Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/453 E. 2022/212 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/453
KARAR NO : 2022/212

DAVA : Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti ile Ref’i, Maddi ve
Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 14/10/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka’dan Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti ile Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin Kocaeli/Gebze-İstanbul Bölgesinde faaliyet gösterdiğini, alüminyum ve metal tedarik ederek satışa arz edip başta Türkiye olmak üzere, Dünya genelinde “https://..com.tr/” adlı site üzerinden e-ticaret sistemiyle satış yaptığını, “…” ibaresiyle ..,..,..,.. başvuru numaraları ile 06 / 17 / 19 / 35 / 40 / sınıflarında markasının tescil edildiğini, logosunun ayrıca tasarım olarak 26.03.2008 başvuru tarihli … başvuru numaralı ve 06 / 19 / tescil sınıflarında tescilli olduğunu, müvekkilinin markayı işyerlerinde, internet sitelerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında uzun yıllardır kullandığını ve hali hazırda kullanmaya devam ettiğini, müvekkilinin faaliyet göstermekte olduğu yaklaşık 12 yıllık süre sonunda tüketiciler nezdinde tercih edilen, uluslararası alanda belirli bir tanınırlığa ulaşmış bir marka haline geldiğini, Beşiktaş …. Noterliği’nin 04/02/2021 tarihli … Yevmiye Numaralı ihtarnamesi ile davalının ..,..,..,… tescil numaralı markalara tecavüz eden kullanımlarının “https://www….com.tr/” tespit edilip SMK’dan doğan haklara ihlal teşkil ettiğinin bildirildiğini, davalının müvekkiline ait logo ve markayı kullanarak haksız kazanç elde ettiğini, yoksun kalınan karın hesaplanmasında marka hakkına sahip müvekkiline tanınan seçimlik haklardan marka hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazancın tahsiline karar verilmesinin talep edildiğini beyan ederek, davalı eylemlerinin müvekkilinin marka hakkına tecavüzün tespitini, refini, hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını, 11.508,00 TL maddi tazminatın ve 5.000,00 TL manevi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 08 Kasım 2019 tarihinde … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından ”… ve …. numarasıyla tescilli ”….” markasının tüm haklarının ….a devredildiğini, 18 Kasım 2019 tarihinde ….’nun davacı şirkette bulunan payını devrettiğini, bu sebeple davacının dava dilekçesinde belirtmiş olduğu, davaya konu marka ve logo üzerinde hakkı bulunduğunu, davaya konu marka devredilirken davacının bilmeme gibi bir olasılığının olmayacağını, sessiz kaldıktan sonra dava açmasının çelişkili davranma yasağı ilkesinin ihlalini teşkil ettiğini, haksız rekabet taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacının haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun talepleri ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacıya ait marka sicil kayıtları celp olunmuştur.
Dosya, davalının, davacıya ait makalardan doğan haklarına tecavüzünün bulunup bulunmadığı, tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı, oluştuysa miktarı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler 21/04/2022 havale tarihli raporunda; “davalı yan tarafından yapıldığı tespit olunan kullanımların davacı yana ait tescilli markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, Davalı tarafın incelenen ticari defterlerinin sahipleri lehine delil vasfına haiz olduğu, Davalı tarafın ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemeler de, dava konusu markaya yönelik ayırt edici bir kod ve/veya ibare kullanılmadığı, bu nedenle, davalı tarafın, dava konusu markaya yönelik satışları ve bu satışlardan elde ettiği kazancının, ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeler de tespit edilemediği, Mahkeme tarafından, davalı tarafın mali tablolarında beyan edilen toplam kazançları üzerinden, maddi tazminat hesabının yapılmasının istenilmesi halinde, davalı tarafından mali tablolarında beyan edilen karın tamamının, dava konusu marka kullanımından kaynaklandığı varsayılarak, internet sitesi üzerinde tespit edilebilen en eski kullanım tarihi (11.08.2020) ile dava tarihi arasındaki dönem, mali tablolarında beyan edilen Faaliyet Karı ve dava konusu markanın faaliyet karına etkisinin %20 civarında olduğu varsayıldığında, davalı tarafın, dava konusu markaya yönelik kullanımı nedeni ile elde ettiği muhtemel kazancın 337.274,08 TL.’ sı olarak hesap edildiği, Davacı tarafın maddi tazminat talebinin Borçlar Kanununun 50. ve 51. Maddelerine göre belirlenmesi hususunun Mahkemenin takdirinde olduğu” hususlarını tespit ve rapor etmişlerdir.
