Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/437 E. 2021/251 K. 10.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/437 Esas
KARAR NO : 2021/251

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/12/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili olan firmanın …. nezdinde tescil ettirdiği esas unsurunu “…” ve “…” ibarelerinin oluşturduğu; … başvuru numaralı “…” ibareli, … başvuru numaralı “…” ibareli, …. başvuru numaralı “…..” ibareli, …. başvuru numaralı ” …..” ibareli, ….. başvuru numaralı “….” ibareli markalarını firmanın esas olarak faaliyet gösterdiği 43. Sınıfta yoğun olarak kullanmakta olduğunu, “…..” ve “…..” ibarelerini gören ilgili tüketici kitlesinin direkt olarak müvekkili olan firmayı hatırına getirdiğini, müvekkilinin önceki tarihli ve tescilli markaları ile dava konusu … başvuru numaralı “….. ” ibareli markanın 6769 S. SMK’nın 6/1 maddesi yönünden iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu, itiraz konusu markanın kapsamında yer alan 43. Sınıf emtialarının tamamının, birebir olarak müvekkilinin markasının kapsamında yer alan ve müvekkili olan firmanın esas faaliyet alanını oluşturan hizmetler ile aynı olduğunu, her iki taraf markasında da “…..” kelimesinin ortak, baskın ve ön planda olan yegâne ayırt edici unsur olduğunu, müvekkili olan firmanın “…..” ve “…..” ibareleri üzerinde 43. Sınıf emtialar bakımında SMK 6/3 ve 6/5 maddeleri uyarınca da önceye dayalı hak sahibi konumunda olduğunu, … sayılı “….. ” ibareli markanın 6769 sayılı SMK’nın 6/1, 6/3, 6/5 ve 29. Maddeleri uyarınca müvekkili olan firmanın esas faaliyet alanı olan 43.sınıf emtiaları bakımından hükümsüzlüğüne, markanın sicilden terkine karar verilmesi, her türlü yargılama gideri ve avukatlık vekalet ücretlerinin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı asil cevap dilekçesi ile, bahse konu işletmeye ait marka tescilinin …. nezdinde, 12/10/2017 tarihinde 10 yıllık süre ile yapıldığını, davacı tarafın “….. ” adlı işletmesinden haberdar olmadığını, … kurumunun ger.ekli araştırmayı 7 aylık bir süre zarfında yapıp tarafına benzerlik taşımadığını beyan ederek markasını tescillediğini, hiçbir art niyeti olmadan, 4 yıldan beri Büyükçekmece’de küçük çaplı bir işletme sahibi olduğunu, ….. simgesinin evrensel bir simge olduğunu, otel ve kokoreç sektörünün tamamen farklı sektörler olduğunu, davanın reddi, mahkeme masraflarının davacı tarafa yüklenilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan davacı ve davalı adına tescilli markaların sicil kayıtları celp olunmuş; dosya, davalı tarafa ait … tescil numaralı markanın hükümsüzlük koşullarını taşıyıp taşımadığı hususlarında rapor tanzimi için bilirkişiye tevdi edildiği görülmüştür.
Bilirkişi 11/11/2021 tarihli ayrıntılı ve gerekçeli raporunda; “davalı yana ait dava konusu … kod numaralı ….. ibareli markanın SMK 6/1, 6/3, 6/5, 6/9 maddeleri çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı” hususlarını tespit ve rapor etmiştir.
Davacı vekili 26/11/2021 tarihli dilekçesi ile, dava kapsamında sundukları delillerin ve açıklamaların hiçbir şekilde dikkate alınmadığını, dava konusu …. başvuru numaralı “….. ” ibareli markanın 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi yönünden iltibas yaratacak şekilde benzer olduğunu, müvekkili firmanın “…..” ve “…..” ibareleri üzerinde 43.sınıf emtialar bakımından 6/3 ve 6/5 maddeleri uyarınca da önceye dayalı hak sahibi konumunda olduğunu, yeni bir heyetten yeni bir rapor alınmasını talep etmiştir.
