konusu satıcılar tarafından satış yapıldığının tespit edilemediği, belirtilen içeriklerde davacıya ait “…” ibaresine rastlanmadığı, Davacı tarafından İhlale konu ürünlerin satışının yapıldığı belirtilen “…”, “…”, “…”, “….” adlı satıcılara ait linklerin yayından kaldırılmış olduğu, yayınlanan içeriklerin davalıya ihtarname gönderilme tarihinden (22.01.2021) 4 gün sonra (26.01.2021) düzenlenen cevabi ihtarnamede yayından kaldırılmış olduğunun belirtildiği ile birlikte, içeriklerin tam olarak kaldırılma zamanı hakkında dosyaya belge sunulmadığı, Dava dilekçesinde belirtilen linklerden “…” isimli satıcıya ait https://www…..com/…. adresinin davalı tarafından “…” ibareli 1 adet ürünün umuma iletimine devam edildiğinin tespit edildiği, Dosya kapsamındaki belge ve yazışmalardan, davacının talebinin davacıya ait “…” markasını içeren ürünlerin yüklenmesi halinde sahte ürün temini yapıldığı gerekçesi ile “yalnızca davacı tarafından yetki verilen” satıcılara ürün satışının yaptırılmasının sağlanması olduğu, … ’un bu şekilde bir filtreleme yapmasının gerekli ve zorunlu olduğu, davalı tarafından ise bu talebin “satıcıların sadece yetki belgesi verilmemiş olduğu gerekçesi ile yayından kaldırılamayacağı” ve “SMK 152. Madde gereği fatura ile ürün orijinalliği kanıtlandığı takdirde marka hakkı tükendiğinden satış yapılmasının engellenmesinin mümkün olmadığı“, davalının yer sağlayıcı olduğu, içeriklerin denetiminin davalı tarafından yapılmasının mümkün olmadığı savunması olduğu noktasında toplandığı, Davalı şirketin yer sağlayıcı olduğu, yüklenen içeriklerin denetiminden sorumlu olmasının mümkün olmayacağı, Davalının hukuka aykırı içerikleri kendisine bildirimden itibaren yayından kaldırmakla yükümlü olduğu ve davalının bu yükümlülüğünü yerine getirdiği tespit edilmekle, somut olayda marka hakkına tecavüz koşullarının olmadığı, Davalı tarafın incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, Dava konusu markanın, davalı tarafın www…..com adlı alışveriş sitesi üzerinden satış gerçekleştiren, farklı firmalar tarafından kullanıldığı, davalı tarafından, bu firmalardan, aracılık hizmeti karşılığı komisyon geliri elde ettiği, Davalı tarafın, dava tarihinden önceki dönem içerisinde, internet sitesi üzerinden, dava konusu markaya yönelik yapılan satışlardan, aracılık hizmeti nedeni ile elde ettiği net satış hasılatı ve mali tablolarında beyan edilen Pazarlama Dağıtım Gideri oranı dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre, 4.628,66 TL.’ sı faaliyet kazancı elde ettiği” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davacı vekili 09/05/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi raporunda “…, …, …” isimli satıcıya ait satışların tespiti noktasında dosya kapsamında delilleri içerisinde yer alan e-tespit tutanaklarının incelenmediğini, bilirkişi raporunda “…” adlı satıcının 9 Mayıs 2021 tarihinde … markalı ürün olarak mantı kalıbını satışa sunduğunun tespit edildiğini, “…” adlı satıcının Kartal …. Noterliği’nin … yevmiye nolu e-tespit tutanağı ile 3 Mayıs 2021 tarihinde satış yaptığı tespit edilmesine rağmen bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, …-…. isimli satıcının … markasını kullandığı Kartal … Noterliği’nin … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı ile tespit edilmesine rağmen bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, marka hakkına tecavüz yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmenin hatalı olduğunu, hiçbir şekilde hükme esas alınamayacağını, dosyanın yeniden bilirkişilere tevdi edilerek itirazları ve delilleri doğrultusunda ek rapor tanzim edilmesine, aksi halde yeniden seçilecek bir marka uzmanı ve bilgisayar mühendisi olan bilirkişilere dosyanın tevdi ile yeniden rapor tanzim edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının tek tek değerlendirilerek beyan olunan deliller üzerinden inceleme yapılması amacıyla dosyanın bilirkişi heyetine tevdi ile, bilirkişi heyetinden inceleme tarihi itibariyle değil iddia olunan tecavüz tarihi itibariyle inceleme yapılmasının ve bu şekilde rapor tanziminin istenilmesine karar verilmiş, bilirkişiler 12/09/2022 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli ek raporlarında; ““…” isimli mağaza hakkında davalı www…..com adresli web sitesi (marka ihlal bildirme