Davalı vekili müvekkilinin gerek www…..com.tr’de, gerekse Vergi Kayıtlarında davacı şirketin markasına ilişkin bir kod bir ibare kullanmadığını,
… sitesi üzerinden davaya konu internet sitesi dahilinde yapılan inceleme sonucu 11.08.2020-22.10.2020-24.01.2020-24.01.2021- tarihinde ….com.tr sitesinde birkaç ürün görselinde … ibareli logonun kalması sebebiyle bilirkişi raporunda; davacı yana ait markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğuna kanaat getirildiğini, ancak her ne kadar …com.tr adresinin açıklama kısmında “……” şeklindeki ifade başlı başına organik bağı kurmak için yeteli değildir. Organik bağın kurulması için Yargıtay tarafından belirlenen kriterlerin bir arada bulunması gerektiğini, hakim sermaye, ortaklarının aynı olması, kayıtlı adreslerinin aynı olması, faaliyet konularının aynı olması, aynı adreste faaliyet göstermeleri gibi hususların tamamı organik bağa işaret ettiğini, müvekkili şirketin … Sanayi Ticaret AŞ’nin mali verileri incelediğinde bilirkişi raporunda da beyan edildiği gibi herhangi bir vergi kaydında davacı şirketin markasına tecavüz niteliğinde olabilecek bir emare bulunmayıp, …..com.tr incelendiğinde ise satışa arz edilen malların üreticisi olduğu ve yine bu sitede davacı şirkete ilişkin herhangi bir emare, filigran kullanımı bile bulunmadığının görüleceğini, bilirkişi incelemesinin ….com.tr üzerinde de yapılması maddi gerçekliğin araştırılması bakımından önem arz ettiğini, ancak bu bakımdan bilirkişi raporunda eksik incelemelerin olduğunu, bir şahıs firması olan dava dışı …..’ın tasarrufunda olan …. Yapı Market markasının …. AŞ’den mal alıp satışa arz etmesi organik unsurları barındırmadığını, davacı şirketin ihtarname aşamasında …..’ı dahil etmesi davada taraf tarihli defterlerine göre tüm faaliyet karını hesaba dahil edilmesinin kabulünün mümkün olmadığını, dava konusu markaya yönelik satışları ve bu satıştan elde ettiği kazancına dair olduğu ileri sürülen bilirkişi heyeti raporunun taraf talepleri ile bağlı kalmayarak taraf talebi yerine inceleme ve tespitten ibaret olduğunu, bilirkişi raporunda dava konusu markaya yönelik satışları ve bu satıştan elde ettiği kazancı demek suretiyle herhangi bir fatura incelemeksizin yetersiz inceleme ile denetime elverişsiz bir rapor tanzim edildiğini, … sitesi üzerinden davaya konu internet sitesi dahilinde yapılan inceleme sonucu 11.08.2020-22.10.2020-24.01.2020-24.01.2021- Tarihinde … com.tr sitesinde birkaç ürün görselinde …. ibareli logonun bulunduğunu tespit eden bilirkişi raporunun mali verileri tamamen gerçek dışı, taleple bağlılığı aşan teknik verilere dayanmayan incelemeden ibaret olduğunu, bahsi geçen tarihlerde aynı site üzerinden hangi ürün ne kadar satılmış faturaları incelenmeksizin şirketin tüm karı üzerinden yapılan hesaplama hukuka açıkça aykırı olduğunu, iş bu sebeple yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiklerini, ihlali kabul anlamına gelmemekle …com (…..) gerçek hak sahibinin ticari defter kayıtlarının birlikte değerlendirilmesini ilgili siteden yapılan fiziki satışların somut bir şekilde ortaya konulmasını talep ettiklerini, “ürünün satışından elde edilen faaliyet karının tamamının marka kullanımı nedeni ile elde edildiğini söylemek mümkün değildir” diyen bilirkişi raporu aynı minvalde fiili satışları tespit etmek, her iki şirket faturalarını incelemek yerine görev aşımı yaptığını, verilen görev niteliğinın aşıldığını, bir alacak kar hesabı gibi hesaplama yapılarak dosyaya sunulduğunu, bilirkişi raporunun, tam da mali incelemenin yaşadığı gecikme nedeniyle genel hatlarıyla incelediği defterden kar hesabı yapılan konudan uzaklaşan değerlendirmelere sahip raporu kabul etmediklerini, gerek eksik inceleme gerekse bilim ve fenne uygun olmayan rapora itiraz ederek dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdini talep etmiştir.
