Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/438 E. 2021/248 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/438
KARAR NO : 2021/248

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin “…” markasıyla çok uzun yıllardır beri faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin TPMK nezdinde “…” esas unsurlu birçok marka tescili bulunduğunu, müvekkilinin “…” ve “… ” ibareli markalar üzerinde gerçe khak sahibi olduğunu, davalının TPMK nezdinde … sayı ile “….” ibareli markayı tescil ettirdiğini, davalının tescil ettirdiği markanın, müvekkilinin ticaret unvanının aynısı olmasının yanında, kullandığı kuruyemiş sınıfında tescil alarak, müvekkiline ait olan “…” esas unsurlu markalara yönelik iltibas oluşturduğunu iddia ederek, davalı adına olan .. tescil numaralı “….” ibareli markanın hükümsüzlüğünü, sicilden terkinini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile müvekkilinin markasının aynı sınıfta tescilli olmadığını, davacı markasının tanınmış marka olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin dava konusu “…” ibareli markasının davacı markaları ile benzer olmadığını, işletme adı ve ticaret unvanının müvekkili tarafından hiçbir zaman markasal olarak kullanılmadığını, müvekkilinin dava konusu tescilli markasının davacının tescilli markaları ile iltibas oluşturmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli markaların sicil kayıtları celp olunmuş,
Dosya; davalıya ait … tescil numaralı markanın davacıya ait markalara benzerlik, karıştırma ihtimali, önceye dayalı hak sahipliği, ticari unvanını içermesi nedenleriyle hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 22/10/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda, “davalı markası açısından SMK m.6/1 ve SMK m.6/3 açısından hükümsüzlüğe ilişkin şartların mevcut olmadığı, davacıya ait unvanın tescilli olduğu faaliyet konuları ile sonraki davalı markasının mal/hizmetlerinin aynı ya da benzer olmadığı için bir karıştırılma tehlikesinden söz edilemeyeceği, aynı zamanda unvan sahibinin sonraki marka kullanımına karşı gelebilmesinin temel şartı olan unvanın kullanımından markasal bir hakkın doğmuş olduğunu gösterir bir markasal kullanıma rastlanmadığından SMK m.6/6 kapsamında hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 09/11/2021 tarihli rapora itiraz dilekçesi ile, müvekkilinin markası ve ticaret unvanıyla davalı markasının benzerliği konusunda hiçbir tereddüt bulunmadığını, buna rağmen bilirkişinin markaların aynı olmadığı tespitinin hukuki ilkelerle açıkça bağdaşmadığını, davalı emtialarının kuruyemiş ve gıda üzerine olduğunu, müvekkilinin emtialarının da kuruyemiş ve gıda olduğunun açıkça ortada olduğunu, somut olayda bilirkişinin vardığı kanaatlerin markalar hukukuyla hiçbir şekilde bağdaşmadığını beyan ederek, itirazları doğrultusunda dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdine talep etmiştir.