URL’si) üzerinden https://www…..com/…. URL adresi yönünden ihlal bildiriminde bulunduğu, dosyaya sunulan delillerden hangi tarihte bildirimde bulunulduğunun tespitinin yapılamadığı, II- “…” isimli mağaza hakkında davalı www…..com adresli web sitesi (marka ihlal bildirme URL’si) üzerinden, https://www…..com/….. URL adresi yönünden ihlal bildiriminde bulunduğu, dosyaya sunulan delillerden hangi tarihte bildirimde bulunulduğunun tespitinin yapılamadığı, III- “…” isimli mağaza hakkında davalı www…..com adresli web sitesi (marka ihlal bildirme URL’si) üzerinden, https://www…..com/….URL adresi yönünden ihlal bildiriminde bulunduğu, dosyaya sunulan delillerden hangi tarihte bildirimde bulunulduğunun tespitinin yapılamadığı, IV- “…” isimli mağaza hakkında davacı şirket tarafından davalı şirket mail uzantısı olan @….com uzantılı mail adresine 26.02.2021 tarihli e-posta ile https://www…..com/…. URL adresi yönünden bildirim yapıldığı, …” isimli mağaza hakkında davalı www…..com adresli web sitesi (marka ihlal bildirme URL’si) üzerinden https://www…..com/…. URL adresi yönünden bildirimde bulunulduğu anlaşıldığı, dosyaya sunulan delillerden hangi tarihte bildirimde bulunulduğunun tespitinin yapılamadığı, Davacı yan tarafından davalıya ihtar olunan içeriklerin kaldırılmadığı iddiasına dayanak olarak sunulan Kartal …. Noterliği’nin 03/05/2021 tarihli … ve … yevmiye nolu e-tespit tutanakları incelendiğinde, e-tespit tutanağı tarihi olan 03/05/2021 tarihi itibariyle “…”, “…” ve “…” “…” ile “….” isimli mağazalarda “…” ibareli ürünlerin satışta olduğu açıkça görülmüş olup; “…” isimli mağaza ihtar olunan URL adresindeki içerik ile e-tespitte yer alan içeriği aynı olmadığı tespit edildiği, “…”, “…” ve “…” ile “….” isimli mağazalar yönünden e-tespit tutanaklarında yer alan ekran görüntülerinde URL adresinin bulunmadığı görüldüğü, yayında olan “…” ibareli içeriklerin, davalıya bildirilen (kaldırılması talep edilen URL adresleri) olup olmadığının tespiti mümkün olmadığı, buna bağlı olarak, davalının yer sağlayıcılık gereği ihtar olunan içeriği yayından kaldırıp kaldırmadığının tespitinin de yapılamadığı” hususlarını rapor ettikleri görülmüştür.
Davacı vekili 29/09/2022 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçelerinde 500,00 TL talep ettikleri maddi tazminat bedelinin HMK 107’ye binaen 4.628,56 TL’ye artırdıklarını beyan etmiş ve eksik harcı ikmal ettiği görülmüştür.
Davalı vekili 03/10/2022 tarihli dilekçesi ile, bilirkişi ek raporunda da davacı tarafından müvekkili şirkete spesifik ürün linklerinin iletilmediğinin tespit edildiğini, heyet tarafından dahi tespit edilmeyen ürün linklerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulabilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirketin yer sağlayıcı olarak davacı tarafından bildirilen satıcıların mağazasındaki binlerce ürün içerisinden hangilerinin ihlal yarattığını bilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından spesifik ürün linki (URL) iletilmediği müddetçe müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmesinin imkansız hale getirildiğini, bilirkişi ek raporunda hangi ürün linkinin belirtilmek istendiğinin anlaşılmadığı yönündeki tespitin de bu hususa işaret ettiğini, davacının aksi yöndeki beyanları kötüniyetli olduğunu, yargılama öncesinde ve sonrasında müvekkili şirketin mevzuat kapsamında yükümlülüğünü yerine getirme gayesi içerisinde olduğunu, açıklanan nedenlerle davanın müvekkili şirket bakımından pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının yer sağlayıcı olarak, davacı markasından doğan haklarına tecavüzün tespiti ile men’i ve maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/2-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu, alınan bilirkişi raporları ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler topluca değerlendirildiğinde; davacı yana ait … tescil numaralı “…” ibaresinin davalı yer sağlayıcı bünyesinde kullanıldığı, bu itibarla marka hakkına tecavüzün gerçekleştiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, değerlendirilmesi gereken bir diğer husus davalı … Tic A.Ş.vekilinin, söz konusu davalının yer sağlayıcı olduğu ve 5651 sayılı Kanun kapsamında tecavüz iddiaları yönünden pasif husumetinin ve hukuki sorumluluğunun bulunmadığına yönelik talep ve iddialarıdır.