Dava, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü talebine yöneliktir.
SMK’nun 25.md’si hükümsüzlük hallerini düzenlemektedir. Buna göre 5.md’deki mutlak red; ve 6.md’deki nisbi red sebepleri hükümsüzlük sebebidir.
SMK’nun 6/1 md’sine göre, tescil başvurusu yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırılma ihtimali ortalama tüketicilerin her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyor ise doğrudan karıştırma ihtimali; eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırd ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırma ihtimalinden söz edilecektir.
Karşılaştırılan markalar arasında karıştırma ihtimali değerlendirilirken markaların görsel, işitsel, anlamsal ve sınıfsal özellikleri bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Zira ortalama tüketici markaların birbirinden farklı unsurları ayrı ayrı değil; bir bütün olarak algılar.
Somut olayda davalı markası ile davacı markaları arasında 43.sınıf yönünden sınıfsal benzerlik bulunmaktadır. Söz konusu sınıftaki emtia ve hizmetler yönünden hedef tüketici kitlesinin ortalama tüketici olduğunun kabulü gerekir. Ortalama tüketici ürünü ya da hizmet konusunda özel bir eğitim veya uzmanlığa sahip olmayan, satın alma sürecinde özel bir dikkat düzeyine sahip olmayan tüketicidir. Bu durumda davaya konu markaların görsel, işitsel ve anlamsal benzerlikleri üzerinde durulmalıdır. Davacının davaya dayanak markalarının asli ve ayırdedici ortak unsuru “…..” kelime unsurudur. Bu unsur dışındaki “…” ve “…” kelimeleri ayırdediciliği düşük yer ve sektör belirten kelimelerdir. Davalı markası ise “…..” unsurlarından oluşmaktadır. Bu durumda taraf markalarının ortak unsuru “…..” ibaresidir.
…..; oyun kağıtlarında mızrak ucuna benzer, ayaklı siyah beneklerle oluşan dizi, pik anlamına gelmektedir. Ne var ki davacı markalarında hakim ve ayırdedici unsur “…..” ibaresidir. Söz konusu kelime, “…..” kelimesinden farklı bir kelimedir ve “iskambil kağıdının ….. dizisinde yer alan, üzerinde kadın resmi bulunan kart” anlamına gelmektedir. Bu durumda taraf markalarının anlamsal olarak farklılaşmaktadır.

Davacı markaları bütüncül değerlendirmede “…..” olarak algılanmakta, davalı markasında ise “…..” ve “… ” kelimeleri arasına şekil unsuru konumlandırılmış olması ile söz konusu marka görsel olarak farklı bir marka imajı yaratmaktadır. Zira ortalama tüketici davacının seri markalarını, bütüncül olarak “…..” olarak ayırdetmekte, “…..” kelimesi tek başına davacı markası olarak algılanmamaktadır.
Bu durumda kısmi işitsel benzerliğin karıştırma ihtimali doğurmadığı, tarafların markalarının birbirlerinden farklı olarak algılandığı, SMK 6/1 maddesi kapsamında hükümsüzlük koşullarının somut olayda bulunmadığı hukuki kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı her ne kadar tescilden önceye dayalı gerçek hak sahipliği ve tanınmışlık iddialarında bulunmuşsa da, söz konusu bu iddialarını tevsik edecek yeterli delil sunamamıştır. Buna göre SMK 6/3 ve 6/5 maddeleri kapsamında da hükümsüzlük koşulları oluşmamıştır.
Her ne kadar davacı yan davalı hakkında HMK’rnun 329/1-2 maddelerinin uygulanmasını da talep etmişse de aslolanın iyiniyet olması, kötü niyeti iddia edenin bu hususu ispat külfeti altında bulunması ve dosyada davalının kötü niyetini ispata yarayacak derecede bir delil sunulmamış olması nedeni ile davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar verilerek davanın tümden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Harçlar peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kalan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliyesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/12/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