Dava, davalıya ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
Mahkememizce markanın hükümsüzlüğü talebi yönünden yapılan değerlendirmede;
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Davacının “…” ibaresini havi birden çok markası bulunmaktadır. Bu markalar arasında …. tescil numaralı “…” ibareli marka 30.sınıfta “Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler, Makarnalar, mantılar, erişterler, Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar, Ekmek, Simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, şerbetli tatlılar. Puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, an sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olma üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububatları (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez” emtialarında tescillidir. Davalının hükümsüzlüğe konu … tescil numaralı markası da aynı sınıf ve aynı emtialarda tescillidir. Bu durumda taraf markaları arasında sınıfsal ayniyet bulunduğunun kabulü gerekir. Söz konusu “sınıfsal ayniyet” nedeniyle kıyaslamaya tabi olan “görsel, işitsel ve anlamsal” unsurlar arasında ciddi farklılıkların bulunması gerekir.
Taraf markalarının tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden hitap ettikleri tüketici kitlesi “ortalama tüketici” olarak kabul edilmelidir. “Ortalama tüketici” satın aldığı söz konusu mal ve hizmetler yönünden özel bir eğitim, bilgi ve dikkat düzeyi bulunmayan, ürünü satın alırken ortalama düzeyde zaman ayıran tüketicidir. Yine taraf markalarının tescilli olduğu hizmet ve emtialar yüksek fiyatlı olmayan, nadir tüketilmeyen ürünlerdir. Buna göre bu ürünlerin “kolayda mallar” olarak nitelendirilmesi mümkündür. Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin 14/03/2017 tarih ve … E., … K.sayılı ilamına göre; kolayda mallar diğer mallara nazaran daha sık satın alınan, görece düşük fiyatlı mallardır. Bu malların satın alınması sırasındaki refleksler, malları satın almadan önce herhangi bir plan yapmamak ve bu malları düzenli olarak satın almak şeklindedir. Söz konusu kriterler ışığında davalı markasının, davacı markalarından ortalama tüketiciler nezdinde görsel, işitsel, kavramsal açıdan farklılaşıp farklılaşmadığının değerlendirilmesi gerekir.
Bu değerlendirme yapılırken, ortalama tüketicinin markalar ile karşı karşıya kaldığında unsurlarına ayırmadan markayı bir bütün olarak algıladığı hususu nazara alınarak markaların bütününün bıraktığı izlenim esas alınmalıdır.
Davacıya ait … tescil numaralı marka ” …” kelime unsurları ile bir kahve çekirdeği figüründen ibarettir. Kelime ve şekil unsurları …. içerisinde konumlandırılmıştır. Ortalama tüketici nezdinde kelime unsurunun şekil unsurundan önce algılanması ve hatırda kalması ve davacı markasındaki şekil unsurunun, kelime unsurundaki baskınlığı ortadan kaldıracak orjinallik ve dikkat çekicilikte bulunmaması nedeni ile şekil unsurunun tali nitelikte kaldığı kanaatine ulaşılmıştır. Kelime unsurlarından olan “….” kelimesi ise yer belirtmesi, şehir adı olması nedeniyle ayırdediciliği düşük nitelikte bulunduğu, buna mukabil, “…” kelimesinin, markaların tescilli olduğu emtialar bazında ayırdediciliği bulunan bir kelime olduğu ve bu itibarla davacı markasının asli ve ayırdedici unsurunun “…” kelimesi olduğundan kabulü gerekmiştir.
Davalı markası ise münhasıran “…” kelime unsurlarından oluşmaktadır. Markada bulunan “…” ibaresinin, tescilli olduğu emtialar da düşünüldüğünde “sektör” belirten, zayıf ve ayırdediciliği düşük bir kelime olduğu açıktır. Yine davalı markasında asli ve ayırdedici unsur “…” kelimesidir.
Taraf markalarının asli ve ayırdedici unsuru olan “…” kelimesinin her iki markada da bulunması ve ayniyet derecesinde benzerlik içermeleri, taraf markalarının arasında sınıfsal ayniyet bulunması, hedef kitlenin ortalama tüketici, sunulan ürünlerin “…” olması hususları hep birlikte nazara alındığında, taraf markaları ile karşı karşıya kalan ortalama tüketicinin markalar arasında işletmesel ya da ekonomik bağlantı kurma riskinin bulunduğu ve SMK 6/1 maddesi anlamında karıştırma ihtimalinin var olduğu, davalı markasının söz konusu fıkra kapsamında hükümsüzlük koşullarının oluştuğu hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
SMK 6/6 maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede ise davalı markasının tescilli olduğu sınıflar ile davacı ticaret unvanının tescilli olduğu iş kolları bakımından emtia ve hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap etmeleri, benzer ihtiyaçları karşılamaları, hammadde-mamul ilişkisinin bulunması, dağıtım kanallarının ortak olması, süpermarketlerde aynı reyonlarda satılmaları gibi özellikleri nedeni ile benzerliğin var olduğu, ilgili maddenin düzenleniş biçimine göre hükümsüzlük kararı için davaya konu edilen markanın başkasına ait önceki tarihli ticaret unvanını içermesinin yeterli görüldüğü, ayrıca fiili markasal bir kullanım şartı yer almadığı, hem davacının önceki tarihli ticaret unvanının çekirdek unsurunu “…” kelimesi oluşturması hem de bu unsurun davalının markasında asli ve ayırdedici unsur olarak seçilip tescil edilmesi karşısında SMK 6/6 maddesi uyarınca da hükümsüzlük koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır.
Mahkememiz Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08/06/2016 tarih ve … Esas ve … Karar sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere markaların benzerliği ve hükümsüzlük koşullarının değerlendirilmesi gibi hukuki konularda bilirkişi raporu ile bağlı değildir. Dosyada alınan bilirkişi raporunda sunulan görüşlere ise yukarıda anılı gerekçeler ile mahkememizce iştirak edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
Davalıya ait …. tescil numaralı markanın hükümsüzlüğüne, karar kesinleştiğinde sicilden terkinine,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı kendisini vekille temsil ettirmekle, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 7.375,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 79,5 TL posta/tebligat masrafı olmak üzere toplam 1.198,10 TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
¸

Hakim …
¸