Davacı vekili 17/06/2022 tarihli dilekçesi ile, dava dilekçelerinde belirsiz alacak olarak talep edilen 1.000,00 TL’nin davalının, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ederek elde ettiği net kazancın bilirkişi raporu doğrultusunda 336.274,08 TL arttırılmasına, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden fiilleri neticesinde müvekkilinin 10.508,00 TL fiili zarar tutarının ayrıca tahsiline, 5.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalının, davacı markalarından doğan haklarına tecavüzün tespiti, ref’i ile maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
SMK’nun 6/1 md’sinde nisbi red nedeni olarak düzenlenen karıştırma ihtimali, aynı kanunun 7/1 md’sinde marka hakkına tecavüz hali olarak yer almaktadır. SMK’nun 6/1 md’sine göre, önceki marka ile tescil başvurusu yapılan marka aynı ya da benzer ise sınıflar da aynı ya da benzer ise bu başvuru itiraz üzerine red edilir. SMK’nun 25/1 md’si gereğince hem 5.md’de yazılı mutlak red nedenleri , hem de 6.md’de yazılı nisbi red nedenleri birer hükümsüzlük nedenidir. Marka koruma kapsamına ilişkin SMK’nun 7/2-b md’sine göre ise, marka sahibi “tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını engelleyebilir ve bu durum aynı zamanda marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir.
Somut olayda, davalının fiili markasal kullanımlarının davacıya ait …. tescil numaralı şekil markası ile görsel açıdan yüksek oranda benzerlik içerdiği, bunun dışında davacı yana ait markalara benzerlik içerir markasal kullanımların, davalı yana aidiyeti tespit olunan linkler bakımından tespit edilemediği, söz konusu şekil markası yönünden gerçekleşen marka tecavüzü için ise davalı tarafın devir sözleşmesine konu olduğunu bildirdiği markalardan olmaması nedeni ile usule ilişkin bir itiraz bulunmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı, sessiz kalma yolu ile hak kaybı iddiasında bulunmuş ise de, tespit olunan en eski markasal kullanımın 2020 yılına ait olduğu, davacının ise 04/02/2021 tarihinde ihtarname keşide edilerek 09/04/2021 tarihinde dava açıldığı, bu itibarla sessiz kalma olarak geçmesi gerektiği kabul edilen 5 yıllık sürenin dolmadığı ve davacının sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğramadığı anlaşılmıştır.
Davacı maddi tazminat seçimlik hakkını SMK’nun 151/2-b maddesinde yer alan “sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç” üzerinden kullanmıştır. Söz konusu madde gerekçesi ile birlikte nazara alındığında, kanun koyucunun amacının tazminat sorumluluğunun daha etkin hale getirilmesi olduğu, davalı fiili markasal kullanımlarının, tüm hizmet ve emtialarını kapsayacak şekilde internet sitesinde yer aldığı, bu itibarla, muhasebe kayıtlarında ürün ve hizmetlerini markaların kullanımı yönünden ayırmamış olmasının lehe değerlendirilmesinin BK 50-51 maddelerine uygun olmadığı ve tecavüze konu dönemdeki hesap olunan elde ettiği net kazanç üzerinden tazminat sorumluluğuna hükmedilmesi gerektiği kanaatiyle, bilirkişilerce hesap olunan 337.274,048 TL maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir.
İhlal edilen hakkın boyutu, kusurun derecesi ve tarafların mali durumları nazara alınarak talep edilen 5.000,00 TL manevi tazminatın yeterli ve dengeleyici olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Yukarıda açıklanan tüm gerekçelerle davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile,
-Davalının davacıya ait markalardan doğan haklarına tecavüzünün tespiti ile, bu tecavüzün ref’ine, 337.274,048TL maddi, 5.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Hüküm özetinin masrafı davalı yandan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeten birinde ilanına,
2-Alınması gereken 23.380,74 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 281,92 TL peşin harç ve 5.750,00 TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 17.348,82 TL harcın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen tecavüzün tespiti davası yönünden 15.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen maddi tazminat davası yönünden 50.218,37 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen manevi tazminat davası yönünden 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 281,92 TL peşin harç, 5.750,00 TL tamamlama harcı, 59,30 TL başvurma harcı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 88,50 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 9.179,72 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/10/2022

Katip ….
¸

Hakim …
¸