Yüksek Yargıtayda uyuşmazlığa ilişkin içtihatlarında tecavüz yönünden davalı yer sağlayıcıların sorumluluğuna ilişkin birbirl.erine benzer içtihatlarda bulunmuştur: “Dairemizin emsal 2016/1613 E. – 2017/6599 K., 2011/15509 E. – 2012/540 K. ve 2012/3350 E. – 2013/3597 K. sayılı ilamları ile Yargıtay HGK’nın 15.01.2014 tarih 1138/16 Sayılı kararında da açıklandığı üzere, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 5. maddesi ve 6563 Sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 9.maddesiyle yer sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların, tazminat sorumluluğu açısından, yayınlanan içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmamaktadır. Ancak marka hakkı sahibi, devam etmekte olan tecavüz ve haksız rekabet eylemleri yönünden, bu eylemlerin tespiti, tecavüzün durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılması davalarını herkese karşı yöneltebilecektir.
Mutlak hak niteliğindeki bu tür haklar herkese karşı yöneltilebilecek olup, illiyet bağının varlığı halinde, hakkın yöneltildiği kişinin kusurunun varlığı ya da yokluğunun önemi bulunmamaktadır. Bu bağlamda, internet yer ve hizmet sağlayıcılarına karşı da anılan hakların ileri sürülmesine bir engel bulunmamaktadır. Öte yandan, gerek haksız fiillere ilişkin 6098 Sayılı TBK’nın 50 ve gerekse ülkemizin de taraf olduğu Ticaretle Bağlantılı F. Mülkiyet Hakları Sözleşmesi’nin 45.maddesi uyarınca, fikri mülkiyet haklarına tecavüz nedeniyle tazminat sorumluluğuna hükmetmek için fiillerine iştirak veya yardım etmek ya da bu fiilleri teşvik etmek veya yapılmasını kolaylaştırmak eylemini gerçekleştiren yer ve hizmet sağlayıcıların kusurunun ispat edilmesi gerekmektedir. Dairemizin yukarıda zikredilen yerleşik içtihatlarında ve 6563 Sayılı Elektronik Ticaret Kanunu’nda da vurgulandığı üzere, içerik sağlayıcı sıfatı bulunmayan internet yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşların tazminat sorumluluğundan bahsedebilmek için, imkan sağladıkları içeriğin hukuka aykırı ve marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğunun bilmeleri gerekir. Bunun için de önceden hak sahipleri tarafından uyarılmaları ve hukuka aykırı içeriği makul süre içerisinde kaldırmalarını yer ve hizmet sağlayıcı kuruluşlardan talep etmeleri gerekir. Ayrıca hak sahiplerinin, içeriğinin kaldırılmasını talep ederken, kendilerinin önceden elde edilmiş üstün hak sahibi olduklarını yaklaşık ispata yeterli delillerini de anılan kuruluşlara sunmuş olmaları gerekir.”(Y.11 HD. 16/12/2019 T., 2019/618 E., 2019/8167 K.)
Toplanan deliller ışığında davalı … Tic A.Ş.yer sağlayıcı sıfatı ile sorumluluktan tamamen muaf olamayacağı, tecavüz fiilinden sorumlu olacağı, bu sorumluluğun tecavüzün tespiti ve men”i kapsamında kaldığı, Kanun’un söz konusu eylemler yönünden kusur şartını da aramadığı, bu itibarla söz konusu davalının marka tecavüzü yönünden açılan davanın kabul edilmesi gerektiği hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda anılı yerleşmiş içtihatlar kapsamında tazminat sorumluluğu bakımından kusur şartının aranacağı ve yer sağlayıcı için kusurun, marka hakkına tecavüze uğrayan yanın, davalı yer sağlayıcıyı uyararak hukuka aykırı içeriği makul süre içerisinde kaldırmasını talep etmesi gerektiği, somut olayda, alınan bilirkişi raporlarına göre davalı yanın, kendisine bildirilen linkleri kaldırdığı ancak üçüncü kişi konumundaki satıcının sanal mağazasında yani linkler oluşturarak yani ihlallerin önüne geçmesinin davalıdan beklenemeyeceği, bu itibarla tazminat sorumluluğu bakımından kusur şartının gerçekleşmediği anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile;,
-Davalının, davacıya ait … tescil numaralı markadan doğan haklarına tecavüzün tespiti ile men’ine, bu kapsamda;
-https://www…..com/….,
-https://www…..com/….,
-https://www…..com/….,
-https://www…..com/….,
-https://www…..com/….
Linklerine erişimin engellenmesine,
-Maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına,
2-Davacı tarafça yatırılan 93,93 TL peşin harç, 70,51 TL tamamlama harcından alınması gereken 80,70 TL harcın mahsubu ile arta kalan 83,74 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre, reddedilen maddi tazminat davası yönünden 4.628,56 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddedilen manevi tazminat davası yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yapılan 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 178,00 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 3.178,00 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve reddi oranında hesaplanan 1.059,33 TL’sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yapılan 80,70 TL peşin harç, 59,30 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 140,00 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